Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir Emiri Şeyh Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin Sorularına Verilen Cevaplar

Sorular Cevaplar
İnternet Üzerinden Kadın ve Erkek Arasındaki Yazışma Hakkında
"Ebu'l Kâsım" ve Abdullah Abdülrahman'a

Sorular:

Abdullah Abdülrahman

Celselerden birinde internetteki konuşmalar hakkında internet dünyası, sanal bir dünyadır, orada yazdıklarından kişi sorumlu değildir, denildi. Ayrıca erkekler ve kadınlar arasındaki konuşma ne olursa olsun ihtilat [Kadın ve erkeğin bir arada olması] olmadığı için hiçbir sakınca yoktur da dendi. Bu doğru mu? Lütfen bunu açıklığa kavuşturur musunuz, teşekkürler.

Ebu'l Kasım

es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi

Sorum, Facebook ya da e-posta üzerinden cinsel sohbetin hükmü hakkındadır. Çağımızın gençleri özellikle bekârlar bu sorunla sık sık karşılaşıyorlar. Bu nedenle gençlerimizin günaha düşmemesi ve toplumu, günah olan belki de büyük bir günah olan bir fiilden korumak amacıyla bu meselenin açıklığa kavuşturulmasını rica ediyorum.

Cevap:

Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Sorunuz birbirine benziyor. Zaten ona daha önce cevap vermiştik. Ama sizin için bir kez daha tekrar edeyim. İnsanlar işin felsefesine kaçıyor ve örneğin şu soru üzerinde duruluyor: Facebook'ta konuşmak ihtilat mıdır? Sanki sadece ihtilat haram da! Eğer ihtilat değilse o zaman bir sakınca yok mu? Bir diğer soruda ise sanal dünya olduğu üzerinde duruluyor. Sanki internet istediğini hayal edebileceği zihinsel fantezi de! Bazıları Facebook'a yönelik şeri hükme etki edebilecek bazı şeylerin farkında değiller. Ya da ihtilat olmadığı sürece hiçbir sakıncanın olmadığını düşünüyorlar. Veya buna benzer şeyler. Cehalet ya da kafa karışıklığından dolayı meseleler birbirine karışmış. Oysa mesele öyle değil. Bir kişiden başka bir kişiye yazılan mektup, yazan tarafından yazıldığı ve alıcıya ulaştığı kanıtlanmış ise bir kişiden başka bir kişiye şifahen yapılan konuşmanın hükmünü alır. Mektubun elle yazılmış olması ile bir alet aracılığı ile yazılmış olması arasında hiçbir fark yoktur. Keza mektubu alıcıya bir kişi aracılığıyla iletmek ile internet veya Facebook veya başka bir yöntem aracılığıyla iletmek arasında da hiç bir fark yoktur. Önemli olan yazan tarafından yazıldığının ve alıcı tarafından da alıcıya ulaştığının sabit olmasıdır. Bu yönüyle Tahkiku'l Menat [Hükmün dayanağı] aynıdır.

Bu nedenle iletiye yönelik hüküm de aynıdır. İnsan bundan sorumlu tutulur, çünkü fiillerinden bir fiildir. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: إِنَّ اللَّهَ تَجَاوَزَ عَنْ أُمَّتِي مَا حَدَّثَتْ بِهِ أَنْفُسَهَا، مَا لَمْ تَعْمَلْ أَوْ تَتَكَلَّمْ  " Şüphesiz Allah,  amele dökmediği ya da konuşmadığı sürece ümmetimin nefsinde geçeni affetti. [el-Buhârî, Müslim, Lafız el-Buhârî'ye aittir] Ayrıca Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in krallara, yöneticilere İslam'ı tebliğ etmek için mektuplar gönderdiği de sahih olarak sabittir. Bu, tebliğin mektupla olabileceğini kanıtlar. Bu, şifahen konuşarak tebliğ etmek gibi bir şeri hükümdür. el-Buhârî şöyle rivayet etti: İbn Abbâs dedi ki: Ebu Sufyan ibn Harb bana haber verdi ki Kureyş kâfirleri ile Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem arasında anlaşma müddeti içinde ticaret için Şam'a giden bir Kureyş kafilesi içinde bulunduğu sırada... Sonra dedi ki: Kayser Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in mektubunu istedi. Okundu, şöyle geçiyordu: بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ، مِنْ مُحَمَّدٍ عَبْدِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ، إِلَى هِرَقْلَ عَظِيمِ الرُّومِ، سَلاَمٌ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الهُدَى، أَمَّا بَعْدُ: فَإِنِّي أَدْعُوكَ بِدِعَايَةِ الإِسْلاَمِ، أَسْلِمْ تَسْلَمْ، وَأَسْلِمْ يُؤْتِكَ اللَّهُ أَجْرَكَ مَرَّتَيْنِ، فَإِنْ تَوَلَّيْتَ، فَعَلَيْكَ إِثْمُ الأَرِيسِيِّينَ وَ: يَا أَهْلَ الكِتَابِ تَعَالَوْا إِلَى كَلِمَةٍ سَوَاءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ، أَلَّا نَعْبُدَ إِلَّا اللَّهَ وَلاَ نُشْرِكَ بِهِ شَيْئًا، وَلاَ يَتَّخِذَ بَعْضُنَا بَعْضًا أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللَّهِ، فَإِنْ تَوَلَّوْا، فَقُولُوا اشْهَدُوا بِأَنَّا مُسْلِمُونَ "Bismillahirrahmanirrahim Muhammed ibn Abdullah ve Rasûlullah'tan Rum yücesi Hrakıl'a, selam hidayete uyanlar üzerine olsun. Sonra ben seni İslam daveti ile davet ediyorum, Müslüman ol selamete eresin, Allah sana ecrini iki kez versin, eğer yüz çevirirsen Erisiyyilerin günahı da sana aittir. "Ey ehli kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rabler edinmesin. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse,  işte o zaman: Şahit olun ki biz Müslümanlarız! Deyiniz."

Buna göre sorunun cevabı aşağıdaki gibidir:

1- Yazışma ister normal posta ile olsun ister internetten olsun ister Facebook'tan olsun isterse Twitter'dan olsun hükmü aynıdır. Şifahen konuşmadan farklı değildir. Burası gerçek dünya orası sanal dünya denmez. Böyle demek cehalet ve günahta boğulmaktır. Yabancı bir kadına şifahen haram olan bir söz söyleyen kimse şeran cezalandırılır, yazışma da öyledir. Yazışma olduğu kanıtlandıktan sonra ceza söz konusu olur. Aynı kelimeler şifahen söylendiğinde ne oluyorsa yazışma da öyledir. Böylece Şeriatın onay verdiği hariç yabancı bir kadınla şifahen konuşmak nasıl caiz olmuyorsa yazışma da öyledir. Şifahen konuşmada ne caiz ise yazışmada da caizdir. Şifahen konuşmada ne caiz değil ise yazışmada da caiz değildir.

2- Şeriatın onay vermediği ihtilat, haramdır. Ama sadece ihtilat haram değil. Yakından olmasa bile uzaktan bir bayana kötü söz ile hitap etmek haramdır. Pazarda alışveriş yapmak için ihtilat mubah olsa bile bir kadına bir mal satılırken şehvetle bakmak haramdır. Bir halk otobüsüne binildiğinde kadın yanında oturmasa bile müstehcen konuşmak haramdır. Yazışma yoluyla herhangi bir söz söylemek, tamamen şifahen konuşmak gibidir. Kişi ondan sorumludur.

3- Biz tüm Müslüman erkek ve bayanı özellikle de bu pak ve temiz daveti taşıyan erkek ve bayan gençlerimizi, önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan kabaran, Allah'tan başka hiçbir sığınağın olmadığı yüksek dalgaların ortasında bu daveti taşımış ve taşıyor olan gençlerimizi sıkıca Şeriatın hükümlerine bağlanmaya çağırıyoruz. Sadece haramdan uzak durmak değil, aksine harama yakın olduklarından dolayı harama düşme korkusuyla bazı mubahlardan da uzak durmak gerekir. Sahabe, harama düşme korkusuyla bazı mubah kapılardan uzak duruyorlardı.

4- Her Müslüman erkek ve Müslüman bayana, özellikle de bu davetin erkek ve bayan gençlerine etkili bir yolla İslam'ı yaymak için bu modern araçların verimli bir şekilde kullanılmasına azami dikkat ve gayret göstermeleri gerektiğini vurguluyoruz. Aynı zamanda bilinçli hikmetle kullanılmasını öneriyoruz. Sadece pis küllerden uzak durmak değil, pis küllerin tozlarından da uzak durmaya özen gösterilmelidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ'dan takvalı ve temiz olarak kalmayı temenni ederim ki o zaman hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa ereriz, müminleri müjdele.

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

 

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER