- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)
Soru-Cevap
İhtiyarlayıp Oturmuş (Çocuktan Kesilmiş) Kadınlar
Nesrin Bouzafri’ye
Soru:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah ve Berekâtuh.
Soru; Celil Şeyhimiz Allah sizi mübarek kılsın, Allah ilminizdeki genişliği artırsın ve size afiyet versin. Allahu Teala’nın Nur suresindeki kavli hakkında sormak istiyorum. Besmeleden sonra: وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاء اللَّاتِي لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا فَلَيْسَ عَلَيْهِنَّ جُنَاحٌ أَن يَضَعْنَ ثِيَابَهُنَّ غَيْرَ مُتَبَرِّجَاتٍ بِزِينَةٍ “Nikah (evlenme) ümidi kalmamış, ihtiyarlayıp oturmuş (çocuktan kesilmiş) kadınlara, süslerini açığa vurmamak şartıyla (dış) elbiselerini koymalarından (çıkarmalarından) ötürü kendilerine bir günah yoktur.” [Nur-60] İhtiyarlayıp oturmuş kadınlar tam olarak kimlerdir? Onlarla ilgili özel hükümler nedir? “Nikah ümidi kalmamış” ayetinden kastedilen yaş faktörü müdür? Şayet bu şekildeyse yaşın ölçüsü nedir? Yoksa menopoz olarak bilinen -ki bunun sınırı yoktur- kadınlarda meydana gelen fizyolojik değişimle mi ilgilidir? Allah sizi hayırla mükafatlandırsın ve size nusret nasip etsin.
Cevap:
Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh
Ayet-i kerime de geçen “ihtiyarlayıp oturmuş kadınlar” hakkındaki sorunuz aşağıdaki şekildedir:
1- Bildiğiniz üzere tefsir metodunda, öncelikle şerî hakikate itimat edilir. Bu yüzden şeri nâss hakkında geçen bir tefsirin olup olmadığını araştırırız ve şayet bulabilirsek onu alırız. Yok eğer bulamaz isek lügate yöneliriz. Çünkü Kur’an Arapça lügatinde inmiştir: وَإِنَّهُ لَتَنْزِيلُ رَبِّ الْعَالَمِينَ نَزَلَ بِهِ الرُّوحُ الْأَمِينُ عَلَى قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ الْمُنْذِرِينَ بِلِسَانٍ عَرَبِيٍّ مُبِينٍ “Muhakkak ki o (Kur’an) kesinlikle âlemlerin Rabbinin indirmesidir. (Rasulüm!) Rûhu’l-emîn (Cebrail) onu, uyarıcılardan olasın diye Senin kalbine apaçık Arapça bir dille indirdi.” [Şuara-192-193-194-195] إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ “Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.” [Yusuf-2] Bildiğim kadarıyla “ihtiyarlayıp oturmuş kadınlar” (ayetinin) tefsiri hakkında şerî bir nâss bulunmamaktadır. Bu nedenle “القواعد-el-Kavâid-nikah ümidi kalmamış” kelimesinin tefsiri için lügate yöneleceğiz.
Lügate göre “el-Kavâid” kadınlar için kullanılmakta olup “قاعد-Kâid” kelimesinin çoğuludur. Dolayısıyla kadın “yaşlanmış oturmuş” ve kadınlar “yaşlanmış oturuyorlar” deriz ve bu da yaşından dolayı, yani yaşlılığı nedeniyle “oturuyor” anlamına gelmektedir. Bir kadının “yaşlanıp oturması”, yani yaşının ilerlemesinden dolayı ağırlaşmasıdır. Ama (normal) oturan bir kadını kastettiğimizde, lügatte “قاعدة-Kâidetün” şeklinde kadın “oturuyor” deriz, “قاعد -Kâidun- oturuyor” şeklinde demeyiz. Bu nedenle “ihtiyarlayıp oturmuş kadınlar” (ayetinin) manası, yani yaşlarının ilerlemesinden dolayı ağırlaşmış kadınlar demektir. Diğer bir ifadeyle hayız, çocuk (doğurmak) ve koca gibi hayatın zevklerinden vazgeçmiş yaşlı kadınlar manasındadır. Yani hayızdan ve çocuktan kesilmiş olmasından dolayı evliliği arzulamayan ve arzu da edilmeyen, yani evlilik istemeyen genç bir kadın değildir anlamında olup söyledikleri gibi menopoz olan, yani doğuramayacak şekilde hayızdan kesilmiş ama evliliği arzulayan ve arzu edilen kadın anlamında değildir. Bu şekilde değildir. Çünkü menopoz dönemi kırk veya elli yaşlarından sonra başlar… Dolayısıyla o, evliliği arzu eder veya arzu da edilir. Böylece ayet-i kerimedeki “ihtiyarlayıp oturmuş kadınlar” anlamı aşağıdaki şekilde olmaktadır:
Hayızdan ve çocuktan “kesilmiş” ve nikah ümidi kalmamış yaşlı kadınlardır. Zira onlardan herhangi birisi evliliği arzu etmemekte ve evlilik için arzu da edilmemektedir… İşte o kadınlar, “ihtiyarlayıp oturmuş olanlardır.”
“القواعد-el-Kavâid-ihtiyarlayıp oturmanın” lügat ve tefsirdeki anlamını açığa kavuşturmak için size aşağıdaki hususları açıklayacağım:
Birincisi: Kadınlarla ilgili olması durumunda “el-Kavâid- ihtiyarlayıp oturmanın” lügatteki anlamı aşağıdaki şekildedir:
- Lisanu’l Arap’ta şöyle geçmektedir:
(Kadının hayızdan ve çocuktan kesilmedir. Tekudu Kuûden ve Kâidun: Onlardan (hayız ve çocuktan) kesilmiş demektir. Çoğulu “قَواعِدُ - Kavâiddir.” Kur’an’da: İhtiyarlayıp oturmuş kadınlar; ez-Zücâc, ayetin tefsirinde şöyle demiştir: Evlenmekten uzak duran kadınlardır. İbn-u’s Sikkît şöyle demiştir: Hayızdan kesildiğinde (ihtiyarlayıp) oturan kadındır. Zira oturmak istediği zaman şöyle dersiniz: “قَاعِدَةٌ-Kâidatun” o, oturmaktadır. Ebu Heysem şöyle demiştir: “Kavâid” kadınların sıfatlarından olup erkekler için “Kavâid” (kelimesi) kullanılmaz. Kavâid: Kâid’in çoğulu olup o, yaşlı kadın demektir. Aynı şekilde o, “he” olmadan da söylenir. Yani o, ihtiyarlayıp oturan kadın demektir. “قَاعِدَةٌ” Kâidetun’a gelince; o, “Kaadet Kuûden” oturdu (sözünün) faili olup aynı şekilde çoğulu Kavâid olarak gelmektedir.) Bitti.
- Tacu’l Arus’da şöyle geçmektedir (9/49):
(v) Mecaz olarak: (çocuktan, hayızdan ve kocadan kesilmiş ihtiyar kadınlar olup çoğulu “قَوَاعِد” Kavâid’dir. İbn Esir şöyle demiştir: Kavaid: Kâid’in çoğuludur ve o, yaşlanmış kadın demektir. “He” olmadan da aynı şekilde söylenir. Yani o, ihtiyarlayıp oturan kadın demektir. “قَاعِدَةٌ” Kâidetun’a gelince; o, “Kaadet Kuûden” oturdu (sözünün) faili olup aynı şekilde çoğulu Kavâid olarak gelmektedir.) Bitti.
Üçüncüsü: “Kavâid’in” tefsirdeki anlamı:
- Kurtubi’nin tefsirinde şöyle geçmektedir:
(Nur suresi (24): Ayet:60)
Allahu Teala’nın şu kavli: (İhtiyarlayıp oturmuş kadınlar.) Kavâid’in tekili “he” olmaksızın Kâid’dir. “He’nin” hazfedilmesi onun yaşlanıp oturmuş kadın olduğuna delalet eder… Kavâid: Yaşından dolayı hareket etmekten vazgeçmiş ve çocuk ve hayızdan kesilmiş yaşlı kadın demektir. Alimlerin çoğu bu şekilde söylemiştir.
- Nesefi tefsirinde şöyle geçmektedir:
(Medarikü't Tenzi’l ve Hakaiku’t Te'vil (2/519)
[والقواعد - Kavâid]: Kâid’un çoğuludur. Çünkü o, boşanma ve hayız gibi, yani yaşlarından dolayı hayızdan ve çocuk yapmaktan kesilmiş olan kadınlara özel sıfatlardandır. İstek ve arzu gibi [evlenme arzusu kalmamış] [kadınların] halidir…
Üçüncüsü: Sonuç olarak ihtiyarlayıp oturmuş kadınlar, ileri yaşta olduklarından dolayı hayızdan ve çocuk yapmaktan kesilmiş yaşlı kadınlardır. Dolayısıyla hamile kalamaz ve doğuramaz. Kocadan vaz geçmesi de aynı şekildedir. Zira evlenme ümidi kalmamıştır, yani evliliği arzu etmez ve onun için arzu da edilmez… Yani bunların tamamından kesilmiştir.
Umarım konu açıklığa kavuşmuştur. Allah sizinle olsun.
Kardeşiniz | H. 5 Rebiu'l Evvel 1438 |
Ata İbn Halil Ebu Raşta | M. 4 Aralık 2016 |
Cevaba, emirin aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:
http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/3759/