Cuma, 20 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/12
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

IMF'nin Direktifleri, Müslüman Ülkelerin Ekonomilerini Çökertmek İçin Kâfir Ülkeler Tarafından Atılan Bir Yemdir!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

IMF'nin Direktifleri, Müslüman Ülkelerin Ekonomilerini Çökertmek İçin Kâfir Ülkeler Tarafından Atılan Bir Yemdir!

Haber:

Sudan Maliye Bakanı, ülkesinin elektrik sektöründe kapsamlı bir revizyona ihtiyaç duyan ülkeler arasında yer aldığını belirterek, bunun ülkede kalkınma, ekonomik ve sosyal istikrarın gerçekleşmesi için temel şart olduğunu kaydetti.Dr. Cibril, girişimin sürdürülebilir enerji projelerine yatırımı teşvik etmek ve güneş enerjisi ve düşük maliyetli yenilenebilir teknolojiler gibi merkezi olmayan çözümlerin benimsenmesini desteklemek yoluyla özellikle kırılgan ve çatışmalardan etkilenen ülkelerde enerji kıtlığının getirdiği zorluklara çözüm bulmaya çalıştığını açıkladı.

Bakan konuşmasını, en muhtaç topluluklara elektrik ulaştıracak ve böylece eğitim, sağlık ve su gibi temel hizmetlerin iyileştirilmesine katkıda bulunacak projelerin uygulanmasında Dünya Bankası ile etkin bir ortaklığın önemini vurgulayarak tamamladı.(Vattan Medya, 26/04/2025)

Yorum:

Devleti Hilafet'in yıkılmasından sonra İslam ümmetinin başına bela olan en kötü şey, başarısız olmuş kapitalist sistem ve insanların sorunlarını çözme düşüncelerini aynı başarısız olmuş kapitalist sistemin yamalarıyla sınırlayan yöneticiler ve bakanlar korosudur. Nitekim bu yetkili iyi bir iş yaptığını sanmakta ve faizli krediler almak için Batılı finans kuruluşlarının peşinden gitmekte ve bu kuruluşların çalışanlarına ekonomi uzmanı gibi süslü unvanlar vermektedir!Oysa o, ülkesini düşmanlara peşkeş çeken bir ajandır.

Bu kuruluşların ülkemize ayak bastığı günden bu yana onlarca yıldır yaşadığımız acı gerçek işte budur; peki bize vaat ettikleri ilerleme, medeniyet ve kalkınma hani nerede?!Sudan ekonomisine bakan biri, devletin çeşitli hükümetler aracılığıyla emirleri gıpta edilecek bir şekilde uyguladığını görecektir. Hatta bir ara Maliye Bakanlığı koridorlarında Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun bir görevlisi bulunuyor ve harcamalar ve bu iki kuruluştan alınan kredilerin ödenmesi açısından devlet bütçesinin gerlişimini yönlendiriyor ve yönetiyordu.

Belki şöyle sorabiliriz: Sudan'ın geri ödemelerinde hiçbir zaman temerrüde düşmediği bilindiğine göre, krediler başlangıçta ne kadardı ve şimdi ne kadardır?!

Dolayısıyla ey Maliye Bakanı, bu kuruluşları bırakın; zira onlardan sadece diken biçeceğiz; onun dikenleri ne kadar da acıdır!

Çözüm, ülkenin kaynaklarını ve servetlerini ümmetin maslahatı için kullanacak bir ekonomik sistemin uygulanmasında yatmaktadır. Zira Sudan'ın yeraltı ve yerüstü kaynakları, tüm sorunlarını, hatta dünyanın sorunlarını çözmeye yeterlidir. Bu ise Allah'ın izniyle, çok yakında Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti kurulduğunda olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdusselam İshak - Sudan

Devamını oku...

Ekonomi, Trump'ın Yaklaşımı Konusunda Keskin Bir Şekilde Bölünmüş Durumda Uçurumun Kenarında Kumar

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Ekonomi, Trump'ın Yaklaşımı Konusunda Keskin Bir Şekilde Bölünmüş Durumda Uçurumun Kenarında Kumar

Ekonomi sektörü, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekonomi stratejisi konusunda keskin bir şekilde bölünmeye tanık olmaktadır; bunun nedeni propagandası yapıldığı gibi net bir planın olmaması değil, aksine Trump'ın takip ettiği yaklaşımın, alışılmadık ve öngörülemez bir karakterde olması ve büyük riskler içermesidir.

Bu strateji yüksek riskli bir kumar gibi görünmekte olup ekonomik uçurumun kenarı olarak bilinen şeye benzemektedir; zira her bir taraf, sabırla diğerinin geri adım atmasını bekliyor. Nitekim bu yaklaşım, Trump'ın bazı Çin mallarına %145'e varan gümrük vergisi uyguladığı ve Çin'in de ABD mallarına %125'e varan gümrük vergileriyle misilleme yaptığı ABD-Çin ticaret savaşı sırasında net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

Piyasaların istikrarı ve uluslararası iş birliğine odaklanan geleneksel ekonomik politikaların aksine bu yaklaşım, sürpriz vergiler koyma, tedarik zincirlerini bozma tehditleri ve uzun vadeli yapısal sorunları ele almadan üretimi ABD'ye geri getirme girişimleri de dahil olmak üzere saldırgan ve doğaçlama önlemlere dayanmaktadır. Bu önlemler kısa vadeli siyasi kazanımlar getirse de, Trump'ın deyimiyle muhtemel kazanımlar için “kısa vadeli bir acıyı” temsil etmekte ancak gerçekte küresel piyasalarda belirsizlik durumu oluşturmakta ve hasımların ekonomik misilleme tepkisine kapı aralamaktadır.

Peki Trump ve destekçileri neden bu yolu seçti? Cevap, aşırı güven ya da siyasi kibir ile Çin'in ekonomik stratejisine ilişkin büyük bir yanlış değerlendirmenin birleşiminde yatmaktadır. Zira Pekin bu zorluklara boyun eğerek değil, bilakis karşıt vergiler uygulamak, yeni ortaklarla ticari ilişkileri genişletmek ve yerel inovasyonu teşvik etmek gibi ölçülü tepkilerle karşılık vermiştir. Böylece ABD'nin, Çin’in ekonomik baskı altında çökeceği yönündeki varsayımlarını çürüterek dirençli olduğunu kanıtlamıştır.

Sonuç olarak bu strateji tutarlı bir ekonomik plan gibi görünmemekte, daha ziyade ekonomiyi jeopolitik güç oyununda bir araç olarak kullanma ve küresel uluslararası durumu yeniden yapılandırma girişimini temsil etmektedir; bu da Amerikan ekonomisi ve bir bütün olarak küresel ekonomik sistem için feci ve uzun vadeli sonuçları olabilecek bir oyundur.

Bu çalkantılı küresel manzaranın ortasında, şu temel soru ortaya çıkıyor:İslam'ın ve Müslümanların konumu bugün nerededir?Kaderimiz ve halklarımızın ve tüm insanlığın kaderi bizim en ufak bir hareketimiz olmaksızın belirlenirken, bizler jeopolitik bir satranç tahtasında sadece birer piyonlar olarak mı kalacağız?Dünyayı kaostan ve ekonomik zulümden kurtarabilecek hadari bir mirasa ve Rabbani bir sisteme sahip olduğumuz halde kapitalizmin açgözlülüğü ile sosyalizmin zorbalığı arasındaki çatışmaya seyirci kalmakla mı yetineceğiz?

Artık muazzam hadari ve ekonomik potansiyellere sahip egemen bir ümmet olarak ayağa kalkmamızın ve küresel karar alma süreçlerine sömürülen bir araç olarak değil de aktif bir oyuncu olarak katılmanın zamanı geldi mi?İslam'ın adalet ve merhametini, onun ekonomik ve finansal sistemi aracılığıyla göstermenin zamanı gelmedi mi; zira İslam’da, servetler adil bir şekilde dağıtılır, ihtikar-stokçuluk engellenir, haksız vergiler kaldırılır, para toplumda serbest ve adil bir şekilde hareket eder ve altın ve gümüş standardına bağlanır, böylece piyasalar istikrara kavuşur ve insanlığın mali ve geçim dengesi yeniden tesis edilir?

Eğer bu yaklaşımdan yüz çevirirsek, o zaman sadece çözümü dışlamakla kalmayız, aynı zamanda kendimizi ıslah ve kalkınma yolundan da dışlamış ve halkımızı da Allah'ın dünyada sıkıntı ve ahirette de azap tehdidine maruz bırakmış oluruz; tıpkı Subhanehu ve Teala'nın şöyle buyurduğu gibi: وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىKim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” [Taha 124]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Samir Dahşe (Ebu Ömer)

Devamını oku...

İsveç: ABD Büyükelçiliği Önünde Protesto; “Müslüman Ordulara Mesaj!”

  • Kategori İsveç
  •   |  
Hizb-ut Tahrir / İsveç: ABD Büyükelçiliği Önünde Protesto;
“Müslüman Ordulara Mesaj!”

Hizb-ut Tahrir / İsveç, 18 aydan fazla bir süredir devam eden, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde silahsız Müslümanlara karşı cani Yahudi varlığı tarafından gerçekleştirilen ve bugüne kadar 180.000'den fazla Müslümanın şehit olmasına ve yaralanmasına yol açan acımasız katliamlar (soykırım) karşısında, Stockholm'deki ABD Büyükelçiliği önünde bir stand düzenledi. Standda Yusuf Ebu Hişam tarafından “Müslüman ordulara mesaj!” başlıklı bir konuşma yapıldı.

Cumartesi, 14 Şevval el-Hayr 1446 - 12 Nisan 2025

isvec

#طوفان_الأقصى
#الجيوش_إلى_الأقصى
#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

#AksaTufanı
#OrdularAksaya
#ArmiesToAqsa
#AqsaCallsArmies

isvec

İlgili Bağlantılar:

Hizb-ut Tahrir İsveç Resmi Web Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç Facebok Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç Instagram Sayfası
Hizb-ut Tahrir İsveç YouTube Sayfası

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti: Yıllık Hilafet Konferansı, "Modernite Devletinin Başarısızlığı ve Hilafetin Kaçınılmazlığı"

  • Kategori Tunus
  •   |  

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti: Yıllık Hilafet Konferansı;

"Modernite Devletinin Başarısızlığı ve Hilafetin Kaçınılmazlığı"

2025 04 26 TNS KHLFH CONF LOGO 1

Hizb-ut Tahrir/Tunus Vilayeti, 26 Nisan 2025 Cumartesi günü, partinin Tunus'taki Mafrak Sakra'da bulunan genel merkezinin konferans salonunda yıllık Hilafet Konferansını “Modernite Devletinin Başarısızlığı ve Hilafetin Kaçınılmazlığı” başlığı altında gerçekleştirdi:

"Modernite Devletinin Başarısızlığı ve Hilafetin Kaçınılmazlığı"

Davetlilere ayrılan iki salon, Yeşil Tunus'un her yerinden konferansa gelen çok sayıda kadın ve erkekle doldu. Konferans etkinlikleri, Sayın Muhammed Ali el- Avni tarafından okunan Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı ve ardından konferans konuşmalarına geçildi.

İlk konuşma Sayın Muhammed Buaziz tarafından “Bir Model Olarak Tunus'ta Modernite Devletinin Başarısızlığı” başlığı altında yapıldı, ardından Tahir Nasr “İslam'da Hükümet Sisteminin En Önemli Özellikleri” başlıklı bir konuşma yaptı. İbrahim El-Şater'in “Halifelik Devletinde Eğitim Politikası” başlıklı bir konuşmasının ardından da Tarık Rafi “İslam'da Ekonomik Sistemin Özellikleri”ni anlattığı bir konuşma yaptı.

Konferans, Netanyahu'ya hilafet karşıtı açıklamalarına cevaben gönderilen bir mesajla sona erdi. Konuşmaların arasına "Netanyahu, dinle, dinle, hilafetimiz geri dönecek" ve "Hilafet, hilafet, hilafet" gibi sloganlar serpiştirildi.

Böylece Hizb-ut Tahrir/Tunus Vilayeti, modernite devletinin ve onun yozlaşmış ve adaletsiz yasalarının başarısızlığını ifşa ederek ve aynı zamanda ülke halkına ayrıntısıyla rasyonel hilafet projesini sunarak yorulmak bilmeyen çalışmalarına devam etti ve konferans özellikle sosyal paylaşım sitelerinde büyük ilgi gördü ve Tunus'ta halkın gündemine oturdu. Her zamanki gibi, kendilerine modernist diyenlerin makinesi partiyi ve onun medeniyet projesini çarpıtmak için harekete geçti, ancak her zamanki gibi, Hizb-ut Tahrir'in önerdiklerine ve Tunus halkının özgünlüğüne ve İslam'ın büyük doktrini olan inançlarına sadık olduğunu doğrulayan medeniyet projesine olumlu tepki veren ülke halkının çoğunluğunun aksine, sürünün dışındaki efendilerini memnun etmek için şarkılar söylediler!

Tunus Vilayeti Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Delegesi

Cumartesi, 28 Şevval 1446 Hicri - 26 Nisan 2025 Miladi

- Konferans CANLI YAYIN Bağlantısı -

TIKLAYINIZ

- Konferanstan Kareler -

- Konferans Fragmanları-

 

2025 04 26 TNS KHLFH CONF ADRES

2025 04 26 TNS KHLFH CONF BANNER 1

Konferans Etiketleri

أقيموا_الخلافة#

كيف_تقام_الخلافة#

#ReturnTheKhilafah

#YenidenHilafet

خلافت_کو_قائم_کرو#

#TurudisheniKhilafah

İlgili Bağlantılar:

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Resmi Websitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Resmi Sitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Facebook Sayfası

Devamını oku...

Pakistan: Gazze'ye Destek İçin Seferber Olacak Bir Müslümanlar Ordusuna İhtiyacımız Var, Yalnız Kurtlara Değil

  • Kategori Pakistan
  •   |  

Hizb-ut Tahrir/ Pakistan Vilayeti:

Gazze'ye Destek İçin Seferber Olacak Bir Müslümanlar Ordusuna İhtiyacımız Var, Yalnız Kurtlara Değil

11 Nisan 2025 tarihinde, Gazze'ye gitmek isteyen genç bir Pakistanlı subayın videosu viral oldu. Aynı anda Mısırlı bir subayın videosu da viral oldu. Ey Müslümanların ordularının subayları! Gazze'ye bir yudum su ya da bir hurma çekirdeği sokamıyorsanız, tüfekli bir subayı nasıl sokacaksınız? Önce ümmeti Washington Firavunu'nun Yahudiler ve Müslümanlar arasındaki ajanlarından kurtararak kuşatmayı kırmalısınız. Gazze'nin tankları ve uçakları olan bir asker ordusuna ihtiyacı var, silah taşıyan yalnız kurtlara değil. Gazze'nin iyi niyetli bireylere değil, askeri bir oluşumun kolektif çalışmasına ihtiyacı var. Oyalanmayı bırakın, şimdiden on sekiz ay geç kaldınız. Yöneticileri görevden alın, Raşidi Hilafeti kurun ve Gazze'ye destek için seferber olun.

#TimeforKhilafah

Hizb-ut Tahrir Pakistan Vilayeti Medya Bürosu

Pazartesi, 16 Şevval 1446 - 14 Nisan 2025

pakistan vilayeti

#طوفان_الأقصى
#الجيوش_إلى_الأقصى
#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

#AksaTufanı
#OrdularAksaya
#ArmiesToAqsa
#AqsaCallsArmies

pakistan vilayeti

İlgili Bağlantılar:

E- mail: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.          WhatsApp: +967 713 645 449

pakistan vilayeti

Devamını oku...

Ey Müslümanlar! Gazze Halkının Sizin Yardımınıza İhtiyacı Var!

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Ey Müslümanlar! Gazze Halkının Sizin Yardımınıza İhtiyacı Var!

Ramazan ayına ulaşmayı, Ramazan orucunu tutmayı, teravih ve itikaf namazlarını kılmayı, Kadir Gecesi'ni ihya etmeyi, zekât, sadaka ve fıtır sadakalarını hak eden ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı nasip eden Allah'a hamdolsun. Allah bu mübarek ayda iman ederek ve karşılığını sadece Allah'tan umarak yaptığımız tüm amellerimizi kabul etsin ve hepimizi sağlıklı bir şekilde bir sonraki Ramazan'a ulaştırsın. Allahu Teala, vakıf kuruluşları ve hayır dernekleri gibi mümkün olan tek bir yolla bile olsa, Ramazan ayında mazlum Filistinli kardeşlerimize temiz içme suyu, gıda ve para yardımında bulunan samimi insanları dünya ve ahirette büyük bir ecirle mükâfatlandırsın. Bu yıl da Ramazan Bayramını Allah'ın emrine uygun olarak kutladık ancak bu sahte ulusal ve milliyetçi sınırlar nedeniyle birbirimizden ayrıldık. Nitekim neşe oluşturma ve bayramı sevinçle kutlama arzumuz Gazze'den gelen korkunç haberlerle gölgelendi. Zira sadece Müslümanların değil, bilakis tüm insanlığın düşmanı olan gaspçı Yahudiler, bayram günü füzelerle ve uçaklarla, bayram için süslenen çocukları ve masum insanları bombaladılar. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na göre 53 Filistinli öldürüldü ve 189 kişi de yaralandı. Bayramın ikinci günü 41 Müslüman, üçüncü günü ise 46 Müslüman öldürüldü... Suçlu Yahudi varlığı tarafından düzenlenen bu soykırım eylemleri bugüne dek hâlâ devam etmektedir.

Ramazan ayından bu yana binlerce Müslüman evlerinden tahliye edilmiş ve bu felaketlere bir de açlık sorunu eklenmiştir. Ümmetin devasa zenginliklerini ve modern ordularını kontrol eden İslam beldelerindeki mevcut rejimler, Filistin'i Yahudilerden kurtarmak ve oradaki mazlum Müslümanlara yardım etmek için hiçbir pratik adım atmıyorlar. Bu rejimler, Yahudi varlığına yaptırımlar uygulamalarını veya askeri müdahalede bulunmalarını engelleyen uluslararası anlaşmaları imzaladıklarını iddia ediyorlar! İster Kur'an hafızı olsun, ister İslami bir hareketin lideri olsun, sonunda güç ve tahakkümden başka bir şey görmeyen kıymetsiz uygulayıcılara dönüştüler; çünkü onlar, demokratik sistemi uygulamayı ve yozlaşmış uluslararası yasaları tanımayı kendilerine görev edinerek kendilerine ve ümmete pranga vuruyorlar.

Gazze'de masum bebeklerin, çocukların ve kadınların öldürüldüğünü ve sakat bırakıldığını görmek yürekleri parçalıyor. Ne olursa olsun keşke bu katliam son bulsa diyoruz. Hatta bazıları, Yahudi varlığıyla neden uzlaşamıyoruz diye bir fikre bile kapılmış durumdalar?! Unutmamalıyız ki yerinden edilen bu insanlar bizim kardeşlerimizdir ve direndikleri ve vazgeçmedikleri yer de Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'nın, Peygamberimiz Aleyhi Efdalu's Salati ve Etimmu't Teslim'in İsra'sının ve kendisine seyahatin yapıldığı üç mescidden birinin olduğu mübarek topraklardır. Nitekim bu topraklar, Halife Ömer Radıyallahu Anh döneminde Semerkant, Kırım ve İstanbul gibi büyük şehirlerden önce fethedildi ve Müslümanların toprakları olan Darü'l-İslam oldu. Aynı zamanda İslami bakış açısından bu topraklar, Müslüman ülkelerin incisi olarak kabul edilir. Bu nedenle namaza her kalktığımızda, bu ibadetin farz kılınmasında önemli bir yeri olan Mescid-i Aksa'nın gözlerimizin önüne gelmesi gerekir. Gazze'nin izzetli halkı onun kıymetini derinden idrak ettikleri ve dinlerini ve şereflerini koruma konusunda sabırlı ve kararlı oldukları sürece zilleti ve aşağılanmayı asla kabul etmeyeceklerdir ve tüm Müslümanların da onlara yardım etmeleri farzdır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَإِنِ اسْتَنصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُSizden din konusunda yardım istediklerinde yardıma icabet etmeniz sizin üzerinize vaciptir." [Enfal 72]

Ayrıca mazlum Müslümanların acılarına karşı duygusu zayıf olan birinin, imanını yenilemesi gerekmektedir; çünkü Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ أَصْبَحَ لاَ يَهْتَمُّ بِأُمُورِ اَلْمُسْلِمِينَ فَلَيْسَ مِنْهُمْMüslümanların işiyle dertlenmeyen, onlardan değildir.” Bu nedenle Müslümanlar, sömürgeci ülkeler tarafından yapılan mevcut uluslararası anlaşmaları ve taahhütleri kabul etmeksizin Allah'ın vaadini yerine getirecek olan Raşidi Hilafet kurulana kadar Filistin'in kurtulmayacağını idrak etmelidirler. Bu gerçeği vurgulamak için Allah'ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِİmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

Hanif dinimizin hükümlerini kamil bir şekilde uygulayacak ve yeryüzündeki tüm Müslümanların can, mal ve namuslarını koruyacak bu devleti kurmanın faz olduğu, hatta farzların tacı olduğu teyit edilmiştir. Bugün Müslümanlar Hilafeti kurmak için çalışırken, aynı zamanda Gazze halkına yardım etmek için ellerindeki tüm imkanları kullanmalıdırlar. Nitekim bugün halkımızın evlatları, sadece Özbekistan'da değil, bilakis Avrasya'da, Afrika'da, Avustralya'da ve dünyanın tüm kıtalarında çalışmaktadırlar. Mevcut koşullar altında, iletişim kurmak ve her gün dünyanın herhangi bir yerine para göndermek mümkündür. Bu nedenle Gazze'deki kardeşlerimize yardım etmek için günlük ihtiyaçlarımızın ötesine geçmeliyiz. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا تَزُولُ قَدَمَا عَبْدٍ يَوْمَ القِيَامَةِ حَتَّى يُسْأَلَ عَنْ عُمُرِهِ فِيمَا أَفْنَاهُ، وَعَنْ عِلْمِهِ فِيمَ فَعَلَ، وَعَنْ مَالِهِ مِنْ أَيْنَ اكْتَسَبَهُ وَفِيمَ أَنْفَقَهُ، وَعَنْ جِسْمِهِ فِيمَ أَبْلَاهُHiçbir kul, kıyamet gününde ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.

Sonuç olarak küçük-büyük, kadın-erkek, alim ya da ammi kim olursa olsun her insanın İslam ve Müslümanların kaygılarıyla yaşama ve Gazze halkının sorunlarını çözmek için elinden geleni yapma sorumluluğu vardır.

Unutmayın ki ey Müslümanlar, kıyamet gününde Gazze hakkında mutlaka sorguya çekileceksiniz. Hatta o gün yüzünüzü beyazlatmak için Allah'ın size bahşettiği tüm imkanları ve fırsatları kullanın ve mallarınızı infak edin! Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا لَكُمْ أَلَّا تُنفِقُوا فِي سَبِيلِ اللهِ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَا يَسْتَوِي مِنكُم مَّنْ أَنفَقَ مِن قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ أُولَئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِّنَ الَّذِينَ أَنفَقُوا مِن بَعْدُ وَقَاتَلُوا وَكُلّاً وَعَدَ اللهُ الْحُسْنَى وَاللهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌSize ne oluyor ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Halbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlara eşit değildir. Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel olanı vâdetmiştir. Allah’ın yaptıklarınızdan haberi vardır.” [Hadid 10]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdurrahman Özbekî

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER