Cevap:

Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Ey kerim kardeşim! Bizim çalışmamız, çalışabileceğimiz her yerde aynı, hiç değişmedi. Bizim işimiz, Raşidi Hilafetin kurulması yoluyla İslami hayatın başlatılması için daveti taşımaktır. Mekke'de bisetle başlayıp Medine'de Devlet kuruluna kadar takip edilmesi farz olan bu metodu Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem ayrıntılarıyla bize belirledi. Biz, insanları hakka davet ederiz, Hilafetin farz olduğunu ve onun için çalışılması gerektiğini söylemek için temas yaparız. Bu amacı gerçekleştirmek için ümmetle ve ümmet içinde çalışarak ümmetle kaynaşırız. Ayrıca Hilafetin kurulması için nusret talep etmek üzere güç ve kuvvetli ehli ile de iletişime geçeriz. Onlara laik beşeri sistemi bütünüyle ortadan kaldırmaksızın sadece kişilerin değiştirilmesi yönünde sarf edilecek çabaların boşa gideceği tavsiyesinde bulunuruz. Bunun yerine güç ve kuvvetlerini, fedakârlıklarını yasa ve yöneticileriyle beşeri sistemi kökten ortadan kaldırmak ve onun yerine Hilafeti kurmak için çaba sarf edilmesini öneririz. İslam'da belirtildiği gibi onlara bütünüyle bu konuyu anlatırız. Bize icabet edenleri doğru yöne yönlendirir, etmeyenleri de icabet etmeleri için zorlamayız. Aksine hidayete davet ederiz. İşte bizim, devrim öncesinde, devrim sırasında ve devrim sonrasında yaptığımız iş budur. Ancak devrim koşulları bize daha geniş alanlar yarattı. İnsanlar, güvenlik güçlerinden korkmadan hak sözünü dinler hale geldiler. Nitekim daha önce insanlar, güvenlik güçleri korkusuyla bizden uzak duruyorlardı. Bugün ise insanların etrafımızda toplandıklarını ve bize yöneldiklerini, bizimle onlar arasında güçlü bir kaynaşma hareketinin olduğunu görmek mümkündür. Böylece davetin alanı genişledi. İnsanlar korku duvarlarını yıktıkları için her zamankinden daha çok çalışmaya başladık. Dolayısıyla sizin, öncesine nazaran bizim ümmet arasındaki hareketlilik ve canlılığımızı gözleminiz buradan kaynaklanıyor. Bu bizim daha önce çalışmadığımız anlamına gelmez. Devrim öncesinde insanlar, güvenlik güçleri korkusuyla bizimle çalışmaktan korkuyorlardı. Güvenlik güçleri, hem bizi hem de bizim temasa geçtiğimiz insanları takibe alıyorlar, bu da bizim çalışmalarımıza engel teşkil ediyordu. İnsanlar bize yaklaşmak istediklerinde bu onların önünde bir engel olarak duruyordu. Bilginiz gibi bizim çalışmalarımızın güç ve hızı sadece devrim bölgeleriyle sınırlı değil. Aksine diğer bölgelerde de çalışma aynı hız ve güçle devam ediyor. Hatta bazen devrim bölgelerinden daha etkin ve daha akıcı olabiliyor. Belki siz görüyor ve işitiyorsunuzdur, bizim Pakistan'daki faaliyetlerimiz, Suriye'de gözlemlenen hareketlilik ile aynı ya da ona yakındır. Oysa Pakistan'da şuanda devrim yok. Sonuç olarak bizim devrim öncesi çalışmalarımız neyse şimdi de aynıdır. Sadece çalışma alanımız, devrimler sırasında özellikle Suriye'de gözle görülür şekilde genişledi. Çünkü korku duvarları yıkıldı. İnsanlar zulüm ve zorbalığa başkaldırdılar. İşte yeni olan şey budur. Biz, devrim öncesinde de devrim sırasında da devrim sonrasında da hep çalışıyorduk, çalışmaya da devam edeceğiz. Eğer "devrime angaje olmak" sözünden, bizim askeri kanadımızın olduğunu kastediyorsanız, bu bir hatadır ve söz konusu da değildir. Ne devrim öncesinde ne de sonrasında bizim asla askeri kanadımız olmadı. Biz, ideolojisi İslam olan bir siyasi partiyiz. Davet aşamasında fiziksel eylemlere başvurmayız. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ikinci Akabe biatinde yaptığı gibi devletin kurulması için güç ve kuvvet ehlinden nusret talebinde bulunuruz. Umarız bu çok yakındır. إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا  "Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur." ^{[Talak 3]}

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179