Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Cenevre Görüşmeleri ve Sudan’da Devam Etmekte Olan Savaşı Durdurma Girişimi

Soru: 14 Ağustos 2024 Çarşamba günü Sudan’da yaklaşık 16 aydır süren savaşı durdurmak için ABD, İsviçre, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası ortakların arabuluculuğunda Cenevre görüşmelerinin açılış oturumu gerçekleştirildi. Görüşmelere Sudan ordusu katılmadı... Amerika’nın, Cidde yerine Cenevre’de bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunmasının ve katılımcı sayısını artırmasının nedeni ne? Ve görüşmelere ordu neden katılmadı? Ateşkes sağlamak gibi bir niyet olmayan Amerika’nın, Cenevre görüşmeleri çağrısı sadece bir zaman kaybı mı? Yoksa bunun hâlâ direnen İngiliz güçleriyle bir ilgisi var mı? El Faşir’de tekrarlanan bu çatışmanın nedeni ne? Ve El Faşir her iki taraf için de neden önemli? Teşekkür ederim.

Cevap: Yukarıdaki sorulara net bir cevap verebilmek için aşağıdaki hususlara bir göz atmak gerekiyor. Son soru ile başlayalım:

Birincisi: 19 Aralık 2023 tarihli soru cevapta şöyle demiştik: Çatışmalar hemen sona ermeyecek, muhtemelen bir süre daha devam edecek. Çünkü çatışmaların, Amerikan yanlısı Genelkurmay başkanı ile Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı arasında sınırlı kalması amaçlanıyor. Ajanları arasındaki rol paylaşımı sayesinde çatışmanın sonucu, Amerika’nın kontrolünde. Böylece tıpkı Nisan 2023’ün ortasında patlak veren çatışmalardan bu yana olduğu gibi İngiltere ve Avrupa yanlısı muhalefet, felç kalmaya devam edecek ve asgari düzeye indirgenecektir. Bunun açıklığa kavuşturulması için aşağıdaki hususların açıklanması gerekiyor:


Hızlı Destek Kuvvetleri, Doğu Darfur eyaletinin başkenti Ed Dain şehrini 21 Kasım 2023 tarihinde ele geçirdi. Ordu birlikleri, çatışma riskini ve sivil kayıpları önlemek amacıyla kentten ayrıldı. Kentte bulunan 20. Piyade Tümeni Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından çatışmasız bir şekilde ele geçirildi! HDK’ye bağlı sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, “Son zaferlerinin Sudan halkının özlem duyduğu gerçek bir barışa kapı aralayacağı belirtilerek, Doğu Darfur eyaleti ve Ed Dain kentinin Hızlı Destek Kuvvetleri’nin koruması altında güvende kalacağı” vurgulandı.” (22.11.2023 El Cezire) Ed Dain kenti, Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı Daklu’nun yanı sıra çoğu komutanları ve unsurlarının mensup olduğu Rizeigat kabilesinin kalesi. Daha önce Hızlı Destek Kuvvetleri, Güney Darfur Eyaleti’nin başkenti Nyala, Orta Darfur Eyaleti’nin başkenti Zalingei ve Batı Darfur Eyaleti’nin başkenti El Cenine şehirlerini ele geçirmişti. Geriye Kuzey Darfur Eyaleti’nin başkenti ve Darfur Eyaleti’nin siyasi ve idari başkenti El Faşir kentini ele geçirmek kalıyor. Hızlı Destek Kuvvetleri, El Faşir şehrini ele geçirdiğinde, İngiliz ve Avrupa yanlısı hareketlere özellikle de Sudan Kurtuluş Hareketi ile Adalet ve Eşitlik Hareketi’ne öldürücü bir darbe indirmiş olacaktır...”

Yine aynı soru cevapta şöyle demiştik: “Bu hareketler, El Faşir kentini savunmaya mecburlar, yoksa tarih olacaklar... El Faşir kenti, Libya, Çad ve Darfur bölgesinin batı şehirlerine sınır olması nedeniyle stratejik bir konuma sahip...

Hızlı Destek Kuvvetleri, ülkenin ana muhalefet gücü haline gelmek için ordu gözetiminde Darfur’a yöneldi. Muhtemelen Amerika’nın Sudan’da iki kanadı olacak: Muhalefete liderlik etmek üzere Hızlı Destek Kuvvetleri’nden oluşan ve silahlı unsurlar barındıran siyasi kanat ve ordudan oluşan askeri kanat... Her iki kanat da Amerikan çıkarlarına hizmet edecek. Hızlı Destek Kuvvetleri’nden oluşan muhalefetin neden silahlı unsurlar barındırması gerektiği konusuna gelince, bunun büyük olasılıkla iki nedeni olabilir: Birincisi: İngiliz ajanlarından oluşan Avrupa yanlısı muhalefeti kontrol altına almak. Zira Avrupa yanlısı muhalefetin siyasi olarak tasfiyesi kolay değil, askeri olarak tasfiye edilmesi gerekiyor… İkincisi Amerikan çıkarları, Güney Sudan’dan sonra başka bir daha ayrılığı gerektirdiğinde, özellikle de Darfur’da bu ayrılığı gerçekleştirebilmek için Hızlı Destek Kuvvetleri, Darfur’da silahlı unsurlara sahip siyasi bir muhalefet olmalıdır... Öyle görünüyor ki henüz bu ayrılığın zamanı gelmiş değil. Şu an ayrılığa zemin hazırlanıyor...”

Bu nedenle El Faşir, tüm taraflar için önemdir. Darfur’da Hızlı Destek Kuvvetleri’nin silahlı unsurlar barındıran siyasi bir muhalefet haline gelmesi, Amerika ve yandaşları (ordu ve Hızlı Destek Güçleri) açısından kritik öneme sahip. Böylece Amerikan çıkarları, Güney Sudan’dan sonra başka bir ayrılığı gerektirdiğinde, bu ayrılığı Darfur’da gerçekleştirebilecektir.

El Faşir, Avrupa yanlısı muhalefet için de kritik bir öneme sahip, çünkü Darfur’da El Faşir dışında tutunabileceği bir yer kalmamıştır. Eğer oradan da çıkarılırsa, o zaman tamamen yok olacaktır. Özellikle El Faşir stratejik bir konuma sahip. Libya, Çad ve Darfur bölgesinin batı şehirleriyle sınır bağlantısı var... Bu yüzden muhalefet orada şiddetli bir savaş yürütmektedir. Hızlı Destek Kuvvetleri’nin henüz El Faşir’in kontrolünü ele geçirememesinin nedeni bu... El Faşir, ordunun Darfur’daki son kalesi olsa da ve görünürde ordu, HDK’ya karşı muhalefet safında yer alsa da muhalefet ile birlikte HDK’ya karşı ciddi bir savaş yürütmemektedir. Aksi takdirde muhalefetin kökünü kazıyabilecek yeterli güce sahiptir. Fakat Amerika’nın planı, yukarıda açıkladığımız amaçlar için ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin olduğu gibi muhafaza edilmesini, Avrupa yanlısı muhalefetin ya ortadan kaldırılmasını ya da etkisiz hale getirilmesini istemektedir!

İkincisi: Cenevre konferansıyla ilgili sorulara gelince, konferansı şu şekilde değerlendirmek gerekiyor:

1- ABD Dışişleri Bakanı Blinken 23 Temmuz 2024 tarihinde yaptığı basın açıklamasında, “Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ni (HDK) ateşkes müzakereleri için 14 Ağustos’ta İsviçre’ye davet ettiğini bildirdi. Blinken, Suudi Arabistan’ın eş başkanlığındaki bu görüşmelerde Afrika Birliği, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve BM’nin de gözlemci olarak yer alacağını sözlerine ekledi. Blinken, “Amaçlarının şiddetin ülke çapında durdurulmasını sağlamak, ihtiyacı olan herkese insani yardım erişimine izin vermek ve herhangi bir anlaşmanın uygulanmasını sağlamak için sağlam bir izleme ve doğrulama mekanizması kurmak” olduğunu ifade etti. Ancak “Görüşmelerde daha geniş siyasi meselelerin ele alınmayacağını” kaydetti.” (23.07.2024 AFP) Amerika, taraflar arasında yaşanan çatışmaların durmasını istemediği için Cidde kentinde yapılan önceki müzakere turlarının kasıtlı olarak başarısızlıkla sonuçlanmasını istemiştir. Blinken’in “Görüşmelerde daha geniş siyasi meselelerin ele alınmayacağı” yönündeki açıklaması, Cenevre’deki toplantının taraflar arasındaki çatışmaları durdurmayacağı, yalnızca görüşmeler için görüşmeler yapılacağı anlamına geliyor! ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller’in yaptığı açıklama da bunu doğruluyor. Miller, “bir anlaşma olasılığını değerlendiremeyeceğini, ancak tarafları müzakere masasına geri döndürmek istediklerini” söyledi. Miller “Sudan ordusu ve HDK’nin müzakere masasına geleceğini ve bunun nihayet bir ateşkese varmak için bir fırsat olacağını umuyoruz” diye ekledi.” (24.07.2024 Independent) İngiltere de Amerika’nın çağrısıyla düzenlenen Cenevre müzakerelerinde bir çözüme ulaşılmayacağının farkında. BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra, 29 Temmuz 2024’te Güvenlik Konseyi oturumunda, Amerika’nın çağrısıyla 14 Ağustos 2024 tarihinde düzenlenmesi planlanan Cenevre toplantısı hakkında, Cenevre görüşmelerini, “daha uzun ve karmaşık bir süreçte cesaret verici bir ilk adım olarak” değerlendirdiğini belirtti. (29.07.2024 Şarku’l Avsat) Başka bir deyişle Lamamra, bu toplantıda bir çözüme varılmayacağını, dedikodu için Cenevre’deki Rhone Nehri kıyısında bir araya gelineceğini söylemek istemiştir! Bilindiği üzere eski Cezayir dışişleri bakanı BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra, bir İngiliz ajanıdır, 26-27 Temmuz 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra 20’den fazla ülkenin katıldığı Cibuti toplantısında olduğu gibi Avrupa Birliği ve İngiliz ajanlarını Sudan görüşmelerine dahil etmek için elinden geleni yapmaktadır. Amerika’nın Ramtane Lamamra’nın Libya Özel Temsilcisi olarak atanmasını veto ettiğini, fakat İngiltere’nin onu BM Sudan Özel Temsilcisi olarak atanmasını sağladığını belirtmekte fayda var.

2- Amerika, Dışişleri Bakanı aracılığıyla İsviçre’de bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunur bulunmaz, Hızlı Destek Kuvvetleri hemen yanıt verdi. Bu açıklamanın hemen ardından 23 Temmuz 2024 akşamı HDK Komutanı Muhammed Hamdan Daklu, X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in davetini “memnuniyetle karşıladığını” belirterek, “14 Ağustos 2024 tarihinde İsviçre’de yapılacak ateşkes görüşmelerine katılacağımızı duyuruyorum” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Daklu’nun önceden bilgilendirildiği, hiç tereddüt etmeden yanıt verdiği için de ABD Dışişleri Bakanlığı kanallarından bu çağrının nedenlerini önceden öğrendiği anlamına geliyor. Ordu Komutanı ve Egemenlik Konseyi Başkanı El Burhan da önceden bilgilendirilmişti. Fakat anlaşma gereği, isteksiz görünmesi ve geç yanıt vermesi kararlaştırıldı. Böylece egemen bir lidermiş gibi bir görüntü verilip karşı çıkabileceği izlenimi yaratılacaktı. Bu yüzden El Burhan, sanki Amerika’nın onayı olmadan bu toplantıyı kabul edebilir ya da reddedebilirmiş gibi Cenevre Konferansı konusunda istişare toplantısı düzenlemek için Amerika ile ön görüşme yapılmasını talep etti! Ardından bu istişarelerin başarısızlıkla sonuçlandığı duyuruldu. “Ordunun, HDK ile müzakerelere katılımının önünü açan Sudan-ABD istişare toplantısının resmen çıkmaza girdiği duyuruldu. İstişare toplantısı, Port Sudan merkezli ordu destekli hükümetin talebi üzerine Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde gerçekleşti. Bu durum, Cenevre toplantısının önümüzdeki Çarşamba günü planlanan tarihte başlamadan önce başarısızlıkla sonuçlanma riskini doğurdu... Bilgi sahibi kaynaklara göre, istişarelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının başlıca nedenleri, Sudan heyetinin, IGAD ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin “gözlemci” olarak katılmaması isteği, müzakerelere ordu adına değil hükümet adına katılmak istemesi, herhangi başka bir müzakereye başlanılmadan önce “Cidde İnsani Yardım Deklarasyonunun Uygulanması”na başlanılması gibi gerekçelerdir. Heyet başkanı Ebu Numu, kararı liderliğin takdirine bırakarak, “Nihai karar liderliğin takdirine bağlıdır” dedi.” (13.08.2024 Şarku’l Avsat)

3- Böylece Cidde istişarelerinde İsviçre toplantısı konusunda bir uzlaşıya varılamadı. Uzlaşıya varılamamasına sebep olarak da sanki El Burhan, Amerika’nın Cenevre toplantısı için ciddi bir talebi olmuş olsaydı bunu reddedebilecekmiş gibi davetin orduya mı yoksa hükümete mi yapılması gerektiği safsatası uyduruldu! Amerika, Sudan’daki Avrupa etkisini bitirinceye ve istediği çözüme ulaşarak önümüzdeki seçimlerde olumlu bir avantaj elde edene kadar bu, tarafları müzakere konusuyla oyalamaktan başka bir şey değil... ABD’nin Sudan sorununu çözüme kavuşturmakta neden şimdiye kadar savsakladığı sorusuna gelince, bunun cevabı basit, çünkü Avrupa ve İngiliz yanlıları Sudan’da hala güçlü. Daha önce de belirttiğimiz gibi Amerika, El Burhan ve Hamideti arasındaki çatışmayı ön plana çıkararak ve gündemde tutarak Avrupa yanlısı güçleri marjinalleştirmeye çalıştı. Fakat Kenya üzerinden başarısız olduktan sonra İngilizlerin Sudan’daki aktivitelerini BAE üzerinden desteklemelerinden dolayı ABD, henüz Avrupa yanlısı güçleri marjinalleştirme hedefine ulaşmış değil. Kenya, çatışmanın durdurulması için barış gücü gönderilmesi ve İngiliz yanlısı sivil bileşenin müzakerelere dahil edilmesi talebinde bulunmuştu. Ancak İngilizler, her iki girişimde de başarısız oldular: ne çatışmayı durdurabildiler ne de sivil unsurları müzakerelere dahil edebildiler.

4- Sudan hükümeti ve El Burhan bunun farkında. Sudan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) BM Daimî Temsilcileri arasında 18 Haziran 2024 tarihindeki Sudan ve Güney Sudan konulu oturumunda tartışma çıktı. Sudan BM Temsilcisi El Haris İdris El Haris, “BAE’nin Hızlı Destek Kuvvetleri’ni desteklediğine dair kanıtlarının olduğunu” söyledi. BAE temsilcisi Muhammed Ebu Şihab ise bu iddiaları “asılsız” olarak nitelendirdi. Ebu Şihab “Sudan’daki çatışmada zafere ya da askeri çözüme ulaşılması imkânsız. Müzakere masası çözüme ulaşmanın tek yolu” dedi. (19.06.2024 CNN) Bu açıklamayla BAE, Sudan’daki çatışmaya müdahil olduğunu ilan etti. Bunun öncesinde iki ülke arasında diplomat krizi yaşanmış, karşılıklı diplomatlar sınır dışı edilmişti. İngiltere, Amerikan ajanlarını kontrol altına almak için ajanlarını ordunun ya da Hızlı Destek Kuvvetleri’nin komutası altına vererek ABD ajanlarına karşı Amerika’nın oynadığı oyunun aynısını oynamaya başladı. İngiltere, ajanlarını korumak, varlıklarını güçlendirmek ve böylece HDK’nin ajanlarından kurtulamamasını veya onları kontrol altına alamamasını sağlamak için BAE aracılığıyla HDK’yi desteklemektedir. İngiliz ajanları, 2021’de El Burhan ve Hamideti’nin devirdiği eski Sudan başbakanı Abdullah Hamduk liderliğindeki Takaddum Koordinasyonu namına dikkat çekici hamleler yapmaya başladılar. Bu yüzden 3 Nisan 2024 tarihinde Sudan savcılığı, aralarında Hamduk’un da bulunduğu Koordinasyon liderlerinden 16’sının tutuklanmasına karar verdi ve “yardım, yataklık, anlaşma, devlete karşı suçlar, anayasal düzeni yıkma, savaş suçları ve soykırım” suçlamalarıyla savcılığa teslim olmalarını talep etti... (03.04.2024 Sudan TV) Ancak hiçbirinin tutuklanamaması ve teslim olmaması, El Burhan rejiminin iradesinin İngiliz ajanları karşısında ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Abdül Fettah El Burhan onlarla müzakere etmeyi bile reddetmektedir: “Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı perşembe günü yaptığı açıklamada Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Takaddum) ile müzakere etmeyi reddettiğini açıkladı” (06.06. 2024 Anadolu Ajansı)

5- Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Hızlı Destek Kuvvetleri’ni desteklemesi, efendisi İngiltere’nin Sudan’daki çıkarlarına hizmet ediyor. Ancak bu, Hızlı Destek Kuvvetleri komutanı Daklu’nun İngiltere ajanı olduğu anlamına gelmez. Aksine, Daklu bir Amerikan ajanıdır. Bu yüzden İngiltere, Daklu’nun yanına sızarak ve HDK’yi destekleyerek ABD’nin Sudan’daki planını başarısızlığa uğratmak istemektedir. İngiltere benzer bir stratejiyi Libya’da da izledi. Ajanı BAE’ye, ABD ajanı Hafter’in yanına sızma rolü ve misyonu verdi. Bunun üzerine BAE de Hafter’e destek verdi, onu etkileyip başkent Trablus’ta İngiliz ajanlarına karşı yapacağı eylemleri başarısızlığa uğratmaya çalıştı. Aynı şekilde BAE’ye Yemen’de de benzer bir rol verdi. Bu yüzden BAE, Amerika’nın Yemen’e müdahale etmek için Kararlılık Fırtınası Operasyonu adı altında Suudi Arabistan liderliğinde oluşturduğu koalisyona katıldı. İngiltere, bu durumu ajanlarını desteklemek, güney Yemen’i kontrol etmelerini sağlamak ve Amerikan ajanı Husileri güneyden çıkarmak için kullandı. Neredeyse El Hudeyde’yi ele geçirip Husileri devirmek için Sana’ya yöneleceklerdi ki Amerika, El Hudeyde halkı açlıktan ve hastalıktan ölüyor propagandası sonrası 13 Aralık 2018 tarihinde Stockholm konferansı düzenlendi ve böylece BAE ile müttefiklerinin Yemen’in güneyine doğru ilerleyişi durdu... İşte İngiltere, uluslararası siyasette böylesi bir sinsi politika izlemektedir!

6- Dolayısıyla Amerika, bir çözüm bulma konusunda oyalama taktiği izliyor. Hızlı Destek Kuvvetleri anlaşmayı kabul ederken, ordu kabul etmiyor ve süreç böyle devam edip gidiyor. Müzakereler, bir çözüm bulmak için değil, oyalama taktiği izlemek için Cidde’den Kahire’ye, ardından Cenevre’ye taşındı. “İktidardaki Geçici Egemenlik Konseyi tarafından yapılan açıklamada, “ABD’nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello ile yapılan bir görüşme üzerine Mısır hükümetinin Cidde Bildirisi’ndeki hükümlerin uygulanmasına yönelik Sudan hükümetinin görüşünü görüşmek üzere Kahire’de bir hükümet heyetiyle toplantı talep etti, Sudan hükümeti de Kahire’ye bir heyet göndermeyi kabul etti.” denildi. Açıklamada “Cidde anlaşmasının HDK’nin sivil bölgelerden ayrılması gerektirdiği” belirtildi. (19.08.2024 www.al-marsd.com)

7- Özetle:

A- Cenevre’de 14 Ağustos 2024’te başlayıp 10 gün sürmesi planlanan konferansta, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmayı durdurmak için yanıltıcı kararlar alınması olası. “Cenevre görüşmelerinin ABD ve Suudi Arabistan’ın himayesinde on gün kadar sürmesi planlanıyor.” (14.08.2024 El Cezire) Ancak bu kararlar, sadece kâğıt üzerinde kalıp etkin bir çözüm sunmayabilir. Bir anlaşmaya varılması durumunda ise geçici olacak, kalıcı olmayacaktır, çünkü Amerika henüz hedeflerine ulaşmış değildir. Anlaşma sadece insani yardımların ulaştırılması konusu üzerine odaklanacaktır. “Sudan hükümeti, insani yardımların Çad sınırındaki Adre geçiş noktasından geçmesine izin vereceğini duyurdu. Cenevre Konferansına katılan yedi uluslararası taraf bu adımı memnuniyetle karşıladı...” (17.08.2024 Skynews Arapça) “Amerika, Cenevre müzakerelerini “yeni bir model” olarak nitelendirdi ve görüşmelerin amacının yardımların genişletilmesi ve insani koridorların yeniden açılması olduğunu vurguladı.” (20.08.2024 El Cezire)

B- Amerika’nın, özellikle BAE gibi bölgesel ajanları ve Takaddum Koordinasyonu gibi yerel ajanları aracılığıyla İngiltere’yi Sudan’daki sahneden diskalifiye etme yetersizliği hala devam ediyor. Bu durum, Amerika’nın hesaplarını gözden geçirmesine ve BAE’yi Cenevre Konferansı’na dahil etmesine neden oldu. Oysa daha önce Avrupa yanlısı güçleri (Özgürlük ve Değişim Güçleri) göz ardı eden ABD, Sudan meselelerini Cidde Platformu’nda ajanı Suudi Arabistan ile birlikte yürütüyordu. Amerika, Özgürlük ve Değişim’den daha etkili bir güç olan ve BAE’yi de arkasına alan Takaddum neşvünema edince, çatışmayı durdurmak için gerçek bir çözüm bulmak amacıyla değil, manevra yapmak ve maniple etmek amacıyla BAE’yi konferansa dahil etmeye karar verdi.

C- Bütün bunlar, Müslüman Sudan halkı için bir kayıptır. Hem katil hem de maktul, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem buyurduğu gibi cehennemdedir:

ذَاالْتَقَىالْمُسْلِمَانِبِسَيْفَيْهِمَافَالْقَاتِلُوَالْمَقْتُولُفِيالنَّارِ“İki Müslüman kılıçlarıyla karşılaşırsa ölen de öldüren de Cehennemdedir.” Ordudaki samimi subaylar ve halk, tüm bu komploları yıkmak ve ajanlardan kurtulmak için harekete geçmelidir. Çünkü belanın kaynağıdırlar, sömürgeciler, tüm bu komploları bu ajanlar üzerinden hayata geçirmektedirler... Ayrıca tüm samimi insanlar Hizb-ut Tahrir’i desteklemek için harekete geçmelidir. Hizb, onlarca yıldır bu komploları ifşa eden ve her seferinde doğru bir görüş ortaya koyan samimi siyasi bir liderliktir. Samimi güç ve kuvvet ehli, Allah’ın dinine yardım etmek ve üstün kılmak için Hizbe nusret vermelidir.

وَلَيَنصُرَنَّ اللهُ مَنْ يَنصُرُهُ إِنَّ اللهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ“Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” [Hac 40]

H.15 Safer 1446
M.20 Ağustos 2024

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER