- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ümmet Öncü Olurken Sizler Efendileriniz İçin Ölüyorsunuz
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Amerika’nın Türkiye’deki vize hizmetleriyle ilgili kararını eleştirdi ve bunu “çok üzüntü verici” olarak nitelendirdi. Bunun üzerine Ankara, Washington'u Türkiye’den benzer bir yanıt alacağı bu karardan geri dönme çağrısında bulundu. Nitekim Ukrayna ziyareti sırasındaki basın toplantısında Erdoğan şöyle dedi: “Bu karar üzücüdür. Türkiye bir kabile olmadığı gibi bir kabile devleti de değildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Bakan bana bu konuyu bildirdiğinde mütekabiliyet esasına dayalı olarak o metnin karşı metnini aynen açıkladık.” (El Cezire Net)
Yorum:
Garip olan şu ki; düzenbaz adam nasıl da hiç utanmıyor. Zira Suriye’ye askeri müdahalede bulunmayacağını ve orada karışıklık çıkarmak istemediğini açıklamasının ardından oradaki kardeşlerinin kurtarılmasını hiç umursamadan Beyaz Saray’daki efendilerinin emirlerini uygulamak için müdahalede bulunuyor. Dahası bebek katili Putin, Şam topraklarına havadan lavlar fırlatarak halkının yerleşik hayat yaşadığı yerleri yakıp yıkarken Allah ve Resulü’nün öfkesini hiç umursamadan Türk ordusu da karadan müdahale ediyor. Peki, Türk ordusunun hiç uçağı yok mu ki Rus uçaklarının desteğini alıyor? Kesinlikle hayır! Zira bu plan, Astana 6’nın sonuçları olarak adlandırılan İdlib’in gerilimi azaltma bölgesi olarak kalması ve İdlib’deki “radikal güçlerin” çıkarılması şeklindeki bu komploda Türkiye rejiminin desteğiyle (Rus ordusunun) Amerika’nın Suriye’deki vurucu elini güçlendirmesi içindir.
Zaten Rusya, Esed’in cürümlerine ve suçlarına ortak değil midir?! Peki, bu korkunç suça sen nasıl ortak olabiliyorsun ey Erdoğan? Yazıklar olsun sana! Ama artık takke düşüp kel göründüğü gibi daha önce boş sözlerinle aldattığın kimseler karşısında da garip bir duruma düştün.
Ayrıca Türkiye’nin benimsediği tutumlar, gerek bu husustaki durumların açığa çıkması gerekse de ikiyüzlülük ve gerekçelerine hakim olamamasından dolayı istihza ve alay konusu olmuştur. Şimdi burada bu resmi gösteren bazı hususları hatırlatıyoruz; devrimciler, Halep ve diğer yerlerde büyük zaferler ve ilerlemeler sağlıyorlarken “ilham verici” Cumhurbaşkanı Erdoğan, adamlarına çekilmelerini ve meydanları terk etmelerini emretti. Hatta Halep, eski dostu Beşşar’ın eliyle düştü. Dolayısıyla Suriye rejimi ve Rusların eliyle, orada yıkımlar yayılmış ve hurumatlar çiğnenmiştir ki bizzat buna kendisi de şahit olmuştur. Son olarak Irak Kürdistan bölgesinde referandum başladığında Erdoğan, âdeti olduğu üzere gürleyerek çıkarak Irak’a ve birliğine önem veren samimi bir adam olduğunu iddia etti. Sıradan insanlar kendisinden hızlı bir şekilde yanıt vermesini ve bu ciddi konu üzerinde durmasını bekliyorlardı ki ancak o, Beyaz Saray’ın planını uygulamak için Rusya ile birlikte Suriye’ye doğru giderek onları şaşırttı. Bunun üzerine açık, naif ve eleştirel bir şekilde dikkatleri çirkin davranışından başka tarafa çekmek için Ankara ve Washington arasındaki tartışma ve vizelerin askıya alınması gibi komik tiyatroyu gündeme getirdiler! Oysa bu, bir bardak suda fırtına koparmaktan başka bir şey değildir.
Bu nedenle eğer Türkiye Cumhurbaşkanı, insanların kendisinin ve efendilerinin cürümlerini bilmediklerini sanıyorsa kesinlikle yanılıyor. Zira tüm ümmet, onun önceden efendilerinin talimatlarını alarak onların izniyle hareket ettiğini, onların yakasından kurtulamadığını ve onları öfkelendirmediğini sessiz bir şekilde not ediyor. Bundan dolayı bu haber, dikkatleri Erdoğan’ın Şam’daki cürmünden ve Irak Kürdistanı'ndaki eksikliğinden başka tarafa çekmek için medyanın pazarladığı terennümden öte bir şey değildir.
Binaenaleyh Hizb-ut Tahrir olarak bizler ve tüm ümmet, kesinlikle aldanmayıp bir delikten iki defa geçmeyeceğimiz gibi beşinci sınıf temsilcilerin bu tür komik tiyatrolarına da asla ikna olmayacağız. Bizler, başta Amerika olmak üzere Batı’nın kartlarının bitmek üzere olduğunun farkındayız. Zira ajanlarını açık bir şekilde kullanmak zorunda kalması bunun kanıtıdır. Nitekim zaman akıp gidiyor. Dolayısıyla güçlerini tükettikten ve paralarını harcadıktan sonra düşmanlarımızın liderleri devrilecek, zafer bizim olacak ve bu onlara yürek acısı olacaktır. Zira onların kulaklarına ağırlık veren ve bizim kulaklarımıza hoş gelen Nübüvvet Minhacı Üzere İkinci Hilafet geldiğinde onları öfkelendirecek ve bizleri ise sevindirecektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazan
Dr. Mahir Salih - Amerika