Haber:

ABD'de yeni yapılmış olan bir araştırmaya göre, cinsel tacize maruz kalan kızların birçoğu cinsel şiddet içeren davranışları "olağan" gördükleri için şikayet etmiyorlar. Marquette Üniversitesi Çocuk Müdafaa Merkezi tarafından yürütülen üç ve 17 yaşları arasındaki 100 gençle yapılan görüşmeler, kızların kendilerini mağdur görmediklerini, çünkü kendilerine karşı işlenen cinsel şiddeti normal olarak kabul ettiklerini, bundan dolayı cinsel saldırıların yüzde 60'nın da polise ihbar edilmediğini ortaya koydu. Rapor, genç kadınların günlük hayatlarında, cinsel taciz, nesnelleştirme ve istismar dahil olmak üzere çeşitli cinsel şiddete maruz kaldıklarını açığa çıkardı. Kızlar çoğu zaman bu saldırıları normal olarak algılamışlardır. Zorla heteroseksüel bir ilişki dışındaki herhangi bir şeyin cürüm veya tecavüz olarak değerlendirilebileceğinden şüphe etmişler. Genç kadınların cinsel şiddeti ihbar etmeyişlerinin birçok nedeni var. Analizlere göre, kızlar, erkeklerin ellerinde olmadan cinsel arzularını kontrol etmekten aciz oldukları efsanesine inanıyorlar ve ayrıca hem otoriteler tarafından ve hem arkadaş çevrelerince olayları abartmak veya yalan söylemekle itham edilmekten korkuyorlar. İşte bundan dolayı kendi konumlarını, her türlü cinsel şiddeti katlanılması gereken, yok sayılması veya bir şekilde idare edilmesi gereken bir konum olarak içselleştirmişlerdir.

Yorum:

Bu rapor, şahsi hürriyetleri ve bu nedenle tüm cinsel ve şehevi arzuları tatmin etmeyi mutluluğa götüren anahtar olarak görüp teşvik eden kapitalist liberal değerlerin ahlaki kokuşmuşluğunu apaçık ortaya koymaktadır. Buna göre temel kural, insan aklının iyi ile kötüyü ayırt etmeye kadir olduğunu ve bundan dolayı doğruyu, adaleti ve haksızlığı da ayırt edebileceğini kabul etmektir. Ancak beşeri sistemlerin getirisi, güçlü olanların zayıf olanlar üzerinde kuralları tanımlar olmasıdır. Her ne kadar fertler, kadınlar da erkekler de, ebeveynler ve otoriteler, cinsel şiddetin kabul edilemez olduğunu öğretmeye çalışsalar da, medya ve toplumda yerleştirilmiş olan değerler vasıtasıyla kapitalist sistem bütünüyle onlara karşı işlemektedir. Bunun için fertleri, kadın olsun erkek olsun, şehevi ve cinsel arzularına indirgeyen bu sistemin yerine daha yüce bir sistem getirilmediği müddetçe kadınlar, erkeklerin kontrol altına alınamaz arzularını tatmin edici nesneler olma fikrini benimsemeye devam edeceklerdir.

İşte İslam, yarattıklarının tümüne üstün olan Yaratıcı Allah (st) tarafından indirilmiş yüce bir sistemdir. Allah (st) ve Rasulü Muhammed (sav), kadınları korunması ve sayılması gereken bir namus olarak ilan etmişlerdir. Bu o kadar önemlidir ki, erkeklerin diğer kadınlara bakmalarına dahi izin verilmemiştir.

قُل لِّلْمُؤْمِنِينَ يَغُضُّوا مِنْ أَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظُوا فُرُوجَهُمْ ذَلِكَ أَزْكَى لَهُمْ إِنَّ اللَّهَ خَبِيرٌ بِمَا يَصْنَعُونَ

Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. (An-Nur 30)

Bir erkeğin bir kadına sözle dahi saldırmasına izin verilmezken, ona dokunmak kesinlikle ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Tek bir kadına hakaret edilmesi, Peygamberimiz (sav) için bütün bir kabileyi Medine'den sürgün etmek için yeterli olmuştur. Kadınlara gerçek haklarını öğretecek olan ve kendilerine karşı herhangi bir aşağılamayı mahkemeye şikayet ettiklerinde yine onları korumaya ve saymaya devam edecek olan tek sistem, tarihte de sayısız kere her yaştan, toplumun her kesiminden ve her dinden kadının koruyucusu olduğunu ispat etmiş olan İslam'ın hayat ve hukuk sistemidir.

فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz? (Rahman 13)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu adına

Umm Khalid