Cuma, 18 Rebiu’s Sânî 1447 | 2025/10/10
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
“Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmez

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

لَوْ كَانَت الدُّنْيَا تَعْدِلُ عِنْدَ اللَّه جَنَاحَ بَعُوضَةٍ مَا سَقَى كَافِراً مِنْها شَرْبَةَ مَاءٍ

“Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.”

Haber:

6 Ekim 2025'te Sisi, resmi X hesabı üzerinden şunları açıkladı: “Şanlı Ekim zaferlerinin yıldönümünde, Mısır'ın asil halkını ve cesur silahlı kuvvetlerini tebrik ediyor, vatanımıza şan ve şeref kazandıran ve onu koruyan kararlılık ve birlik ruhunu gururla anıyoruz... Bugün bölge kritik bir tarihsel aşamadan geçerken ve barışın tesis edilmesi için yoğun çabalar sarf edilirken Mısır, şu sabit tutumunu teyit etmektedir: Sürdürülebilir güvenlik ve istikrar, ancak uluslararası meşruiyete dayanan, kardeş Filistin halkının meşru haklarını güvence altına alan ve bölgedeki tüm halklar arasında barış içinde bir arada yaşama ve işbirliği için sınırsız ufuklar açana adil ve kapsamlı bir barışla sağlanabilir. Sevgili Mısırımız ve onun büyük halkı her yıl refah, güvenlik ve barış içinde yaşasın.” 

Yorum:

1973 Ekim Savaşı'nın 52. yıldönümünde, ikiyüzlü işbirlikçi ajan Sisi'ye, Müslümanların başındaki tüm yöneticilere ve ordularına şunu hatırlatırız:

-  Ekim savaşının ilk saatlerinde elde edilen zafer, yenilmez ordu efsanesinin boş olduğunun ve Mısır ve Suriye ordularının Yahudi ordusuna yaşattığı büyük yenilginin delili olup Müslümanların başındaki tüm yöneticiler ve ordu komutanlarının, Gazze'ye yardım etme ve mübarek Filistin topraklarını kurtarma konusunda geri durmalarının, Allah'a, Rasulü'ne ve müminlere karşı büyük bir ihanet olduğu yönündeki bir argümandır.

-  Yenilmez bir ordunun korkusu altında Filistin ile çevre ülkeleri arasında yalandan bir barış yapmak ve bir acizlik duvarı inşa etmek için zaferden vazgeçilmesinin ardından gelen gönüllü ve komik yenilgi, açık bir şekilde bu mutant varlığın meşruiyetinin tanınması ve onun bekasının korunmasına ve onun yok olmamasına yönelik bir garanti sözleşmesidir.

-  “Uzlaşma, çatışma değildir”, “barış sistemi” ve “uluslararası meşruiyet referansları”, küfürle hükmeden, tağuta muhakeme olan, bu dünyaya ve onun cazibesine tutunan ve baki olanı değil fani olanı tercih eden sizin gibi ajanların sloganlarıdır. Subhanehu ve Teala onlar hakkında şöyle buyurmuştur: مَّن كَانَ يُرِيدُ الْعَاجِلَةَ عَجَّلْنَا لَهُ فِيهَا مَا نَشَاء لِمَن نُّرِيدُ ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلاهَا مَذْمُوماً مَّدْحُوراKim bu geçici dünyayı isterse orada ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.” [İsra 18]Dolayısıyla onların barış anlayışı, toprakları gasp etmek, namusu ihlal etmek ve amansız bir yok etme savaşıdır;peki bizim referansımız batıl anlaşmalar mı olmalıdır; yani İslam topraklarını, onuru ve izzeti satıp boyun eğme ve aşağılanmayı satın aldığımız gasıp işgalciyle yapılan yırtık bir barış kâğıdı mı olmalıdır?!! Zira uluslararası meşruiyet, Müslüman ülkelerdeki iktidar rejimleriyle birlikte Filistin davasını tasfiye etmek ve normalleşmeyi yaymak için çalışan bir meşruiyettir.

-   Dünya hayatı aldatma metaından başka bir şey değildir; Sehl İbn Sa'd es-Sâ'idi’den Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: لَوْ كَانَت الدُّنْيَا تَعْدِلُ عِنْدَ اللَّه جَنَاحَ بَعُوضَةٍ مَا سَقَى كَافِراً مِنْها شَرْبَةَ مَاءٍEğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.” [Tirmizi rivayet etti ve hasen sahih hadistir dedi] Ancak Allah, sapkınlıklarına ve tuğyanlarına devam etsinler diye kâfirlere, fasıklara ve zalimlere mühlet verir; ahirette, yani kendilerine uyulup arkalarından gidilenlerin, uyanlardan hızla uzaklaştıkları gün kendi elleriyle yaptıklarından dolayı onları cezalandıracaktır.

إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُوا مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا وَرَأَوُا الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الْأَسْبَابُ * وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُوا لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّءُوا مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللَّهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُمْ بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ

İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.” [Bakara 166-167]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

M. Durra El-Bakuş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER