Salı, 24 Rebiu’l Evvel 1447 | 2025/09/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Doha'daki Hamas Liderlerinin Hedef Alınması!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Doha'daki Hamas Liderlerinin Hedef Alınması!

Haber:

İbrani Kanal 12, Katar'daki Hamas liderlerini hedef alan operasyona 15 uçağın katıldığını duyurdu.

Yorum:

Akıl sahibi herkes için, Yahudi varlığının Amerika Birleşik Devletleri'nin yeşil ışığı olmadan Müslüman ülkelere saldırmasının mümkün olmadığı bir sır değildir; zira bu, Amerika'nın bu saldırıya yeşil ışık yaktığını belirten İbrani Kanal 12 tarafından da teyit edilmiştir.Ayrıca Beyaz Saray sözcüsü, saldırı gerçekleşmeden önce bilgilendirildiklerini ve Doha'da yaşananların Hamas liderlerine Amerikan önerisini kabul etmeleri için gerçek bir uyarıdan başka bir şey olmadığını söylemiştir. Buna karşılık biz de soruyoruz: Sizin eğittiğiniz ordular hani nerede? İran'ın el-Udeyd'deki ABD üssüne saldırısı sırasında övündüğünüz savunma sistemleri hani nerede?!

Allah'ın indirdiğinden başkasıyla yönettiğimiz ve bizler de, ateşkesi ve zilleti kabul eden, Müslüman ülkeleri her türlü açgözlü kişinin avı haline getiren ve ümmete boyun eğdirmek ve onu sindirmek için askeri üsleri kabul eden hain yöneticiler tarafından yönetildiğimiz sürece, saldırının ülkenizdeki bu askeri üslerden olabileceği ihtimalini göz ardı edemeyiz.

Yahudi varlığa ve Trump'a diyoruz ki; bizler insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetiz. Bu yüzden ne kadar kibirli ve küstah olursanız olun, beldelerin koruyucu olan Müslümanların Halifesinin önünde aşağılanmış bir şekilde diz çökeceğiniz o gün gelecek ve Allahu Teala'nın izniyle Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet kurulacak ve bu Hilafet size gerçek değerinizi gösterecektir; ancak sizler, bir aslan olan İslam'ın yokluğundan dolayı kibirlendiniz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Taha – Yemen

Devamını oku...

Katar’ın Vurulması ve Zalim Mesajlar!

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Katar’ın Vurulması ve Zalim Mesajlar!

Haber:

Gaspçı varlığın hava güçleri, Trump'ın Gazze'ye yönelik savaşı durdurma önerisini görüşmek üzere Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen toplantı sırasında Hamas liderlerine suikast girişiminde bulunmak amacıyla saldırı düzenledi.

Yorum:

Katar'ın Trump'ın ayaklarının altına serdiği milyarlarca Dolar ve cömert hediyeler, ülkesinin topraklarını ve onurunu aşağılanmaktan korumadığı gibi on yıllardır hesapsız harcamada bulunduğu ABD ile yaptığı savunma anlaşmaları da Katar'ı, Yahudi varlığının kendisini küstahça hedef almasını da engelleyememiştir. Bu varlık, ABD'nin el-Udeyd Hava Üssü ile tam bir koordinasyon olmadan uçaklarını bu üssün çevresinde uçuramaz. Bilakis tüm veriler Katar'ın aşağılanmasının ve hava sahasının ihlal edilmesinin, ABD ve Yahudi varlığından gelen kasıtlı bir mesaj olduğunu teyit etmektedir; bu mesaj ise yeni bir Ortadoğu'nun doğduğunu ve bununla birlikte yeni kuralların doğduğunu ve bu kuralların en önemlisinin de şunlar olduğunu ifade etmektedir:Amerika ve onun sağ kolunun istedikleri yerde ve istedikleri zaman saldırı hakkı olması ve onların çıkarlarının, yasak olan her şeyi mubah kılması ve tüm normları, misakları, antlaşmaları ve sözleşmeleri geçersiz kılmasıdır.Nitekim tüm dünya bu açık mesajı okudu ve bu mesaj, diplomasiyi ve devletlerin sözde egemenliğine duyulan saygıdan geriye kalanları da yok etti.

Mesaj, Amerikan siyasetinde yeni bir kural oluşturarak yalanın ve ihanetin Amerika'nın yeni söyleminin dili olduğunu teyit etmektedir; zira o, rakiplerini müzakereye çağırıyor ve ardından onlara ihanet etmekle övünüyor. Tıpkı Trump'ın son turun başında İran liderlerini hedef alan saldırının ardından yaptığı gibi; zira alaycı bir şekilde bizimle müzakereyi tamamlayacak kimse kalmadı demişti. Bu açıklamayı ise onların liderlerinin ölümüyle ilgili bilgilerin kendisine ulaşmasına binaen yapmıştı. Daha dün ise Hamas'a bir müzakere belgesi sundu ve bunu görüşmek üzere bir araya geldiklerinde ise, Amerika'nın yeşil ışık yakması ve ABD ordusu ve bölgedeki üslerinin kaçınılmaz koordinasyonu ile onlara (Hamas liderlerine) suikast girişiminde bulunma niyetiyle saldırı düzenlediler.

Gaspçı varlığın içindekiler tarafından işaret edilen yeni Ortadoğu'ya yönelik mesaj şudur: "Biz efendiyiz, siz ise kölesiniz; sizin kanınızın, toprağınızın ve haklarınızın bizim arzularımız ve çıkarlarımız karşısında hiçbir önemi yoktur. İşgalimize karşı direnmek terörizmdir, politikalarımıza karşı çıkmak anti-semitizmdir ve bizim nüfuzumuzdan kurtulmayı düşünmek, sizin üzerinize Amerikan silahlarını yağdırmak için yeterli bir nedendir. Bu silahların üretim maliyetini, istemeden ve aşağılayıcı bir şekilde siz servetlerinizden ödüyorsunuz!”

Ey Müslümanlar: Tarihimiz, kafir Batı'nın bekçileri zararlı yöneticiler tarafından bize dayatılan bu kadar aşağılayıcı bir muameleye hiç tanık olmamıştır.Bunun tek nedeni, iyiliği emredip kötülükten nehyetme, ajan yöneticilerin elinden tutma ve birleştirici ve mücadeleci İslam Devleti'ni kurma farzını terk etmiş olmamızdır.Vallahi şüphesiz bu konuda söylenecek çok şey var ama Allah'ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu kavli bizim için yeterlidir: إِذَا تَبَايَعْتُمْ بِالْعِينَةِ وَأَخَذْتُمْ أَذْنَابَ الْبَقَرِ وَرَضِيتُمْ بِالزَّرْعِ وَتَرَكْتُمْ الْجِهَادَ سَلَّطَ اللهُ عَلَيْكُمْ ذُلّاً لَا يَنْزِعُهُ حَتَّى تَرْجِعُوا إِلَى دِينِكُمْİyne yoluyla alışveriş yaptığınız, öküzlerin kuyruğuna yapıştığınız, tarımı seçtiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet musallat eder ki, dininize dönünceye kadar onu üzerinizden atamazsınız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Şeyh Adnan Mezyan

Devamını oku...

Washington, Yemen Başkanlık Konseyi İle Bir Anlaşma Mı Yapıyor?

  • Kategori Haber ve Yorum
  •   |  

Haber-Yorum

Washington, Yemen Başkanlık Konseyi İle Bir Anlaşma Mı Yapıyor?

Haber:

Yemen Başkanlık Konseyi başkanı ve üyeleri, askeri komiteyle birlikte Washington'a gitmek için hazırlık yapıyorlar. (Belkıs Uydu Kanalı, 11 Eylül 2025)

Yorum:

Amerika Birleşik Devletleri, Kızıldeniz'de Yahudi varlığına yönelik Husi tehditlerinin yeniden ortaya çıktığı bir dönemde Yemen Başkanlık Konseyi ve askeri komiteyi Washington'a çağırdı. Zira Husi kontrolündeki Sana'ya yönelik Yahudi hava saldırıları, Husilerin siyasi ve askeri yapısında hiçbir etkisi olmayan sivil altyapıya ve şahıslara yönelik saldırılarla sınırlı kaldığı için bir faydası olmamıştır.

Bugün Amerika, Yahudi varlığını bölgede birinci güç olarak pazarlamaya çalışıyor ki böylece bu varlık, istediği zaman Sana, Doha ve hatta Tahran'a ulaşabilecek bir kolu olsun ve bölgedeki rejimler de Amerika'dan koruma talep etmek için onun rehinesi olsunlar ve özellikle hava savunma sistemleri olmak üzere Amerikan silah fabrikalarını işletmeye devam etsinler.Bu sayede bu, Trump'a Demokrat rakiplerine karşı ekonomik bir avantaj sağlayacaktır; sadece bu da değil, aksine Trump, bazı ülkelerin Filistin ve genel olarak bölgedeki katliamlara tepki olarak Yahudi varlığından büyükelçilerini geri çekmek zorunda kaldığı bir dönemde, İslam beldelerindeki mevcut rejimleri Yahudi varlığıyla aleni olarak normalleşme yönünde hareket etmelerini dayatacaktır.

Amerika, üvey evladı Yahudi varlığı için şu planları yapıyor; bölgede İran'a alternatif bir korkuluk olması ve Lübnan'ın güneyine ve Suriye'ye, belki de daha ötesine kadar genişlemesi ve Amerikan silahlarının etkisi altındaki bölgedeki iktidar rejimlerinin dokusunun bir parçası olması.

ABD'nin Husilere yönelik saldırılarının, onların Yahudi varlığına yönelik tehditlerini durduramaması, Yahudi varlığının onlara karşı saldırılarda bulunamaması ve İran'ın da Husilere destek vermeye devam etmesi üzerine, ABD Yemen Başkanlık Konseyi ve askeri komiteyi, Husileri barış müzakerelerine girmeye ve Husilerle birleşik bir Yemen hükümeti kurmaya zorlamak için askeri destek sağlamak üzere bir anlaşma yapmaya davet etti ki bu anlaşma, Yemen'deki ABD çıkarlarını ve Suudi Arabistan'ın Yemen'deki varlığını koruyabilsin.Böylece Avrupa destekli Başkanlık Konseyi, Amerika'nın nasıl son vereceğini bilmediği büyük çaplı askeri harekatlara başvurmadan Amerikan çıkarlarını korumak için Husi varlığı ve Suudi siyasi varlığı ile kuşatılmış olacaktır. Zira İngiliz çıkarlarına hizmet eden BAE'nin Aden, kıyı şehirleri ve Yemen adalarında varlığı küçümsenemez. Aynı şekilde BAE tarafından kurulan Güney Geçiş Konseyi, güney meselesini bir koz olarak kullanarak ve güney Yemen'i kuzeyden ayırmakla tehdit ederek geniş bir halk desteğine sahip olmuştur. Buna ek olarak Başkanlık Konseyi, Aden'de İngiltere yanlısı Yemenli partileri temsil ederken batı kıyısında ise Tarık Salih ve ordusu tarafından temsil edilen ölmüş Ali Salih'in eski rejiminin kalıntıları bulunmaktadır; bu yüzden İngiltere, uluslararası deniz taşımacılığını korumak bahanesiyle Yemen sahil güvenliğini silahlandıracağını açıklamıştır.

Binaenaleyh Başkanlık Konseyi ve askeri komitesini Washington'a davet etmek, Kızıldeniz'i Husilerden korumak ve belki de onların Yahudi varlığına insansız hava araçları ve füzeler fırlatmasını önlemek için askeri bir anlaşma ile sonuçlanabilir.

Böylece Amerika, egemenliklerini ihlal edip itiraz etmeden paralarını çalarken bile kendi önünde başını bile kaldıramayan itaatkar yöneticileri kullanarak yeni Ortadoğu'yu yönetmeyi planlıyor!Ayrıca sadece Yemen'in evlatlarının ölümün ne olduğunu bildiği bir zamanda “Amerika'ya ölüm” sloganını atan askeri milisleri de kullanacaktır!

Ancak Amerika'nın yeterli zamanı olmayabilir; çünkü ümmet her yerde Amerika'ya, Yahudi varlığına ve Batı'ya karşı kaynamaktadır; ayrıca İslam ümmetinin, kafir Batı'yı tüm ülkelerden kovacak ve dünyayı Siyonist-Amerikan nüfuzundan kurtaracak Hilafetin sancaklarını dalgalandırmaya başlamasına çok az bir zaman kalmıştır.وَاللهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ Muhakkak ki Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” [Yusuf 21]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdulaziz El-Hamid – Yemen

Devamını oku...

El-Vakiye TV: Anayasa Müzakereleri Programı -Halaka 6- [Hilafet Devleti’nde İslami Tâbiiyeti Taşımak]

  • Kategori El Vakiye TV
  •   |  
El-Vakiye Televizyonu
Anayasa Müzakereleri Programı
 
-Halaka 6-
[Hilafet Devleti’nde İslami Tâbiiyeti Taşımak]
İslami Anayasa İle İnsan Yapımı Anayasalar Arasındaki Anayasal Ayrılıklar
 
Müh. Usame Es-Suveynî ile Üstad Ahmed El-Kasas Arasında “Anayasa Mukaddimesi veya Esbab-ı Mucibesi” Kitabı Hakkındaki Diyalog Programı
 

Bu Bölümde Anayasa Mukaddimesi’nin 5. ve 6. Maddesi Ele Alınmıştır:
Madde-5: İslami tâbiiyeti (uyruğu) taşıyan herkes, şer’i haklara sahiptir ve şer’i yükümlülüklerle sorumludur.
Madde-6: Devletin, yönetimde, yargıda, işlerin güdülmesinde ya da benzeri konularda tebaanın fertleri arasında herhangi bir ayrım yapması caiz değildir. Bilakis ırk, din, renk ve benzeri özelliklere bakmadan herkese tek bir bakışla bakmalıdır.

H. 26 Saferu’l Hayr 1441 El-Muvafık M. 25 Ekim 2019

El Vakiye sitesindeki diğer bölümler için TIKLAYINIZ
Websitemizdeki diğer bölümler için TIKLAYINIZ

 

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Kampanyası: Sudan Savaşı: Bir Sömürgeciliğin, İhanetin ve Aldatmacanın Hikayesi

  • Kategori Kampanyalar
  •   |  

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları Kampanyası:

Sudan Savaşı: Bir Sömürgeciliğin, İhanetin ve Aldatmacanın Hikayesi

logoSudan’da Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasındaki savaş üçüncü yılına giriyor. Her iki tarafında soğukkanlı infazlar, işkence ve kitlesel tecavüzler gibi vahşi insanlık suçları işlediği bildirilen savaşta bazı tahminlere göre ölü sayısı 150 bine ulaşmış durumda. Çeşitli kasabalarda, köy ve sürgün kamplarında katliamlar işlendiği, hatta soykırım işlendiği de bildiriliyor. Aynı zamanda bu savaş; dünyanın en büyük insani krizini tetikledi; dünyanın en büyük yerinden edilme krizine ve 50 milyonluk nüfusun yarısının açlıkla karşı karşıya kalmasına neden oldu. 

Buna rağmen bu savaş; dünyada layıkıyla ilgi bulunmadığı ve uluslararası medyada işlenmediği için “Unutulmuş Savaş” ve “görünmez ve gizli bir kriz” olarak tanımlanıyor. Bundan dolayı, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları, Sudan’daki Müslümanların hayatlarını günden güne kötüye etkileyen bu insani felaketi dünyanın dikkatine getirmek için uluslararası bir kampanya başlattı. Bu kampanya; Çatışmanın ardındaki Siyaset & Gizli Ajandaları, Savaşı finanse eden Bölgesel & Küresel Devletler ve Nedenleri, Sudan’ın Tarihi & Halihazırdaki Çatışmaya & Ekonomik Başarısızlığa Yol Açan Etkenleri, Sudan’ın Sayısız Siyasi, Ekonomik, Etnik & Sosyal Sorunlarının Asla Demokratik Sistemlerle Çözülemeyeceğini, Sudan’ı ve Tüm İslam Dünyasını Müreffeh, Güvenli & Başarılı Bir Geleceğe Ulaştırmanın Hilafet Devletinin Liderliğiyle Mümkün olduğunu ele alacaktır.

“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun" [Enfal 24]

Pazartesi, 10 Safer 1447 H. - 04 Ağustos 2025 M.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları

kadin kollari

DİĞER DİLLER

Ar Gr
FR SW
En Ur
Pe

 

kadin kollari

BASIN AÇIKLAMASI

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları,
“Sudan Savaşı: Bir Sömürgeciliğin, İhanetin ve Aldatmacanın Hikayesi”
Başlıklı Uluslararası Bir Kampanya Başlattı

10 Safer-ul Hayr 1447 H - 4 Ağustos 2025 M

pr launch sudan tr

kadin kollari

KAMPANYA FRAGMANI

kadin kollari

2025 09 16 WS Waqiyah Panel AR

2025 08 30 WS WAQIYA PANEL PIC

kadin kollari

İslam Sudan'a Nasıl Girdi?

Bu video, İslam ile Sudan arasındaki ilk bağlantıyı ve İslam'ın Arap göçü, ticaret ve barışçıl yayılma yoluyla ülkeye nasıl yayıldığını anlatıyor. Bu video, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları tarafından başlatılan ve "Sudan Savaşı: Sömürgecilik, İhanet ve Aldatma Hikayesi" başlıklı küresel kampanyanın bir parçasıdır. Kampanya, "Unutulmuş Savaş" olarak adlandırılan ve ülkeyi saran mevcut çatışmanın sonucu olarak Sudan'daki Müslümanları etkileyen ve giderek kötüleşen insani felakete dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.

kadin kollari

Sudan'daki çatışmadan kaynaklanan durum!

Sudanlı kızkardeş Ümmü Ali, Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında devam eden silahlı çatışma nedeniyle yaşadıkları trajik koşulları anlatıyor.

kadin kollari

 

kadin kollari

 

kadin kollari

KAMPANYA BROŞÜRÜ

PDF

Sudan Flyerturk

 

kadin kollari

BEYAN VE BASIN AÇIKLAMALARI
El Faşer Halkı Açlıktan Kırılırken Hükümetin Adré Sınır Kapısını Açık Tutması Kimin Yararına?
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Ey Sudan Halkı! Siz Darfur’u Bölme Planını Akamete Uğratabilecek Güçtesiniz O halde Haydi Allah’a İtaat İçin Kıyama Kalkın!
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Ümmetin Sorunları Forumuna Katılım Daveti
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
El Faşer Halkı, Bir Yanda Savaşın Çekici, Diğer Yanda Açlığın Örsü Arasında Sıkışıp Kalmıştır, Tek Kurtuluşları Hilafet Devleti’dir!
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Abbasiye Takali’deki Hizb-ut Tahrir Gençleri, Yaptıkları Çağrıda Müslümanları Amerika’nın Darfur’u Ayırma Girişimlerine Karşı Koymaya Davet Ettiler
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Yağmur Normalde Bir Nimet ve Rahmettir Ama Gerekli Bakım ve Altyapı Olmazsa Felakete Dönüşebilmektedir
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Heyeti, El Ubeyd’de Demokratik Birlik Partisi Başkanı’nı Ziyaret Etti
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti’nden Bir Heyet, 24 Ağustos 2025 Pazar günü, Beyaz Nil Eyaletindeki İrşad ve Yönlendirme Müdürlüğü’nü Ziyaret Etti
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Amerika, Darfur Bölgesini Ayırma Planını Hızlandırıyor, O Halde Devletin Birlik Bütünlüğünü Ölüm Kalım Meselesi Haline Getirmekten Başka Çare Yoktur!
Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları, “Sudan Savaşı: Bir Sömürgeciliğin, İhanetin ve Aldatmacanın Hikayesi” Başlıklı Uluslararası Bir Kampanya Başlattı
Merkezi Medya Ofisi Kadın Kolları

 kadin kollari

HABER YORUM VE MAKALELER
Sudan Soykırımı: Ömer el-Beşir'in Rolü!
Emetullah Haşemi
Seküler Yargı Temellerine Göre El-Burhan, Vehbi’yi Anayasa Mahkemesi Başkanı Olarak Atadı!
İbrahim Osman (Ebu Halil) - Sudan
Filler Tepişir Çimenler Ezilir, Sudan Bunun Bir Örneğidir
Beyan Cemal
Sudan'ın 1889 ile 2019 Yılları Arasında Doğrudan ve Dolaylı Olarak Sömürgeleştirilme Tarihi
Sureyya Emel Yesna
Sudan'ın Stratejik Jeopolitik Önemi
Sümeyye Binti Hayyat
Sudan'ın Jeostratejik Önemi!
Dr. Fika Komara
İslam Sudan'a Nasıl Girdi?
M. Durra El-Bakuş
Barışçıl Bir Şekilde Şikayet Edenler Cezalandırılırken, Silah Taşıyan, Öldüren ve Kutsalları İhlal Edenlere İse İktidar ve Servet Paylaştırılıyor!
Gâde Abdulcabbar – Sudan
Unutulan Sudan Savaşı: Ümmet İçin Bir Felakettir “Sudan'da Ortaya Çıkan Dehşetin Bir Sınırı Yok”
Yasmin Malik
Ey Ordu Kuvvetleri Ve Hızlı Destek Güçleri! Küfrün Sözünü Yükseltmeyin, Yoksa Cehennem Ateşinin Yakıtı Olursunuz
M. Durra El-Bakuş
Uluslararası Meşruiyet: Asil Bir Kimse Hırsızlık Yaparsa Onu Bırakırlar, Ama Zayıf Bir Kimse Hırsızlık Yaparsa Ona Had Cezası Uygularlar!
İbrahim Müşerref - Sudan
Allah’ın Emirlerine Bağlanmadıkça Zafer Gerçekleşmeyecek ve Güvenlik De Hakim Olmayacaktır
Abdullah Hüseyin - Sudan
Devlet İçinde İşlenen Suçlar, Şerî Cezalar (Ukubatlar) Uygulanarak Ortadan Kaldırılabilir
Abdullah Hüseyin - Sudan
Sudan: Dünyanın Gözünden Kaçan Yüzyılın Trajedisi
Müslime Şâmî (Ümmü Suheyb)

 

kadin kollari

ETİKETLER

#أزمة_السودان
#SudanCrisis
#SudanKrizi
#SoudanCrise

 

kadin kollari

Kampanyayı Sosyal Medyadan Takip Edin:

Facebook: QANITATHT1

X: @ALQANITAT

INSTAGRAM: @WOMEN_SHARIA

kadin kollari

COVER Sudan TURK

 

kadin kollari

 

kadin kollari

 

kadin kollari

 

kadin kollari

 

kadin kollari

kadin kollari

kadin kollari

kadin kollari

kadin kollari

Devamını oku...

Ey Ürdün Halkı ve Askerleri! Cel’ad Tümeni’nin Yığınağına, Yahudi Varlığının Ülkenize Yönelik Tehditlerine ve Rejimin İşbirliği ve Bağımlılığına Karşı Son Derece Dikkatli Olun!

Yahudi varlığı ordusu Merkez Komutanlığı, dün 10 Eylül 2025 günü yaptığı açıklamada, Ürdün Vadisi’nde ‘Gilead (Cel’ad) Tümeni’ adıyla yeni bir askeri birliğin kurulduğunu duyurdu ve Ürdün sınırı boyunca konuşlanacak olan bu bölgesel tümenin görevinin, Ürdün Vadisi ve Ölü Deniz bölgesindeki Yahudi varlığının doğu sınırlarını korumak olduğunu belirtti. Komutan, “İsrail”in 7 Ekim 2023’te yaşadığı ve maruz kaldığı o acı hezimetten alınan dersler’ çerçevesinde böylesi bir adımın atıldığını kaydetti. Bu yeni askeri yığınak, Yahudi varlığı liderlerin ‘Büyük İsrail’ projesi kapsamında Ürdün ve diğer bölgelere doğru genişleme tehditlerinin ardından geldi. Söz konusu proje, Netanyahu’nun dile getirdiği, Trump’ın desteklediği ve Yahudi Maliye Bakanı Smotrich’in açıkça ilan ettiği bir projedir.

Yahudi varlığının açık ve doğrudan tehditler ortada, ordusu kapımızda! Bu, apaçık bir savaş ilanıdır! Peki Ürdün rejimi, hükümeti, medyası, meclisi ne yapıyor? Ölü taklidi yapıyor! Ölüm sessizliğine gömülmüş durumdalar! Konuşanlarsa küfür ve ihanet kusuyor! Utanmadan hala ‘iki devletli çözüm’ masalını anlatıyorlar, ‘gericilere izin vermeyiz’ diyorlar, katil Yahudi varlığının güvenliği ve refahı için çırpınıyorlar! Sanıyorlar ki bu halk ve bu ümmet, bu korkak düşmanın varlığını istiyor. Oysa bilmiyorlar mı ki bu ümmetin damarlarında, o kanserli uru söküp atmak için kaynayan bir öfke var!

Gazaba uğrayanlar yani zillet ve miskinlik damgası yemiş bu topluluk,

وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ وَالْمَسْكَنَةُ وَبَاؤُواْ بِغَضَبٍ مِّنَ اللهِ“İşte üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah’ın gazabına uğradılar.” [Bakara 61] artık tutunacakları tek dalın, Amerika’nın ipi olduğunu anladılar, ama o ip de istedikleri kadar sağlam değil, çürük! Tutundukları diğer dalları da, Arap dünyasındaki işbirlikçi yöneticilerin ipidir. O uşaklar ki, göstermelik savaşlarla bütün Filistin’i peşkeş çektiler; yetmedi, düşmanın Lübnan’ı, Suriye’yi, Irak’ı, Yemen’i, Katar’ı küstahça vurmasına göz yumdular. Ama artık Yahudiler, sonlarının yaklaştığını bildikleri bu hain yöneticilerin korumasına bile güvenmiyorlar. Çünkü bölge halkından kendilerine doğru büyük tehlike ve fırtınanın geldiğinin farkındalar! Nitekim Nisan 2025’te Netanyahu’nun yaptığı şu açıklama da bu gerçeği gözler önüne sermektedir: “Birkaç kilometre ötemizde Akdeniz kıyılarında bir halifelik kurulmasına izin vermeyeceğiz...”

Bu yüzden ne yaparlarsa yapsınlar boşuna! İsterlerse sınırlarına demirden setler çeksinler, binlerce asker yığsınlar, efendileri Amerika ve Avrupa onlara silah yağdırsın... Hiç fark etmez! Onlar, tarihten silecek, kökleri kazınacak o büyük savaşa doğru adım adım sürükleniyorlar. Nitekim Sâdık-ı Masdûk SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şu sözüyle bizleri müjdelemiştir:

لَا تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى يُقَاتِلَ الْمُسْلِمُونَ الْيَهُودَ، فَيَقْتُلُهُمْ الْمُسْلِمُونَ، حَتَّى يَخْتَبِئَ الْيَهُودِيُّ مِنْ وَرَاءِ الْحَجَرِ وَالشَّجَرِ، فَيَقُولُ الْحَجَرُ أَوْ الشَّجَرُ يَا مُسْلِمُ يَا عَبْدَ اللَّهِ، هَذَا يَهُودِيٌّ خَلْفِي فَتَعَالَ فَاقْتُلْهُ، إِلَّا الْغَرْقَدَ فَإِنَّهُ مِنْ شَجَرِ الْيَهُودِMüslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. O harpte Müslümanlar Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; “Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi. Gel, onu öldür” der. Yalnızca Garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.” Allah’ın izniyle bu yakında olacaktır.

Ey Ürdün halkı! Ey Ürdün askerleri! Ey Müslümanlar! Biz, halkına asla yalan söylemeyen bir öncüyüz ve Allah yolunda hiç kimsenin kınamasından korkmayız! Şunu iyi bilin ki, rejimin sizi korumak ve savunmak gibi bir derdi yoktur. Çünkü o sizden, siz de ondan değilsiniz! Onun tek derdi kendi varlığını ve koltuğunu korumak ve Yahudi varlığı ile kâfir Batı’nın kaynaklarınızı ele geçirmesini sağlamaktır. ‘Ürdün, Amerika’nın stratejik ortağı ve müttefiki’ diyerek sizi kandırıyorlar. Oysa bu ortaklık, halk için değil, saray içindir! Bu söylemle rejim, sadece kendini korumaya çalışıyor. Amerika’nın ortağı olmaz, kölesi olur! Unutmayın, Amerika’nın dostu olmaz, sadece çıkarları olur! Baksanıza, Katar’daki devasa Amerikan üssü, Yahudi varlığının o topraklardaki Müslümanları vurmasına engel olabildi mi? Katarlı yöneticiler istedikleri kadar ‘biz stratejik ortağız’ diye övünsünler, sonuç ortada!

Ey Ürdün’ün kahraman ve cesur askerleri! Bu rejimin ve uşaklarının stratejisi bellidir: Yahudi varlığı ile anlaşma yapmak! Sadece anlaşma yapmak da değil, İslam’a ve Müslümanlara açılan savaşta onun yanında yer almak! Bu halkı ve ülkeyi yoksulluğa mahkûm ettiler. Sonra da kalkıp ‘karanlık zihniyet’ dedikleri, yani İslam’ı anlatan herkese karşı amansız bir savaş açtılar. Rejim, tercihini sömürgeci Batı’ya bağımlı olmak ve onların çıkarlarını yerine getirmek yönünde kullanmıştır. Artık rejimi Ürdün’ü korumaya zorlamanın; dininizi, ülkenizi ve onurunuzu savunmak için Yahudi varlığını ezip geçeceğiniz ve yeryüzünden sileceğiniz gerçek bir savaşa girmenin vakti gelmiştir! Yoksa Allah korusun, yarın çok geç olmadan bugünden harekete geçme fırsatını kaçırırsanız, Yahudi varlığının Katar’da yaptığı gibi Ürdün’e saldırması halinde kendi halkınızın dinmeyen öfkesinden ve gazabından asla kurtulamazsınız! Unutmayın, geçmişten ders çıkarma ve ibret alma konusunda Müslümanlar, o Yahudi varlığından çok daha önceliklidir.

Buhari ve Müslim’in Ebu Musa’dan rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

إِنَّ مَثَلِي وَمَثَلَ مَا بَعَثَنِيَ اللهُ بِهِ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَتَى قَوْمَهُ، فَقَالَ: يَا قَوْمِ إِنِّي رَأَيْتُ الْجَيْشَ بِعَيْنَيَّ، وَإِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْعُرْيَانُ، فَالنَّجَاءَ، فَأَطَاعَهُ طَائِفَةٌ مِنْ قَوْمِهِ، فَأَدْلَجُوا فَانْطَلَقُوا عَلَى مُهْلَتِهِمْ، وَكَذَّبَتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ فَأَصْبَحُوا مَكَانَهُمْ، فَصَبَّحَهُمُ الْجَيْشُ فَأَهْلَكَهُمْ وَاجْتَاحَهُمْ، فَذَلِكَ مَثَلُ مَنْ أَطَاعَنِي وَاتَّبَعَ مَا جِئْتُ بِهِ، وَمَثَلُ مَنْ عَصَانِي وَكَذَّبَ مَا جِئْتُ بِهِ مِنَ الْحَقِّ“Benim meselim (yani benzerim) ve beni kendisiyle size Allah’ın Nebi gönderdiği şeyin meseli, ancak şu adamın benzeri gibidir ki, o kavmine geldi de: “Ey kavmim! Ben şurada iki gözümle bir ordu gördüm. Görüyorsunuz, ben çıplak bir nezirim. Hemen kurtulmaya, hemen kaçmaya bakınız der. Bu haber üzerine kavminden bir taife ona itaat ederek bütün gece vakar ve haysiyetle yürümüş ve kaçıp kurtulmuşlardır. Kavminden bir kısmı da onu yalanlamışlar da yerlerinde kalmışlardır. Bunun üzerine sabahleyin ansızın ordu onları basıp helak etmiş ve köklerini kazımıştır. İşte bu, bana itaat eden ve benim getirdiğime uyan kimse ile bana asi olan ve benim getirmiş olduğum hakkı yalanlayan kimsenin meselidir.”

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Resmî Sözcüsünün, Port Sudan Şehrindeki Ulu Cami Önünde Sudan Halkına Yaptığı Çağrının Metni... Amerika’nın Sudan’ı Bölmesine ve Darfur’u Koparmasına İzin Vermeyin

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ“Şüphesiz bu, tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de Rabbinizim. Onun için sadece bana kulluk edin.” [Enbiya 92] Müslim’in rivayet ettiği hadiste Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

فَمَنْ أَرَادَ أَنْ يُفَرِّقَ أَمْرَ هَذِهِ الْأُمَّةِ وَهِيَ جَمِيعٌ، فَاضْرِبُوهُ بِالسَّيْفِ كَائِناً مَنْ كَانَ“Her kim, bu ümmet derli-toplu iken onun işini dağıtmak isterse, kim olursa olsun hemen kılıçla onu (n boynunu) vurun.”

Ey Müslümanlar! Milletlerin hayatında öyle kader anları, öyle hayati davalar vardır ki, bunlar için sadece iki seçenek bulunur: ya o davanın gölgesinde onurla yaşamak ya da onun uğrunda şerefle ölmek! Biz Müslümanlar için bu hayati davaları belirleyen, İslam akidesinin ta kendisidir. İşte bu ‘ya istiklal ya ölüm’ davalarından biri de devletin ve ümmetin birliğidir. Ne zaman ki biz bu davaya gereken önemi vermedik, Amerika, içimizden bazı işbirlikçileri de kullanarak ülkemizi parçaladı ve Güney Sudan’ı bizden kopardı. Şimdi ise yarım bıraktığı işi tamamlamak için geri döndü. Kardeş kanıyla yeni sınırlar çizerek ülkemizden geriye kalanı da bölmek, Darfur’u da koparmak istiyor. İçerideki ve dışarıdaki piyonlarının yardımıyla Amerika’nın bu hain planı, olayların hızlanmasıyla adım adım hayata geçiriliyor.

Dün sahte barış vaatleriyle, bizzat yöneticilerin ve isyancıların eliyle, siyasetçilerin ve bazı medyanın alkışları ve âlimlerin sessizliği eşliğinde Güney Sudan’ı bizden koparan Amerika, bugün aynı senaryoyu yeniden sahneliyor. Hedefinde bu kez Darfur’u Sudan’dan ayırmak var! Hızlı Destek Güçleri’nin (HDG), ele geçirmesi için her şeyi yaptığı El Faşer kenti hariç tüm Darfur’da kontrolü ele geçirmesi ve dolayısıyla ülkenin bölünmesine zemin hazırlamasına göz yumuyor. Hatta bu güçler, Nyala’da paralel bir hükümet kurarak fiilen bir devlet bile kurdular. Şimdi size soruyorum: Göz göre göre ülkenizin bir parçasının daha koparılmasına izin mi vereceksiniz? Allah, kâfir sömürgecinin planlarını boşa çıkarmak için canınızı ortaya koymanızı istemiştir; Sizden bunun hesabını soracaktır.

Ey Sudan halkı! Haydi bu oyunu bozun, ajanların ve münafıkların kökünü kazıyın, hayatınızı yeniden doğru yola koyun. Mümin aynı delikten iki kez ısırılmaz. Bizler, Güney Sudan’ın koparılmasıyla Amerika tarafından bir kez zaten ısırıldık. Şimdi aynı hatayı tekrarlayıp Darfur’u da ayırmasına izin mi vereceğiz?! Buhari Ebu Hurayra’dan rivayet edildiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, şöyle buyurmuştur:

لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ“Mümin bir delikten iki kez ısırılmaz”

O halde ey Müslümanlar! Allah’a itaat etmek için ayağa kalkın ve devletin birliği meselesini, uğrunda ya yaşanacak ya da ölünecek bir ölüm-kalım meselesi haline getirin! Arface’den rivayet edildiğine göre “Ben, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle buyururken işittim:

مَنْ أَتَاكُمْ وَأَمْرُكُمْ جَمِيعٌ عَلَى رَجُلٍ وَاحِدٍ يُرِيدُ أَنْ يَشُقَّ عَصَاكُمْ أَوْ يُفَرِّقَ جَمَاعَتَكُمْ فَاقْتُلُوهُ“Siz yönetim işinde bir adam üzerinde birleşmiş iken, birisi gelip sizin asanızı kırmak ya da cemaatınızı parçalamak isterse onu öldürün.”

Şimdi söyleyin, biz sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e mi itaat edeceğiz, yoksa kâfir ve sömürgeci Amerika’ya mı? Elbette, hiç şüphesiz ki biz, Yüce Rabbimizin emrine uyarak Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e itaat edeceğiz. Zira Rabbimiz şöyle buyuruyor:

وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَاحْذَرُوا فَإِن تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا أَنَّمَا عَلَىٰ رَسُولِنَا الْبَلَاغُ الْمُبِينُ“Allah’a itaat edin, Rasûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimizin görevi sadece açıkça tebliğ etmektir.” [Maide 92]

وَما آتاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَما نَهاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقابِ“Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah’tan sakının, doğrusu Allah’ın cezalandırması çetindir.” [Haşr 7]

Devamını oku...

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti Heyeti, Sayda ve Çevre İlçeler Müftüsünü Ziyaret Etti

Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti heyeti, Sayda şehrindeki siyasi, toplumsal ve İslami camianın önde gelenleriyle sürdürdüğü iletişim faaliyetleri çerçevesinde Sayda ve Çevre İlleri Müftüsü Şeyh Salim Susa’nı ziyaret etti. Heyete, Merkezi Temas Komitesi üyesi Hacı Ali Aslan başkanlık ederken, heyette Etkinlik Komitesi üyesi Mühendis Bilal Zeydan ve Sayda sorumlusu Hacı Hasan Nahhas da yer aldı.

Görüşmede, aralarında Sayda’nın İslami kimliğini değiştirmeye yönelik çabalar, tutuklu Müslümanların durumu, toplumsal cinsiyet (gender) dayatması ve İbrahimî Din tartışmalarının da bulunduğu çeşitli konular ele alındı.

Görüşmede söz konusu meseleler etraflıca tartışıldı. Bu konuların Sayda toplumuna yansımaları hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.

Görüşmede, Sayda’nın İslami kimliğinin korunmasının ve tutuklu Müslümanların davasının desteklenmesinin gerekliliği üzerinde fikir birliğine varıldı. Ayrıca, toplumsal ve ailevi değerleri olumsuz etkileyen toplumsal cinsiyet (gender) ve İbrahimî dinler gibi girişimlere karşı durulmasının önemi vurgulandı.

Bu ziyaret, Hizb-ut Tahrir / Lübnan Vilayeti’nin, toplumdaki İslami değerleri koruma ve Sayda’daki etkin şahsiyetlerle diyaloğu pekiştirme çabaları kapsamında gerçekleştirildi.

Devamını oku...
Bu RSS beslemesine abone ol

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER