Çarşamba, 04 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/08/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Dün Suçlu Rejimle Normalleşen, Bugün Yaptırımların Kaldırılmasının Ardından Yeniden İnşaya Destek Veriyor!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Dün Suçlu Rejimle Normalleşen, Bugün Yaptırımların Kaldırılmasının Ardından Yeniden İnşaya Destek Veriyor!

Haber:

Bakan Esad Şeybani, Suudi mevkidaşı ile düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:Suriye'nin kurtuluşundan bu yana, özellikle yaptırımların kaldırılması konusunda verdiği destekten dolayı Krallığa teşekkür ediyoruz; gaz tedarikini güvence altına almak için uluslararası bir anlaşma imzaladık. Suriye'nin yeniden inşasının, dış dayatmayla değil, Suriye halkının iradesiyle olacağını ve Suudi Arabistan ile ortaklığımızın ortak çıkarlar temelinde olduğunu da teyit ederiz. (Şam News Network)

Yorum:

2011 yılında devrimin patlak vermesinden itibaren bölge, doğudan batıya, kuzeyden güneye kadar kargaşa içinde olup ne bir gün rahatlık ne de ne bir saat huzur verdiler; bilakis onların tek dertleri, “Tufanın” kendi eylemleriyle öldürdükleri topraklarına ulaşmamasıydı ki bu yüzden tüm imkânlarını ve güçlerini Amerika'nın eline teslim ettiler ve kendilerini koruması için ona para yağdırdılar. İşte devrimin başlangıcında bu Suudi Arabistan, tüm adamlarını harekete geçirdi, onlar da devrimci çevrelerle bağlantı kurmaya başladılar; onların kullandığı dil ise devrimi ve devrim halkını kendi sözleri, ifadeleri ve terimleriyle özdeşleştirmek olmuştur; tüm bunlar ise devrime sızabilmek için kendisine bir kapı aralamak için olduğu gibi aynı zamanda devrimi şekillendiren operasyon odalarının da önemli bir parçası olmaktı ki bu odalarda devrimi saptırmak, hatta ona düşük yaptırmak için çalışan adamları vardı; böylece birçok kişinin vicdanını satın aldı ve onları kendi politikası için kullandı ve tüm bunları ise Amerika'nın emriyle yaptı.

Nitekim eğilim değişir değişmez Suudi Arabistan da rotasını değiştirdi; zira üç bölgenin teslim edilmesinin ve insanların İdlib'e tehcir edilmesinin ardından Amerika, normalleşme, devrimin sona erdirilmesi ve halkın ilk çembere geri döndürülmesi başlıklı yeni bir politika izlemeye başladı ve bu ülkeler de her zamanki gibi efendilerinin rotasına uyum sağlamak için hemen rotalarını değiştirdiler. Bunun üzerine Esad'ın kendisini ziyaret etmesi ve onun zafer kazanmış biri gibi karşılanması çağrısında bulundu; ardından Ahmed Matar'ın söylediği gibi onun havzaya geri dönmesi için zemin hazırladı, daha da ileri giderek Eylül 2024'te Şam'da büyükelçiliğini açtı. İşte bütün bunları Suudi Arabistan yaptı, bunu ise gafil olanın bilmesi ve onun peşinden gidenlerin onun gerçekliğini ve nasıl ve kimin emriyle hareket ettiğini idrak etmesi için söylüyoruz.

Bakın işte bugün yeniden karşımıza çıkıyor; aman ha ona karşı dikkatli olun ve onun ihanetine güvenmeyin; yani devriminizi sona erdirmekle meşgul olan bir devletin peşinden nasıl gidebilirsiniz?! Suudi Arabistan'ın bugün oynadığı rol çok tehlikeli ve habis olup Kralları da nerede olurlarsa olsunlar, ifsat etmektedirler. Onların durumunu Subhanehu ve Teala’nın şu hak kavli doğrulamaktadır: إِنَّ المُلوكَ إِذا دَخَلوا قَريَةً أَفسَدوها وَجَعَلوا أَعِزَّةَ أَهلِها أَذِلَّةً وَكَذلِكَ يَفعَلونَ(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı ifsat ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” [Neml 34]

Dolayısıyla onlar bizim iyiliğimizi ve kurtulmamızı istemiyorlar ve Amerika'nın istediği bağımlılık ve ajanlık altında kalmamız için çalışıyorlar. Bu yüzden bugünkü görevimiz, devrimin tarihini ayrıntılı olarak okumamız ve ülkelerin eylemlerini ayrıntılı olarak takip etmemizdir ki böylece onlara karşı nasıl davranacağımızı bilelim. Eğer kurtulmak ve devrimin kendisi için çıktığı şeyi gerçekleştirmek istiyorsak bunu yapmalıyız; yok eğer niyetler ve gayeler bunun tersiyse, o zaman tüm bu tarihi bir kenara bırakıp gayemiz ve başlığımız, istediğimiz ve kendisine ulaşmak isteğimiz şey için bir temel olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdu ed-Della - Suriye

Devamını oku...

Kırgızistan Kremlin'in Gölgesindedir!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Kırgızistan Kremlin'in Gölgesindedir!

Haber:

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, eğitim ve bilim alanlarında geniş çaplı yeniden yapılanma ile ilgili bir kararname imzaladı.Belgeye göre, Eğitim ve Bilim Bakanlığı ile Devlet Fikri Mülkiyet ve Yenilik Kurumu yerine Eğitim Bakanlığı ile Bilim, Yükseköğretim ve Yenilik (İnovasyon) Bakanlığı adı altında iki bakanlık kuruldu.Bu ise 12 Mayıs 2025 tarihinde Devlet Başkanı Basın Ofisi tarafından duyurulmuştur.

Yorum:

“Büyük Ağabey” daha önce yönetimlere yönelik benzer bir bölünme uygulamıştı; örneğin 2018 yılında Rusya, Eğitim Bakanlığı'nı Eğitim Bakanlığı ve Bilim ve Yüksek Öğretim Bakanlığı olarak ikiye ayırmıştı.Bu eğilimi sürdüren Kırgızistan, “stratejik jeopolitik ortağı” Rusya'nın idari ve yasal adımlarını taklit etme konusunda giderek artan bir istek sergiliyor! Bu taklitçilik, eğitim politikasında da açıkça görülüyor.

2019 yılının Aralık ayında Rusya, yabancı ajan kavramını, bireyleri de kapsayacak şekilde genişleten bir yasayı onaylamıştı.2021 yılında, bu gerekçe altında bağımsız medya ve gazetecilere karşı da geniş çaplı bir baskı dalgası başlatmıştı.Bunun ardından, Nisan 2024'te Kırgızistan Parlamentosu, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan Yabancı Temsilcilik Yasası'nı kabul etti ve bu yasayı, Kırgızistan'daki bağımsız medya ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskı kampanyası izledi.Yabancı nüfuzla mücadele ve ulusal güvenliği koruma bahanesiyle muhaliflere, insan hakları savunucularına ve gazetecilere yönelik baskılar yoğunlaştı.Bir dizi medya kuruluşu denetim, abluka ve idari baskı operasyonlarına maruz kaldı. Ocak 2024'te de yetkililer, 24.kg, Alga Media, Temirov LIVE ve diğerleri gibi medya organları yazı işleri ofislerine yönelik geniş çaplı denetim operasyonları gerçekleştirdi.Bilgisayar ve belgelere el konuldu ve gazeteciler sorguya çağrıldı.Bazı bağımsız medya kuruluşları, cezai kovuşturma korkusuyla faaliyetlerini askıya almak veya faaliyetlerini büyük ölçüde değiştirmek zorunda kaldılar.

Bu gelişme, daha önce Kırgızistan'ı, özgürlük adasını temsil eden tek Orta Asya ülkesi olarak değerlendiren uzmanların ve gözlemcilerin endişelenmelerine neden oldu. Özellikle Ukrayna meselesinin gölgesinde uluslararası arenada konumunun zayıfladığını hisseden Kremlin, Orta Asya ülkeleri, özellikle de Kırgızistan dahil olmak üzere diğer bölgelerdeki nüfuzunun akıbetinden endişe duymaya başladı.Son zamanlarda Bişkek, giderek daha fazla Rus yönetim modelini benimsemektedir;zira sıkı denetim ve muhalif seslerin bastırılması, iç politikanın sistematik bir parçası haline gelmiştir.Moskova daha önce Atambayev ve Ceenbekov gibi kendi yanlısı ajanlara güvenerek ülkede nispeten özgür bir yasama sürecine izin vermişti; ancak görünen o ki Kremlin, Caparov rejiminin kurulmasıyla birlikte başkanın otorite yapısını güçlendirmek ve ülkedeki protesto faaliyetlerinin alanını sınırlamak yoluyla bu sınırları daraltmaktadır.Bu, Kırgızistan'ın Kremlin'in nüfuzuna boyun eğmesinin boyutunu ve halkının çıkarları yerine Kremlin'in çıkarlarına hizmet eden politikalar izlediğini bir kez daha kanıtlamaktadır.Sömürgecilerin ajanları iktidarda kalmaya devam ettikleri sürece, ülke ve halk, despotluk ve zulmün hüküm sürdüğü sefalet ve sıkıntının acısını çekeceklerdir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zeyd Enver

Devamını oku...

Lübnan Vilayeti: Hicri 1446 Tekbir, Tehlil ve Tahmid Yürüyüşü

  • Kategori Lübnan
  •   |  
Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti:
Hicri 1446 Tekbir, Tehlil ve Tahmid Yürüyüşü
 
Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, Hicri 1446 (Miladi 2025) yılının Zilhicce ayının ilk on günü ve mübarek Kurban Bayramı münasebetiyle "Tekbir ve Tehlilde, Seninleyiz Ey Gazze!" sloganıyla Lübnan'ın Trablus şehrinde Tekbir, Tahlil ve Tahmid yürüyüşü düzenledi. Yürüyüş, Şeyh Ahmed El-Şemali tarafından yapılan duygulu bir dua ile sona erdi.

Cuma, 3 Zilhicce 1446, 30 Mayıs 2025

Şeyh Ahmed El-Şemali'nin Duası

Hicri 1446 yılının Zilhicce ayının 5. Pazar günü, Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti, Lübnan'ın Trablus şehrinde “Tekbir ve Tehlil ile, Seninleyiz Ey Gazze!” sloganı altında Tekbir, Tehlil ve Tahmid araçlı konvoy düzenledi.

Allah'ın Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in siyah (Raye) ve beyaz (Liva) bayrağını taşıyan araç konvoyu, Trablus sokaklarında tur attı.

Daha Fazla Bilgi İçin:

Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilayeti X Sayfası
Hizb-ut Tahrir Lübnan Vilayeti Instagram Sayfası

 

Devamını oku...

Zilhicce'nin On Gününü İyi Değerlendirin Çünkü Onda Büyük Bir Hayır ve Dini Desteklemek İçin Bir Fırsat Vardır

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Zilhicce'nin On Gününü İyi Değerlendirin Çünkü Onda Büyük Bir Hayır ve Dini Desteklemek İçin Bir Fırsat Vardır

İbn Abbas Radıyallahu Anh’dan Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: مَا مِنْ أَيَّامٍ الْعَمَلُ الصَّالِحُ فِيهَا أَحَبُّ إِلَى اللهِ مِنْ هَذِهِ الْأَيَّامِKendisinde salih amel işlenen günlerin Allah’a en sevimlisi bu günler yani (Zilhicce’nin ilk) on günüdür.” (Sahabeler) dediler ki: Allah’ın Yolunda yapılan cihad da mı (o günler kadar sevimli) değildir? Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: َلَا الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللهِ، إِلَّا رَجُلٌ خَرَجَ بِنَفْسِهِ وَمَالِهِ، ثُمَّ لَمْ يَرْجِعْ مِنْ ذَلِكَ بِشَيْءٍEvet, Allah’ın Yolunda yapılan cihad da! Ancak canı ve malı ile cihada çıkıp da onlardan hiçbir şeyi geri döndürmeyen (yani şehit olan) hariçtir!

Dolayısıyla bu on gün, en büyük ibadet mevsimlerinden biridir olup Allah ile olan ahdimizi yenilemek, özellikle ümmetin hayati meseleleri olmak üzere salih amel konusunda moralimizi yüksek tutmak için büyük bir fırsattır.

Günümüzün en büyük salih amellerinden biri, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurmak için çalışmaktır; çünkü cihadı sahaya geri döndürecek, mübarek toprakları kurtaracak ve mazlumlara yardım edecek olan sadece Hilafettir.

Bugün beldelerimizde iktidarda olan rejimlerin cihadı devre dışı bıraktığı, ayaklanmaları ve İslam'ı desteklemek için yapılan her ciddi hareketi bastırdığı ve Yahudi varlığının güvenli ve istikrarlı olmasını sağladığı açık bir hale gelmiştir.

Ey ümmetin evlatları: Dünyanın en büyük günlerinde en büyük derdiniz Allah'ın dinini desteklemek olsun ve bu günleri, bu ajan rejimleri yıkmak ve Allah Subhanehu'nun Hilafetin kurulması vaadini gerçekleştirmek için ciddi bir şekilde davet ve siyasi çalışma için değerlendirin.

Allah katında salih amellerin en sevimli olduğu günler bu günlerdir; o halde bu günlerdeki en büyük ameliniz, Allah'ın vaat ettiği devletini kurarak O'nun kelimesini yüceltmek için çalışmak olsun.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Halife Abdullah– Yemen

Devamını oku...

Türkiye Vilayeti: Gündem Değerlendirme Toplantısı 03/06/2025

  • Kategori Türkiye
  •   |  
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti:
Gündem Değerlendirme Toplantısı 03/06/2025
 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Sayın Mahmut Kar gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

- Bayrama Girerken Gazze
- Türkiye'de Amerikan-İngiliz Çatışması
- Faize İslami Finans Kılıfı

7 Zilhicce 1446 - 3 Haziran 2025

turkiye vilayeti

İlgili Bağlantılar:

Devamını oku...

Tunus: Kurtuluş Yürüyüşü; “Gazze Açlıktan Ölüyor, Fasık Yöneticiler Onu Kuşatıyor ve Ümmetin Servetini Çarçur Ediyor!”

  • Kategori Tunus
  •   |  

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti: Kurtuluş Yürüyüşü;

“Gazze Açlıktan Ölüyor, Fasık Yöneticiler Onu Kuşatıyor ve Ümmetin Servetini Çarçur Ediyor!”

30 Mayıs 2025 tarihinde, Cuma namazının ardından, Tunus'un başkenti Tunus'ta, El-Fetih Camii'nden hareketle, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti yürüyüş düzenledi. “Gazze Açlıktan Ölüyor, Fasık Yöneticiler Onu Kuşatıyor ve Ümmetin Servetini Çarçur Ediyor!” başlığı altında Filistin halkına ve esir El-Aksa'ya destek için düzenlenen yürüyüşe her zamanki gibi Tunus halkından büyük bir kalabalık katıldı ve tekbir ve tezahüratlarla başkentin ana caddelerinden Devrim Caddesi'ne doğru ilerledi. Yürüyüşte, ana pankartta yürüyüşün başlığı yazarken, diğer pankartlarda “Amerika'nın Siyonist varlığa desteği 22 milyar dolar ve 90.000 ton askeri teçhizat” yazıyordu.

Yürüyüş, belediye tiyatrosu önünde sona erdi ve katılımcılar, sadık komutan ve askerleri Gazze'deki mazlum kardeşlerine yardım etmeye çağıran sloganlar attılar. Ardından Necmeddin Şuaybin bir konuşma yaptı ve tarih boyunca ümmetin kutsallarını, dinini, namusunu ve topraklarını savunmak için mücadele eden adamların tutumlarını hatırlattı. Selahaddin Eyyubi, Halid bin Velid, Ömer bin Hattab ve İslam milletinin yaşadığı sıkıntılı ve zorlu dönemlerde halkın genelini anlattı. Ayrıca Müslüman ordularındaki sadık komutan ve askerlere, kardeşlerini desteklemekteki ihmalkarlıklarının sorumluluğunu yükledi ve bu utanç verici tutumlarını sürdürürlerse Allah'ın kendilerini bekleyen cezası ve bunun karşılığında yasal görevlerini yerine getirirlerse kendilerini bekleyen büyük mükafat hakkında konuştu. Bunun için de; başımızdaki zararlı yöneticileri devirmeleri, İslam'ın hükümranlığını tesis etmeleri, ardından Filistin'de cihat ilan ederek Allah'ın vaadini ve Peygamber Efendimiz'in müjdesini gerçekleştirmeleri çağrısında bulundu.

Bu yürüyüş, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayetinin Gazze'deki kardeşlerimize karşı yürütülen soykırım savaşına karşı düzenlediği onlarca yürüyüşten biridir. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, Filistin'deki halkıyla olan antlaşmasına sadık olduğunu ve İslam'ın yönetim nizamı Raşidi Hilâfeti kurma çağrısını sürdürdüğünü ve Allah'ın vaadini ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in vaadini muhakkak yerine getireceğini müjdelemek içindir.

Hizb-ut Tahrir Tunus Vilayeti Merkezi Medya Ofisi Delegesi

Cuma, 03 Zilhicce 1446 H. 30 Mayıs 2025 M.

#طوفان_الأقصى

#الجيوش_إلى_الأقصى

#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

#AksaTufanı

#OrdularAksaya

#ArmiesToAqsa

#AqsaCallsArmies

İlgili Linkler:

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Resmi Websitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Resmi Sitesi
Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Tahrir Dergisi Facebook Sayfası

Devamını oku...

Danimarka: Kopenhag'da Haşim Gazze'yi Destekleme Standı!

  • Kategori Danimarka
  •   |  

 Hizb-ut Tahrir / Danimarka:
Kopenhag'da Haşim Gazze'yi Destekleme Standı!

Bu suç örgütünün kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde savunmasız Müslümanlara karşı 19 aydan fazla süredir devam eden acımasız katliamları (soykırım) sonucunda, şu ana kadar 185.000'den fazla Müslüman erkek ve kadın şehit oldu veya yaralandı. Hizb ut Tahrir / Danimarka, özelde Gazze halkını ve genel olarak nehirden denize kadar işgal altındaki Mübarek Toprakları (Filistin) desteklemek için başkent Kopenhag'da bir stand düzenledi. Burada Üstad Munzir Abdullah, “Bu Terk Ediş Hakkında Hesaba Çekileceksiniz!” başlıklı bir konuşma yaptı.

23 Zilkâde 1446, 21 Mayıs 2025

danimarka

#طوفان_الأقصى

#الجيوش_إلى_الأقصى

#ArmiesToAqsa

#AksaTufanı

#OrdularAksaya

#الأقصى_يستصرخ_الجيوش

Aqsa_calls_armies#

#AqsaCallsArmies

danimarka

İlgili Bağlantılar:

Hizb-ut Tahrir / Danimarka Resmi Websitesi

Hizb-ut Tahrir / Danimarka Facebook Sayfası

Devamını oku...

Yeni Yerleşim Yerleri, Yahudi Varlığının Yürüttüğü Başka Bir Savaştır, İlhak ve Tehcirin Önünü Açan Bir Savaştır

Yahudi varlığının Savaş Bakanı Yisrael Katz ve aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ortak açıklamasına göre, işgalci rejim 22 yeni yerleşim birimi kuracak. Bu yerleşimler Batı Şeria’nın iç kısımlarında, daha önce geri çekildikleri bölgelerde ve Ürdün sınırına yakın alanlarda inşa edilecek. Bu karar, güvenlik kabinesinin aldığı son kararla birlikte, Oslo Anlaşmalarından bu yana 30 yıla aşkın süredir yapılan en büyük yerleşim genişlemesi olarak görülüyor. Smotrich yeni yerleşimleri savunarak, ‘Bir sonraki adım egemenlik. Biz yabancı topraklar almadık, atalarımızın mirasını geri aldık’ ifadelerini kullandı. Katz cuma günü yaptığı açıklamada, işgal altındaki topraklarda 22 yeni yerleşim birimi kurulacağını duyurduktan hemen sonra “Bu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve onun dostlarına net bir mesajdır. Onlar kâğıt üzerinde Filistin devletini tanıyabilirler, ama biz burada sahada Yahudi-İsrail devletini inşa ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ürdün Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Dr. Süfyan el-Kudat, bu kararı şiddetle kınadı. Kararın, özellikle Yahudi varlığının 1967’den bu yana işgal altındaki Filistin topraklarının demografik yapısını ve statüsünü değiştirmeye yönelik tüm uygulamalarını kınayan BM Güvenlik Konseyi’nin 2334 sayılı kararına aykırı olduğunu vurguladı. Bu eylemler, uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor. Filistin Yönetimi, Batı Şeria’daki yerleşim yeri genişlemesini kınayarak, bunun sonuçları hakkında uyardı ve Yahudi varlığını bölgeyi şiddet sarmalına sürüklemekle suçladı. Aynı şekilde Mısır ve İngiltere de yeni yerleşim yeri inşa kararını kınayan ülkeler arasında yer aldı.

Ürdün Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Eymen es-Safedi, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı telefon görüşmesinde, Yahudi varlığının yasadışı uygulamalarının Batı Şeria’yı patlama noktasına sürüklediği ve iki devletli çözüm ihtimalini tamamen yok ettiği uyarısında bulundu. Es Safedi, bu çözümün adil ve kapsayıcı barış için tek yol olduğunu vurguladı. Ayrıca, Yahudi varlığının Gazze’ye yönelik barbarca saldırılarının ve kasıtlı aç bırakma politikasının tüm sınırları aştığını belirtti.

Tüm bu işgal adımları, Yahudi liderlerinin küstah sözleri ve Arap rejimlerinin sessizliği karşısında, aşağıdaki noktaları kamuoyu ile paylaşıyoruz:

- Artık herkesin rahatça görebileceği gibi, Yahudi varlığı ve liderlerinin niyetleri gayet açık: Batı Şeria topraklarını genişletip ilhak ederek, “Yahuda ve Samiriye” adını verdikleri yerde bir Yahudi devleti kurmak.

- Yahudiler, iki devletli bir çözüm arayışında olmadıklarını defalarca dile getirdiler ve zaten pratikte bu mutant devletçiği kurmaya uygun tek bir alan bile bırakmadılar. Kaldı ki bu devletçik, uluslararası sistemin Arap yöneticilerle birlikte oynadığı siyasi bir oyun ve hileden ibarettir.

- İki devletli çözüm, Arap rejimleri ve Filistin Yönetimi için, Yahudi varlığı ile normalleşmeyi ve onu güçlendirmeyi, kendi yöneticilerinin iktidarda kalmasını hedefleyen hain bir oyalama taktiğidir. İki devletli çözüm, aslında kağıt üzerinde kalan, sahada hiçbir gerçekliği olmayan bir varlıktır.

- Yerleşim yerlerinin bu denli büyük ölçekte genişletilmesi, yalnızca sözde iki devletli çözümü ortadan kaldırmakla kalmıyor; aynı zamanda ilhak ve tehciri hedefleyen uzun vadeli bir planın da parçasıdır. Bu plan, iki yılı aşkın süredir Batı Şeria’da Yahudi varlığının yıkım ve şiddet makinesi tarafından sistematik olarak uygulanmaktadır.

- Yahudi varlığının pervasızlığının ve küstahlığının arkasında Amerika vardır. Onu ayakta tutan, güçlendiren ve saldırganlığına zemin hazırlayan da odur. Tıpkı Trump’ın son ziyaretinde görüldüğü gibi, İslam ülkelerindeki mevcut yönetimlerin teslimiyet ve köleliklerinin sebebi de yine Amerika’dır.

- Ürdün yönetiminin uzun yıllardır Yahudi varlığının Mescid-i Aksa ihlallerini, Batı Şeria’ya saldırılarını ve yerleşim yeri inşaatlarını kınaması, uluslararası sisteme şikayetlerde bulunması ve dışişleri bakanının bile “çoktan öldüğünü” söylediği uluslararası hukuku işletmeye çalışması; aslında rejimin Yahudi varlığıyla ortak hareket ettiğini, beceriksizliğini ve kendi bekasının devam uğruna Ürdün ve halkının çıkarlarını baltaladığını bir kez daha gözler önüne seriyor.

- İşgalci Yahudi varlığının tehditleri ve tehlikeli tutumları karşısında ciddi ve samimi bir duruş sergilemek, yönetimin egemenliğine yakışır, cesur adımlar atmasını ve Allah’ın emirlerine uyarak Yahudi varlığıyla tüm ilişkilerinin kesilmesini ve bu rejimin bize karşı kullandığı dille -düşmanlık ve savaş haliyle- karşılık verilmesini, onun pervasızlığını duymazlıktan gelen, vahşetine kör ve sağır kalan uluslararası sistemin aşağılık bir şekilde çağrılar yapmak yerine kararlı ve bağımsız adımlar atılmasını gerektirir.

- Amerika, Batı ve Yahudi varlığı yenilemez ve alt edilemez bir kader değildir. İşgal ettikleri Müslüman topraklarından nasıl bozguna uğrayıp arkalarına bile bakmadan kaçtıklarını gördük. Yahudi varlığı, mevcut rejimlerin işbirliğine rağmen, İslam ümmetinin Allah’ın yardımı ve desteğiyle İslam devletini kurduğunda, kendisinin temellerini sarsacağını, kökünü kurutacağını ve ilelebet ortadan kaldıracağını çok iyi biliyor.

Ey Müslümanlar! Düşmanlarınız olan Yahudi varlığı, ABD ve Batılı güçlerin sömürgeci projeleriyle saldırganlıklarına ve entrikalarına devam etmeleri, topraklarınızın işgalini pekiştirmeleri, kaynaklarınızı yağmalamaları, Gazze ve Batı Şeria başta olmak üzere halkınızı katletmeleri ve yerinden etmeleri, ayrıca Yahudi rejiminin tüm Filistin üzerinde kontrol kurma arzusu, Hilafet devletinin kuruluşunun gecikmesi durumunda bedelin daha da ağırlaşacağını göstermektedir. Hilafet, sizi birleştirecek ve Filistin’i özgürleştirmek ve ülkenizi sömürgeci kafir Batı’nın emellerinden korumak için ordularınızı seferber edecektir.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنْصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ * الَّذِينَ إِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِي الْأَرْضِ أَقَامُوا الصَّلَاةَ وَآتَوُا الزَّكَاةَ وَأَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلَّهِ عَاقِبَةُ الْأُمُورِ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir. Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, iyiliği emreder ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin akıbeti Allah’a aittir.” [Hac 40-41]

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER