حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2022–MB–TR–10 |
H. 20 Safer 1444 M. Cuma, 16 Eylül 2022 |
“Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz, benden korkun.” [Ali İmran 175]
Müslümanlar ve gayrimüslimler, bu hafta Londra’nın merkezindeki bir camiden yapılan umutsuzca çağrıdan tedirgin oldular. Medyadan, krala dua içeren İngiliz milli marşını söylemeye zorlanan Müslüman çocukları canlı yayınlaması istendi.
İngiltere’deki toplumsal kutuplaşma bir kez daha kendini gösterdi. Kraliçe II. Elizabeth’in ölümü ve oğlu Kral III. Charles’ın tahta çıkışı, ülkede kutuplaşmaya neden oldu. Alaycı politikacılar ve şirketler, sıradan birçok insanın üzüntüsünü paylaşmaya çalıştılar. Diğer taraftan monarşinin meşruiyeti, sömürgeci geçmişi ve geleceği birçok kişinin dilinde. Ülkeyi kasıp kavuran duygusal dalga, inanılmaz tepkilere yol açtı. Bazıları Britanya İmparatorluğu’nun şu anda tartışılmaması gerektiğini düşünürken, bazıları da kraliyet ailesinin bazı haklardan mahrum edilmesi gerektiğini söyledi.
Öncelikle İngiliz İmparatorluğu’nun şiddet ve sömürü kurbanlarından olup ikinci sınıf vatandaş gibi muamele gören, İngiltere veya değerlerine bağlı olup olmadıklarına dair sürekli gözetim altında yaşayan Müslüman topluluklar ise arada kaldılar.
İngiltere’nin, Müslümanları baskı altına alma, zorla asimilasyon ve ikiyüzlü ifade özgürlüğü politikası, Müslüman topluluklardaki bir azınlıkta hükümete ve medyaya kur yapılmasına yol açtı. Bunlar, İslam karşıtı olumsuz propagandaya karşı koymak için genellikle İslami değerleri ve hükümleri eğip bükerler. Laikleri hoşnut etmeye yönelik bu tür girişimler, laiklerin kaprislerinin yüce İslami değerlerin yerini almasını sağlayacaktır. O zaman seçkin İslami şahsiyet ortadan kalkacak, Batılı liberal değerler ve bazı İslami kalıntılar karışımı bir şahsiyet yerini alacaktır.
Medya ve kraliyetin PİAR makinesi, kraliçeye müthiş bir imaj çizdi, öyle ki birçok İngiliz, kraliçeyi tatlı bir büyükanneye benzetti. Ama zaman zaman skandallarına tanık oldukları, monarşi ve ayrıcalıklı konumuna karşı halkta kızgınlık yaratan oğullarına karşı aynısını yapmadılar.
Laiklik ve demokratik modelinin en büyük başarısızlığı, sabit ilke ve değerlerden yoksun olmasıdır. Her şey değişebiliyor. Kurumlar, politikacılar ve büyük şirketler, halkın duygularıyla oynuyorlar ve kontrol etmeye çalışıyorlar. İslam ilkeli bir dindir. Doğru ve yanlış, hiçbir zaman popülerliklerine göre belirlenmez. Neyin iyi neyin kötü olduğunu Kur’an ve Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünneti belirler.
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓا۟ إِن تَتَّقُوا۟ ٱللَّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَانًۭا وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَٱللَّهُ ذُو ٱلْفَضْلِ ٱلْعَظِيمِ “Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.”[Enfal 29]
İslam, akidesi akla dayalı tek ideolojidir. Açık ve net şeri hükümleri var. Liberal değerlerini kabul ederek laikleri hoşnut etmeye çalışmak, bu hayatta ve ahirette sadece mutsuzluğa yol açacaktır. Sürekli değişen modern dünyaya uyum sağlamak için İslam’ın, bir değişiklik ve modifikasyona ihtiyacı yoktur. Müslüman topluluk üzerindeki baskılara rağmen Britanya Müslümanları, İslam’ın doğruluğunu ve cumhuriyet veya monarşi olsun laik yaşam tarzının yanlışlığını açıklamak zorundalar.
وَلاَ تَلْبِسُوا الْحَقَّ بِالْبَاطِلِ وَتَكْتُمُوا الْحَقَّ وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ “Hakkı batılla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin.” [Bakara 42]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |