- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Diyanet İşleri Başkanlığı Konjonktüre Göre Fetva Veriyor
Haber
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu; hastalık, şiddetli yağış, aşırı sıcak ve soğuk gibi elverişsiz hava şartları yanında salgın hastalığın da cuma namazının farz olmasını düşüren mazeretler kapsamında olduğunu bildirdi. Yine İslam dininin hayat ile sağlığın korunması ve bunlara zarar verecek şeylerin giderilmesi yönünde son derece açık hükümler getirdiği belirtilen açıklamada, Müslümanların, bu hükümleri yerine getirmekle ve ilgili tedbirleri almakla yükümlü olduğunun altı çizildi. (Ajanslar)
Yorum
Dünya, nerdeyse bir yıldır insan hayatını her yönüyle olumsuz etkileyen Kovid 19 salgın hastalığıyla mücadele ediyor. Kovid 19 salgını hayatın her alanını etkilediği gibi camiler/mescidler ve cemaatle namazlar üzerinde de olumsuz etkisi olmuş, birçok ülkede camilerin kapılarına kilit vurulmuştu. Salgının kontrol altına alınmasının ardından ise tekrar ibadete açılmıştı. Türkiye’deki uygulamada bundan farklı değil hatta halen cemaatle namazlar tedbirler çerçevesinde alınan karar gereği cemaat arasındaki mesafeyle kılınmaktadır.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Kovid vakıa sayısının tekrar artmaya başlamasıyla birlikte bir dizi tedbirler ve kısıtlamalar yeniden hayata geçirildi. İşte bunlardan bir tanesi de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cuma namazını yasaklamaya zemin hazırlayan fetvasıdır.
İslam, insan hayatının her alanına dair düzenlemeler getirmiş bir hayat nizamıdır. Hayatın her alanına ilişkin düzenlemesi olduğu gibi salgın hastalıklar ile mücadele konusunda da düzenlemeleri vardır. Şeri bir yükümlülük olmasından ötürü salgın hastalığa yakalananlar karantina kurallarına uymalıdır. Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِذَا سَمِعْتُمْ بِالطَّاعُونِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَدْخُلُوهَا، وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا مِنْهَا“Bir ülkede veba olduğunu duyarsanız, oraya gitmeyin. Eğer veba olan bir yerde bulunursanız sakın oradan çıkmayın!” (Buhari)
Tedbirler almak ve tedbirlere riayet etmek şeri bir sorumluluktur. Ancak Cuma namazından muaf olmak ya da mazeret konusu şeri nasların belirleyeceği hususlardandır. Amellerde belirleyici olan ölçü akli deliller ya da varsayımlar değil şeri delilerden istinbat edilmiş şeri hükümlerdir. Cuma namazı, hakkında istisna kılıcı şeri bir nassın gelmiş olduğu kimseler dışında her Müslümana farzdır... Rasulullah efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
مَنْ سَمِعَ النِّدَاءَ فَلَمْ يُجِبْهُ فَلَا صَلَاةَ لَهُ إلَّا مِنْ عُذْرٍ، قَالُوا: يَا رَسُولَ اللهِ وَمَا الْعُذْرُ؟ قَالَ: خَوْفٌ أَوْ مَرَضٌ“Kim, ezanı işitir de bir özrü olmadığı halde icabet etmezse, onun namazı yoktur.” Sahabe: Ey Allah’ın Rasûlü özür nedir? Diye sordu. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de “Korku ve hastalık” yanıtını verdi.” (Beyhaki, Süneni Kübra) bu hadisten de anlaşıldığı üzere Cuma namazı, hakkında istisna kılıcı şeri bir nassın gelmiş olduğu kimseler hariç her Müslümana farzdır... İstisna kılıcı bir nassın varit olmadığı kimseler için Cuma namazını terk etmek günahtır. Bu saydıklarımız, şeri mazeretlerdir ve nasların işaret ettiklerinin dışındakilere de kıyas edilmez.
Bu konuya ilişkin Eş Şirazi, El Mühezzeb adlı eserinde şöyle der: “... Bunlardan biri de, canına veya malına bir zarar gelmesinden ya da niyetini zorlaştırıcı bir hastalıktan korkması...”
Yine, şayet bir Müslüman salgın bir hastalığa yakalandıysa bulaştırmamak için Cuma namazına gitmekten muaf tutulmuştur. Şeri nasların işaret ettikleri ve özelde de yukarıda zikrettiğimiz durumlar dışında akli çıkarımlarla Cuma muafiyetinden bahsetmek samimiyetsizlik ve takvadan çok uzak bir tutumdur.
Yöneticiler ve buna bağlı olarak fetva veren Diyanet İşleri Başkanlığı, Allah’ın razı olacağı hükme ve amele ulaşmak için hiçbir çaba sarf etmeden camileri kapatır ya da Cuma namazını yasaklamaya zemin hazırlayan fetvalar yayınlar, dolayısıyla da insanların Cuma ve cemaat namazı için camilere gitmesini engellerse, bundan dolayı günahkar olur ve büyük bir vebal üstlenirler.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah İmamoğlu