- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ülkeler İçin Sözde Demokratik Değerleri Benimsemelerinden Daha İğrenç Bir Suç Yoktur!
Haber:
CNN ağının manşetinde şu başlık altından bir haber yer aldı: “Hamas’ın askeri komutanını hedef alan “İsrail” baskında en az 90 Filistinli öldürüldü.” Batılı demokrasilerin aktif desteğiyle yaşanan tarif edilemez dehşet, Gazze’de neredeyse her gün yaşanan bir olay haline geldi: “Zira CNN, Boeing tarafından üretilen ve kuyruk bölümünde bulunan (GPS) sistemleri sayesinde uçaktan bırakıldıktan sonra hedefin belirlenen koordinatına doğru uçuşu için sözde “aptal bombalara” eklemlenebilen müşterek doğrudan taarruz mühimmatının (JDAM) kuyruğunu tespit etti. Ayrıca bir ABD Ordusu patlayıcı mühimmat imha teknisyeni olan Trevor Ball CNN ağına, olay yerindeki JDAM kuyruğunun tespit edildiğini vurguladı. Benzer bir CNN analizi, Han Yunus yakınlarındaki bir okul kompleksine düzenlenen baskında ve Gazze’ye yapılan diğer “İsrail” baskınlarda ABD yapımı mühimmat kullanıldığı sonucuna vardı.”
Yorum:
Yahudi varlığı, Hamas’ı hedef aldıklarını söyleyerek saldırıyı meşrulaştırdı ama onlar sürekli bunu iddia ediyorlar, dolayısıyla sivil ölümlerinin sayısı ne kadar büyük olursa olsun onlar için hiç önemli değildir. İngiltere, Amerika ve Almanya ise bu konuyu güçlü bir şekilde destekliyor; peki o halde demokrasinin sözde “insan hakları” ve “insani değerleri” hani nerede?
Bunun cevabı şudur: bu değerler ve haklar demokraside yoktur. Zira bunlar, Batılı ülkelerin birbirlerine karşı yürüttükleri çok sayıdaki savaşı düzenlemek için kendi aralarında gelişigüzel kararlaştırdıkları ve Amerikan iç savaşından itibaren aşamalı olarak kanunlaştırılan sözleşmelerden ibarettir. Bu nedenle tüm bu iddialar, tıpkı Cenevre Sözleşmeleri gibi demokrasilerin ürünü olsa da, demokrasinin köklerinde yoktur ve özellikle Müslümanların köleleştirilmesinin önünde bir engel haline geldiklerinde bunlardan kolaylıkla vazgeçilebilir; çünkü İslam doğası gereği siyasidir; bu yüzden şayet bu sözleşmeler uygulanırsa, bu onların gezegene ve onun yoksul insanlarına yönelik yıkıcı materyalist fikirlerine son verecektir.
Aksine “İnsan hakları” “gaye vasıtayı meşru kılar” ki Batılı demokrasinin temel değeri işte budur; dolayısıyla gayenin yeterince değerli olduğuna karar verilirse, o zaman insan haklarının herhangi bir suç için izin verdiği sınırın ötesine geçer. Şu an Gazze’de olan da işte budur. Zira savaştaki tüm mertlik ve asalet, sözde “aydın olan” Batılı demokrasilerde daha önceki asırlardan kalma soyu tükenmiş kalıntılardır.
Aksine pervasız demokrat barbarların materyalist felsefelerine göre terörizm adını verdikleri İslam ve onun cihadla ilgili hükümleri, savaşı açmak için ihlal edilmesi imkânsız olan dokunulmaz kurallar koymuştur. Çarpıtıp durdukları cihadın, söylediklerinin ve yaptıklarının tam tersi olması ne kadar müthiş bir şeydir. Demokrasi merhameti garanti etmez ancak İslam merhameti en derin seviyelerde yüceltmiştir. وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ“Biz seni ancak âlemlere rahmet olsun diye gönderdik.” [Enbiya 107]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Abdullah Rubin