Haber-Yorum

BM'in Miloseviç'i Yargılayan Savaş Suçları Mahkemesi (ICTY) Kapandı

Haber:

1990'larda Yugoslavya'nın dağılması sırasında işlenen vahşetleri ve eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'i yargılayan, Eski Yugoslavya'nın Topraklarında 1991 yılından bu yana BM'nin kurduğu Uluslararası İnsan Haklarını Çiğnemekle Sorumlu Kişilerin Cezalandırılması İçin Kurulmuş Uluslararası Mahkeme (ICTY), iki asır sonra kapandı. Reuters

Yorum:

“Eski Yugoslavya'nın Topraklarında 1991 Yılından Bu Yana Uluslararası İnsan Haklarını Çiğnemekle Sorumlu Kişilerin Cezalandırılması İçin Kurulmuş Uluslararası Mahkeme” – kısaca “ICTY” Eski Yugoslavya'da işlenmiş savaş suçlarını cezalandırmak için kurulmuştu. BM tarafından kurulan bir başka uluslararası savaş suçları mahkemesi olan Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi ("ICTR") ise 2015 yılının sonunda kapatılmıştı. Bu mahkemelerin çalışmaları bundan sonra “Mechanism for International Criminal Tribunals” (Mechanism" veya "MICT") adı altında devam edecek. Bu mahkemelerin ana hedefi cinayet, işkence, tecavüz, köleleştirme, mülkiyetin tahrip edilmesi gibi mahkemenin statülerinde ifade edilmiş insanlık dışı suçların işlenmesinin başlıca sorumlularını cezalandırmaktır. Güya bu mahkemelerde failleri hesaba çekerek, "gelecekte başka suçların işlenmesinden caydıracak ve binlerce kurbana ve ailelerine adalet temin edip söz konusu çatışma bölgelerinde kalıcı barış” sağlanacakmış…

İlk olarak; bu mahkemeler Birleşmiş Milletler tarafından kurulmuştur. BM ise sömürgeci Batı tarafından, kendi menfaatlerini gerçekleştirmek üzere başka ülkelerde yürüttüğü sömürü ve yıkım politikalarının ve buralarda sebep olduğu cürümlerin üstünü kapatmak için icat ettiği bir alettir. Dünyanın her yanında medyana gelen kargaşa, ırkçılık, soykırım ve sayısız cürmün gerçek müsebbibi; bu Batılı sömürgecilerdir ve kendi ideolojilerini uygulamak için kullandıkları aletlerin varlığı, hükümdarlığı ve etkisidir.

ICTY'nin bugüne kadar elde ettiği başarılardan bazı örnekler verecek olursak: Slobodan Miloseviç işlemiş olduğu savaş suçlarının hesabını dahi veremeden hücresinde ölmüştür... Radovan Karaciç 22 yıl süren bir mahkemenin ardından ancak 40 yıl hapse mahkûm edildi ki bu ceza onun cürümlerine maruz kalmış ve hala bu cürümlerin acısını çekmeye devam eden Müslüman kadınlara, erkeklere ve çocuklara bırak adalet sağlamayı adalete yaklaşmayı bile becerememiştir... Mücrim Slobodan Praljak ise 29 Kasım 2017'de 20 yıllık hapis cezasının ilan edilmesinin ardından hâkimlerin gözü önünde zehir içerek intihar etti... Bir taraftan bu mahkeme denen sirk 20 yıldan fazla sürerken, öbür taraftan Bosna Hersek'in Müslümanları, BM’nin ve Batı dünyasının direttiği "demokratik çözüm" ile kendi toprakları üzerinde hâkim olabilme hakkından mahrum edilmiş, Müslüman halk katilleri ve tecavüzcüleriyle topraklarını ve iktidarı paylaşmaya mecbur edilmiştir.

Aynı zamanda bu mahkemeler; Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki etnik temizliğe seyirci kalıyor… Suriye'de Beşar Esad ve Myanmar'da Aung San Suu Kyi gibilerin kitlesel katliamlarını, Yemen'de Husilerin ve Suudi Arabistan'ın işlediği katliamları görmezden geliyor… Ve "İsrail" denen dünyanın en büyük terör örgütü siyonist işgalci varlığın ve işgalcilerinin Filistin'de işlediği sayısız cürümleri yok sayıyor... Demek ki bu BM'nin ve mahkemelerinin yaptığı işler, adalet ve hukuk adına göz boyamaktan başka bir şey değildir...

Genelde tüm insanlık ve özelde İslam Ümmeti bu kuruluşların ve araçlarının adalet adı altındaki kibirlerinin ve işe yaramazlığının farkına varmalıdır. Sadece Müslümanlar için değil fakat din, ırk veya etnik köken ayırt etmeden tüm insanlık için gerçek adaleti temin edecek olan Allah'ın verdiği İslami yönetim sisteminden, Nübüvvet Metodu üzere Raşidi Hilafet devletinden, başkası değildir. Bu devlet ilk olarak tüm insanlık için bir tehdit olan ve her şeyden önce İslam'a ve Müslümanlara düşman olan kapitalist dünya güçlerinin gücünü, etkisini ve sömürüsünü ortadan kaldıracaktır... Ve bu devlet İslam'ın mahkemelerini kuracaktır. Bu mahkemelerde davalar uzadıkça uzamayacak ve mücrimler parmaklıklar ardına kilitlenmekle kurtulmayacaktır. Aksine Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın takdir ettiği cezalar hiç gecikmeksizin uygulanacaktır. İşte o zaman dünya gerçek adaleti ve barışı eskiden Hilafetin çatısı altında olduğu gibi, yeniden tadacaktır...

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Zehra Malik