Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Haber & Yorum Türkiye'nin Kapitalist Milliyetçiliği Uygur Mültecileri 18 Gün Boyunca Aşağılamıştır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber:

25 Mart'ta Çin'den Türkiye'ye kaçan 35 Uygur Türk'üne, 18 gün havalimanında bekletildikten sonra, nihayet 12 Nisan'da Türkiye'ye girmelerine izin verildi. İçlerinde hamile kadınların ve çocukların da bulunduğu grup, Çin'de, kendi vatanları olan Doğu Türkistan'da (Sincan) görmüş oldukları zulümden kaçmak için Türkiye'ye gelmişti. Bu uzun bekleme süresinde, bir çocuk da hastaneye kaldırılmıştı. Grubun eksik belgelerden dolayı yasal olarak Türkiye'ye giriş hakkı yoktu.

Yorum:

Birincisi, bu aşağılamanın "sözde" bir sona ulaşmasından sadece bir gün önce duyurulması bir nevi ukalalıktır, zira bu insanlar 18 gün boyunca, gayri insani şartlar altında bir havalimanı salonunda beklemek zorunda bırakılmışlardır. Ayrıca, ülkeye girdikten sonra da bu insanları belirsiz bir gelecek ve kamplarda zor bir hayat bekliyor. İkincisi, yerel seçimlerden sözde İslam adına bir zaferle yeni çıkmış olan Erdoğan Hükümeti, bir kez daha, Ruveybida'dan başkasının konuşmadığını ispat etmiştir, çünkü İslam ve böylece de Müslümanların yararına çalışmayı vadetmişti. Müslüman bir liderin öncelikli vazifesi, ki Türkiye'nin liderleri ve siyasetçileri böyle olduklarını iddia ediyorlar, dünyanın neresinde olursa olsun, bütün Müslümanları korumak ve onları kollarını açıp kucaklamak değil midir? Bu Uygur Müslümanlar, kendi imkanlarıyla Türkiye'ye sığınmışlardır, çünkü onları zulümden kurtarmak için Türkiye ordu bile göndermek zorunda kalmamıştır!

Onlar İslami bir beldede, gayri İslami bir yönetimin zulmüne, işkencelerine, katliamlarına ve tutuklamalarına maruz kaldıkları için kaçmak zorunda kalan Müslümanlardır. Onlar İslami olduğunu iddia eden bir Hükümete sığınıp yardım talep ettiler ve şimdi de bir küfür ideolojisinin laik kapitalist demokratik Türkiye'ye yerleştirmiş olduğu gayri İslami milliyetçi kanunlarından dolayı başka bir aşağılanmaya maruz kaldılar. Uygurların İslamı benimsedikten sonra, bilhassa Çin'e karşı Çin Seddi'ne kadar, Hilafete İslam tarihinin en büyük zaferlerini elde etmedeki yardımları göz önünde bulundurulduğunda, bütün bu durum Türkiye hükümeti için, daha da utanç verici bir hale geliyor.

Endülüs Müslümanlarının 15. ve 17. yüzyıllar arasında, İspanyol Engizisyon mahkemeleri tarafından zulmedilip, ezilip ve katledildikleri dönemi bir hatırlayın. Halîfe Bayezid 1502 yılında Kemal Reis'i göndermişti. Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle, 1530 yılında Hıdır Reis (Barbaros) ve daha sonra Turgut, Piyale ve Salih reisler sayısız seferlerle 70 binden fazla Müslümanı kurtarmışlardı. Halîfe I. Ahmet de 1609-1614 sırasında aynen böyle yaptı ve Endülüs Müslümanlarına Kuzey Afrika ve İstanbul'da yeni vatan verdi. Üstelik bu Halifeler, hem Müslüman hem gayri Müslim mültecilere yeni yurtlarında müreffeh yaşam koşulları ve güvenlik sağladılar. Bugün Türk hükümetinin kendi mültecilerine yaptığı gibi, onları mülteci kamplarına tıkıp, gelecekleri için mücadele vermekte tek başlarına bırakmadılar.

Sadece Türk halkı için değil, ama ciddi olarak Müslümanlar için çalışan Müslüman liderlerin halis davranışı bu olmalı! Bunun için bu Ümmetin acilen, kafir kapitalist milliyetçi ideolojiyi uygulayan rejimler ve yöneticiler yerine, İslam beldelerimizin arasında Batı dayatması sunî sınırları ve yozlaşmış ve bölücü sistemleri ortadan kaldıracak erdemli bir Halifeye ihtiyacı vardır. Artık tüm dünyadaki Müslümanlara güvenlik ve korumayı geri getirecek olan adil Hilafetin altında bu Ümmeti tekrar birleştirme zamanı gelmiştir!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu adına

Umm Khalid

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER