حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Avusturya
Medya Bürosu
No: AVL-BA-2025-MB-TR-09 |
H. 1 Rabi’-ul Âhir 1447 M. Salı, 23 Eylül 2025 |
İngiltere’den Avustralya’ya Uzanan Sahte Tanıma Dalgası: Daha Geniş Normalleşmenin Altyapısına Zemin Hazırlamaktadır
Amerika, NATO ve diğer haçlı müttefiklerinin tam desteğiyle Yahudi varlığının Gazze’de estirdiği soykırım dehşetinin üzerinden neredeyse tam iki yıl geçmişken şimdi utanmadan BM ile küresel güçler bu varlığı bir de ödüllendiriyor! Kaldı ki bu sözde ‘Filistin Devleti’nin tanınması, bir yandan Gazze’nin kanı hâlâ akmaya devam ederken, diğer yandan da zaten 150’den fazla ülkenin bu adımı çoktan atmış olduğu bir döneme denk geldi. 1948’de bu ucube varlığı sömürgeleştirdiği topraklar üzerinde kuran İngiltere, bugün hem bu suçun sorumluluğundan kurtulmaya çalışmakta hem de İslam ümmetine karşı haince politikalarını sürdürerek, ümmetin Allah’ın hükmüyle yöneten Hilafet sancağı altında yeniden yükselişine engel olmaktadır. Avustralya, Kanada ve Portekiz gibi piyonlar da onu izlemektedir. Başbakan Albanese’nin ‘Avustralya, bağımsız ve egemen Filistin Devleti’ni resmen tanımaktadır’ demesi bu aldatmacanın bir parçasıdır!
Ancak bu liderlerin hiçbiri, bu ‘sözde devletin’ sınırlarını tanımlayamamaktadır. Zira Siyonist varlık, Filistin’in neredeyse tamamını kontrol etmekte ve hatta Nil ile Fırat nehirleri arasında yayılma emelleri taşımaktadır. Dolayısıyla bu tanıma tiyatrosu, Batılı hükümetlerin katliamlardaki suçlarını örtbas etmek için uydurdukları kirli bir siyasi oyundan ibarettir. Bu tanıma, 70 yılı aşkın süredir, özellikle de son iki yıldır tarifsiz acılar ve ölümlerle boğuşan Filistin halkının değil, yalnızca Yahudi varlığının işine yaramaktadır.
Bu hamleler aynı zamanda normalleşmenin yolunu da açmaktadır. İslam beldelerindeki hain rejimler de sıraya girecek ve o gaspçı varlığa, sadece Haçlıların lideri Amerika’nın yönettiği BM’den değil, sözde ümmeti savunması gereken devletlerden de “meşruiyet” hediye edilerek ihanetlerini tescilleyeceklerdir.
İşin ilginç yanı, bu alçakça oyunda, Siyonist katiller bile kendilerine uzatılan bu sahte zeytin dalını ellerinin tersiyle itmişlerdir. Netanyahu, asla bir Filistin devletine izin vermeyeceklerini ifade ederek, daha fazla katliam ve sürgün anlamına gelen ‘nihai çözüm’ hedefine doğru ilerleyeceklerinin sözünü verdi. Yahudi varlığının rahatlatmak isteyen İngiltere Başbakanı Keir Starmer ise, bu tanıma kararının ‘barış umudunu yeniden canlandıracağını’ öne sürdü. Starmer, 150’den fazla ülkeyle aynı yönde hareket ederek, tanımanın ‘iki devletli çözüm için barış umudunu canlandıracağını’ iddia etti ve bunu ateşkes ve esir takasıyla başlayacak bir sürecin parçası olarak tanımladı. Fakat gerçekte bu hamle, insanlık ve din dışı tüm normları ihlal eden bir baskıcıya koruma kalkanı sağlamaktan öteye geçmemektedir.
İslam ümmeti üzerine düşeni yapmalıdır. Filistin’deki din kardeşlerine destek olmalı ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’i kurarak işgal altındaki Filistin’i özgürlüğüne kavuşturmalıdır. Bunun için, Beytülmakdis’i fetheden Ömer-ül Faruk’un ve onu Haçlılardan kurtaran Selahaddin Eyyubi’nin yolunu izlemelidir.
Ümmet kendisine destek oluyormuş gibi davranan ama aslında kendisine tuzak kuran ikiyüzlülere karşı uyanık olmalıdır. Bu ikiyüzlülerin başını ise, asıl varlık amacı Müslümanların Allah’ın şeriatı altında birleşmesine ve mazlumları savunmasına engel olmak olan Birleşmiş Milletler ve onun daimî üyeleri çekmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
قُلْ يَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّي عَامِلٌ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ مَنْ تَكُونُ لَهُ عَاقِبَةُ الدَّارِ إِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ“De ki: “Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de (görevimi) yapacağım. Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz. Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler.” [Enam 135]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Avusturya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |