Çarşamba, 02 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/09/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Netanyahu, Arapların Sessizliğiyle Desteklenen Suçlu Bir Projedir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Netanyahu, Arapların Sessizliğiyle Desteklenen Suçlu Bir Projedir!

İşgal, onlarca yıldır Filistin halkına büyük zarar veriyor ancak bugün tanık olduğumuz şey, Netanyahu'nun Amerikan örtüsü altında hiç tereddüt etmeden çocukla direnişçiyi, hastanelerle mülteci merkezlerini ayırt etmeyen askeri gücüyle meydan okuyarak yönettiği daha da sert bir aşamadır.

Her bir katliamda duyduğumuz tek şey, bombardımanı durdurmayan ve tek bir can bile kurtaramayan yumuşak kınamalar, tereddütlü tavırlar ve boş sözlerdir!

Ey yöneticiler, şunu biliniz ki; normalleşme ölümü durdurmayacak ve hızla kendisine koştuğunuz şey ise size, bu dünyada utançtan ve ahirette ise azaptan başka bir şey getirmeyecektir.Dahası onurunuzu da korumadığı gibi aksine Yahudiler sizi daha da aşağılayacak ve kanlarınızı dökecektir. Ayrıca sesiniz ve kınamanızın size bir faydası olmayacaktır; zira bir katille el sıkışan bir kişinin, onurdan ve evin kutsallığından bahsetme hakkı yoktur.

Bugünkü sessizlik bir ihanet olup suça ortak olmayı haklı göstermek ve masumların kanlarının dökülmesine katkıda bulunmaktır; Tarih bu kanın dökülmesini asla affetmeyecek ve utanç verici kınama ve eleştiri açıklamaları bu dökülen kanları silemeyecektir.

Netanyahu net bir mesaj veriyor: Hiç kimsenin veto hakkı yoktur!

Belki de aşağılık ve utanç verici yöneticiler, normalleşmenin bir koruma ve kendilerinin da oyunun dışında olduğunu sanıyorlar. Ancak onların, eğer işler olduğu gibi kalmaya devam ederse, sıranın herkese geleceğini anlamaları gerekir.Bu yüzden Yahudilerin suçları karşısında sessiz kalmanız, Allah'a, Rasulü'ne ve halkınıza bir ihanettir.

Evet, hiçbir istisna yok. Katar tek hedef değil, aksine sıranın kendisine gelmeyeceğini düşünenler yanılıyor. Zira Amerikan-Siyonist projesi Gazze sınırlarında durmuyor.

Ey halklar, hak, alçak ajan rejimlerden dilenerek elde edilemez; bilakis onu, hak olana sımsıkı sarılarak sesinizle ve bilincinizin gücüyle çekip almalısınız. Zira özgür halklar öldürülemez veya satın alınamazlar.

Bu donukluk içinde kalmaya devam edersek, sessizlik bizi yutacaktır. O halde sözlerimiz ihanete karşı bir hançer ve işbirlikçilere karşı da bir haykırış olsun. Dahası bu dava, kınama ve suçlama açıklamalarından önce kalplerde yerleşsin.

Ey Müslümanlar, ey Halid ve Selahaddin'in torunları ve ey Fatihlerin evlatları! Ancak atalarının izinden giden milletler kalkınır; bu yüzden hala kalplerinizde, asla değişmeyen ve taviz vermeyenlerin bir kıvılcımı olmaya devam etsin. Zira onlar, geçmişte yazılmış masallar değillerdir; aksine onlar, Allah'a verdikleri sözde sadık kalan adam gibi adamlardır. O halde sizler de Allah'a karşı dürüst olun, batılı ortadan kaldırın ve yardım edin.

Özgürlerin sessizliği ne kadar uzarsa uzasın, sessizlik duvarını parçalamak zorundadırlar.

Bu gerçekliklerin gölgesinde, ümmetin içinde bulunduğu azaptan kurtulmasının tek yolu, onun ihtişamını ve izzetini geri elde etmektir ki böylece ümmet, Batı'nın kölelik ve kokuşmuşluk pençelerinden kurtulsun ve içinde izzeti barındıran Allah'ın şeriatına geri dönsün; kurtuluşun yolu işte budur.

Tarih bize, Müslümanların vahdetinin ve güçlerinin sırrının, İslam'ı yeryüzünün doğusuna ve batısına tebliğ eden Hilafetin gölgesinde Allah'ın şeriatının liderlik ettiği tek bir sancak altında tek bir saf halinde oldukları gün olduğunu öğretmiştir. Ancak Müslümanların vahdeti parçalanınca, düşmanlar onların üzerine üşüşmüşlerdir; Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in onlar hakkındaki kavli ne kadar da doğrudur: يُوشِكُ الْأُمَمُ أَنْ تَدَاعَى عَلَيْكُمْ كَمَا تَدَاعَى الْأَكَلَةُ إِلَى قَصْعَتِهَا» فَقَالَ قَائِلٌ: وَمِنْ قِلَّةٍ نَحْنُ يَوْمَئِذٍ؟ قَالَ: «بَلْ أَنْتُمْ يَوْمَئِذٍ كَثِيرٌ وَلَكِنَّكُمْ غُثَاءٌ كَغُثَاءِ السَّيْلِ وَلَيَنْزَعَنَّ اللَّهُ مِنْ صُدُورِ عَدُوِّكُمْ الْمَهَابَةَ مِنْكُمْ وَلَيَقْذِفَنَّ اللَّهُ فِي قُلُوبِكُمْ الْوَهْنَ» فَقَالَ قَائِلٌ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، وَمَا الْوَهْنُ؟ قَالَ: «حُبُّ الدُّنْيَا وَكَرَاهِيَةُ الْمَوْتِAç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi yakında diğer milletler de sizin başınıza üşüşeceklerdir." Dediler ki: Bu o gün bizim azlığımızdan dolayı mı olacak ey Allah’ın Resulü? Dedi ki: “Bilakis sizler o gün çok olacaksınız, fakat sizler sel üzerinde akıp giden çer çöp gibi olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizden korkma duygusunu çekip alacak, sizin de kalbinize vehn sokacaktır.” Dediler ki; "Vehn nedir, ey Allah’ın Rasulü? Dedi ki: “Dünyayı sevmek ve ölümü kerih-kötü görmektir."

İzzet yoluna geri dönmek, tekrarlanıp duran sloganlardan ibaret değildir; aksine ümmet için bir kurtuluş projesidir, çünkü o, adalet, değerler, onur ve ahlak manzumesidir.

Müslümanların artık kurtuluşlarının ve izzetlerinin koruyucu devletlerine ve kendisini adayan ve çağrıya cevap verip yola koyulan halkına asla söylemeyen bir lidere geri dönmekte olduğunu idrak etmelerinin zamanı gelmiştir. Haydi ey Müslümanlar, içerisinde Batı'nın kokuşmuşluğundan ve sahte medeniyetinden kurtuluşunuzu ve izzetinizi barındıran bu büyük hedef için halkına asla yalan söylemeyen bu liderin arkasında birleşin.

Sen Ey Müslüman, vehimlerin esiri olarak yaşama, kendini bundan sıyırıp izzet yolunda, egemen olanların yolunda yüksel ki kafası karışık olanlar senin adımlarını takip etsin ve kaybolanlar senin ateşinin ışığıyla yolunu bulsun ve bu ışık, yoldan sapmış, dinden dönmüş ve pervasız kapitalizmin labirentlerinde boğulmuş olanları kendi sancağı altında toplayabileceği bir fener olsun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER