- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Rusya’da Hizb-ut Tahrir Gençlerinin Sistemli Olarak Tutuklanmaları
Davetin Başarılı Olduğunun Bir Göstergesidir!
Haber:
Rus Haber Ajansı TASS, 13 Kasım’da Çelyabinsk’te ikamet eden dört kişinin terör örgütüne katılmakla suçlandıklarını ve bunların Rusya’da yasaklı olan uluslararası terör örgütü “İslami Hizb-ut Tahrir’in” aktif üyeleri olduklarını bildirdi.
(Privoliskiy) Volga Askeri Bölge Mahkemesi, Rus Ceza Kanununun 205.5 maddesinin 1 ve 2 fıkrası uyarınca Çelyabinsk’te ikamet eden bu dört kişiyi “Terör Örgütü Faaliyetleri Düzenleme” ve “Bu Örgütün Faaliyetlerine Katılma” suçlarını işlemekle suçladı. Nitekim bunlar, Çelyabinsk bölge basınının Salı günü ifade ettiğine göre 6 ila 16 yıl arasında değişen hapis cezasına çarptırıldılar.
Yorum:
Mübarek Şam devrimi, beldelerimizde birçok fasit yöneticinin maskesini düşürdü ve Müslümanlara iktidardakilerin gerçek yüzünü görmelerine yardımcı oldu. Rus makamları, iman etmemeleri, ideolojiden yoksun ve despot olmalarından dolayı İslam Devleti’nin (Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet’in) kurulmasının kendileri açısından felaket sonuçlar doğuracağını net bir şekilde anlıyorlar. Dolayısıyla Müslümanlara kuduz köpek gibi saldırmalarının yanı sıra özellikle İslam’a davet edenler olmak üzere İslam’ın hayattaki tüm görüntülerine de saldırıyorlar.
Rusya hükümetinin ideolojik bir temelinin olmamasından dolayı iktidarın yolunu diktatörlük belirliyor. Gerici bir ideolojiye sahip olan Rus makamlarının, insan hayatı hakkında temel bir fikir, yani 85 bölgeye ve 22 cumhuriyete sahip olan çok uluslu ülke halkı açısından toplumu ideolojik esas üzerine birleştiren bir fikir sunması imkansızdır. Dolayısıyla onun, ideolojik bir partiye karşı savaşması imkansızdır.
Ülkedeki ideolojik boşluk ve bir ideolojinin yokluğu, davet için uygun bir iklim oluşturdu. Rusya’nın gençlere uyguladığı fiziksel zulümlere rağmen Hizb-ut Tahrir’e ait ideolojik davetin Rusya’nın birçok bölgelerinde yayılması, buna dair bir kanıt mesabesindedir. Nitekim 2003 yılında Rusya’da partinin yasaklanması onaylandı. İşte o günden bu yana -ceza davalarının üretilmesi, işkence ve batıl suçlamalar- gibi gençlere yönelik yargılama yöntemleri hiç değişmeden devam etti… Ayrıca yetkililer, hapis cezalarını her yıl artırdı. Zira son mahkemelerde gençler, yüksek güvenlikli hapishanelerdeki hapis hükümleriyle birlikte 24 yıla varan hapis cezasına çarptırıldılar.
Buna rağmen hizbe katılan gençlerin sayısı her yıl daha da artış gösterdi. Her defasında da yetkililer, ülkenin bölgelerinin birinde başka bir grubun ortadan kaldırılmasını bildirdiler ve bunun ardından da medya organları daha öncekilerden daha fazla sayıda gençlerin tutuklanmaları hakkında haber yayınlamak için koşuşturdular.
Rus yetkilileri, “Hizb-ut Tahrir’in” gençlerinden ve İkinci Raşidi Hilafet Devletinin kurulması fikrinden gerçekten çok korkuyorlar. Çünkü Hizb-ut Tahrir’in davet ettiği İslam, mücerret bir din değildir. Dahası insan hayatına, topluma ve devlete yönelik bir nizamdır. Dolayısıyla İslam, insan hayatı hakkındaki külli bir fikirden kaynaklanan ve insanın hayattaki tüm sorunlarına çözümler getiren bir nizamdır. Kuşkusuz bu, Rusya halkının da dikkatini çekmektedir.
Buna ek olarak Rus yetkilileri, Hilafet’in kurulması ile kaçınılmaz olarak Kafkasya, Volga, Volga ve Rusya arası ile Batı Sibirya bölgeleri gibi aslen Müslümanlara ait olan topraklardan Rusya’nın mahrum bırakılacağını açıkça anlıyorlar. Bu nedenle Rus yetkililerinin, nasıl da İslam’a ve Müslümanlara karşı vahşice savaş açtığını, gençleri tutuklayıp hapse attıklarını görüyoruz. Sadece Rusya’da değil, bilakis Nübüvvet Minhacı Üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin kurulmasını geciktirme girişiminde bulunmak için dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanları öldürmeye dahil olmaktadırlar.
Ancak Allah’ın izniyle, kafir Rusya gücü çok yakında yenilgiye uğrayacaktır. Zira Allahu Teala, Kerim Kitabı’nda şöyle buyuruyor:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkar ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” [Nur 55]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin