حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT-BA-2025-MB-TR-45 |
H. 30 Rabi-ul Evve 1447 M. Pazartesi, 22 Eylül 2025 |
Filistin Devletini Tanımak, Yahudilerin Filistin Topraklarının %78’ini Gasp Etmesini Kabul Etmek Anlamına Gelir!
Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Portekiz, ‘Filistin Devleti’ni tanıdıklarını açıkladı. Bu ülkeleri, 22-30 Eylül 2025 tarihleri arasında Fransa ve Suudi Arabistan’ın eş başkanlığında düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı’nda bir dizi başka ülke daha izledi. Batılı ülkelerin “Filistin devleti”ni tanıması Müslümanların başındaki Ruveybida yöneticiler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği tarafından memnuniyetle karşılandı. İşin tuhaf yanı ise, sanki Filistin kurtarılmış da Yahudi varlığı ortadan kaldırılmış gibi Filistinli örgütlerin de bunu memnuniyetle karşılaması ve bunu direnişlerinin bir meyvesi olarak görmeleridir!
Ey Müslümanlar! Siyasi farkındalığının olmazsa olmaz şartı, eşyaları ve eylemleri İslam akidesinin süzgecinden geçirerek değerlendirmektir. Hiçbir Müslüman, bir meseleye hüküm verirken İslam’dan bağımsız hareket edemez, bu helal değildir. Her Müslüman, iki devletli çözümün, Yahudi varlığını tanımak ve onların Mübarek Toprak üzerindeki hak iddialarını kabul etmek anlamına geldiğini bilmelidir. Bu ise, İslam’a göre kesinlikle haramdır. Filistin, sahabenin ve ihsanla onların yolundan giden mücahitlerin temiz kanlarıyla sulanmış bir topraktır. Filistin Müslümanların dünyanın dört bir yanından ziyaretine geldiği ‘üçüncü Harem’ [Mekke ve Medine’den sonraki en kutsal mabet olan Mescid-i Aksa] ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra mucizesinin gerçekleştiği yerdir. Bir Müslümanın bu toprağın en küçük bir parçasından bile vazgeçmesi helal değildir.
Ey Müslümanlar! Yoksa siz küfrün başı İngiltere ve sözde Filistin devletini tanıyan diğer kâfir ülkelerin, Filistin’i kurtarmak için ordularını göndereceğini falan mı sanıyorsunuz? Hilafet Devleti’ni ortadan kaldıran, Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayan, Filistin’i manda yönetimi altına sokan, dünyanın çeşitli ülkelerinden Yahudilerin oraya göçünü kolaylaştıran, orada Yahudiler için bir devlet kuran, Müslümanların ülkelerini bölen ve başlarına birinci görevi Yahudi varlığını korumak ve sağlamlaştırmak, diğeri ise Müslüman ülkelerinin parçalanmışlığını muhafaza etmek olan ajan yöneticiler atayan İngiltere değil midir? Gelelim Filistin devletini tanıdığını iddia eden diğer İslam düşmanı devletlere, onların bu sahte tanıması, aslında Filistin’in %78’inin Yahudi varlığı tarafından gasp edilmesini tanımak anlamına gelir. İşin en alçakça yanı ise, bu devletlerin bir yandan Yahudi varlığını ekonomik olarak besleyip yaşatması, diğer yandan da Gazze’de, Batı Şeria’da ve her yerde Müslüman kanı döken o katil savaş makinesine son teknolojik silahları tedarik etmesidir.
Siz gerçekten de Yahudi varlığının size lütfedip Filistin topraklarının bir kısmı üzerinde devlet kurulmasına izin vereceğini mi sanıyorsunuz? Şunu anlamıyor musunuz? Bu iki devletli çözüm tuzağı, olur da bir gün hayata geçerse, Yahudi varlığının güvenlik bekçiliğini yapan bugünkü Filistin Yönetimi’nin kopyası olan, ordusuz, iradesiz, zavallı bir devletçik ortaya çıkaracaktır. Ya da tıpkı Biden’ın model olarak gösterdiği ordusuz ülkeler gibi, bir özerk yönetimden fazlası olmayacaktır. Bunca fedakârlığınızın ve onurlu direnişinizin meyvesi, katil Yahudilerin süngüleri altında bir maslahatgüzar gibi çalışan bir yönetim mi olacak?
Bugün yaşanan bu maskaralık, bize Yasir Arafat’ın 15 Kasım 1988’de Cezayir’de ilan ettiği sözde Filistin Devleti’ni hatırlatıyor. O da kâğıt üzerinde kalmış bir devletti ve acı meyvesi önce Oslo Anlaşması, ardından da Yahudilerin süngüsü altında yaşayan bugünkü güçsüz Filistin Yönetimi oldu.
Ey Müslümanlar! Daima vurguladığımız şu hakikati asla aklınızdan çıkarmayın: Filistin sorununun yegâne doğru ve şeri çözümü, Filistin’in tamamını kurtarmak ve Yahudi varlığını tarihten silmek üzere İslam ordularını seferber etmek ve harekete geçirmektir.
Halkına asla yalan söylemeyen öncü lider olan Hizb-ut Tahrir, bu büyük Hilafet projesinin sancaktarı ve bayraktarı olarak sizi kendisiyle omuz omuza vererek çalışmaya davet etmektedir. Ve Müslümanların ordularını da Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için kendisine nusret vermeye çağırıyor. Çünkü izzetiniz de tüm sorunlarınızın çözümü de ancak Hilafettedir.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |