- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
CHP’nin Suriye Konferansı’nın Mesajı
Haber:
CHP’nin gerçekleştirdiği “Uluslararası Suriye Konferansı”nın sonuç bildirgesi yayınlandı. (sputniknews)
Yorum:
CHP özellikle Türkiye’nin Suriye siyasetindeki değişimin nasıl gerçekleşeceğinin muğlak olduğuna yayınladığı bildirgede vurgu yaptı. CHP’nin bu vurgusu CHP’nin dış siyasette etkin olmak istemesini ifade ediyor. CHP Türkiye’nin Suriye siyasetinde muğlaklık var diyerek kendi çözüm önerilerinin önem kazanmasını, dikkate alınmasını amaçlıyor. Bunun yanında CHP bu konferans ile ilk defa uluslararası alanda Suriye ile ilgili bir şeyler söylemeye çalışıyor ve bu söyledikleri şeyler ABD’nin istediği plan dâhilinde işlerin yürümesini isteyen Ak Parti iktidarının da işini kolaylaştırmaya yarıyor. Zira iktidar Türkiye’deki 3 milyondan fazla Suriyeli muhacirin geri gönderilmesi işini gerçekleştirmek için laik Kemalist ve ulusalcı milliyetçilerin mülteciler aleyhinde yürüttükleri kampanyayı istismar ediyor. Bir taraftan biz muhacirlere tabii ki ensarlık yapmaya devam edeceğiz diyor, diğer taraftan da Türkiye’de laik ulusalcıların oluşturduğu mülteci düşmanlığını muhacirleri geri göndermek için kullanıyor yani istismar ediyor. Yine iktidar Suriye’de ve özellikle de İdlib’de işlerin rejimin kontrolüne geçmesini sağlamak için muhalefet partilerinin çözüm önerilerine kapı aralıyor ve bu meselede Türkiye ile Suriye rejiminin ilişkilerinin yeniden başlaması için kamuoyu oluşmasını gönülden istiyor. Bunları şunun için söylüyorum; iktidar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye ile ilgili orta vadede iki meselede çözüm arayışı içinde…
Birincisi: Türkiye’de muhacir olarak bulunan Suriyeli muhacirlerin geri gönderilmesidir. İkincisi ise İdlib’de ABD ve Rusya’nın istediklerini yapıp Suriye’deki son direniş toprağını da rejime teslim etmektir. Ak Parti İslami duyarlılığı ve kardeşlik duygusu yoğun Müslümanlardan çekindiği ve daha önce sadece hamaset üzerine yürüttüğü “Ümmetçi” politikalar ile çelişmemek için CHP ve ulus milliyetçilerinin kamuoyu oluşturmasına ihtiyaç duyuyor. Bu aslında Ak Parti İktidarının Suriye meselesinde de İslamcı ve Müslümandan yana bir siyaset takip etmediğini açıkça gösteriyor.
CHP Suriye Konferansı sonuç bildirgesinde “Bölgemizdeki ve bölge dışındaki siyasi aktörlerin büyük çoğunluğunun Suriye'deki krize barışçıl yollarla son verme gayreti içinde olduklarını memnuniyetle not ediyoruz.” İfadelerine yer verdi. Bu ifadeler Suriye meselesinde Amerika’nın siyasi çözüm planının dışında Avrupa ya da başka hiçbir tarafın bir planının olmadığının teyit edildiğini de gösteriyor. CHP bölgemizdeki aktörler derken Rusya, İran, Suud, Körfez ülkeleri ve Suriye rejimini kast ediyor, Bölge dışındaki aktörler derken ise ABD ve Avrupa’yı kastediyor. Bu, Suriye meselesinde tüm Batılı sömürgeci güçler ve onların bölgedeki tüm işbirlikçilerinin hemfikir olmuş durumda olduklarını gösteriyor. Peki, bunların Suriye’de hedefe koydukları ve tehdit olarak gördükleri taraf kim? Suriye’de rejimin yıkılmasını isteyen Müslümanlar ve muhlis devrimci gruplar.
CHP’nin Suriye Konferansında üzerinde durduğu önemli başka bir nokta ise Türkiye’nin Suriye rejimi ile resmen görüşmesi… Bildirgede “Türkiye’nin, Suriye’den yönelebilecek somut tehditlere karşı güvenliğini Suriye yönetimiyle ve Suriye toplumunu oluşturan bütün meşru aktörlerle çok yönlü diplomasiye başvurarak bertaraf edebileceği” ifade edildi. Bu ifadeler Kuzey Suriye’deki PKK/YPG tehdidini AK Parti iktidarına göstererek onun Esed rejimi ile görüşmesinin yolunu kolaylaştırmayı amaçlamaktadır. İktidar şimdi bundan sonra yeni Suriye Anayasası’nın oluşturulması ve yeni demokratik Suriye’nin inşa edilmesi sürecinde masada olacak rejim tarafı ile iletişim kurmanın yeni kanallarını arıyor. Kaldı ki Türkiye, Suriye rejimi ile istihbaratı ve gizli kanallar üzerinden zaten bir şekilde görüşüyor.
Özetle Ak Parti iktidarı 8 yıllık Suriye siyasetinde geldiğimiz noktada Suriye halkını katleden, onlara zulmeden, kadınlarına tecavüz eden, çocuklarını boğazlayan ve canlı canlı insanları toprağa gömen bir cani, zalim bir diktatör ile yeniden iletişim kurmak için laik Kemalist CHP’nin ve ulusalcı milliyetçi faşistlerin siyaset ve propagandalarına sarılıyor. Şimdi Ak Parti’ye İslamcı ve Ümmetçi parti denilebilir mi siz söyleyin?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mahmut Kar