Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Konferansın İlk Konuşması  “Müslüman Gençlik... Gerçek Değişimin Öncüleri” Müslüman Gençliğin İslami Kimliği Karşısındaki Küresel Sorunlar

بسم الله الرحمن الرحيم

Konferansın İlk Konuşması
“Müslüman Gençlik... Gerçek Değişimin Öncüleri” Müslüman Gençliğin İslami Kimliği Karşısındaki Küresel Sorunlar

Kıymetli Kardeşlerim!

Allah Subhânehu ve Teâlâ Enbiya Suresinde şöyle buyuruyor:

بَلْ نَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَى الْبَاطِلِ فَيَدْمَغُهُ فَإِذَا هُوَ زَاهِقٌ وَلَكُمُ الْوَيْلُ مِمَّا تَصِفُونَBilakis biz, hakkı bâtılın tepesine bindiririz de o, bâtılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, bâtıl yok olup gitmiştir.” [Enbiya 18]

Allah Subhânehu ve Teâlâ bu ayette kâinatın yaratılışından kıyamete kadar hak ile batıl arasında bir mücadelenin olacağını bize haber vermektedir. Kardeşlerim, bugün şüphesiz Batılı laik hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, İslam dünyasındaki küfür rejimlerinin desteğiyle İslam’a karşı küresel ideolojik bir mücadele yürütmektedir. Bu mücadelenin en önemli hedeflerinden biri, Müslüman gençliği liberal yaşam tarzı ve sistemine entegre etmektir. 2004 yılında İngiliz Commonwealth Bürosu eski Kabine Sekreteri Andrew Turnbull tarafından kaleme alınan bir mektupta, bu açıkça ve net olarak belirtilmiştir. Turnbull mektubunda Müslüman gençliğin akıl ve kalbiniçelmek için detaylı bir plan yapılmasını istemişti. Basitçe ifade etmek gerekirse, bu gündemin amacı, tüm dünyada İslam’ın yeniden canlanmasına ve İslam dünyasında Batılı küresel hükümetlerin hegemonyasını sahneden silecek, siyasi ve ekonomik çıkarlarını tehdit edecek siyasi bir nizam olarak kurulmasına engel olmaktır.

27 Mart 2016 tarihinde BM Genel Sekreteri Ban ki Moon Amman Ürdün Üniversitesi öğrencilerine bir konuşma yaptı ve şunları dedi: BM Genel Sekreterliği yaptığım 10 yıllık süre zarfında gençlerle işbirliğini BM sisteminin temel öncelikleri haline getirdim. BMnin kadın ve genç erkeklere yönelik benzeri görülmemiş sayısız program ve girişimleri olmuştur. Gençler, sadece yarının liderleri değil, bugünün de liderleridir. Ve sizler, tarihteki en büyük genç neslin bir parçasısınız. Pek çok Batılı ülkede yaş ortalaması 40ın üzerinde. Ama Arap dünyasında yaş ortalaması 30un altında. Burada Ürdünde ise yaş ortalaması 22dir. Buna ise demografik olarak “gençlik şişkinliği” denir.

Gerçekten de sadece Arap nüfusunun %60’ı, yani 200 milyon insan, 25 yaşın altındadır. Bu kabarık sayıdaki dinamik ve enerjik genç Müslüman nüfus, ümmetin geleceğidir. Ayrıca hem Doğu’da hem Batı’da Müslüman gençlik giderek daha fazla İslam’a meyletmektedir. Doğal olarak bu da onları Batılı laik hükümet ve uluslararası yapılanmaların başlıca hedefi haline getirmiştir. Böylece Müslüman gençliğin fikirlerini, yaşam tarzlarını, arzularını, sadakatlerini Batılı fikirlere göre şekillendirmeyi ve onları dinlerinden uzaklaştırmayı amaçlayan yoğun stratejik projeler üretilmiştir.

Amerikan hükümeti tarafından finanse edilen küresel düşünce kuruluşu RAND Corporation, 2004 yılında Batı, nasıl İslami reforma teşvik edebilirbaşlıklı bir rapor yayınladı. Raporda şöyle denilmektedir: İslam’ı Batılı liberal hatlara göre ıslah etme çağrısında bulunan ‘modernistler’, gençler için yazı kaleme almaya teşvik edilmeli ve görüşlerine İslami eğitim müfredatı içerisinde yer verilmeli. Laiklik, mutsuz Müslüman gençlik için kültürel seçenek olarak sunulmalıdır. İslam öncesi ve gayri İslami tarih ve kültürlere teşvik için ilgili ülkelerde medya ve eğitim müfredatı kullanılmalıdır. Gençlere, İslami hükümlere ve yönetime davet edenlere karşıt mesajlar ulaştırılmalıdır.” ATLAS Network’e bağlı RAND Corporation, 400 farklı kuruluştan oluşan ve 80’den fazla ülkede çalışan bir ağdır! Tek bir kurumum, nasılda kolayca milyonlarca Müslüman gence ulaşabildiğini açıkça görebiliyoruz. Gerçekten de o kadar geniş ve çeşitli bir erişime ve etkiye sahip ki belki de pek çoğumuz veya çocuklarımız, farkında olmadan bu kurumun programlarıyla temasa geçmiş olabilir.

Son on yıldır veya daha fazla bir süredir Batılı hükümet ve kurumlar, RAND Corporation’un Müslüman gençliğe yönelik tavsiyeleri doğrultusunda bir strateji izlemiştir. Örneğin, 195 ülkeden oluşan, eğitim ve kültür yoluyla milletler arasında işbirliğine teşvik eden BM’ye bağlı UNESCO, geçtiğimiz yıl internetteki sözde “aşırılık”mesajları ile mücadelede gençlerden istifade etmek için küresel bir girişim başlattı. UNESCO, geçen yılın Kasım ayında ABD Dışişleri Bakanlarının da katılımıyla 38. Genel Konferansa ev sahipliği yaptı. UNESCO üyesi devletlerin Eğitim Bakanları, gençler arasındaki aşırılık etmenleri ile ulusal mücadele stratejileri kapsamında eğitimden yararlanmaya çağırdılar. UNESCO Genel Direktörü Irina Bokova’nın söyledikleri gerçekten çok ilginçtir. Irina Bokova, plana ilişkin yaptığı açıklamada Aslında en önemli misyonumuz, toplumları dönüştürmektir... Toplumları istediğimiz düzeye taşımaktır dedi. UNESCO’nun ilk başkanı Julian Huxley’e göre UNESCOnun misyonu, fikirsel geçmiş, kendine özgü engin hedefleri ve bakış açısı olan tek bir kültür inşa etmeye yardımcı olmaktır.”

Kıymetli kardeşlerim, bu tek kültür, örneğin, cinsel özgürlük, yasama insana aittir, ülkelerin politikasını Allah belirlemez, cinsiyet eşitliğine göre erkek ile kadın aynı hak ve görevlere sahiptir, din, toplum veya devletin işlerine müdahil olmaz, sadakat dine değil, devlete aittir gibi Batılı laik düşünceler ve demokratik doktrinler üzerine kuruludur. 2011 yılında Arap Baharı’ndan hemen sonra UNESCO, bölge ülkelerin laik demokratik geleceğini desteklemek ve bu stratejinin en önemli aktörü olarak Arap gençlerinden yararlanmak üzere bir yol haritası belirledi. Bu eylem planı, toplumlara demokratik kültürü yerleştirmek için güçlü bir kitle oluşturma hedefiyle” eğitim çerçevesinde dersler vermeyi de içermektedir.

Müslüman gençliği laikleştirme gündemi, Batılı hükümetlerin politika ve eylemlerinde de görülebilir. Örneğin, İngiltere’de hükümet, geçtiğimiz Temmuz ayında parlamentoya “Terörle Mücadele ve Güvenlik Yasası” (Counter Terrorism and Security (CTS)) adı altında bir yasa sundu. Yasa, öğretmenlere, doktorlara, sosyal hizmet uzmanlarına, yerel yönetimlere hatta kreş bakıcılarına bile Müslüman çocuklarında herhangi bir sözde “şiddet içermeyen aşırıcılık” emaresi olup olmadığını gözetlemeyi zorunlu kılıyor. Gerekirse çocuklar, hükümetin aşırılıkla mücadele programına (‘Channel’) sevk edilecekler. Çocuklarına aşırılık yanlısı İslami düşünceleri aşılamakla suçlanan aileler, çocuklarını kaybetme ve devlet gözetimine verilmesi riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.

İngiliz hükümetinin, on yıldır PREVENT adı altında yürüttüğü aşırılık ve yasakla mücadele stratejisinin neticesi olan bu yasa, Müslüman çocuklarla ilgilenen herkese, onlara olası teröristler ya da bu yolda ilerleyen suçlular gözüyle bakmayı zorunlu kılmaktadır. Bu strateji, Müslüman çocukların ve genel olarak İslami toplumun temel İslami inanç ve ritüellerini “aşırılık”yaftasıyla karalamaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan resmi rakamlara göre 2012 yılından bu yana terörle mücadele programına tabi tutulan 4000 çocuğun yarısı, 18 yaşından küçüktür. 1500 çocuğun yaşı da 11-15 arasında değişiyor. 400 çocuk da 10 yaşın altındadır. En küçükleri de üç yaşındadır.

Kuşku ve şüphe nedenlerine gelince, örneğin okulda namaz kılmak veya oruç tutmak için izin istemek, müzik derslerine katılmayı, kız erkek karışık ortamlarda bulunmamak, “Filistin’e özgürlük”bandajı takmak, kızların İslami giysi giymeye, başörtüsü takmaya başlaması veya sadece Elhamdülillah! demek gibi çocukların bir takım istekleri aşırılık nedeni sayılıyor! Okula “Yahudi varlığına”ambargo bildirisiyle gelen bir çocuk ve bir diğeri de okul projesinde görkemli İslam hadaratı tarihinden bahsettiği için haklarında soruşturma başlatıldı ve aşırılık yanlısı görüşlere sahip diye yaftalandılar. Aynı zamanda aşırılık yanlısı fikirlerin üniversite kampüslerine sokulmaması için üniversitelere talimat verildi. Hatta hükümet, aşırılıktan neyi kastettiğini açıkça belirtti. Hükümete göre Batının İslam dünyasına yönelik dış politikasını alenen eleştirmek, Batılı demokrasiyi ve laik değerleri reddetmek, eşcinsellik ve cinsiyet eşitliğini kabul etmemek, kadın erkek ayırımı ya da şeri giysi gibi İslam’ın ictimaî kanunlarını uygulamak, küresel ümmet kavramını, Şeriatı ya da Hilafeti desteklemek aşırılıktır.

Diğer laik devletler de aynı sıkı yöntemleri uygulayarak laik eğitim müfredatı yoluyla Müslüman gençliğin İslami inançlarını hedef aldılar. İslam’a davet eden gençleri suçlu ve öcü gördüler. Terör yuvası bahanesiyle İslami dini okulların İslami öğretilerine apaçık müdahale ettiler. Aralık ayında Pakistan medyası, Pencap bölge hükümetinin üniversite kampüsünde İslam’a daveti yasakladığını bildirdi. Hükümetin bu icraatı Ulusal Eylem Planı’nın bir parçasıdır. Medyada, sosyal iletişim sitelerinde ve siyasi ortamlarda İslam’dan bahsetmek yasak. İslam’dan bahsetmek “Nefret söylemi”veya “aşırılık”olarak damgalandı. Ülkede eğitim veren 18’den fazla İslami okulun kapısına kilit vuruldu. İslam’ın uygulanmasına davet etmek suç sayıldı. Bu yüzden binlerce samimi âlim, öğrenciler, üniversite mezunları, öğretmenler ve ülkedeki diğer Müslümanlar tutuklandı. Bangladeş de aynı yöntemi takip etmiştir. Ülkede İslam’a davet eden üniversite mezunları ve sayısız öğrenci, tutuklanmış, kaçırılmış hatta ağır işkencelere maruz kalmıştır. Bunlar arasında iki Müslüman kadın da var. Bu Müslüman kadınlar, “İslam, ülkenin politik ve ekonomik sorunlarını çözebilir” konulu online konferansa davet eden bildiri dağıttıkları için acımasız işkenceye maruz kalmışlardır. Bu yılın Ocak ayında İslam’a davet ettikleri gerekçesiyle 7 öğrenci Dakka Üniversitesi’nden atılmıştır. Buna ek olarak zorba laik Hasina hükümeti, İslam’la ilgili metinleri silmek, sadece ritüeller ve Hinduizm inançlarıyla ilgili kitaplar benimsemek için Milli Eğitim Şurası’na talimat vermiştir. 1. sınıftan 10. sınıfa kadar ders olarak verilen 193 kitabın 137’si paganizm ve ateist eğilimden bahsetmektedir. Tacikistan’da parlamento, Müslüman halkın ve çocukların giderek artan dini bağlılıkları ile mücadele kapsamında yeni doğan çocuklara İslami isimlerin konulmasını dahi yasaklamayı görüşmektedir. La Havle vela Guvvete İlla Billah!

Kıymetli Kardeşlerim, bunun yanı sıra İslam dünyasındaki gayri İslami devletler, Müslüman gençlik arasında en müstehcen en ahlaksız fikir ve yaşam tarzlarını yayan Batılılaştırılmış liberal medyayı yoğun bir şekilde teşvik etmektedir. Bu medya ise, eğlence ve şöhret kültürünü saplantı haline getirmek için çaba sarf etmektedir. Ayrıca İslami fikirlere saldırmakta ve onları şiddet ve vahşetle ilişkilendirmektedir. Örneğin geçen bir yıl boyunca Endonezya’da liberal medyanın bir numaralı gündemi, gençlerin karşısında eş cinsellik gibi liberal fikirleri yüceltmek ve İslam Şeriatının hükümlerini aşağılamak olmuştur.

Kıymetli kardeşlerim!

Görüldüğü gibi gençlerimize laik liberal kimliği benimsetmek ve onları Batılı yaşam tarzının ve sisteminin elçileri haline getirmek için yürütülen güçlü bir küresel gündem söz konusu. Batı, gençlerin, siyasi ve temel ictimaî fikirleri reddetmesini, onları aşırılıkla ilişkilendirerek İslam’ın temel uygulamalarını terk etmesini istiyor. Sessizliğe bürünen, ümmeti ve dini hakkında konuşmaktan çok korkan yeni bir gelecek Müslüman nesil yaratmayı amaçlıyor. Gençlerin İslam’ın “ılımlı”laik versiyonunu kabul etmesini istiyor. Sahip oldukları inançlarını modern hayatın işlerine karışmaması gereken yersiz, modası geçmiş, zalim ve baskıcı bir din olarak görmelerini istiyor.

Ne var ki kıymetli kardeşlerim, bugün gençlerimizin karşı karşıya kaldığı kimlik krizinin sorumluluğunu ümmet olarak biz de taşıyoruz. Çünkü ne zaman ki biz İslam’ı anlamakta ve hayatlarımızda tatbik etmede gevşeklik göstermeye başladık, onun hükümlerini ve nizamını, yani Hilafeti, beldelerimizde tatbik etmeyi terk ettik, işte o zaman hem geleneksel hem liberal gayri İslami fikirlerin evlerimize ve toplumlarımıza girmesine izin vermiş olduk. O zaman Allah’ın karşısında hesaba çekilmek, giyim ve davranışta hayâ, dünyadan önce ahiret için çalışmak, Yaratıcının hayatta değişmez ahlak kuralları, İslam’ın hayattaki ve dünyadaki tüm meselelerine dair berrak çözümleri, tümü toplumlarımızda ve beldelerimizde bulanıklaşmış ve zayıflamıştır. Tüm bunlar çocuklarımızın egemen liberal kültüre ve kendilerini örümcek ağı gibi kuşatan sisteme hayranlıkla bakmalarına, problemlerine çözümleri ve hayatlarını şekillendirmenin yollarını orada aramaya neden olmuştur. Bazıları da İslam’a sadece dini ritüellerden ve bir dizi yasalar manzumesinden ibaret görmüş, hayatları ile İslam arasında hiçbir ilişki olmadığını düşünmüştür. Bir diğer kesim de İslami inançlarına küstüler veya şüpheye düşerek dinlerinden yüz çevirdiler. Bunun içindir ki Batıdaki mevcut sorunlar ve kötü alışkanlıkların aynıları çocuklarımızı da derinden yaralamıştır. Örneğin Türkiye’de 2013 yılında 220.000 kişi, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle tedavi görmüştür. Bunların %60’dan fazlası 15-17 yaş arası, yaklaşık dörtte biri de 12-14 yaş arasındadır. Pek çok gencimiz de toplum ve ümmetlerinin sorunlarından kopmuştur. Tüm bu meselelere çözümü dinlerinde bulup getirme sorumluluğundan bihaberdir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Gençler arasında görülen bu kimlik kriziyle mücadele etmek, dinin karşı karşıya kaldığı zorlu sorunlar ile nasıl başa çıkılacağını bilmek, bu dinin vasileri ve habercisi olarak onlara gerçek rollerini öğretmek, belki de bu günlerde bir ümmet olarak bizim en hayati meselelerimizden birisidir. Meseleyi anlamak, net ve ivedilikle çözüm üretmek için elimizden gelen çabayı sarf etmeliyiz ki dinimizin geleceği yeni nesillerimizi ve onlarla birlikte kendi ve evlatlarımızın ahiretini kaybetmeyelim.

Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنْفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”[Tahrim 6]

 

İmrana Muhammed, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları Üyesi
&
Dr. Nazreen Nawaz, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadın Kolları Müdiresi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER