Hükümetin kadınların onurunu korumak için hiçbir şey yapmadığını bilmek gerçekten üzücüdür! Toplumun çeşitli kesimlerinden aksi yönde yapılan açıklama ve eylemlere rağmen Endonezya hükümeti, Puteri Endonezya 2015 Güzellik Yarışması'nın yapılmasında ısrar ediyor. Yarışmaya katılan ve Güzellik Yarışması'nın katılımcılarına yönelik konuşmalar yapan bir kaç bakanın hükümetin desteğinde büyük katkısı var. Bununla beraber bu yarışmanın ülkenin gelirine ya da kaliteli nesil yetiştirilmesine hiçbir faydası yoktur. Bu Güzellik Yarışması, sadece organizatör ve sponsorların gelir kaynaklarını yani moda, kozmetik endüstrisi ve yükselen medya reytinglerini artırır.

Başından beri Batı ülkelerinde yapılan bu tür yarışmalardan amaç, mayo defileleri için modeller seçmektir. Yarışmacılar fiziksel olarak değerlendirilir ve vitrin mankenleri olarak sunulurlar. 3B [Beauty, Brain and Behaviour] "güzellik, akıl ve davranış" kavramını kapsayan değerlendirme ölçütleri, turizm, kültür elçisi, uyuşturucu ve benzeri sosyal roller, sadece bu yarışmaların prestijini artırmak için bir yemdir. Ayrıca güzellik yarışmaları, kadınların fiziklerinin istismar edilmesinin yasal zeminidir. Endonezya gibi Müslüman bir ülkenin dini normları kabul etmeyen Batılı ülkelerin ilkel kültürünün peşinden gitmesi üzüntü vericidir.

Bu tür sömürü araçlarını yasaklamaya ilişkin samimi bir katkıda bulunmak ve kadınların onurunu geri getirmeye yönelik ciddi bir girişim olarak Hizb-ut Tahrir / Endonezya Müslüman kadınları şunları vurgular:

Puteri Endonezya 2015 Güzellik Yarışması reddedilmeli ve kadınların fiziklerinin istismar sembolü olan ve itibarlarını zedeleyen tüm benzeri yarışmalar yasaklanmalıdır. Hükümet derhal bu yarışmayı yasaklamalıdır. Bu gibi yarışmalardan turizm ve kültür elçisi elde etmek düşüncesi bir kenara bırakılmalıdır. Ve her türlü kadın istismarını durdurmak için hükümete tavsiyede bulunulmalıdır.

Tüm kesimler, artık bu yarışmaların Batı kültürünün bir ürünü olduğunu fark etmelidir. Çünkü bu tür yarışmalar ile Endonezya gibi Müslüman ülke toplumlarına ahlaksızlığın yayılması amaçlanmaktadır. Öbür taraftan ise Batı ülkeleri, sistematik olarak kutsal şeri hükümlere saldırıyorlar. Başörtüsü, kadın erkek ayrımı vb. hükümleri, kadının haklarını kısıtlayan hükümler olarak görüyorlar.

Ey Endonezya kadınları!

Onurlu bir hayata nail olmak için güç birliği yapın! Bilin ki demokratik sistem ve neo-liberal hükümet, kadınları maddi kazanç ve cinsel obje olarak görüyor. Onlar, şeref ve haysiyetin ne olduğunu bilmezler! İslami sistem ve İslam Hilafeti, ahlakı korumanın, bütünlüğü oluşturmanın, onurlu davranışın, asil ve gururlu bir nesil yaratmanın tek yoludur. Ayrıca İslam Hilafeti öyle bir sistemdir ki kadınların istismarını ve sadece fiziksel obje olarak görülmelerini yasaklar. Aslında İslam Devleti, kadının onurunu korur, refahını güvence altına alır. Aynı zamanda kadını etik ve davranış kuralları içerisinde değerlendirir. Gerçekten de bu kadınları güçlendirir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

إن لكل دين خُلقًا، وخُلُقُ الإسلام الحياء "Şüphesiz her dinin bir ahlakı vardır. İslam'ın ahlakı da hayâdır." ^{[İbn Mace]}