Mısır’ın Kendine Ait Kırmızı Çizgileri Var, Bu Kırmızı Çizgiler, Mısır’ın Yeniden İslam’a, Şeriata ve İslam Devletine Dönmesini Farz Kılmaktadır, İslam Devleti Mısır’ı, Halkını ve Zenginliklerini Koruyacaktır
- Kategori Mısır
- İlk yorumlayan ol!
- |
Al-Quds Al-Arabi gazetesi, 9 Kasım 2024 tarihinde, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Mısır hükümetine karşı her konuda esnek davranabileceğini, ancak vergilerin artırılması, akaryakıt fiyatlarının yükseltilmesi ve yoksullar için gıda sübvansiyonlarının azaltılması konularında taviz vermeyeceğini belirtti. Bunlar, IMF’nin belirlediği “ekonomik reform programı” çerçevesinde Mısır hükümetinin ekonomi politikalarını bu doğrultuda yönlendirmesi ve devletin mali tablolarında gereken muhasebe dengesini sağlaması için aşılması yasak olan üç tabu veya kırmızı çizgidir. Bu üç temel kural doğrultusunda, 2022 sonunda 3 milyar dolar olarak belirlenen ve mart ayında 8 milyar dolara çıkarılan IMF kredisi yeniden değerlendirilmektedir.
IMF’nin Mısır hükümeti için belirlediği bu kırmızı çizgiler, Mısır’ın Batı’ya bağımlılığını kalıcı hale getirmeyi ve İslam’ın uygulanmasını önlemeyi amaçlayan bir projenin bir parçasıdır. Vergi artışları, akaryakıt fiyatlarının yükseltilmesi ve temel gıda mallarına sağlanan sübvansiyonların düşürülmesi özellikle düşük gelirli ve yoksul kesimleri vuracak, sınıfsal uçurumu daha da derinleştirecek, kapitalizm altında servetin belirli ellerde toplanmasıyla yoksullar ve zenginler arasındaki uçurum daha genişleyecektir. Döviz kurunun serbest bırakılmasını, kamu şirketleri ve kaynaklarının satılmasını, kamu sektörünün özelleştirilmesini öngören bu politikalar, aslında Mısır’ın sahip olduğu ham maddeleri yağmaladıktan sonra Mısır pazarını Mısır halkının pahasına yabancı sermayeye açmayı amaçlamaktadır. Bu kapitalist koşullar ve benzerleri, İslam’a aykırıdır. İslam, insanlardan vergi alınmasını yasaklar ve bunu, meks olarak kabul eder. Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünden dolayı Meks sahibi cehennemdedir:
صَاحِبُ الْمَكْسِ فِي النَّارِ “Meks sahibi cehennemdedir” İslam aynı zamanda vatandaşlarını korur, haklarını ve mülkiyetlerini güvence altına alır, kamuya ait malların herkesin yararına kullanılmasını sağlar ve bu malların özelleştirilmesini yasaklar. Devletin görevi, kendi kaynaklarından zenginlik üretmek ve zengin veya fakir, Müslüman veya gayrimüslim ayrımı yapmaksızın bu zenginliği tüm insanlara eşit olarak dağıtmaktır. Bu ise insanların mallarını talan eden, ihtiyaçlarını sömüren, sıkıntılarını ve krizlerini istismar eden faiz gerçeğiyle taban tabana zıttır. Üçüncü büyük sorun ise, hiçbir içsel değeri olmayan, altın veya gümüş standardının yerine geçen kağıt para sistemidir. Para, kendi başına bir değer taşımalı ve insanların emeklerinin, servetlerinin ve tasarruflarının çalınmasına aracılık etmemelidir.
IMF’nin önerdiği çözümler, Mısır’ın Batı’ya olan finansal ve ekonomik bağımlılığını artırmayı, Mısır’ı geri ödenmesi imkânsız bir borç yükü altında bırakmayı ve kalkınma çabalarını engellemeyi amaçlamaktadır. Kapitalizm hüküm sürdüğü ve ondan medet umulduğu sürece Mısır ve krizlerinin çözümü ve sonu olmayacaktır. Kapitalizm aslında çözüm sunmaz, sunduğu her çözüm, insanların istemeye istemeye içmek zorunda kaldıkları bir zehirdir. İnsanlar, bu sistemin ağır baskısı altında bu zehri içmek zorunda kalıyorlar. Allah’a andolsun ki, eğer insanların rızıkları takdir edilmemiş olsaydı, bu politikalar ve neden olduğu açlık, sefalet, cehalet ve hastalık yüzünden kesinlikle ölmüş olurlardı. Hastalığı bilmek tedavinin temelidir, Mısır’ın hastalığı, kapitalizm ve onun araçlarıdır. Çözüm, tüm araçları, sembolleri ve uygulayıcıları ile kapitalizmi kökünden söküp atmak, sömürgeci uluslararası kurumlar ve onların yıkıcı politikalarından uzak durmak ve Allah’ın istediği gibi İslam Devleti altında İslam’ı uygulamaktır. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti İslam’ı insanlara uygulayacak ve onu bir hidayet ve nur mesajı olarak dünyaya taşıyacaktır. Allah’ım, Raşidi Hilafeti hızlandır, Mısır’ı bu hilafetin merkezi ve başlangıç noktası yap ve Mısır’ın ordusunu onun destekçileri kıl. Âmin.
وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ مِّنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ وَلَكِن كَذَّبُوا فَأَخَذْنَاهُم بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ“O ülkelerin halkı inansalar ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık, fakat yalanladılar, biz de ettikleri yüzünden onları yakalayıverdik.” [Araf 95]