Pazartesi, 03 Ramazan 1446 | 2025/03/03
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb ut-Tahrir'e Yönelik Suçlamalar

Gerçeklerin Açıklığa Kavuşturulması ve İddiaların Çürütülmesi

Hizb-ut Tahrir de dahil olmak üzere bazı İslami partiler, imajlarını çarpıtmaya ve özellikle Raşidi Hilafeti kurarak İslami hayatı yeniden başlatmayı hedefleyen Hizb-ut Tahrir'in projesi olmak üzere İslami projelerini baltalamaya çalışan birçok suçlamalarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu büyük partinin gençlerinden biri olarak, kişisel çabamla, bu azim ümmetin evlatlarına -ki eğer isabet edersem Allah'tan, yok eğer hata edersem kendimden ve şeytandandır-, onların kafalarını neyin karıştırdığını ve partiye ve İslam'ın saf ve temiz fikirlerine karşı günahkâr eller tarafından neyin tezgahlandığını açıklığa kavuşturmak istedim; bu suçlamaların en bariz olanlarının arasında, partinin “delillerden yoksun felsefi fikirlere” dayandığı, tabiilerinin saflarında taassubu aşıladığı veya Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat akidesinden saparak çarpık İslami bir metot izlediği yer almaktadır. Ayrıca parti (Hizb-ut Tahrir), “takiyye” yapmakla ve akideleri konusunda açıklığı reddetmekle suçlanmaktadır; hatta mesele, kabir azabı ya da Allahu Teala'nın sıfatları hakkında şüphe duymak gibi bazı konuları inkâr etmekle suçlanmasına kadar ulaşmıştır.

Peki bu suçlamalar, şerî gerçeklere mi dayanıyor yoksa partinin projesini zayıflatmayı hedefleyen sırf iftiralardan mı ibarettir? Bazılarının iddia ettiği gibi Hizb-ut Tahrir İslam çerçevesinin dışına mı çıkmıştır? Partinin çalışma metodunu ve İslami hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik yaklaşımını arz etmekle birlikte Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünnetinden şerî delillere dayanarak ayrıntılı olarak ele alacağımız konu işte budur.

Hizb-ut Tahrir'e yönelik suçlamalara cevap vermek için bizim yapmamız gereken, Kitap ve sünnetten şerî delillere dayalı olan açık metodu izlememiz ve partinin kitaplarında ve yayınlarında geçtiği üzere partinin metoduna ve fikirlerine göre belirtilen noktaların her birini dakik bir şekilde çürütmeye odaklanmamızdır.

1- Hizb-ut Tahrir'in “delillerden yoksun felsefi fikirlere dayanmakla” suçlanması

Hizb-ut Tahrir, tüm fikir ve hükümlerini, Kur'an-ı Kerim’den, nebevi sünnetten, sahabenin icmâsından ve şerî kıyastan alınan şerî delillere dayandırır. Kesin şerî bir delile dayanmayan herhangi bir fikri veya hükmü reddeder.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً مُّبِيناً Allah ve Rasulü bir konuda hüküm verince, ne bir mümin erkeğin ve ne de bir mümin kadının (o konuda) muhayyerlikleri (tercihleri) olmaz. Ve her kim Allah’a ve Onun Rasulü’ne isyan ederse muhakkak o, apaçık dalalete (batıla) sapmış olur.” [Ahzab 36]

- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ Kim hakkında emrimiz olmayan bir iş yaparsa o ret olunur.” [Müslim]

- Hizb-ut Tahrir bu kaideyi kesin bir şekilde uygulamakta olup İslam şeriatından kaynaklanmadığı sürece hiçbir fikri veya sistemi kabul etmemektedir. Dolayısıyla partinin, “delillerden yoksun felsefi fikirlere” dayandığı şeklindeki suçlama, batıl bir suçlamadır.

2- Partinin iğrenç taassupla suçlanması ve "koşullar ne olursa olsun yaklaşımlarının hatasız olduğunun" söylenmesi.

Hizb-ut Tahrir hiçbir insan için masumiyet (günah işlemez) iddiasında bulunmaz, aksine şerî hükümlerle ilgili hususlarda Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in masum olduğunu teyit eder. Bununla birlikte parti, şerî delile bağlı kalır ve hiç tereddüt etmeden veya batıl bir tevil yapmadan onu alır.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُواRasul size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.” [Haşr 7]

- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: تَرَكْتُ فِيكُمْ مَا إِنْ تَمَسَّكْتُمْ بِهِمَا لَنْ تَضِلُّوا بَعْدِي أَبَداً، كِتَابَ اللهِ وَسُنَّتِيSizi iki şey bırakıyorum, onlara sarıldığınız müddetçe asla dalalete düşmezsiniz; Allah’ın Kitabı ve Sünnetim.” [Hakim]

- Parti Müslümanları, taassuba değil, şerî delile bağlı kalmaya davet etmektedir. İğrenç taassup, bir görüş veya fikre delil olmaksızın önyargıyla yaklaşmak olup bu ise partinin tamamen reddetmiş olduğu bir şeydir.

3- 3- Partinin, “takiyye” (yalan ve aldatma, bir şeyi olduğundan farklı gösterme) yapmakla suçlanması.

Takiyye, bazı cemaatler tarafından siyasi veya dini gayeleri gerçekleştirmek amacıyla yalan ve aldatmayı meşrulaştırmak için kullanılan bir mefhumdur. Ama Hizb-ut Tahrir, yalan veya aldatmanın tüm şekillerini tamamen reddeder.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِق۪ينَEy iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun.” [Tevbe 119]

- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّ الصِّدْقَ يَهْدِي إِلَى الْبِرِّ، وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِي إِلَى الْجَنَّةِHiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür.” [Buhari ve Müslim]

- Parti, tüm adımlarında açıklık ve şeffaflığa davet etmekte olup aldatma ya da yalanın herhangi bir türünü uygulamamaktadır. Bazı konular hakkında yanlış anlamalar olsa da bu, bazılarının onun fikirlerine aşina olmamasından veya Müslüman ülkelerdeki istihbarat servisleri tarafından onun hakkında yayınlanan kitaplar gibi başkalarının fikirlerine dayanmasından kaynaklanmaktadır.

4- Partinin akidelerinde açık olmamakla suçlanması.

Şüphesiz Hizb-ut Tahrir, akidesinde tamamen açıktır; zira akidenin, zanna dayanmadığını, aksine kesinliğe, katîliğe ve yakine dayandığını kesin bir delille açıklamıştır.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَّيْسَ الْبِرَّ أَن تُوَلُّواْ وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَـكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَالْمَلَائِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَİyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır.” [Bakara 177] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي أَنْزَلَ مِنْ قَبْلُ وَمَنْ يَكْفُرْ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً بَعِيداًEy iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyle sapıtmıştır.” [Nisa 136]

- İbn Ömer Radıyallahu Anh’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: بُنِىَ الإِسْلاَمُ عَلَى خَمْسٍ: شَهَادَةِ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَأَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللهِ، وَإِقَامِ الصَّلاَةِ، وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ، وَالْحَجِّ، وَصَوْمِ رَمَضَانَİslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” [Buhari]

- Parti, kurucusu Celil Alim Takiyyuddîn en-Nebhani'nin (Allah rahmet eylesin) “İslami Şahsiyet” kitabı gibi kitaplarında, akide ilgili konulara ayrıntılı olarak yer vermiştir.

5- Partinin, kabir azabını inkar etmekle suçlanması.

Hizb-ut Tahrir, delilinin zanni olmasından dolayı kabir azabını tasdik eder ve delillerinin kesin olmasından dolayı da cennete, cehenneme, yeniden dirilmeye ve hesap gününe iman eder.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: ثُمَّ إِنَّكُمْ بَعْدَ ذَلِكَ لَمَيِّتُونَ * ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ تُبْعَثُونَSonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz. Sonra kıyamet günü, kesinlikle diriltileceksiniz.” [Müminun 15-16]

- Abdullah bin Ömer Radıyallahu Anhuma’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: إِنَّ أَحَدَكُمْ إِذَا مَاتَ عُرِضَ عَلَيْهِ مَقْعَدُهُ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِىِّ؛ إِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَمِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ، وَإِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَمِنْ أَهْلِ النَّارِ، فَيُقَالُ هَذَا مَقْعَدُكَ حَتَّى يَبْعَثَكَ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِHiç şüphe yok ki, sizden biriniz öldüğü vakit kendisine sabah akşam varacağı yer gösterilecektir. Cennetliklerdense cennetlik olacak, cehennemliklerdense cehennemlik olacaktır. Kendisine, işte senin yerin budur, ta ki Allah seni kıyamet gününde oraya gönderinceye kadar! denilecektir.” [Buhari]

- Parti, kabir azabını inkâr etmez, bilakis tasdik eder; çünkü akide konularında, delillerinin sübutu kati ve delaleti kati olması şarttır; zira akideler, zanna dayanmaz; cumhuru ulemanın görüşü de budur.

6- Partinin, Allah'ın sıfatlarını inkâr etme konusunda Mutezile mezhebini takip etmekle suçlanması.

Hizb-ut Tahrir, Allahu Teala'nın sıfatlarına, Kitap ve Sünnette geçtiği şekilde inanır ve O'nun sıfatlarından hiçbirini inkâr etmez; bu yüzden bu suçlamalar, delil olmaksızın ortaya atıldığı için reddedilir.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُO'nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir.” [Şûra 11]

- Parti, Allah'ın sıfatlarının, temsilin, teşbihin, hululün (ilâhî zâtın veya sıfatların yaratıklardan birine, bir kısmına yahut tamamına intikal edip onlarla birleşmesi) veya ittihadın (ilahi olanla birleşme) inkarına yol açan batıl bir tevili reddeder, yani dini, Allah'ın sıfatlarına iman etmede teşbih (benzeri ve dengi olduğunu söylemek) ve ta'til (Allah'ın zâtını sıfatlarından tecrit etme) olmaksızın sahabenin anladığı gibi anlar.

7- Partinin, Şii’yi, Baas’ı ve İhvanı aynı kefeye koymakla suçlanması.

Hizb-ut Tahrir, Müslüman ile gayrimüslim arasında ve şeriata bağlı olan Müslümanlar ile ona muhalefet eden Müslüman arasında ayrım yapmaktadır. Dolayısıyla parti, bir kimse açık bir şekilde Allah’ı inkar etmedikçe tekfir etmez; zira o, tekfirci bir parti değildir.

- Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ Müminler ancak kardeştirler.” [Hucurat 10] Ve Subhanehu şöyle buyurmuştur: هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ فَمِنكُمْ كَافِرٌ وَمِنكُم مُّؤْمِنٌSizi yaratan O’dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir.” [Teğabun 2] Ve Azze ve Celle şöyle buyurmuştur: وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ Allah’ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kâfirlerdir.” [Maide 44]

- Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ “Müslüman Müslümanın kardeşidir.” [Buhari]

- Parti, tüm Müslümanları, Hilafeti yeniden tesis etmek için birlikte çalışmaya davet eder ancak o, akidevi ve fikri sapmalara karşı uyarıda bulunur ve iyiliği emredip kötülükten nehy etmekle aynı olan fikri çatışma ve siyasi mücadelede bulunur.

8- Partinin, akidede ahad hadisleri inkar etmekle suçlanması.

Hizb-ut Tahrir ahad hadisleri inkâr etmez, zira şer'i hükümlerin çoğu ahad hadislere dayanmaktadır; buna dair en basit örneklerden bazıları, Ramazan hilalinin görülmesi, şarabın haram kılınması, kıblenin değiştirilmesi ve diğer ahad hadislerdir; ancak bunlar, sübutu zanni derecesinde olan hadislerdir. Akideler ise, Kur'an-ı Kerim ve mütevatir sünnette geçtiği gibi sübutu kati ve delaleti kati olan delile dayanmalıdır.

Sonuç olarak: Şüphesiz Hizb-ut Tahrir, tüm fikir ve hükümlerinde şerî delillere dayanmakta olup İslam şeriatından alınmayan hiçbir fikir veya sistemi kabul etmez. Bu yüzden partiye yönelik suçlamalar doğru değildir ve kötü anlayışa ya da saptırmaya dayanmaktadır. Bu nedenle partiyi tanımak isteyen birinin, fikirlerini kitaplarından öğrenmesi veya gençlerinden biriyle tartışması, bilgileri doğru ve güvenilir kaynaktan, dahası en azından resmi kaynaktan alması ve şayet bilgilerin içinde şeriata aykırı bir şey bulursa, onu suçlama ve yalanla değil de şerî delille tartışması gerekir. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا أَن تُصِيبُوا قَوْماً بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلَى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمِينَEy iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” [Hucurat 6]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ebu Bekir Cebelî– Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER