- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Zafer Yalanları Altında Filistin’i Terk Ederek Filistin Davasını Tasfiye Ediyor!
Haber:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkesinin Karaman ilinde başkanlığını yaptığı AK Parti Kongresi’ndeki konuşmasında şöyle dedi: “(Doğu Kudüs)’ün, Filistin devletinin başkenti olduğunu açıkladık. Şuan başkonsolosluğumuz büyükelçi ile temsil ediliyor. Ama Allah’ın izniyle konsolosluğun yanına büyükelçiliğin resmen açılacağı günler yakındır.”
Ve şunu açıkladı: Kudüs şehrinde Türkiye büyükelçiliğinin açılması, geçen Çarşamba günü İstanbul ilinde gerçekleşen İslam İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde alınan kararın uygulanmasını gerçekleştirmek içindir. Bu ise Amerika’nın, Mısır tarafından Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve Trump’ın ülkesinin Tel Aviv’deki Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması kararından geri dönmesi şeklindeki talebine karşı veto hakkını kullanmasına bir cevap niteliğindedir.
Yorum:
Amerikan Başkanı Trump, 6 Aralık 2017’de Kudüs’ün Yahudi varlığının başkenti olduğu ve Amerikan Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınması ile ilgili o uğursuz açıklamayı yapınca İslam ülkelerinin yöneticileri, aslında Yahudi varlığının kökünü kazıyacak ve onları Filistin’den kaldırıp atacak bir karar alacaklarına halklarının tepkilerini ve öfkelerini dindirmek amacıyla utanç verici ve sönük kınama ve karşı çıkmanın dışına çıkmayan açıklamalar yapmak için hemen harekete geçtiler.
Trump’a Kudüs’ün kırmızıçizgisi olduğunu söyleyen bu Erdoğan’ın tepkisi, böyle bir kararın üzücü olduğuna ilişkin ifadeler olmuş ve Amerika’nın kararını tartışmak için toplanmak amacıyla İslam İşbirliği Teşkilatı’na çağrıda bulunmuştur. Böylece Trump’ın açıklamasından bir hafta sonra, yani 13/12/2017 Çarşamba günü, İslam beldelerindeki devletlerden elli beş devletin liderleri İstanbul’da bir toplantı düzenleyerek bu kararı reddedip kınamışlar ve onun boş ve geçersiz olduğunu ifade etmişlerdir… Toplantının sonuç bildirgesinde şunlar geçmiştir: “İki devletli çözüm temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’ne dayanan, uluslararası tanınmış referans hükümlerle ve 2005’te Mekke-i Mükerreme’de yapılan Olağanüstü İslam Zirvesi Konferansı’da stratejik bir tercih olarak kabul edilen 2002 Arap Barış Girişimi’yle uyumlu adil ve kapsamlı bir barışa bağlılık teyit edilmiştir.”
Zafer yalanları altında Filistin’i terk etme ve Filistin davasını tasfiye etmede ısrarcı olan Erdoğan, kalkmış bir de “Filistin devletinin” başkenti olması itibariyle (Doğu Kudüs’te) Türkiye büyükelçiliğinin açılmasının yakın olduğunu açıklıyor.
Türkiye’de yapılan bu toplantılar, Erdoğan’ın Kudüs’e ve Filistin halkına karşı hırslı ve düşkün olduğunu göstermez. Bilakis geçmişte yapmaya çalıştığı ve hala da anlayışı zayıf olanlara aktarmaya ve onların duygularıyla oynamaya çalıştığı aldatma ve kamuflaj yöntemleriyle dolu bir yöntemden ibarettir. Ayrıca bu, diğer hain yöneticilerin, sadece komplo kurmak için düzenledikleri konferansların sonuç bildirgelerine ekledikleri ifadelerle manipüle ettikleri bir yöntemdir.
Aslında ifadeler, gerçek bakış açısından uzak bir şekilde okunduğunda tamamen değişik bir anlayış verecek, ama olaylar zinciri arasında bağlantı kurarak dikkatli ve incelenerek okunduğunda ise farklı bir anlayış verecektir. Mesela “iki devletli çözüm” ve (Doğu Kudüs’ün) Filistin devletinin başkenti olması ifadeleri, Batı Kudüs’ün ve Yahudilerin başlangıçta 1948 ve 1967 yıllarında işgal ettiği sonra da aşağılık müzakereler ve imtiyazlar yoluyla gasp etmiş olduğu Filistin topraklarının yaklaşık yüzde sekseninin Yahudilerin hakkı olduğunu kabul etmek anlamına gelmektedir.
Ey Müslümanlar! Işıltıları arkasındaki gerçekleri gizleyen ve yalan yanlış sözlerden ibaret olan parıltılı görüntülerin aldattığı yüzeysel düşünceye sahip kimselerden olmayın. Zira sizler, gaflet dönemlerinin geçmesine rağmen Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bilinçli ümmetisiniz. Nitekim bu ümmet o gün canlıydı, Allah yeryüzünü ve üzerindekileri miras olarak bırakıncaya kadar da canlı kalacak ve bu ümmet için Allah’ın izniyle çok yakında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Minhacı üzere Raşidi Hilafetin geri dönmesiyle tekrar izzetine kavuşacağı Allah Subhanehu’nun vaadi ve Nebi (Aleyhisselatu ve’s Selam)’ın müjdesi gerçekleşecektir. Böylece ümmet, Raşid Halifesi Ömer Bin Hattab’ın Kudüs şehrini fethettiği gün söylemiş olduğu şu sözü söyleyecektir: “Allah bizi İslam ile izzetli kıldı. Eğer izzeti İslam’dan başka bir şeyde arayacak olursak Allah bizi tekrar zelil kılacaktır.”
İşte o zaman Müslümanların Halifesi, işgali kökünden söküp atmak için İslam ordusunu harekete geçirecektir. Allahu Teâla, yeryüzünü ifsat eden İsrail oğullarını defalarca tehdit etmiştir: Eğer siz tekrar ifsat etmeye geri dönerseniz, biz de tekrar sizler hakkında hüküm verecek ve hükmünüzü ortadan kaldıracağız. فَإِذَا جَاءَ وَعْدُ الْآخِرَةِ لِيَسُوءُوا وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُوا الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُوا مَا عَلَوْا تَتْبِيرًا “Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid’e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).” [İsra-7]
İslam’ın mukaddesatlarını çiğneyen, ona ve halkına hakaret ederek bunları tamamen yok edenlerin akıbeti işte budur.
Bacınız: Raziye Abdullah
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazdı