حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları
No: HT–BA–2016–MB–TR–43 |
H. 16 Zilhicce 1437 M. Pazar, 18 Eylül 2016 |
Rohingyalı Müslüman Kadın ve Çocuklara Sadece Hilafet Adalet ve Kalkan Olabilir, Çaresiz ve Beyhude Komisyonlar Değil
Guardian gazetesi ve birçok İngiliz medyası, İngiltere Başbakanının, Myanmar’ın yeni hükümet Başbakanı Aung San Suu Kyi’nin geçtiğimiz günlerde İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında Rohingya Müslümanlarının sıkıntılarını gündeme getirdiğini bildirdi. İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson da Rakhine Budistleri ile Rohingyalılar arasındaki anlaşmazlığı incelemek üzere eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan liderliğindeki Rakhine Komisyonu kurulmasını memnuniyetle karşıladı. Rohingya’daki “umutsuz durumun” üstesinden gelmek için bunun çok önemli bir adım olduğunu ifade etti. Rohingyalılara yapılan acımasız işkence ve sistematik zulme sessiz kalan Myanmarlı lider Aung San Suu Kyi, hükümet tarafından kurulan bu komisyonun başkanlığına Annan’ı getirdi. Demokrasi İçin Ulusal Birlik Sözcüsü, partinin geçen yıl seçimlerde elde ettiği zaferin hemen ardından yaptığı açıklamada, mazlum Müslüman azınlığa yardımın öncelikleri arasında olmadığını söyledi. Rohingyalıların Bangladeş üzerinden gelen kaçak göçmen olduğunu ifade eden sözcünün bu açıklaması, askeri destekli önceki hükümetin tutumundan pek farklı değildir. Kurulan bu komisyonun misyonunun, sadece boş öneriler sunmak olduğu için Rohingyalı kadın ve çocuklara hiç bir şey veremez. Komisyonun kurulması halkla dalga geçmektir ve Suu Kyi hükümetinin ustaca bir hüneridir. Müslüman azınlığın sorunlarını çözmek ve yaşadıkları korkunç koşullara iyileştirmek için bir şeyler yapmaya çalıştığının mesajını veriyor. Nitekim Annan, bu girişimin anlamsız olduğunu kabul etti. Annan, 8 Eylül Perşembe günü Yangon’da düzenlenen bir basın toplantısında, insan hakları ihlallerine polislik yapamayacağını belirtti ve “Biz, buraya polislik ve müfettişlik yapmak için gelmedik.” dedi.
Rohingyalı kadın ve çocukların, siyasi güdümlü yetkisiz komisyonlara ihtiyacı yok. Bu komisyonlar, uzun süredir devam eden ve herkesçe bilinen insanlık dışı muamele ve yaşam koşullarını belgelemekten başka bir şey yapmıyorlar. Bu ümmet, hükümetler, BM ve diğer kurumlarca Myanmar, Suriye, Orta Afrika ve Filistin’de yapılan soruşturmalar, kurulan komisyonlar ve heyetlerden umudunu yitirmiştir. Bu girişimler, aldatıcı bir yanılsamadır ve mazlumlara sadece umut kapısı oluyorlar. Gerçekte ise bu komisyonlar, toplu katliama uğramış kurbanların cesedini saymak ve kınayıcı cılız açıklamalar yayınlamaktan başka bir iş yapmıyorlar. Hiçbir güvenilir çözüm sunamıyorlar ya da katliam ve acıları dindirmek için anlamlı bir eylemde bulunmuyorlar. Bugün Rohingyalılar hâlâ “vatansız”ve mazlum durumdadır. Myanmar ve diğer komşu ülkelerde onlara vatandaşlık statüsü verilmiyor. Daha da içler acısı ise Bangladeş, Malezya, Endonezya gibi Müslüman çoğunluktaki ülkeler bile onları kabul etmiyor. İç göçten ötürü 140.000’den fazla Rohingyalı, korkunç şekilde aşırı kalabalık, balıksırtı, yetersiz beslenme ve hastalıkların kol gezdiği kamplarda yaşıyorlar. Kampları terk de edemiyorlar. Sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden yoksunlar. Geçen yıl Londra Queen Mary Üniversitesi’ndeki uluslararası devlet suç girişimi tarafından yapılan bir çalışmada “Rohingya soykırımın en son örneğidir” denilerek“toplu katliamın”eşiğinde olduğu belirtildi. BM, tamamen gereksiz ve işlevsiz bir yapıdır. Bu bizzat kanıtlanmıştır. Çünkü Rohingya ve diğer mazlum Müslümanları korumaktan acizdir. Kısa bir süre önce BM Dünya Gıda Programı, Rakhine eyaletindeki bazı kamplara gıda yardımını kesmeye karar verdi.
Görüldüğü gibi mevcut demokratik dünya düzeni, Rohingyalı Müslüman kadın ve çocuklara ve dünya genelindeki diğer mazlum Müslümanlara kalkan olmak istemiyor. Bu nedenle biz, gayri İslami kurumlara, örgütlere ya da hükümetlere güvenemeyiz. Bunlar bizim için adalet ve güvenlik sağlayamazlar. Rohingyalı kadın ve çocukların tek umudu, Nübüvvet metodu üzere Hilafettir. Hilafet, onların hayat sigortasıdır. Şeri haklarının, korku ve baskıdan uzak onurlu bir geleceğin güvencesidir. En kısa zamanda bu devletin yeniden kurulması için çaba sarf etmemek ya da bu devlete umut bağlamamak, dünya çapındaki tüm mazlum Müslümanların sadece zulüm ve umutsuzluklarını uzatacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
مَثَلُ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُواْ مِن دُونِ ٱللَّهِ أَوْلِيَآءَ كَمَثَلِ ٱلْعَنكَبُوتِ ٱتَّخَذَتْ بَيْتاً وَإِنَّ أَوْهَنَ ٱلْبُيُوتِ لَبَيْتُ ٱلْعَنكَبُوتِ لَوْ كَانُواْ يَعْلَمُونَ “Allah’tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; hâlbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!”[Ankebut 41]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Merkezî Medya Ofisi Kadın Kolları |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi el-Mezra’a, P.K. 5010-14, Kolombiya Merkezi B Blok Kat:2, Beyrut/Lübnan Telefon: TEL: 0096 113 07 59 4 / GSM: 0096 171 72 40 43 www.hizb-ut-tahrir.info |
E-Mail: media [@] hizb-ut-tahrir.info |