Haber-Yorum

Filistin, Yahudilerden Kurtarılması Gereken Bir İslam Toprağıdır!

Haber:

Husi lideri: İşgalin Gazze’de ya da Lübnan’da gerilimi tırmandırması halinde derhal harekete geçmeye hazırız. (El Cezire Net, 1 Şubat 2025)

Yorum:

İslam ümmetinin güçlü orduları ve büyük bir gücü vardır; ancak bunları harekete geçmekten ve Allah yolunda cihat etmekten alıkoyan şey, Allah’ın düşmanlarını ve ümmetin düşmanlarını memnun etmekten başka bir şey yapmayan Ruveybidalardır. Peki bombalayan, ihlal eden ve arbede çıkaran düşmandan herhangi bir iyilik beklenebilir mi? Zira Lübnan’daki sözde ateşkes bile 120’den fazla kez ihlal edildi, hapishaneleri hala on binlerce kadın ve erkek mahkumla dolu ve Gazze’deki binalar yerle bir edildi. Bakın işte Gazze’deki ateşkesten sonra bile Cenin kampına girdi ve müttefikleriyle birlikte yeryüzünde fitne ve fesat saçıyorlar. Bugün de Trump’ın dünyanın önünde, Filistin halkının geri kalanını yerinden etmenin bir zemini olarak Batı Şeria’yı Yahudilere vermekle ilgili açıklamalarını işitiyoruz ve onu durduracak hiçbir caydırıcı ve ona şeytanın vesveselerini unutturacak hiçbir güç yoktur?!

Köklü çözüm, Birleşmiş Milletler'in Gazze’yi Gazzeliler için bir vatan, Lübnan’ı da Lübnanlılar için bir vatan olarak tanımladığı kural ve yasalar temelinde Gazze ve Lübnan’ı desteklemek değildir. Aksine güç ve kuvvet ehlinin destek planından kapsamlı kurtuluş planına geçmesi gerekir; bu plan ilk olarak kafir Birleşmiş Milletler ve onun sapkın ve saptırıcı örgütleriyle ilişkiyi kesmekle ve İslami kimliği ifade eden İslam Devleti’ni, yani fasit ve ifsat edici milliyetçilik temelinde değil de İslam temelinde tüm Müslümanları barındıracak, koruyacak ve muzaffer kılacak olan Hilafet Devleti’ni kurmakla başlar! Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ “Müminler ancak kardeştirler.” [Hucurat 10] Ümmetimizin evlatları vatandaşlar değildir; zira yeryüzündeki her bir Müslüman bizden ve biz de sevinçte ve sıkıntı da onların yanındayız.

Mübarek Filistin topraklarının kurtarılması ve Kudüs’ün de onun başkenti yapılması da dahil olmak üzere ümmetin tüm meselelerinin çözümünü benimseyen sadece Hilafettir.

Azze ve Celle şöyle buyurmuştur : وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Seyf Marzuk – Yemen