Altın İle İlgili Ekonomik Sorular - Y. S
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru:
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Celil Âlim Ata ibn Halil, Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun ve kollayıp gözetsin.
Altın ile ilgili ekonomik sorular: Altın fiyatını etkileyen faktörler nelerdir? Altın fiyatları neden geçen yılın sonundan itibaren sürekli düşüyor? Yaklaşık bir ay önce ani bir düşüş sergiledi, bu düşüş nereye kadar sürecek? Zekâtını düzenle olarak verdikten sonra kâğıt para yerine altın biriktirmek şeran caiz midir? Bu, kenz sayılır mı? Eğer caiz ise, ekonomik açıdan ne önerilir? Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi korusun.
Cevap:
Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
1- Bildiğiniz gibi eskiden para, altın ve gümüştü. Hatta on dokuzuncu yüzyılın sonları ile yirminci yüzyılın başlarında bazı ülkeler kâğıt para bastıklarında, bu banknotlar altın ve gümüşe dayanıyor ve istenildiği zaman değiştirilebiliyordu. Yani kişi, bu parayı alır ve bu banknotu basan devletin bankasına giderse, onun karşılığında altın alabiliyordu.
2- Bu durum, 1914 ve 1939 yılındaki Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sırasında, özellikle de 1929 yılında Amerika'da başlayıp daha sonra tüm dünyayı kasıp kavuran ekonomik buhran sırasında değişti. Banknotların altın ile değiştirilmesine bir dizi kısıtlamalar getirildi.
3- İkinci Dünya Savaşı 1945 yılında sona erdiğinde, Amerika savaştan en az zararla çıkarken Avrupa, Almanya ve Japonya'nın büyük kayıp ve zararları oldu. Fabrika ve binalar yerle bir oldular. Savaş sonrasında altının çoğuna Amerika sahip oldu. Askeri ve ekonomik gücünden dolayı Amerika, Bretton Woods Konferansında uluslararası para birimlerini Amerikan Doları'na endeksledi ve Doları'nın altınla konvertibilitesini sağladı. Yani ülkeler, altın veya dolar karşılığı varsa ancak kâğıt para basabiliyorlardı. Amerika, doların fiyatını da 35 dolar 1 ons altın olarak belirledi ve dolar banknotu olan ülkelere isterlerse belirlenen parite üzerinden altına dönüştürebileceğini taahhüt etti.
4- Ülke içinde veya dışında dolar banknotlarının yeterli olması, ya da fazla altın stoklarının olması Amerika'ya bu konuda yardımcı oldu. Önemli olan Amerika'nın altın stoklarının, yabancı devletler veya bireylerin sahip oldukları dolarları karşılayabilmesiydi. Ülke içindeki dolarları dönüştürebilmek dışarıya nazaran daha kolaydı. Görüntünün daha netleşmesi açısından örneğin Bretton Woods Anlaşması sonrasında 1946 yılında Amerika'nın altın stoku, Anlaşmada belirlenen fiyata göre değeri 20,6 milyar dolardı. Yurtdışında devletler ve bireylerin elinde olan dolarlar ise 6,1 milyar dolardı. Bu durum 1960 yılına kadar böyle devam etti, yani Amerika, doların fiyatının karşılayabiliyordu. Zira o zaman Amerika'nın altın stoku 18,8 milyar dolardı. Yurtdışındaki dolar ise, 18,7 milyardı. Yani uç ucuna doları karşılayabiliyordu. Bundan sonra yurt dışındaki dolar stoku, Amerika'nın altın stoklarından fazla gelmeye başladı.
5- Dolar altın dengesinin bozulmasının sonucu olarak Amerika, dünyanın büyük ülkelerinden yardım istedi. Bir altın Birliği kurulması için anlaşmaya varıldı. Buna göre eğer herhangi bir nedenden dolayı piyasadaki altın fiyatında bir yükselme olursa, denge seviyesini korumak için bankalar tarafından ek altın arz edilerek hemen hızla müdahale edilecekti. Buna karşılık altın fiyatı düşerse de piyasadaki fazlalık altın hızla satın alınarak, altın fiyatının yükselmesiyle denge seviyesi korunacaktı. Birlik, birkaç yıl devam etti, ama özellikle de 1965 ile 17 Mart 1968 yılları arasında Birlik ortadan kaldırana dek yavaş yavaş piyasaya arzda bulunarak müdahale etmeye başladı. Üye ülkeler, altın rezervlerinin erimesi tehdidiyle karşılaşınca, Fransa Haziran 1967 yılında Birlikten çekildi. Sonra da krizler baş gösterdi [1967 yılının sonbaharında Sterlin, ardından 1968 yılında altın krizi]. Bu iki kriz, altı ayda altın birliği ülkelerinin 2,5 milyar altın dolar kaybına neden oldu. Ardından 17 Mart 1968 tarihinde Washington'da bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda altın birliğinin iptal edilmesine ve altın fiyatının arz ve talep ilkesi tarafından belirlenmesine karar verildi.
6- Bu altın krizi nedeniyle Amerika'nın altın rezervleri eridi. 1965 yılında 14 milyar olan altın rezervi, altın Birliğinin iptal edildiği Mart 1968'te 10,48 milyara düştü. Bu dönemde Amerika'nın altın rezervi, iç altın doları karşılamak için yasayla öngörülen miktarın [%25] çok altındaydı. Dolayısıyla Amerika, yurtdışında özel sektörün sahip olduğu dolarların altına dönüştürülmesini iptal etti. Yabancı ülkelerin resmi dolar rezervlerinin altınla değiştirilmesinde ise bir değişiklik olmadı, öylece kaldı. Amerika'da geri kalan altın miktarı, yukarıda belirtildiği gibi minimumdu. Sadece yabancı ülkelerin resmi dolar rezervlerine yetiyordu. Yani iç altın dolar karşılığını [% 25] kapatabiliyordu. Ama Amerika, ihracat ve ithalat yoluyla özel sektörün rezervlerinin değiştirilmesi taahhüdüne bağlı kalmadı, diğer ülkeler ile uluslararası ilişkilerde kamu sektörü muamelelerine de vefa göstermedi.
7- Dolayısıyla Başkan Nixon döneminde Amerika, 1971 yılında altın konvertibilite sistemini tamamen iptal etme kararı aldı. Bundan sonra artık doların altınla konvertibilitesine gerek kalmadı. Aksine kâğıt paranın değerini ülkelerin ekonomisi yani ödemeler dengesi, devletlerin güvenlik durumu ve olağanüstü krizler yanı sıra spekülatif sermaye piyasaları belirleyecekti. Bununla kâğıt para, petrol fiyatları için de önemli bir unsur haline geldi. Petrol kaynakları, güvenlik sorunları ya da kargaşa ile karşı karşıya kaldı.
8- Bunu açıklamak için deriz ki:
A- Bu tarihten sonra herhangi bir emtia gibi altın, arz ve talepten etkilenir oldu. Arz arttığında, örneğin bazı ülkeler, ekonomisini güçlendirmek için altın stokunun bir kısmını sattığında, yani piyasadaki altın arzı, arttığında, altın fiyatı düşer, belli spekülatif nedenlerden dolayı bazı ülkeler ya da bazı bireyler altın satmaya kalktıklarında, talep artar ve dolayısıyla altının fiyatı yükselir oldu.
B- Yine altın ithalat kısıtlamaları kaldırıldığında ya da azaltıldığında, ithalat-ihracat hareketlenir ve dolayısıyla piyasalardaki altın arzının hareketi artar. Bu da altın fiyatında düşüşe yol açar. Nitekim 2011 yılının başlarında Körfez ülkeleri altın takı ve işlemelerini gümrük vergilerinden muaf tutunca ve bu ülkeler arasında Damga birliği oluşunca, bu ülkeler arasındaki ithalat ihracatın hareketlenmesiyle altın fiyatları düştü.
C- Benzer şekilde ekonomik, savaş ya da benzeri nedenlerden dolayı dolar düştüğünde, insanlar dolar yerine altına hücum ederler. Devletler de, rezervlerinde dolar yerine altın biriktirmeye başlarlar. Dolayısıyla altına olan talep artar ve bu yüzden altın fiyatı yükselir. ABD ekonomisini iyileştirmek vb. şeyler için dolar yükselirse, insanlar tekrar dolara güvenmeye başlarlar. Ardından bazı altın birikimlerini satarlar ve böylece arz artar, altın yerine dolar biriktirirler. Dolayısıyla altının fiyatı düşer.
D- Burada bir de petrol konusu var. Bugün altın fiyatlarının yükselmesi veya düşmesi petrol fiyatlarının yükselmesi veya düşmesi ile doğru orantılıdır. Petrolün varil fiyatı yükselirse, altın fiyatları da yükselir. Amerikan doları düşerse, altın fiyatları artar.
9- Buna göre sorularınızın cevabı anlaşılabilir:
A- 2012 yılında altın fiyatlarındaki düşüş, aynı yıl içinde meydana gelen şu iki önemli olaydan kaynaklandı:
Birincisi: Geçmiş yıllarda doların aşırı düşüşü ve bunu, emlak piyasasının kötüleşmesi sonucu Amerika'nın ekonomik krizi takip etmesinin ardından dolarda göreli bir iyileşmenin oldu. Dolardaki bu gelişme, yukarıda belirtildiği gibi altın fiyatlarında düşüşe neden oldu. Çünkü altın fiyatı dolarla ters orantılıdır.
İkincisi: Rusya, o dönemde beş yıldır ilk kez 4 ton altın rezervlerini sattı. Bu satış, yani arz, altın fiyatının düşmesine etki etti. Burada başka tali nedenler de var, ama yukarıda sözünü ettiklerimiz altın fiyatının düşmesine büyük katkısı olan etkenlerdir.
B- Temmuz 2013'den beri altın fiyatının ani düşüşüne gelince, 19 Haziran 2013 yılında ABD Merkez Bankası Başkanı, niceliksel genişleme programının kademeli gevşeme için olası takvimi açıkladı. Dolara güçlü destek olarak anlaşılan bu açıklama, altın fiyatlarında beklenmedik şekilde düşüşe yol açtı. Öyle ki bir ons altın yaklaşık 1180 dolara kadar düştü. Bu fiyat, ocaktan altını çıkarma maliyetinin neredeyse biraz üstündeydi. Çünkü altının maden fiyatı, 1135 ile 1150 ons dolar arasında değişiyor. Bu durum üzerine bir açıklama yapan SMC Comex direktörü Pankaj Gupta, "Ben, fiyatların bu seviyelerden daha aşağı düşeceğini tahmin etmiyorum. Çünkü altının madenden çıkarma maliyeti 1135 ile 1150 ons dolar civarındadır. Fiyatlar bu seviyelerin altına düşerse, altın ocaklarının iş bırakacağı ve piyasadaki arzda bir azalma olacağı anlamına gelir. Bu da yeniden fiyatların yükselmesine yol olacaktır." dedi.
Bu söz bir ölçüde doğrudur. Çünkü fiyatlar, ABD Merkez Bankası'nın aylık 85 milyar dolar değerinde tahvil satın alma programında azaltmaya gitmesine rağmen Ağustos 2013'de birazcık da olsa yükselerek 1310 ons dolar seviyelerine kadar ulaştı. ABD Merkez Bankası'nın aylık 85 milyar dolar değerinde tahvil satın alma programı, piyasada dolar arzının azaltılması ve dolayısıyla doların yükselmesi anlamına gelir. Tabii buna bağlı olarak da altın fiyatının düşmesi demektir. Altın fiyatları hâlâ maliyet seviyelerinde olsa da Temmuz 2013'den itibaren fiyatlarda bir düşüş olmadı. Ancak Pankaj Gupta'nın da dediği gibi altın fiyatları maliyet seviyelerine yaklaşırsa, o zaman bazı ocaklar üretimi azaltacak ve buna bağlı olarak da altın arzında bir azalma olacaktır. Dolayısıyla az da olsa altın fiyatları yükselecektir.
C- Kâğıt para yerine altın ve gümüş biriktirmek ile ilgili sorunuza gelince, altına ilişkin şeri hükümler değişmez. Altın sikke ile külçe altın arasında hiç bir fark yoktur. Zekâtı verilse de ihtiyaç dışında altın biriktirmek haramdır. Bu konu ile ilgili şeri delillere uygun olarak bizim bu meselede tercih ettiğimiz görüş budur. Ama Kenz veya biriktirme, ev yaptırmak ya da çocuk evlendirmek gibi bir ihtiyaca binaen olursa, zekâtı verildiğinde caizdir.
Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta
Facebook sayfasının linki: