حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Bangladeş Vilayeti
Medya Bürosu
No: BG-BA-2025-MB-TR-17 |
H. 24 Şevvâl 1446 M. Salı, 22 Nisan 2025 |
Fuhşiyatı ‘Cinsel Emek’ Olarak Sunmak, Sekülerizmin Bir Başka Çirkin Yüzüdür, Kadınları Tüketim Malzemesine İndirgemek Hem Kadınlığa Ağır Bir Hakarettir Hem de Kadın Baskısının Temel Nedenidir!
Geçici hükümetin kurduğu Kadın İşleri Reform Komisyonunun, fuhşiyatı ülkenin yürürlükteki çalışma yasaları uyarınca işçi statüsüne alınmasını önermesi, büyük çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bu ülkeye Batı’nın ahlaksız ve kirli seküler kültürünü zorla dayatmak anlamına geliyor! Fuhuş toplumda kadınlar için son derece aşağılayıcı bir olgu olarak görülmekte ve kadınların yaşadığı dramın en acıklı tablolarından biri olarak kabul edilmektedir. Ama ne yazık ki, “kadın özgürlüğü” maskesi takmış seküler aydınlar, fuhşu, kadınların güzelliği ve kadınlığının istismar edilmesini ortadan kaldırıp kadınların onurlu bir hayat yaşamasını sağlamak yerine, bunları “seks işçiliği” adı altında yasallaştırarak bu iğrençliğin devam etmesi için çabalıyorlar. Kadın özgürlüğü maskesi altında toplumda fuhuşu kalıcı hale getirmek isteyen bu sahtekâr feministler, acaba kendileri bu mesleği icra ederler mi? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ“Sizden biri, kendisi için sevdiğini kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olmaz.” [Buhari]
Batı uygarlığının en kirli ve en barbar değeri, kadının kadınlığının ve iffetinin ekonomik bir meta haline getirilmesidir. Demokratik haçlı Hasina döneminde seküler siyasi çevrelerdeki Papia çetesinin kadınları siyasetçileri eğlendirmek pazarladığına ve Eden Koleji kadın yöneticilerinin fuhuş yaptığı iddialarının defalarca kamuoyuna yansıdığına şahit olduk. Ayrıca, son günlerde Meghna Alom isimli çetenin, politikacıları ve nüfuzlu kişileri bal tuzaklarına düşürmek için kullanıldığı haberleri basında yer aldı. Bunun yanı sıra, yine toplumun yoksul kesimlerinden bazı kadınların geçimlerini sağlamak veya çocuklarını doyurabilmek amacıyla iş ararken insan kaçakçılarının eline düştüğü ve sonrasında fuhuş sektöründe kullanıldığı kamuoyuna yansıdı. Ülkemizin İslam sevdalısı insanları, Batı’nın kadınlara dair o ‘çürük’ laik bakış açısını nefretle reddetmiştir. Batı’nın ideolojik tutsağı olan feministler ise, ezilmiş kadınların topluma kazandırılmasını önermek yerine, bu meseleyi toplumda İslami kültür ve değerleri zayıflatmak ve marjinalleştirmek amacıyla kullanmaktadırlar. Bununla bu çirkin fiilin toplumun her katmanında kanıksanmasını ve İslami değerlerin toplumdan silinmesini amaçlanmaktadırlar. Batı’da aile kurumunun çöktüğünü, kadınların her alanda şiddet gördüğünü ve toplumun manevi çöküş yaşadığını gayet iyi biliyorlar. Şimdi bizim ülkemizi de Batı gibi ‘gayrimeşru çocuklar ülkesi’ haline getirmeyi mi planlıyorlar?
Geçici hükümet, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu halkın İslami değerlerini ve hassasiyetlerini korumak ve gözetmekle yükümlüdür. Kadını metalaştıran, aşağılayan her söyleme karşı çıkmak, annelerimizin, kız kardeşlerimizin ve evlatlarımızın onurunu korumak hükümetin namus borcudur! Devlet, başta çaresiz kadınlar olmak üzere tüm vatandaşların yiyecek, giyecek ve barınak gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir. Böylece hiçbir kadın ekonomik zorunluluklar nedeniyle Batının bu tür kirli değerlerini kanıksamaya ve fuhuş gibi bir mesleği icra etmeye mecbur kalmayacaktır. Fuhuş, İslam öncesi Cahiliye döneminin pis bir alışkanlığıydı, İslam’ın gelişiyle birlikte toplumdan silinip atılmıştır.
نَهَى رَسُولُ اللهِ ﷺ عَنْ كَسْبِ الْأَمَةِ إِلَّا مَا عَمِلَتْ بِيَدِهَا “Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Cariyenin kazancını yasaklamıştır. Ancak cariyenin devamlı olan ve bilinen bir işi varsa bu müstesnadır.” [Ahmed ve Hâkim]
İslam sistemi, kadına danışman, kadı (hâkimler), iş insanı, bilim insanı, öğretmen ve eğitimci gibi devletin yüksek mevkilerinde saygın bir yer bahşetmiştir... Hatta, dünyanın ilk üniversitesi bir Müslüman kadın tarafından kurulmuştur. Günümüz uzay araştırmalarının konuşulduğu her platformda, Müslüman dünyasının yetiştirdiği büyük astronom Meryem el-Usturlabi’nin adını anmadan geçmek mümkün değil. İslam dini, Arap Yarımadası’nın Cahiliye devrinde uygulanan diri diri gömme âdetinden kurtararak kadına saygın bir statü kazandırmıştır. Batı değerlerinin sözde “eşit haklar” anlayışının aksine, İslam kadını erkekle çatışma içine sürüklemek yerine; kadın ve erkeği birbirini tamamlayan, birlikte çalışan bireyler olarak tanımlamış, böylece medenî ve müreffeh bir toplum inşa etmiştir.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ وَمَنْ يَتَّبِعْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَلَوْلاَ فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ مَا زَكَا مِنْكُمْ مِنْ أَحَدٍ أَبَداً وَلَكِنَّ اللَّهَ يُزَكِّي مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ“Ey İnananlar! Şeytana ayak uydurmayın. Kim şeytanın ardına takılırsa, bilsin ki, o, hayasızlığı ve fenalığı emreder. Allah’ın size lütuf ve merhameti bulunmasaydı, hiçbiriniz ebediyen temize çıkamazdı. Fakat Allah dilediğini temize çıkarır. Allah işitir ve bilir.” [Nur 21]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Bangladeş Vilayeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi H. M. Siddque Mansion 55/A Purana Patlan, 4th Floor / Dhaka 1000 / Bangladesh Telefon: +(880) 17 13 00 88 22 www.khilafat.org |
Fax: +(880) 29 55 88 54 E-Mail: info@khilafat.org |