Haber-Yorum

Enflasyon Şarlatanlığı

Haber:

Türkiye İstatistik Kurumu Eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini duyurdu. Enflasyon Eylül ayında yüzde 9.26 olarak gerçekleşti. [03.10.2019 Hürriyet]

Yorum:

Bilindiği gibi her ayın üçünde enflasyon rakamları açıklanır. Bu ayki enflasyon yüzde 9.26 olarak gerçekleşti. Zam furyası devam ederken, çarşıda pazarda absürt bir şekilde artış yaşanırken, enflasyon rakamlarında bir önceki aya oranla (15.01) yüzde 6’lık gibi bir düşüşün olduğunun açıklanması gerçekten akla ziyandır, halkın aklıyla dalga geçmek ve alaya almaktır.

Belki iktidarın “zam yapınca enflasyon düşer, faiz düşünce de enflasyon düşer, faiz inince para değer kazanır” teorisine göre bu böyledir. Zira zam yağmurlarıyla birlikte iç talepte bir daralmanın yaşandığı, Merkez Bankası’nın geçen ay yaptığı faiz indirimiyle TL’deki hareketliliğin sınırlı olduğu dönemde iktidarın bu teorisine göre enflasyon dinamiklerinde düzelme olması normal.

Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Enerji Bakanlığı döneminde çalışma arkadaşı olan TUİK başkanının açıkladığı enflasyon rakamları ne kadar doğru ve inandırıcı olabilir. Başta elektrik, doğal gaz ve akaryakıta yapılan zamlar olmak üzere her ürün ve hizmette zam yağmurunun sürdüğü dönemde teknik olarak yapılan açıklamalar ya da TUİK aracılığıyla enflasyon rakamlarının tek haneye indirilmesi halk tarafından inandırıcı bulunmaz. Çünkü halk, söylemlerden ziyade çarşıda pazardaki fiyatlara bakar. Enflasyon rakamlarının düşüp düşmediğini çarşı pazardaki fiyatlardan anlar.

O halde bu teknik açıklamaların amacı nedir? İktidarın IMF ile gizli görüştüğü dönemde böyle bir enflasyon açıklamasının gelmesi ilginç. Muhtemelen iktidar, IMF’nin isteği doğrultusunda, işçi, memur ve emekli maaşlarına enflasyona göre zam yapılması uygulamasından vazgeçerek, enflasyon oranına göre ücret artışına gidecektir. Diğer bir deyişle bu hileli enflasyon açıklaması ile zam furyası devam ederken, ücretlerde zamlara göre değil enflasyona göre bir artış yapılacaktır. Böylelikle halkın omuzlarındaki yük artarken, devlet de tasarruf yapmış olacaktır. Halkın maaşlarından çalınan bu paralar, yabancı bankaların faiz ödemelerine, Saray’ın şaşalı harcamalarına, hiçbir işe yaramayan, sadece kopuşları önlemek için kurulan Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyelerinin astronomik rakamlardaki maaşlarına gidecektir.

Diğer yandan Merkez Bankası, bu enflasyon rakamları ile büyük olasılıkla faiz indirimine gidecektir. Zira son toplantı metninde para politikası kararlarının enflasyona bağlı olduğu söylenmişti. Enflasyon aşağı yönlü revize olursa bu, faiz indirimi için neden teşkil edecek, böylece iktidarın, “faiz düşerse TL değer kazanır” teorisi doğrultusunda paradaki değer kaybının güya önüne geçilmiş olacaktır.

Hâlbuki enflasyonun temel nedeni, Erdoğan’ın bangır bangır bağırdığı gibi yüksek faizler değildir. Aksine kapitalist ekonomik sisteme dayalı uygulanan ekonomik politikalardır. Onun için kapitalist ekonomik sistem uyguladığı sürece yüksek faizlerden, enflasyondan, hayat pahalılığından, ekonomik krizden sızlanmak yersizdir.

Dolayısıyla enflasyon ve kapitalizmin diğer salyaları için yegâne çözüm, İslam’ın ekonomik sistemidir. Rabbani ekonomik sistem Hilafet Devletinde uygulandığında tüm ekonomik sorunlar çözülecektir.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” [Taha 124]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ercan Tekinbaş