- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Filistin Meselesinin ve İslam Ümmetinin Sorunlarının Tek Çözümü
Bilindiği üzere sömürgeci kafir, İslam ümmetinin ve ülkelerinin sömürgeciliğin pençesinde kalması için şeytani yöntemler kullanıyor. Bu yöntemlerden birisi de dikkat dağıtma yöntemidir. Bu yöntemle Batı, ümmeti hayati meselelerden uzaklaştırmak ve onu ucuz çatışmaya yönlendirmek istiyor. Çünkü bu çatışma, Batı’nın çıkarlarına hizmet ediyor. Dolayısıyla bu çatışma, ümmeti sömürgeci Batı’nın pisliklerinden kurtaracak ve ümmetin acılarını ortadan kaldıracak sahih köklü bir çözüme götürmüyor, dahası ümmet sömürgeciliğin pençesinde kalmaya devam ediyor. Bunun gerçekleşmesi için de Batı, bu yöntemleri İslam ülkelerindeki ajan yöneticiler, ajan kuruluşlar, paralı medya organları ve saray mollaları aracılığıyla kullanıyor. Örneğin, Yahudi varlığının en son Gazze Şeridi’nde işlemiş olduğu katliamı ele alalım. Nitekim Interfax Haber Ajansı, bu soykırım haberini aşağıdaki şekilde yayınladı:
“Yahudi varlığı ile Batı Şeria sınırlarında gerçekleşen ve Filistin halkından 50 kişinin öldürüldüğü çatışmaların ardından Türkiye üç günlük yas ilan etti. Bu yas, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 15 Mayısta ilan edildi. Ve Erdoğan şöyle dedi: Filistinli kardeşlerimizle dayanışma belirtisi olarak üç gün boyunca yas ilan ediyoruz.” Yine Türkiye lideri, Yahudi varlığını terör devleti olarak nitelendirdi. Söz konusu bu çatışmalar, Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına karşı düzenlenen protestolar sırasında Pazartesi günü gerçekleşmiş ve bu çatışmalar sırasında Filistinlilerden 58 kişi ölmüş ve 2100 kişi de yaralanmıştır.”
Anadolu Haber Ajansı aşağıdaki haberleri yayınladı:
“Salı günü Türkiye, Gazze sınırlarında Filistinliler ile Yahudi askerleri arasında gerçekleşen ve Filistinlilerden 58 kişinin öldüğü çatışmaların ardından Yahudi varlığının büyükelçisinden ülkeyi terk etmesini istedi. Kaynağa göre Türkiye dışişleri bakanı, Yahudi varlığının büyükelçisi Eitan Naeh’ı çağırarak “bir süreliğine” ülkeyi terk etmesinin uygun olacağını bildirdi. Hatırlanacağı üzere 14 Mayıs’ta Amerikan büyükelçiliği Tel Aviv’den Kudüs’e taşındı. Bu ise Donald Trump’ın geçtiğimiz yılın Aralık ayında Kudüs’ü bir Yahudi varlığının başkenti olarak tanımasının ardından gerçekleşmiştir. Büyükelçiliğin taşınması, Gazze Şeridi ile Yahudi varlığı arasındaki sınırlar üzerinde birçok çatışmalara yol açtı. Bu çatışmalarda, Yahudi askerlerinin ateş açmaları sonucunda 58 Filistinli öldürüldü, binlercesi de yaralandı. Kurbanlardan en küçüğü ise sekiz aylık bir çocuk oldu.”
Rus haber ajansı Tass ise aşağıdaki haberi yayınladı:
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin Yahudi varlığının mallarını boykot edeceklerine dair umudunu ifade etti. Yine Ankara, erken Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ardından bir takım icraatlar benimseme niyetinde olduğunu ifade etti. Haber Türk kanalına göre Türkiye Cumhurbaşkanı, Bosna-Hersek gezisinin ardında gazetecilere şöyle dedi: “Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, bunların ürünlerine yönelik bir boykot uygulanması konusunda tavsiye kararı aldık. Temenni ederim ki İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler alınan tavsiye kararı doğrultusunda boykot uygulamasına girerler; neticede Yahudi varlığından artık herhangi bir ürün alınması da söz konusu olmaz.”
Peki bu şekilde sorunlar çözülür mü!!? Bu şekilde Filistin meselesi çözülür mü!? Selahaddin Eyyubi, Filistin meselesini haçlılarından kurtardığında bu şekilde mi çözüme kavuşturdu? Peki Muhammed El-Fatih hayati bir meseleyi bu şekilde mi çözecekti!? Hayır, bin kere hayır! İslam ümmetinin sorunları, timsah gözyaşlarıyla, yas ilan etmekle ve boykot etmekle çözülmez! Ancak ümmetin Yahudi varlığı, Amerika, Avrupa ve diğer düşmanlarına karşı İslam ordularının harekete geçmesiyle çözülür… Ama korkak ajan yöneticiler bunu yapabilirler mi acaba!!? Dahası yas ilan etmenin ve boykot etmenin amacı nedir? Bunun amacı, gaz alma yöntemiyle ümmetin öfkesini dindirmek! Çünkü Batı, ümmetin kalkınmasından korkuyor. Bu nedenle dikkat dağıtma üslubu da dahil bir takım üsluplar kullanıyor.
Evet, Filistin meselesi ve ümmetin diğer sorunları, yas ilan etmekle, boykot etmekle ve protesto etmekle çözülmez. Ancak köklü bir çözümle, çözüme kavuşur. Bu köklü çözümü ise İslam açıklamış olup bu da İslami hayatı yeniden başlatmak ve siyasi, ekonomik, içtimai ve eğitim gibi tüm alanlarda İslam’ın hükümlerini tatbik etmektir. Bu da ancak Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasıyla mümkündür. Dolayısıyla ümmetin bunu anlaması gerekiyor. Aynı şekilde ümmetin hastalığın kaynağını da anlaması gerekiyor. Hastalığın kaynağı, dahası bizzat hastalık ise Batı ajanı bu yöneticiler ile İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Devletleri Ligi gibi ajan kuruluşlardır. Batı da bu ajanlar aracılığıyla İslam’ın hayata geri dönmesini engelliyor. Bu hedefi gerçekleştirmek içinse Batı, Hilafeti ikame etmeye ve İslami hayatı yeniden başlatmaya davet eden adamların imajını (terörizm) ve (aşırıcılık) yakıştırmasıyla çarpıtmaya çalışıyor. Bu nedenle özellikle İslam orduları olmak üzere Müslümanların yapması gereken Batı’nın bu iğrenç hedefini idrak etmeleridir. Ayrıca Müslümanların, sahih köklü çözümün Raşidi Hilafet Devletini ikama etmek olduğunu anlamaları gerekiyor. İşte tek çözüm budur. Çünkü Hilafet, sadece mübarek belde Filistin meselesini çözmekle kalmayacak, dahası ümmetin tüm sorunlarını çözüme kavuşturacaktır.
Mahmud El-Özbeki
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı