حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu
No: İS–BA–2017–MB–TR–08 |
H. 15 Rabi-ul Evve 1439 M. Pazar, 03 Aralık 2017 |
Yoksa İslam Düşmanlığı İsveç’in Doğal Karakteri Mi Haline Geldi?
Bütün insanlık, eşittir. Cinsiyet, din, siyasi inanç veya etnik kökene bakılmaksızın eğitim ve çalışma hakkı yönünden bütün insanlık aynı statüdedir. Anayasaya göre herkesin eşit ifade özgürlüğü hakkı vardır. Bu hak, Batı toplumunda tartışılmaz bir gerçektir. Tek bir grup hariç: Müslümanlar!
29 Kasım 2017 Perşembe günü aralarında SVG, DN ve Metro’nun da olduğu birçok medyaya göre araştırmalar, en düşük notu alanın Müslüman bir öğrenci tarafından yazılan bir makale olduğunu gösterdi.
Bu haber, oldukça çalkantılı bir zamanda servis edildi. Zira toplumda Müslümanlar, başarı elde etmek ve önlerindeki sistematik engelleri aşmak için yoğun çaba sarf etmeleri gerekiyor. Mesela Müslüman kadın, başörtüsü yüzünden iş bulamıyor. Kamuoyu önünde Müslümanlar ile tartışmaya izin verilmiyor. Camiler Vandalist saldırılara maruz kalıyor, gençler, yanlış zamanda ve yanlış isimleri yüzünden başarısız olarak damgalanıyor.
Tüm bunlar, geçmiş yıllarda izlenen siyasetin bir meyvesidir. Medya Müslümanları şeytanlaştırdı, onlara karşı önyargılı yaklaştı, onları terörist veya insanlık dışı olarak yaftaladı. Müslümanların kadınlara karşı ayrımcılık yaptıklarını ya da gizli gündemleri olduklarını belirtti. Bu yüzden Müslümanlar, yukarıda belirtilen kategoriler içerisine girmek korkusuyla kendilerini ifade etmek ve sahip oldukları beceriler ile topluma katkıda bulunmak yerine geri adım attılar. Komünizmin çöküşünden sonra günden güne daha net hale gelen bu İslamofobi eğilimi, Müslümanların toplumdaki diğer gruplar gibi eşit başarı şanslarının olmamasına yol açtı. Çünkü ev sahibi, işveren ve öğretmenler, Müslümanları canavar gibi gördüler. Hiçbir şansı hak etmediklerini düşündüler. Saldırgan Müslüman olduğunda İslam’ı ve Müslümanları suçlayan, Gayrimüslim olduğunda sessiz kalan politikacıların toplumda yaşanan saldırı ve trajedilere yaptıkları yorumlar da bunu doğrulamaktadır. Düşmanca yorumlar yapan aynı politikacılar, yaklaşık altı ay sonra Müslüman oyu avına çıkmak için cami cami dolaşıp oy dilenecekler ve topluma nasıl faydalı olabilecekleri hakkında konuşmalar yapacaklardır.
Değerli Müslümanlar!
Unutmayın, bu gelişme “iyiliksever” ve “Müslüman dostu” siyasi partilerin gözleri önünde cereyan etmektedir. Çıkarları başka tarafta iken ne kadar dost canlısı olabilirler ki? İsveç Demokratları Partinin korkusunu azaltmak için tartışmalar yapılıyor. Oysa İsveç Demokratları (SD) da egemen siyasi kültürün bir sonucudur. SD bir madalyonun iki yüzü gibidir. Tek farkı, retoriğidir. Retoriği farklı olsa da değerleri aynıdır.
Bütün bunlar, ucuz numaralardır. Bizi dize getirmek ve haklarımızı talep etmekten vazgeçirmek için kullanılıyor. Bütün bu ucuz numaraların amacı, Batılı değerleri kabul ettirmektir. Etmediğimiz takdirde herkes gibi eşit koşullara sahip barış içinde normal bir hayat sürmemizin imkânsız olduğunu göstermektir. Böyle olsa da biz, değerlerimize sımsıkı sarılmalı ve şeytanlaştırılmamıza rağmen entelektüel tartışmanın yollarını aramalıyız. Ancak o zaman toplumda kahir ekseriyeti saptıran kamuoyunu etkileyebiliriz. Uzun vadede ise güvenliğimizin Hilafet Devletinde olduğunun farkında olmalıyız. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve onun sahabesinde bizim için güzel örnekler vardır. Onlar ki şeytanlaştırılmış ve günden güne zulmün en kötüsüne maruz kalmışlardı. Buna rağmen sabrettiler ve sonunda zafere eriştiler. Dolayısıyla biz de sabretmeliyiz, etkin ve kararlı bir şekilde sadece Allah’tan korkarak ve O’na tevekkül ederek çalışmalıyız. Şüphesiz Allah Subhânehu ve Teâlâ, sadık kullarını zafere eriştirir ve zor zamanlarda tek yumruk olan Salih kullarını elbette zafere ulaştıracaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir İsveç Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: https://hizb-ut-tahrir.se/ |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.se |