Cuma, 24 Recep 1446 | 2025/01/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Mübarek Topraklar, Ümmetinin Yüzüstü Bırakması Karşısında İnliyor!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Mübarek Topraklar, Ümmetinin Yüzüstü Bırakması Karşısında İnliyor!

Haber:

Gaspçı Yahudi ordusu, işgale direnen ve varlığını reddeden her türlü eylemi ortadan kaldırmak amacıyla Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin kenti ve kampında “Demir Duvar” olarak adlandırılan geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.

Haber:

Müslüman ordularının yüzüstü bırakmasına tanık olan Gazze’de 472 gün süren savaşın ardından, acaba bu ordular Cenin’deki kardeşlerine destek olacaklar mı?!

Ey Müslüman ordular, Gazze’nin yüzüstü bırakılması, bu mutant varlığın varlığına son vermek ve onu Nebiniz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsrası’ndan söküp atmak için harekete geçmediğiniz sürece affedilemez.

Kan şelalesi Gazze’de dursa bakın Cenin’de akıyor; dolayısıyla bu varlık, Müslüman ordular, haberler sanki Müslüman ülkelerden değil de Mars’tan geliyormuş gibi görmeye devam ettikleri sürece Filistin halkına karşı nefretini kusmaya devam edecektir.

Yahudilerin nefreti ve saldırganlığı Cenin veya Filistin sınırlarında durmayacaktır. Ey Şam halkı, ey Ürdün’ün özgürleri, ey Mısır ve Körfez’in askerleri; kanlarınızın kaynaması için Yahudilerin ülkenizde sizleri işgal etmesini mi bekliyorsunuz, sonra hain yöneticilerin tepkisini ve onlarla istişarede bulunmayı mı bekliyorsunuz; peki harekete mi geçeceksiniz yoksa acizler olarak sessiz mi kalacaksınız?!

Bu yüzüstü bırakmanın cezasını mı bekliyorsunuz?Yoksa sizler kışlalarınızda uyuyup halkınızın yardım çığlıklarına kulaklarınızı tıkayarak meleklerin sizin adınıza savaşmasını mı bekliyorsunuz?!

Eğer yöneticilerinizden korkuyorsanız Allah Subhanehu’nun şu kavlini hatırlayın: أَلاَ تُقَاتِلُونَ قَوْمًا نَّكَثُواْ أَيْمَانَهُمْ وَهَمُّواْ بِإِخْرَاجِ الرَّسُولِ وَهُم بَدَؤُوكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ أَتَخْشَوْنَهُمْ فَاللهُ أَحَقُّ أَن تَخْشَوْهُ إِن كُنتُم مُّؤُمِنِينَ(Ey müminler!) verdikleri sözü bozan, Peygamber'i (yurdundan) çıkarmaya kalkışan ve ilk önce size karşı savaşa başlamış olan bir kavme karşı savaşmayacak mısınız; yoksa onlardan korkuyor musunuz? Eğer (gerçek) müminler iseniz, bilin ki, Allah, kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.” [Tevbe 13]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Beyan Cemal

Devamını oku...

Biz Kiminle Savaştık? Neler Gerçekleştirdik?”

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

“Biz Kiminle Savaştık? Neler Gerçekleştirdik?”

Haber:

Yahudi varlığına bağlı 24. TV Haber, ateşkesin ilk saatlerinden itibaren Hamas savaşçılarının arabaları ve silahlarıyla Gazze sokaklarında görülmesi, pazarlara hayatın geri dönmesi ve hastanelerin onarılması Yahudileri şu soruyu sormaya sevk etti: “Bizler neler gerçekleştirdik?”

Kanal şu eklemede bulundu: “471 gün süren savaşın ardından Hamas’ı yendiğimiz söylendi, ancak Hamas unsurlarının ve modern arabalarının Gazze sokaklarındaki fotoğrafları aksini gösteriyor.Peki Netanyahu’nun bize ezici bir zafer vaat ettiği savaş hedefleri ne olacak?” (El-Gad, Uyarlanmıştır)

Yorum:

“Biz kiminle savaştık? Neler gerçekleştirdik?”Ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra İbrani basını bu soruyu gündeme getirdi ve mücahitlerin, bir çatışmanın içinde oldukları veya 15 ay süren bir savaşa maruz kaldıkları söylenemeyecek şekilde en iyi halleriyle, tüm zindelikleriyle, çiziksiz, modern dört çeker araçlarıyla olan fotoğrafları dolaşıma sokuldu. Zira tüm bu hava, kara ve deniz bombardımanıyla, en son teknolojinin kullanılmasıyla, dinleme cihazları, kara ve hava takibi ve istihbaratla, tünellerin ve binaların havaya uçurulmasıyla ve altyapı ve yeraltı yapılarının yıkılmasıyla Gazze’de ulaşamadıkları bir karış yer dahi bırakmadılar; peki bu kişiler neredeydiler ve 15 ay boyunca saklandıkları yerlerde nasıl bir arada yaşadılar?!

Biz kimlerle savaştık? Onların ölüleri nerede? Esirleri nerede? Nasıl yaşıyorlar? Çok şaşırtıcı ve akıl almaz bir şey.

Siyasetçiler, gazeteciler ve medya kuruluşlarının, tünel savaşçılarının savaşın tozundan ve günlerin yorgunluğundan arınmış yeni ve temiz kıyafetleriyle ortaya çıkmasının ardından ortaya attıkları birçok şaşırtıcı sorular vardır. Yahudi liderlerin mavalları ve onların hayali ve aldatıcı zaferleri hani nerede? Bu ordu, hastalar, yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve hiçbir gücü ve kuvveti olmayan savunmasız insanlardan başka kiminle savaştı ki? Yahudilerin kahramanlıkları işte budur! Burada Yahudi anlatısı, onların varlığının yapay ve işlevsiz bir varlık olduğu ve ordularla karşı karşıya kaldığında günün bir saati bile dayanamayacak kadar kırılgan bir varlık olduğu gerçeği karşısında çökmüştür. 15 ay boyunca Don Kişot gibi değirmenlere karşı savaştılar; çocukları, kadınları, yaşlıları ve hastaları öğütüp geçtiler, molozları üzerlerindeki bir lanete ve tuzaklara dönüşen evleri yıktılar.Böylece ayıpları, kötü eylemleri ve barbarlıkları yeryüzünün tüm halkları için açığa çıktı, üzerlerindeki örtü açıldı, yalanları ve söylemlerinin sahteliği de açığa çıktı. Böylece de dışlandılar ve dışlanma çemberleri, yeryüzünün her sokağına ve her koridoruna girene kadar genişleyerek devam ediyor.

Yarın tüm dünya Yahudilerin Gazze’de işledikleri suçun büyüklüğünü ve eylemlerinin gerçekliğini görecektir; eğer Müslümanlar, yıkılmış Gazze'nin gerçeğini, hala enkaz altında olan çocuk, kadın ve erkek cesetlerini ve Yahudilerin Gazze’de yaptıklarını değerlendirirlerse çok iyi olur.

Tünellerdeki adamlara gelince; onlar, savaşın gizemi ve Müslüman ülkelerdeki Batı projesinin yenilgisinin sırrı olarak kalacaklardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Salim Ebu Sebeytan

Devamını oku...

“Japonya Gezegeninde” Bir Oğul Annesinin Ölmesini Diliyor!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

“Japonya Gezegeninde” Bir Oğul Annesinin Ölmesini Diliyor!

Haber:

Nevine münhasır garip bir olgu olarak Japonya'da yaşlı insanların, özellikle de kadınların, yoksulluktan veya ölümcül yalnızlıktan kurtulmak amacıyla hapishaneye girebilmek için yasa ihlallerinde bulunmaları giderek artıyor.Japonya genelinde 65 yaş ve üzeri mahkumların sayısı 2003’ten 2022’ye kadar neredeyse dört kat artmıştır.

Tokyo’nun kuzeyinde bulunan Tochigi Kadın Cezaevi’nde görevli Takayoshi Shiranaga CNN’e şunları söyledi: “Şimdi mahkumların altlarını değiştirmemiz, yıkanmalarına ve yemek yemelerine yardımcı olmamız gerekiyor.Artık burası suçlu dolu bir hapishaneden çok bir huzurevi gibi görünüyor.”

Mahkumlardan 81 yaşındaki Akiyo, CNN’e hapishanedeki yaşamı hakkında bilgi verirken, marketlerden yiyecek çaldığı için hapis cezası aldığını ve hapishaneden çıkmak istemediğini söyledi. (Şarkul Avsat)

Yorum:

Bazılarının, ilerlemesi ve gelişmesi karşısında büyülenip “Japonya Gezegeni” olarak nitelendirdiği bir ülkede yaşananlar işte budur! İnsan onurunu korumayan ve ileri yaşa ulaşan kişilere bile acımayan bir sistem ne kadar da zalim ve acımasızdır!Bu yaşlı insanlar nasıl bir hayat yaşıyorlar ki hapishaneyi tercih ediyorlar?!

İslam ne kadar yücedir ve insanlığın ona dönmeye ne kadar da ihtiyacı vardır; âlemlerin Rabbi ve yaratıcısının katından gelen İslam ile insanlığa yük olan, insana zulmeden ve zayıfları ezen ideolojiler arasında ne kadar da büyük fark vardır.

İslam, anne-babaya hizmet etmeyi çocuklar için bir görev ve şeref saymış ve onlara karşı iyi davranmayı da Allah’ı razı etmenin bir yolu kılmıştır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَاناً إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَا أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيماًRabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine «of!» bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle.” [İsra 23] Dolayısıyla Ebeveynleri, büyükanne ve büyükbabaları ve onların üstündeki kişileri, ailelerinde ve çocukları ve torunları arasında kral yapan şey işte budur, zira hepsi onların iyiliğini istemekte ve onlara hizmet etmek ve rızalarını almak için koşturmaktadır.

Ama onlar, ihmalin, yalnızlığın ve yoksulluğun acısını çekiyorlar ve aileleri de onların ölmesini diliyorlar. Tıpkı yaşlı bir kadının şöyle dediği gibi: “43 yaşındaki oğlum bana, bu dünyayı terk etmemi dilediğini söyledi.O andan itibaren, yaşamanın bir anlamı olmadığını hissettim.”

Çocuklara, erkeklere, yaşlılara ve kadınlara zulmetmeyen İslam ile zayıfların ve muhtaçların muhtaç olmasına, başkaları uğruna grupların ezilmesine neden olan diğer sistemler ve ilkeler arasında ne kadar da büyük bir fark vardır.Zira onlar, kadınları ve bedenlerini gençliklerinde sömürüyorlar, sonra yaşlandıklarında ya da tazeliklerini yitirdiklerinde onları huzur evlerine ve sokaklara atıyorlar. Aynı şekilde erkekler ve babalar, üretken ve muktedir oldukları sürece ailede ve toplumda bir yere sahiptirler; şayet aciz ve zayıf olurlarsa, akıbetleri ihmal edilip hor görülmektirler! Gerçekten Allah’tan başka her şey batıldır ve insanların İslam dışında bir hayatları yoktur.

İslam nimetinden dolayı Allah’a hamd olsun; Allahu Teala’dan, İslami hayatı yeniden başlatacak, rahmet, adalet ve nur hükümleriyle hayatı yeniden düzene koyacak ve Müslümanları ve bütün insanlığı demokrasi ve kapitalizmin sıkıntılarından, zulmünden ve sefaletlerinden kurtaracak olan İslam Devleti’ni çabuklaştırmasını niyaz ediyoruz. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَقَدْ جِئْنَاهُم بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلَى عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik.” [Araf 52]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Bahir Salih

Devamını oku...

Avrupa-Amerika İlişkileri ve Trump Yönetimi!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber - Yorum

Avrupa-Amerika İlişkileri ve Trump Yönetimi!

Haber:

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB ülkelerinin NATO dışında bir savunma sistemi kurmak istemeleri halinde GSYH’lerinin %10’una kadarını askeri ihtiyaçlar için harcamak zorunda kalacaklarını söyledi. Rutte şöyle dedi: “NATO gibi bir şeye sahip olmak harika olurdu ama bundan sonra GSYİH’nin %2’si meselesini unutalım.İşte o zaman savunma harcamalarını %8-10’a çıkarmamız gerekecek.” (El-Vakai Haber)

… Musk ayrıca İngiltere Başbakanına da saldırarak görevden ayrılması çağrısında bulundu; bununla da kalmayarak Almanları, ülkeyi kurtarabilecek tek parti olduğunu iddia ederek pek çok Almanın aşırı sağcı bir parti olarak gördüğü Almanya için Alternatif'’ (AfD) seçmeye çağırdı.Geçtiğimiz Aralık ayında da Almanya Şansölyesini aptal olarak nitelendirdi ve bununla da kalmayıp kendisini Nazileri desteklemekle suçlayan İspanya da dahil olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinin siyasi işlerine müdahale etti.Kanada da eleştirilerinden kurtulamadı ve istifa eden Başbakan Justin Trudeau’yu kızım olarak nitelendirdi.

Trump’ın hükümetin ve bakanlıkların verimliliğini etkinleştirmek, israfı ve gereksiz istihdamları durdurmak amacıyla yeni bir bakanlık için Musk’ı seçtiği biliniyor.

Trump NATO üyelerinden GSYH'lerinin %5’ini savunmaya ayırmalarını talep etti. (CNBC).

Trump, Salı günü düzenlediği basın toplantısında mevcut hedefin iki katından fazla olan bu rakamı ortaya atarak şunları söyledi: “Bence NATO %5 almalı. Hepsi bunu karşılayabilir ama ilk döneminde talep ettiği gibi %2 değil, %5 almalıdır. Avrupa ekonomisinin zayıflığı, Ukrayna’daki savaş, Birlik ile gümrük vergisi tehdidi, gaz ve üretim girdilerinin yüksek maliyeti göz önüne alındığında bu rakam oldukça büyük olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla bazı Avrupa liderleri, bu oranı reddetme yönünde oldu; zira Alman (Sosyal Demokrat Parti) SPD üyesi Ralf Stegner Facebook'ta Trump’ın yorumlarının “gerçekten hayal ürünü ve çılgınca” olduğunu yazdı.” Ve şöyle ekledi: “Gerçek dünyadaki sorunları çözmek için kaynakların nereden gelmesi gerekiyor?”

İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, Trump’ın önerisine ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Beş olacağını sanmıyorum ki bu imkansızdır.”

Amerika’nın Avrupa’daki nüfuzu ve bazı ülkelerin Rusya’ya yakınlığı nedeniyle bazı ülkeler bu oranı çok büyük görmüyor; zira Polonya Savunma Bakanı Financial Times’a yaptığı açıklamada, Polonya’nın, “Başkan Trump’ın ortaya koyduğu bu meydan okuma ile Avrupa'daki uygulaması arasında transatlantik bir bağlantı olabileceğini söyledi.”

Trump’ın yorumlarına yanıt olarak Estonya Başbakanı Kristen Michel Politico’ya yaptığı açıklamada, bunun “Estonya’nın yıllardır savunduğu bir mesaj” olduğunu söyledi. Ve şöyle ekledi: “Bu, Putin’e NATO’nun sinirlerini sınamaya cesaret etmemesi gerektiğine ve bizim buna hazır olduğumuza dair açık bir işarettir.”

Yorum:

Avrupa kendi içinde büyük bir bölünmüşlük içinde ve tek bir referansı bile yok, dahası iç ve dış zorlukların büyüklüğü ve Trump’ın tehditleri karşısında aşağılanmış ülkeler de var; bir zamanlar dünyayı yöneten ve kontrol eden, ancak Rus öcüsünün ve Amerikan pazarına duyulan ihtiyacın altında aşağılanan bir kıta için mesele çok ciddidir.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'nün Askeri Harcamalar ve Silah Üretimi Programı Kıdemli Araştırmacı ve Program Yöneticisi Nan Tian, “GSYH’nin %5'i gibi bir seviye, aynı ülkelerin Soğuk Savaş’ın zirvesinde harcadıklarından daha yüksek olacaktır” dedi.

Özetle, Trump’ın açıklamaları ve tutumları sürekli olarak Avrupa’yı tehdit etmekte ve Amerika’nın çıkarlarını gerçekleştirmeye sevk etmektedir; bunların başında da Avrupa’nın buna boyun eğmesi ve dış arzuları olmadan bu pelerinin altına girmesi ve ortak bir Avrupa savunması fikrini ortadan kaldırması gelmektedir.

Aynı şekilde Avrupa ülkelerinin Amerika’ya boyun eğmesi ve ilişkilerin eski gerçekliğe değil, günümüz gerçekliğine göre yeniden formüle edilmesi, onun tarihi ve nüfuzuna değil, kapasitesinin büyüklüğüne ve aynı şekilde Amerika’nın tüm Avrupa üzerindeki nüfuz yelpazesiyle orantılıdır.

Amerika’nın bu hedefleri Avrupa’yı, tüm Avrupa ülkelerini değil, aksine özellikle Fransa’nın hayali olan bazılarını kapsayacak şekilde ters yöne itebilir ya da Avrupa, Amerika’nın tartışmasız kararına esir düşerek Avrupa’nın geleceğini Amerikan nükleer şemsiyesi altında karartabilir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulhakim Abdullah

Devamını oku...

Türkiye Vilayeti: Gündem Değerlendirme Toplantısı 21/01/2025

  • Kategori Türkiye
  •   |  
Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti: Gündem Değerlendirme Toplantısı 21/01/2025
 

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

- Gazze'de İmzalanan Ateşkes
- Yeni Başkan Trump'ın Açıklamaları
- Başıboş Köpek Sorunu

H. 21 Receb 1446 El-Muvafık M. 21 Ocak 2025

turkiye vilayeti

İlgili Bağlantılar:

Devamını oku...

Trump ve Dünyaya Yönelik Hegemonik Politikası!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Trump ve Dünyaya Yönelik Hegemonik Politikası!

Haber:

Trump, bu ayın yedisinde düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamasında, Panama Kanalı ve Grönland’ı ilhak etmek için askeri güç kullanmakla, Meksika Körfezi’nin adını değiştirmekle, Kanada’ya karşı ekonomik güç kullanmakla ve Ortadoğu’yu cehenneme çevirmekle tehdit etti. İngiliz gazeteci Gideon Rachman 14/1/2025 tarihli Reuters gazetesinde, Trump’ın hırslarını eleştirerek onun Amerika’yı haydut bir devlete dönüştürme riski taşıdığı uyarısında bulundu.

Ayrıca The Guardian’da yayınlanan bir makalede “Trump-Musk ekseninin, demokrasiler ve Batı ittifakları için yeni bir tehdit oluşturduğuna” dikkat çekildi.Trump, ilk başkanlık adaylığı sırasında bir dizi camiyi kapatmayı ve diğerlerini de gözetim altına almayı ciddi olarak düşüneceğini açıklamıştı; ayrıca Suudi Arabistan'dan koruma amaçlı olarak servetinin dörtte üçünü ödemesini talep edeceğini açıkladı ve Kuveyt’e de ödediği miktarın 16 milyar Doları geçmediğini ve bunun gereken miktardan az olduğunu vurguladı.

Yorum:

Her ne kadar bu ifadeler Trump’ın kendi yapısını yansıtıyor olsa da ancak bu, uluslararası ilişkilerdeki Hegemonik İstikrar Teorisini ifade etmektedir ki bu teorinin kökleri, siyaset bilimi, ekonomi ve tarih alanlarındaki araştırmalara dayanmaktadır.

Hegemonik İstikrar Teorisi, belirli bir devlet hegemonik küresel bir güç olduğunda uluslararası sistemin istikrar kazanma eğiliminde olduğunu tasavvur etmektedir. Charles P., bu teoriyi ilk olarak "Dünya Bunalım İçinde" adlı kitabında ortaya atmıştır (1929-1939).2004 yılında, önde gelen siyaset bilimciler James Fearon ve David Laittin şöyle yazmıştır: “Amerika Birleşik Devletleri şimdi, küresel yönetim şekline doğru hareket ediyor.” Göz ardı edilen ilgili anlaşmaların yeniden ele alınarak yeni bir vesayet biçiminin benimsenmesi gerektiği sonucuna varmışlardır.Aynı yıl Stephen Krasner şunları yazmıştır: “Kötü yönetimlere sahip başarısız hükümetleri kendi hallerine bırakırsak, idari kapasiteleri sınırlı olduğu için kendi kendilerini reforme edemeyeceklerdir.”

Siyasi düzeyde hegemonik politikanın başlangıcı George W. Bush’un Irak’a savaş açıp onu Kuveyt’ten çıkarmasıyla netleşmiştir.O dönemde Bush, ABD’nin muazzam üstünlüğünü görmüş ve uluslararası sahada Amerikan hegemonyasının özelliklerini ortaya koyduğu Kongre’deki meşhur konuşmasında Yeni Dünya Düzenini ilan etmişti.Ayrıca bazıları hegemonik politikayı, Başkan Reagan’ın Yıldız Savaşları olarak bilinen Stratejik Savunma Girişimi’ni ilan etmesine dayandırmaktadır.Yirminci yüzyılın sonu ve yeni bin yılın başında George W. Bush yönetimi Kyoto Sözleşmesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve balistik silahların konuşlandırılmasını sınırlandırmak için SALT anlaşması gibi birçok uluslararası anlaşmadan çekildiğini açıkladı.11 Eylül 2001 olaylarından sonra Oğul Bush, “Ya bizimlesiniz ya da bize karşısınız” şeklindeki meşhur ifadesiyle hegemonik politikasını açıkça ilan etmiştir.

Cumhuriyetçi Parti tarafından benimsenen hegemonik politika sırf kişisel bir izlenim ya da bireysel eğilimlerden ibaret değildir, aksine daha önceki tarihsel dönemlerde halkların acısını çektiği şeylere benzer şekilde yeni sömürgecilik projesinin bir parçasıdır.

Ancak geriye güçlü bir şekilde şu sorunun sorulması kalıyor; dünyanın en büyük birleşik İslam bloğunu temsil eden Ortadoğu, nasıl olur da Trump’ın tehditlerinden ve onun dayandığı hegemonik politikadan çekinebilir?

Şifa verici cevap, Müslim’in Ebu Hureyra Radıyallahu Anh’dan şöyle buyurduğunu rivayet ettiği Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisinde geçmektedir: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ İmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.” O halde Müslümanların bir İmama veya Halifeye biat etmekten başka alternatifleri yoktur; zira bu, zorluklara karşı koymak ve ümmeti tehditlerden korumak için elzemdir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Müh. Hasbullah En-Nur – Sudan

Devamını oku...

Trump: “Bizim Bu Savaşı Sona Erdirmemiz Gerekiyor; Zira Çok Kanlı Bir Savaş”

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Trump: “Bizim Bu Savaşı Sona Erdirmemiz Gerekiyor; Zira Çok Kanlı Bir Savaş”

Haber:

CNN’in kaynaklara dayandırdığı haberine göre, ABD Başkanı seçilen Donald Trump yardımcılarına, göreve başlamasının ardından Ukrayna savaşını sona erdirmek üzere bir araya gelmek için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi ayarlamalarını bildirdi.

Trump daha önce kendisi ve Rus mevkidaşı arasında bir görüşme için hazırlıkların sürdüğünü söylemiş ancak görüşmelerin takvimini belirtmemişti. Trump, o dönem Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı: “Başkan Putin bizimle görüşmek istiyor, bunu bize açıkça söyledi; bu savaşı sona erdirmemiz gerekiyor, zira bu kanlı bir savaştır.”

Pazar günü, seçilmiş Başkan Yardımcısı JD Vance, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirecek bir plan için fikirlerini sundu.Vance’nin aktardığına göre Rusya, Ukrayna’da ele geçirdiği toprakları elinde tutmaya devam ediyor.

Wall Street Journal gazetesi Ukrayna’nın barışa hazır olduğunu ifade etmeyi planladığını aktarırken, bilgi sahibi bir kaynağa dayanarak bu barışın sürdürülebilir olması ve Ukrayna ile ABD’nin çıkarlarına hizmet etmesi gerektiğini aktardı.

Ayrıca Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski de geçen hafta savaşı sona erdirmek için tavizler verilebileceğinin sinyalini verdi. (El Cezire Net, 20/01/2025)

Yorum:

İnsanlar, Beyaz Saray’ın efendisi Donald Trump’ın göreve başlamadan önce, on beş aydan fazla süren kanlı bir savaştan sonra Yahudi varlığının Gazze’ye yönelik savaşının tartışmaya açık olmayan kesin bir emirle durdurulduğunu kendi gözleriyle görmelerinin ardındanUkraynalıların da Trump’ın Biden gibi olmadığını ve hiç kimsenin manevra yapmasına izin vermeyeceğini bilmeye hakları vardır. Bu yüzden yardımcılarından, bu çözümün Ukraynalılar ve diğerleri için ne kadar acı verici olacağını umursamadan bu savaşı sona erdirmek için Putin ile bir görüşme ayarlamalarını talep etti;çünkü o paranın, anlaşmaların ve takasların adamıdır; başından beri bu savaşın haksız olduğunu ve onun sonuçlarından sorumlu olmadığını, dolayısıyla kendi topraklarının bir parçasına mal olsa bile Ukrayna’nın bedelini ödemesini açıkça söylemesinden bahsetmiyorum bile.

Görünen o ki Ukrayna Cumhurbaşkanı bunu anlamıştır; bu yüzden savaşı sona erdirmek ve müzakere etmek istediğini söyledi. Aksine bunu söylemekten başka çaresi yoktu; dahası tüm Avrupa ülkeleri Trump ve yeni yönetiminden duydukları korku ve dehşetten titriyorlar.

Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı veya yol açması beklenen şey şudur; bazı toprakların işgal edilmesiyle birlikte savaşın durması ve başlangıcı olan ama sonu olmayan bir müzakere yolculuğunun başlaması; zira hem Rusya hem de Ukrayna, Trump’ın zulmünden kurtulmak ya da kendilerine atacağı bir kırıntı umuduyla Trump’a boyun eğiyorlar!

Bir kez daha Amerikan kibri, büyüklüğü ve üstünlüğü karşısında kendilerini yalan ve iftirayla büyük olarak adlandıran ülkelerin acizliğinin ve korkaklığının boyutu ortaya çıkmıştır. Avrupa ve Rusya geçmişin anılarında yaşıyorlar ama bugün denklem değişti; zira sabırlı bir mücahid grubu, en güçlü silahlar ve Allah’ın en iğrenç yaratığı karşısında en büyük süper güçten bile daha uzun bir süre direnmiştir. Şöyle buyuran Allah Subhanehu doğru söylemiştir: وَتِلْكَ الْأَيَّامُ نُدَاوِلُهَا بَيْنَ النَّاسِ وَلِيَعْلَمَ اللهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَيَتَّخِذَ مِنكُمْ شُهَدَاءَ وَاللهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِمِينَO günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz.) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin. Allah zalimleri sevmez.” [Al-i İmran 140]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Muhammed Et-Tamîzî

Devamını oku...

Ey Âdemoğulları: Allah Sizleri Diğer Yaratılanlardan Üstün Kılmıştır O Halde Onlardan Daha Aşağı Bir Konuma Düşmeyin!

  • Kategori Makaleler
  •   |  

Ey Âdemoğulları: Allah Sizleri Diğer Yaratılanlardan Üstün Kılmıştır

O Halde Onlardan Daha Aşağı Bir Konuma Düşmeyin!

Namuslarımızı koruyan ve mazlumlarımızı savunan devlet yıkıldığından beri, Allah’ın gazabına uğramış kafirler ve münafıkların, bize kim diğerinden daha fazla eziyet eder diye yarıştıklarını görüyorsunuz; zira onlar, hak sözü söylememizi engellemek ve bizi aşağılamak konusunda uzmanlaştıkları gibi bize her türlü eziyet ve utancı tattırmak için çöreklendikleri lanetli tahtlarını yok ederek yeniden izzetimizi kazanmak üzere devletimizi kurmamızı engellemek için gece gündüz çalışıyorlar...

Bakın işte bu zalim rejimlerden birinin düşmesinin ardından karanlık zindanlardaki binlerce tutuklu, işkence ve açlıktan dolayı çekilen acıları ve gözlerin görmediği ve yüreklerin kan ağladığı sahneleri bizlere gösterdi. Nitekim aklınız bunu kavramayı veya idrak etmeyi reddediyor; dolayısıyla aklınıza sadece tek bir soru geliyor: "Bunlar nasıl insan olabiliyorlar?!" Allah’ım, esirlerimizin ecrini artır ve onların bir an önce serbest kalmalarını sağla.

Bu durum sadece suçlu Beşar’ın hapishanelerinde değil, dünyanın dört bir yanındaki bütün karanlık zindanlarda yaşanıyor. Nitekim bunlardan sonuncusu, Dr. Şuruk er-Rantisi’nin Kamal Adwan Hastanesi’nde yaşananlar hakkındaki ifadesinde, özgür bir mümin hakkında söylediği şu sözleridir: “Erkekleri kadınlardan ayırdılar, sonra bizi gruplar halinde aldılar, bizleri soyunmaya zorladılar, soyunmayı reddedenleri dövdükleri gibi cep telefonlarına da el koydular.” 

Allah’a yemin olsun ki ey Müslümanlar! Tekeler, horozlar, erkek develer ve maymunlar bile eşlerini kıskanırlar; o halde size ne oluyor ki gördüğünüz ve tanık olduğunuz onca şeyden sonra yerinizde oturup kılınızı dahi kıpırdatmadığınızı görüyoruz?! Başlarına kuşlar konan sağır ve dilsiz putlar gibi saçınızın tek bir teli dahi kımıldamıyor. Her kimin kalbinde Müslüman kardeşinin namusuna karşı zerre kadar bir kıskançlık veya hamiyet varsa, sizin içinizden her kim gerçekten Allah’ın diğer yaratılanlardan üstün kıldığı ademoğullarından biriyse ve erkek hayvanların kendisinden daha cesur olduğunu reddediyorsa, o halde şeytanın zillet ve korkaklıkla işlenmiş elbisesini üzerinden çıkarıp atsın ve arkasını dönüp kaçmadan bu zorba rejimi devirmek ve Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Hilafeti kurmak için çalışanların saflarına katılsın;zira yüreğimizdeki bu kederi söküp atacak olan sadece Hilafettir. Her biriniz çok iyi bilsin ki bu, Allah Subhanehu’nun üzerimize yüklediği bir farz olup sevabı basit olmadığı gibi günahı da önemsiz değildir; o halde kendinize çeki düzen verin. فَمَن زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِKim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.” [Al-i İmran 185]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hatice Salih

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER