Hükümet, muhalefet ve askeri liderliğin Pakistan’ın egemenliğiyle peşkeş çekilmesiyle övünmesi gerçekten çok garip. Bunların hepsi, sömürgeci aracı FATF’ye isteyerek uyuyorlar. İşgal altındaki Keşmir’den kolayca vazgeçiyorlar. ABD planının bir parçası olarak, Hindistan’ın bölgesel yükselişine izin veriyorlar. Amerikan dünya düzeni ve demokrasisi, Pakistan’ın egemenliğinden vazgeçilmesini rutin hale getirdi. Pakistan liderliği o kadar “normalleştirdi ve içselleştirdi” ki, geçmişte gizlediği ve inkâr ettiği şeylerle şimdi gurur duyuyor. Ancak Pakistan’ın Batı ulus devlet düzenine ve demokrasisine boyun eğmesi, sadece Batıya köleliğin devam etmesini sağlar. Pakistan’da Hilafeti yeniden kurarak ancak bağımsız olabiliriz.

Pakistan Müslümanları, hem hükümet hem de muhalefetin aynı görüşte olduğunu, FATF’in Pakistan’ın içişlerine karışmasını sağlayan yasaları onayladıklarını çok iyi biliyor. Bu yasalar, Pakistan’ı uluslararası kuruluşlara karşı sorumlu hale getirdi, İslami cihat yükümlülüğünü zorla bastırdı, Keşmir Müslümanlarının direnişine verdiği desteği ezdi, hem Keşmir hem de Afganistan’da cihada verilen mali desteği baltaladı. Pakistan liderliğindeki ABD ajanları ayrıca, Pakistanlı bir Müslümanın başka bir ülkeye iade edilebileceğini ve mal varlıklarının dondurulabileceğini öngören 2020 tarihli Karşılıklı Adli Yardımlaşma (Cezai Konular) Yasası’nın meclisten geçmesini de sağladılar. Ayrıca, bir kişinin sömürgeci aracı olan BM Güvenlik Konseyi’nin direktiflerini ihlal ettiği için ‘terörizm’ ile suçlanabileceği değişiklikler de yapıldı. Benzer şekilde, Kara Para Aklamayı Önleme Yasası, Pakistanlı Müslümanların başka ülkelere iade edilmesini sağlayacak şekilde değiştirildi. Pakistan kurumlarına da yasal olarak FATF ile işbirliği yapma zorunluluğu getirildi. Gerçekten de FATF, Amerikan köleliğinin bir aracıdır, mevcut askeri liderliğin yakın gözetimi altında hem hükümet hem de muhalefet bu kölelik aracına boyun eğdi. Batı kuruluşu FATF’nin, yolsuzluğu durdurma gibi bir niyeti yok, çünkü yolsuzluk hem Avrupa’da hem de ABD’de oldukça yaygın. FATF Pakistan’ın kontrolünü ele geçiriyor. Eski ABD Dışişleri Bakanlığı Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Alice Wells, FATF listesinden çıkmanın önündeki en büyük engelin Hafız Said’i cezalandırmamak olduğunu söyledi.

Mevcut siyasi ve askeri liderlik, demokratik sistem ve ulus devlet dünya düzeni altında Pakistan’ın egemenliğinden bahsetmek kendi kendini kandırmaktır. Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kurulmasıyla ancak gerçek bağımsızlık söz konusu olacaktır. Hilafet, Müslüman dünyasını tek bir devlette birleştirecek, mevcut dünya düzenini ve onun ulus-devlet anlayışını reddedecektir. Hilafet, Birleşmiş Milletler, IMF ve FATF’yi reddedecek ve İslam’ın egemenliğine dayalı bir dünya düzeni kuracaktır. Bu nedenle Pakistan’ın gerçek bağımsızlığını ve Amerikan köleliğinin kaldırılmasını hayal edenler, Hilafetin yeniden kurulması çalışmasının bir parçası olmak zorunda. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا إِنَّمَا يَدْعُو حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ السَّعِيرِ  Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır.”^{[Fatır 6]}