Köleliğe dayalı ekonomik yapılar, politikalar ve rejimler, bağımsız bir ulus inşa edemez. Yetmiş yıllık köleleştirici, demokratik, kapitalist politikaların neticesi ne? Uluslararası petrol fiyatları yükselince, ekonomi bocaladı, durgunluğa girdi. ABD Merkez Bankası faizleri artırınca, dolar tavan yaptı, Rupi dibe vurdu. Yüksek fiyatlara Sıvılaştırılmış Ulusal Gaz (LNG) anlaşması yapılınca, ekonomi krize girdi. Rusya-Ukrayna savaşı patlak verince, sıradan insanlar için gıda korkunç derecede pahalılaştı. Şimdi soruyoruz, bu nasıl bir ekonomi? İnsanlar aç, kavurucu sıcakta elektriksiz kaldılar, geceleri uyuyamıyorlar. Dahası, Pakistan’ın demokratik yöneticileri her zaman aynı IMF reçetelerini uygulamaya hazırlar. Bu reçeteler, Pakistan’ı solunum cihazına sokmuştur. Aslında, Pakistan’ın demokratik yöneticilerinin daha önce tam 21 kez yıkıcı IMF reçeteleri uygulamaları, Batıya tamamen bağımlılığa ve egemenlik kavramının aşınmasına neden olmuştur.

Elbette, bağımsız bir ulus kölelikten doğamaz. Dolar krizi, Pakistan’ın ithalata bağımlı ekonomisine her zaman zarar verecektir. Çünkü IMF, ithalatı azaltmak, böylece dolar krizini ve cari açığı düşürmek için ekonomik faaliyete yönelik önlemler öngörmektedir. Bundan kurtuluş reçetesi, ithalatı durdurmak, kendi kendine yeterlilik için kısa ve uzun vadeli sanayileşme politikaları geliştirmek ve enerji zengini Müslüman ülkeleri tek bir devlette birleştirmektir. Yalnızca Hilafet gerekli reçeteyi verebilir, çünkü demokratik yöneticiler, her zaman Batıya köle yapacaklardır. İhracata bağımlı bir Pakistan, egemenliğinden her zaman ödün verecek, GSP-Plus gibi ‘ayrıcalıklar’ için Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onurundan bile vazgeçecektir. Gerçekten de bağımsız bir ulusun ekonomisi, haçlı Batılılara ihracata asla bağımlı olamaz. Hilafet, doların hegemonyasına son verecek, dolar yerine altın ve gümüş ile uluslararası ticaret yapacaktır. Ekonomiyi yerel ihtiyaçlara ve Şeriat yükümlülüklerine duyarlı hale getirecek, bağımsız bir dış politika ile İslam mesajını dünyaya yayacaktır. Bu demokratik yöneticiler, köleliğe alıştıkları için böyle bir vizyonu hayal bile edemezler.

Ey Pakistan’ın samimi subayları! Bu demokratik gösteriye karşı “tarafsızlığı” bırakmanın ve bizi ilelebet demokrasiden kurtarmanın tam zamanı! Müslümanları canlarınızla savunmak, Allah’ın ve Rasûl’ünün emirlerini her şeyin üstünde tutmak için Allah’a söz verdiniz. Hepiniz Allah’ın huzuruna çıkacaksınız, o gün tüm dünyevi rütbeler, madalyalar ve mallar fayda etmeyecektir. Allah’ın size verdiği güçten hesaba çekileceksiniz. O yüzden Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için Hizb-ut Tahrir’e nusret verin. Hizb-ut Tahrir, sizi yükümlülüğünüzü yerine getirmeye çağırıyor, hadi cevap verin! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ ۖ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ  “Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûl’üne uyun. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}