Cumartesi, 19 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

İnşa Edilmesine Kâfirlerin de Katıldıkları Camide Namaz Kılmanın Hükmü

Nadiah Shohwah’a

Soru:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

İzin verirseniz kendimi tanıtayım, adım Nadiye olup Endonezya’daki dariselerden biriyim… Ey Şeyh, Hristiyanlar tarafından yapılan camide namaz kılmanın hükmünü sormak istiyorum? 

Allah sizi hayırla mükafatlandırsın ey Şeyh.

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

Daha önce bize böyle bir soru sorulmuş ve soru soran kişiye 23/04/2018 tarihinde vermis olduğumuz cevap aşağıda açıklanan şekilde olmuştu. Şimdi size bu sorunun tamamını ve buna yönelik cevabımızı aktarıyorum. Allah’ın izniyle bu yeterli olacaktır: 

(Soru: Cami inşa etmek için Kâfirlerin bağışlarını kabul etmek caiz midir? İnşası için yapılan bağışa kâfirlerin de ortak oldukları camide namaz kılmak caiz midir? Cevap: Bu soru iki kısımdır:

Birinci kısım: Kâfirin camiye para bağışında bulunmasını kabul etmek caiz midir?

İkinci kısım: Kâfirlerin parasının kullanıldığı camide namaz kılmak caiz midir?

Kâfirlerden camiye bağışta bulunmasını kabul etmekle ilgili birinci kısma gelince; bu mesele hakkında birtakım görüşler vardır… Fakihlerden bazıları, kâfirlerden hediyenin kabul edilmesine kıyas ederek bunun caiz olduğu görüşündedirler. Zira Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Rumların Mısır valisi (patriği) Mukavkıs’ın hediyesini kabul etmiştir…   

Ben bir kişinin hediyesinin, camiye yapılan bağıştan farklı olduğu görüşündeyim. Zira vakıa farklıdır: 

1- Cami, Allah Subhanehu’ye ibadet edilen bir yerdir. Sonra camiye bağışta bulunmak, bunun Allah Subhanehu için olduğunu tastik etmektir. Ebu Hureyra’dan rivayet edilen hadiste Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: أيُّها النّاسُ، إِنّ الله طيِّبٌ لا يقْبلُ إِلّا طيِّبًا... “Ey insanlar! Allah temizdir, sadece temiz olanları kabul eder.” [Müslim]

Buna göre kâfirden camiye bağışta bulunmasını kabul etmek caiz değildir. Çünkü kâfirin parası temiz değildir.

2- Aynı şekilde hadis-i şeriflerde, mescid inşa eden kimseye, Allah’ın onun için cennette bir köşk inşa edeceği belirtilmiştir: 

- Ahmed Müsned’inde, Said İbn Cübeyr’den, o da İbn Abbas’dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu tahric etmiştir: مَنْ بَنَى لِلَّهِ مَسْجِدًا وَلَوْ كَمَفْحَصِ قَطَاةٍ لِبَيْضِهَا، بَنَى اللَّهُ لَهُ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ “Kim Allah (rızası) için bir bağırtlak kuşunun yuvası kadar bile olsa bir mescid inşa ederse, Allah onun için cennette bir köşk inşa eder.” 

- Tirmizi Sünen’inde, Osman İbn Affan’dan şöyle dediğini tahric etmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle derken işittim: مَنْ بَنَى لِلَّهِ مَسْجِدًا بَنَى اللَّهُ لَهُ مِثْلَهُ فِي الجَنَّةِ “Kim Allah (rızası) için bir mescit inşa ederse Allah da ona cennette onun bir benzerini (köşk) inşa eder.” Tirmizi şöyle dedi: “Osman’ın hadisi hasen sahih hadistir.” Aynı şekilde Huzeyme Sahih’inde Osman İbn Affan’dan tahric etmiştir. Bir benzerini de Dârimî tahric etmiştir.

- İbn Hıbban Sahih’inde Ebu Zer’in şöyle dediğini tahric etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ بَنَى لِلَّهِ مَسْجِدًا وَلَوْ كَمَفْحَصِ قَطَاةٍ بَنَى اللَّهُ لَهُ بَيْتًا فِي الجنة “Kim Allah (rızası) için bir bağırtlak kuşunun yuvası gibi bir mescid inşa ederse, Allah onun için cennette bir ev inşa eder.” İsnadı sahihtir.

Hadis, Kim Allah (rızası) için bir mescid inşa ederse, Allah’ın da onun için cennette bir ev inşa edeceğine delalet etmektedir. Bu ise sadece Müslüman için geçerlidir. O halde (kim Allah (rızası) için bir ev inşa ederse) cümlesinden kastedilen, Müslümandır. Çünkü kâfir bir ev inşa etse bile, cennet ehlinden olamaz. 

3- Aynı şekilde cahiliye döneminde müşrikler, Mescid-i Haram’ı onarmakla övünüyorlardı. Bunun üzerine Allah Subhanehu şu ayet-i kerimeyi indirdi: أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِين(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” [Tevbe-19] Kurtubi’nin tefsirinde şöyle geçmektedir:  

(Allahu Teala’nın şu kavli: أَجَعَلْتُمْ سِقايَةَ الْحاجِّ... “Siz hacılara su vermeyi bir mi tutuyorsunuz.” Bunun Arapçada takdiri şöyledir: Hacılara su verenleri veya hacılara su veren grubu, Allah’a iman edip O’nun yolunda cihat edenle bir mi tutuyorsun demektir. (مَنْ آمَنَ - iman edenle) cümlesinin hazfinin takdir edilmesi doğru olur. Yani hacılara su verme amelini iman edenin ameliyle bir mi tutuyorsun demektir.)

Nesefi’nin tefsirinde şöyle geçmektedir:( أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِين(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” [Tevbe-19] Sikâye (su vermek) ve İmâre (onarmak), Sıyâne (bakım) ve Vikâye (koruma) gibi sulama ve imar etmenin mastarlarıdırlar ve eklenenden hazfedilmesi gerekir ki takdiri de şöyle olur; hacılara su veren ile Mescid-i Haramı imar edeni, Allah’a iman edenle bir mi tutuyorsun…Anlamı ise, müşriklerin müminlere ve onların boşa giden amellerinin müminlerin sabit olan amallerine benzetilmesini inkâr etmektir. Zira aralarını eşit tutmak ve küfürle kendilerine zulmetmelerinin ardından onları eşit kılmak bir zulümdür. Çünkü onlar, övgüyü ve gururu yanlış yere koymuşlardır…)

Tüm bunlar, Mescid-i Haramın “yani caminin” onarımı kabul edilen kişinin, Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, yani Müslüman olduğunu göstermektedir. Bunun mefhumu da mescidin inşası için kâfirin bağışının kabul edilmediğini ifade etmektedir.    

Benim için racih olan da mescitlerin imar edilmesi için kâfirlerin bağışlarının kabul edilmemesidir. Benim için racih olan diyorum, çünkü cevabın başlangıcında da söylediğim gibi bazı fakihler kâfirlerin bağışta bulunmasını caiz görmektedirler. 

Benim için racih olan budur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır) Bitti.

Bu, birinci kısımdı…

İçinde namaz kılınması caiz olan ikinci kısma gelince; namaz kılmak caizdir. Zira Buhari, Cabir İbn Abdulah’ın şöyle dediğini tahric etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: أُعْطِيتُ خَمْسًا لَمْ يُعْطَهُنَّ أَحَدٌ مِنَ الأَنْبِيَاءِ قَبْلِي: نُصِرْتُ بِالرُّعْبِ مَسِيرَةَ شَهْرٍ، وَجُعِلَتْ لِي الأَرْضُ مَسْجِدًا وَطَهُورًا، وَأَيُّمَا رَجُلٍ مِنْ أُمَّتِي أَدْرَكَتْهُ الصَّلاَةُ فَلْيُصَلِّ، وَأُحِلَّتْ لِي الغَنَائِمُ، وَكَانَ النَّبِيُّ يُبْعَثُ إِلَى قَوْمِهِ خَاصَّةً، وَبُعِثْتُ إِلَى النَّاسِ كَافَّةً، وَأُعْطِيتُ الشَّفَاعَةَ “Bana benden önce hiçbir peygambere verilmeyen şu beş şey verildi: Bir aylık mesafeden düşmanların kalbine korku verilmekle bana yardım edildi. Yeryüzü bana temiz ve (her tarafı) mescit kılındı. Öyle ise namaz vakti geldiğinde ümmetimden biri namazını kılsın. Bana ganimetler helal kılındı. Önceden gönderilen peygamberlerden biri sadece kendi kavmine gönderilirken ben bütün insanlığa gönderildim. Bana (kıyamet günü) şefaat etme (izni) verildi.” Müslim ise şu lafızla tahric etmiştir: Cabir İbn Abdullah el-Ensari’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: أُعْطِيتُ خَمْسًا لَمْ يُعْطَهُنَّ أَحَدٌ قَبْلِي، كَانَ كُلُّ نَبِيٍّ يُبْعَثُ إِلَى قَوْمِهِ خَاصَّةً، وَبُعِثْتُ إِلَى كُلِّ أَحْمَرَ وَأَسْوَدَ، وَأُحِلَّتْ لِيَ الْغَنَائِمُ، وَلَمْ تُحَلَّ لِأَحَدٍ قَبْلِي، وَجُعِلَتْ لِيَ الْأَرْضُ طَيِّبَةً طَهُورًا وَمَسْجِدًا، فَأَيُّمَا رَجُلٍ أَدْرَكَتْهُ الصَّلَاةُ صَلَّى حَيْثُ كَانَ، وَنُصِرْتُ بِالرُّعْبِ بَيْنَ يَدَيْ مَسِيرَةِ شَهْرٍ، وَأُعْطِيتُ الشَّفَاعَةَ “Bana benden önce hiç kimseye verilmeyen şu beş şey verildi: Her Nebi sadece kendi kavmine gönderildi. Ben ise kızıl siyah herkese gönderildim. Benden önce hiç kimseye helal kılınmayan ganimetler bana helal kılındı. Yeryüzü bana temiz ve (her tarafı) mescit kılındı. Öyle ise ümmetimden birine namaz vakti nerede gelirse hemen oracıkta namazını kılsın! Bir aylık mesafeden düşmanların kalbine korku verilmekle bana yardım edildi. Bana (kıyamet günü) şefaat etme (izni) verildi.”

Hakeza temiz olduğu sürece yeryüzünün herhangi bir yerinde namaz kılmak caizdir… Buna göre kâfirler ona para verseler dahi herhangi bir camide namaz kılmak sahih olmaktadır. Dolayısıyla yukarıda açıkladığımız gibi caminin imar edilmesi için kâfirlerin parasının kabul edilmesinin sahih olmaması, onun içinde namaz kılmanın kabul olmadığı anlamına gelmez.

Bu meselede benim için racih olan budur. Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.

Kardeşiniz                                                                                                           H. 27 Muharremu’l Haram 1440

Ata İbn Halil Ebu Raşta                                                                                     M. 07/10/2018

Cevaba, emirin aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:

http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/3907/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER