Çarşamba, 05 Safer 1447 | 2025/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
10 Ülkeden Yahudi Varlığına Sözde Bildiri Tepkisi!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

10 Ülkeden Yahudi Varlığına Sözde Bildiri Tepkisi!

Haber:

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Yahudi varlığının Parlamentosu'nun Batı Şeria'nın ilhakına ilişkin kararı hakkında Bahreyn, Mısır, Endonezya, Ürdün, Nijerya, Filistin, Katar, Suudi Arabistan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Arap Birliği ve İİT tarafından imzalanan ortak açıklamayı yayımladı.

Açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria üzerinde sözde "İsrail egemenliğini" dayatan bildirinin “İsrail” Meclisi tarafından onaylanması şiddetle kınanırken "(Taraflar) bu bildiriyi, uluslararası hukukun açık ve kabul edilemez bir ihlali ve Bileşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin ilgili kararlarının, özellikle de 1967'den bu yana işgal altında tutulan Filistin topraklarında yerleşim faaliyetleri de dahil olmak üzere işgali meşrulaştırmayı amaçlayan tüm tedbir ve kararların geçersizliğini teyit eden 242 (1967), 338 (1973) ve 2334 (2016) sayılı kararların açık bir ihlali olarak görmektedir" ifadesi kullanıldı.

Yahudi varlığının tek taraflı hamlesinin hiçbir hukuki etkisi olmadığının ve başta işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olan Doğu Kudüs olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarının hukuki statüsünü değiştiremeyeceğinin vurgulandığı açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

"(Taraflar) “İsrail'in” işgal altındaki Filistin toprakları üzerinde hiç surette egemenliği olmadığını bir kez daha teyit etmektedirler. Ayrıca İsrail'in bu tür eylemlerinin, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı ve bunun sonucunda Gazze Şeridi'nde yaşanan insani felaketle daha da şiddetlenen bölgedeki gerginliği artırmaktan başka bir işe yaramadığını vurgulamaktadırlar." (Anadolu Ajansı, 24/07/2025)

Yorum:

On ülkenin Yahudi varlığının Batı Şeria'nın ilhakına ilişkin kararına gösterdikleri ortak açıklama tepkisi, bünyesinde şu hususları taşımaktadır:

Birincisi: Bu ülkelerin yöneticilerinin, Kafir Batı’nın Osmanlı Hilafet Devleti’ni yıkıp onu kendi belirlemiş olduğu sınırlarla birçok devletçiklere bölmesiyle birlikte İslam ümmetinin tüm sorunlarını, İslami çözümleri bir kenara atıp bu sınırlar çerçevesinde değerlendirmeleri.

İkincisi: Bu ülkelerin yöneticilerinin, Yahudi varlığının izzetli Gazze’ye yönelik soykırım savaşına tüm yönleriyle destek veren Amerika’nın, kendi plan ve projeleri çerçevesinde kullandığı Bileşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin kararlarını, İslami çözümlerden daha kutsal bir hale getirmeleri.

Üçüncüsü: Yahudi varlığı meclisinin aldığı karara sözde tepki vererek onu muhatap olarak almaları, dolayısıyla onun varlığını tanımaları; bu da iki yıldır akıtılan Gazze halkının kanlarının onların nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesinin olmadığı anlamına gelmektedir.

Dördüncüsü: Yahudi varlığının alacağı bir kararın, bölgedeki kıvılcımı ateşlemesinden, yani kendilerini tahtlarından edecek bir gelişmeye neden olmasından korkmaları ki bunu, açıklamanın şu metninden anlayabiliyoruz: “(Taraflar) Ayrıca İsrail'in bu tür eylemlerinin, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısı ve bunun sonucunda Gazze Şeridi'nde yaşanan insani felaketle daha da şiddetlenen bölgedeki gerginliği artırmaktan başka bir işe yaramadığını vurgulamaktadırlar.”

Beşincisi: Müslüman ülkelerin başındaki yöneticilerin kamusunda, reel politik saçmalığı kisvesi altında sadece uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve kafir Batı’nın diğer kurumlarını kutsallaştırmak olup İslam, onur, şeref, izzet, cihat, mazluma yardım etmek, şerî hüküm ve İslam ahlakı gibi değerlerin kesinlikle olmaması.

Altıncısı: Müslüman ülkelerin başındaki yöneticilerin, Yahudi varlığının özelde Gazze ve Batı Şeria’da, genelde ise birçok İslam ülkesinde yaptığı onca vahşiliklerine rağmen, ona ellerinde bulunan devasa ordular ve cephanelerle karşılık vermek yerine hiç utanmadan kınama mesajları yayımlayarak İslam ümmetinin aklıyla dalga geçmeleri.

Sonuç olarak İslam ümmetinin, özürleri kabahatlerinden büyük olan bu hain, ajan, olanlardan ibret almayan ve sadece sanki dünyada ebedi kalacaklarmış gibi kendi tahtlarını ve çıkarlarını koruyan bu yöneticileri derhal tahtlarından indirip izzet ve onurlarının kaynağı İslam’ın hakim olacağı Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmaktan başka bir çözümün olmadığını idrak etmesi gerekir. إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَن كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌŞüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kaf 37]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER