Cumartesi, 23 Şaban 1446 | 2025/02/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Şeriatın, Ahmed Eş-Şara’nın Yolu Üzere Uygulanması Neden İmkansızdır?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Şeriatın, Ahmed Eş-Şara’nın Yolu Üzere Uygulanması Neden İmkansızdır?

Haber:

Derginin internet sitesinde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara’nın birkaç gün önce The Economist’e verdiği röportajın metni yayınlandı:

“Bu, [hukuk sisteminin ve mahkemelerin İslam şeriatına dayanması gerektiği] uzmanların karar vereceği bir konudur. Onayladıkları takdirde benim rolüm bunları uygulamaktır, onaylamazlarsa rolüm onların bu kararını da uygulamak olacaktır.

“Suudi Arabistan ve Katar, Suriye’yi çok seven ve ilk andan itibaren Suriye halkını desteklemekte hızlı davranan iki ülkedir. Körfez ülkeleriyle altyapının yeniden inşası ve iş olanakları yaratılması, sürdürülebilir kalkınma projeleriyle ortak çıkarların gerçekleştirilmesi amacıyla yatırım fırsatlarını görüşüyoruz.”

“Başkan Trump’ın bölgede barış istediğine inanıyorum ve en önemli önceliklerimizden biri yaptırımların kaldırılmasıdır. Suriye halkının acı çekmeye devam etmesi ABD’nin çıkarına değildir.”

“Suriye ve İsrail arasında 1974 yılında Birleşmiş Milletler aracılığıyla yapılmış bir anlaşma var. Şam’daki ilk günümüzde BM’ye 1974 anlaşmasına bağlı olduğumuzu ve tampon bölgede bulunan Birleşmiş Milletler gücünü, yani UNDOF’u kabul etmeye hazır olduğumuzu bildirdik. UNDOF ile doğrudan bir iletişim gerçekleşti ve tampon bölgeye girmeye hazır olduklarını ifade ettiler, ancak İsrail güçleri son ilerlemeden önce bulundukları sınırlara geri çekilmeli ki UNDOF bölgeye girebilsin.”

“Aslında biz tüm taraflarla barış istiyoruz ama İsrail konusunda bölgede büyük bir hassasiyet var, özellikle de yaşanan büyük savaşlardan ve 1967’den beri Suriye’nin Golan bölgesini işgal etmelerinden sonra. Şam’a sadece iki ay önce girdik ve önümüzde birçok öncelik var, bu nedenle böyle bir konuyu tartışmak için henüz çok erken çünkü geniş bir kamuoyu gerektiriyor. Ayrıca bunu tartışmak için pek çok prosedür ve kanun gerekiyor ve dürüst olmak gerekirse henüz bunu düşünmedik.”

Yorum:

Celil sahabi Huzeyfe bin Yeman Radıyallahu Anh şöyle diyor: “İnsanlar, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e (geleceğe dair) hayır (işlerinden) sorarlardı. Ben de, bana da dokunur diye korkarak (vuku bulacak) şerler hakkında sorardım.” Şayet kulların Rabbi kulların hayrı için şöyle derse: وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللهُ إِلَيْكَAllah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın!” [Maide 49] Doğal olan kardeşlerimizi ve ümmetimizi, her kötülüğe, her tehlikeli fikre ve her siyasi tuzağa karşı uyarmaktır.

Gerek yukarıda geçen açıklamalar, gerekse daha önceki açıklamalar ve eylemler, bir hayrı müjdelemediği gibi İslam şeriatını uygulayacak bir İslam Devleti'ni de müjdelemiyor. فَسَتَذْكُرُونَ مَا أَقُولُ لَكُمْ وَأُفَوِّضُ أَمْرِي إِلَى اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ بَصِيرٌ بِالْعِبَادِSize söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz Allah, kullarını çok iyi görendir.” [Mü’min 44]

İktidara ulaşmanız başlangıçta ya sadece Müslümanlar ve onların gücü aracılığıyla, ya da sömürgeci kafir Batı veya onun yerel veya bölgesel taşeronlarından biri aracılığıyla olacaktır. Şayet iktidara ulaşmanız sömürgeci kâfir Batı ya da onun taşeronlarından biri aracılığıyla olursa, İslam projesini hem içerde hem de dışarda tam ve kapsamlı bir şekilde taşımadığınız görüldüğü sürece size karşı çıkılmayacaktır; böylece söylenildiği gibi iktidara İslam değil, İslamcılar ulaşmış olacaktır. Böylece de bu modelin başarısızlığı kanıtlanmış olacak, ılımlı İslam modeli ve nitelendirdikleri üzere “terörist” İslam modeli tersine döndüğü gibi sizin de aleyhinize dönecek, sonra ortada hiçbir iz kalmayacak ve o zaman aynı şekilde bu modelin de başarısız olduğu kanıtlanmış olacaktır. Madem sadece Müslümanlar aracılığıyla iktidara geldiniz, o halde neden işleri (şerî) isimleriyle anmıyorsunuz?! Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ondan sonraki Sahabelerin yaklaşımı böyleydi; peki hangi model takip edilmeye daha layıktır ki Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآَخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيراً Andolsun ki, Allah’ın Rasulü’nde, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için güzel bir örneklik vardır.” [Ahzab 21]

Geçmişte bazıları, sömürgeci kâfir Batı'nın yarı-İslami bir model sunarak Müslümanları aldatmasından korkuyorlardı. O zamanlar bizler de bir süre sonra da olsa gerçeğin ortaya çıkacağını söylemiştik ve öyle de oldu; zira Suudi İslam modeli, Erdoğan’ın İslam modeli ve ılımlı İslam modeli çöktü ve yanlışlığı ortaya çıktı... Şeriatın uygulanması ya da Gazze ve Yahudi varlığı meselesinde olduğu gibi teste tabi tutulduklarında hepsi düştüler ve yanlış oldukları ortaya çıktı. Bunlar sadece birkaç örnektir.

Bizim için en sevimli olan şey, özellikle Daru’l İslam’ın merkezi Şam beldesinden bahsediyorsak İslam şeriatının uygulandığını görmemizdir. Ancak baştan saf İslami projenizi ortaya koyup, ey Müslümanlar, bunun gerçekleşmesi için bana yardım edin demenizle projesini başka bir şeyin üzerine inşa eden arasında çok büyük bir fark vardır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَBinasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir yarın kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” [Tevbe 109]

Hizb-ut Tahrir, Suriye’yi Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin çekirdeği haline getirmek gibi gerçek bir projeye sahiptir. O halde bunu gerçekleştirmek için bizimle birlikte çalışın ki dünyada ve ahirette kurtuluşa erelim. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَEy iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin. Ve bilin ki, Allah kişi ile onun kalbi arasına girer ve siz mutlaka onun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Cabir Ebu Hatır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER