Cumartesi, 19 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Hizb-ut Tahrir Emiri Şeyh Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin Sorularına Verilen Cevaplar

İhsas Mantığı İle Fikri İhsasın Anlamı

Dhuha Ghufron

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Değerli Âlim Şeyh Ata ibn Halil Ebu Rasta, benim “Hizbi Kitleleşme” kitabı hakkında bir sorum olacak. Kitapta şu cümle içinde “muhlis” sözcüğü geçiyor: “O kadar ki o artık muhlis olmamak istese dahi, buna muktedir olamaz.” Bu, ne anlama geliyor? Ayrıca ‘‘İhsas mantığı’’ ile ‘‘Fikri ihsasın” anlamını açıklar mısınız?

Çok teşekkür ederim, Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi Hilafet ile ödüllendirsin, siz bizim önderimizsiniz, Âmin.

Muhammed Dhuha, Endonezya

ve’s Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Cevap:

Aleykum’us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Sorunuzdan anlaşılan o ki siz, Hizbi Kitleleşme kitabının 30. sayfasında geçen şu metni kastediyorsunuz: “Şöyle ki; Hizipte fikre götüren ihsas, müteaddit fikirler arasından ümmet içerisinde bu fikri parlatır ve böylece onlardan biri haline gelir. Evvel emirde onların en zayıfı olur. Zira doğumu yeni gerçekleşmiş, varlığı yeni ortaya çıkmış, henüz temerküz etmemiş ve lehinde atmosferler oluşmamıştır. Velakin o, ihsas mantığının neticesi olan bir fikir olmasından, yani hissi idrakten neticelenen bir anlayış olmasından dolayı, fikri ihsası ortaya çıkarır, yani derin fikrin neticesi olarak vazıh bir ihsas ortaya çıkarır ki bu da -tabiatıyla- onunla vasıflananları süzer. Böylece onu muhlis kılar. O kadar ki o artık muhlis olmamak istese dahi, buna muktedir olamaz.”

Sizin sorunuz, ihsas mantığı ve fikri ihsas ile bu fikir, hamilini neden muhlis kılar hakkındadır. Aslında sorunuzun cevabı, Hizb-ut Tahrir’in Mefhumları kitabında geçmektedir. Orada ihsas mantığı ile fikri ihsasın anlamları açıklandı. Hizb-ut Tahrir’in Mefhumları kitabının 66-67. sayfalarında şöyle denilmektedir: “Nitekim ameli fikirden veya muayyen gayeden veya imandan ayırmak mutlak olarak caiz değildir. Zira böyle bir ayrım, -ne kadar az olursa olsun- bizatihi amel üzerinde, neticeleri üzerinde ve sürekliliği üzerinde bir tehlikedir. Bundan ötürü başlayıncaya dek amele kalkışan herkes için bu muayyen gayenin mefhumlaşması ve vazıh olması kaçınılmazdır.

Yine ihsas mantığının esas olması, yani anlayışın ve düşünüşün, hayali meselelerin mücerret faraziyelerinden değil de, ihsastan kaynaklanması ve vakıayı ihsasın sabık malumat ile birlikte beyinsel hareketi -ki fikirdir oluşturarak beyninde müessir olması elzemdir. Düşünmede derinliği ve amelde üretimi gerçekleştiren işte budur. İhsas mantığı da fikri ihsasa, yani insan nezdinde fikri güçlendiren ihsasa götürür. Onun için, mesela daveti taşıyanların, mefhumlaşmasından sonraki ihsası, bundan önceki ihsaslarından daha kuvvetli olur.”

İhsas mantığı, doğruluğu kesin olmayan telkin, telakki ve doğal olarak da hayali faraziyeler yoluyla değil de vakıanın doğrudan ihsas edilmesi ve vakıf olunmasından sonra insanın fikri alması demektir. İhsas mantığı, doğrudan ihsasa dayalı düşünce demektir. İhsas mantığı, diğerlerine göre daha güçlü ve daha kalıcıdır. Çünkü doğrudan hisle irtibatlıdır. Örneğin bir kişinin aldığı bilgiler yoluyla Afrika’nın yaşadığı geri kalmışlık ve çöküntüyü fark etmesi ile Afrika’yı ziyareti anında oradaki çöküntünün vakıasını doğrudan görmesi ve bu yolla Afrika’nın geri kalmışlık ve çöküntüsüne karar vermesi birbirinden çok farklıdır.

Sırf ihsasın karşılığı olan fikri ihsasa gelince, vakıaya ilişkin fikir olmadan vakıayı ihsas etmektir. Vakıaya ilişkin bir fikir olur ve bu fikirden sonra vakıa ihsas edilirse, hiç şüphesiz vakıayı ihsas ve anlayış sırf ihsastan, yani fikir olmadan önceki ihsastan daha güçlü ve daha kalıcıdır. Vakıa ile ilgili fikirden sonra vakıayı ihsas etmek, fikri ihsastır. Örneğin çöküntünün anlamını ve çöküntü ile kalkınma arasındaki farkı bildikten sonra Afrika’nın vakıasını ihsas etmek, düşünce olarak çöküntü ve kalkınmanın anlamını bilmeden önce Afrika’nın vakıasını ihsas etmekten daha güçlüdür. Kâfir Batı ülkelerinin Afrika’ya yönelik politikalarına ilişkin bilgi sahibi olunduktan sonra bu ülkelerin Afrika’yı sömürü ve servetlerini yağmalama vahşetini ihsas etmek, bilgi sahibi olmadan önceki sömürüyü ihsas etmekten daha güçlüdür. Bu nedenle Afrika’daki Hizb-ut Tahrir gençleri, oradaki toplumun çöküntüsünü ve Afrika ülkelerinin sömürülme vahşetini diğer insanlardan daha iyi hissederler. Çünkü gençler, çöküntünün anlamını biliyorlar. Sömürgeci ülkelerin, kendi ülkelerine yönelik politikalarının ve bu ülkelerin aç gözlülüğünün farkında ve bilincindeler. Diğerlerinin bu durumu ihsası ise onlara göre daha zayıftır. Hatta bazıları buna dikkat etmez bile.

İdeolojik parti tarafından ulaşılan değişim düşüncesi, doğru ve güvenilir sonuçlara ulaştıran ihsas mantığı yoluyla olur. İhsas mantığı da fikri ihsası üretir. Fikri ihsas sahibi insan, vakıayı doğru şekilde görür ve hisseder. Dolayısıyla bu fikir, hiç şüphe yok ki teorik bilgiler sınırında durmayarak bu fikre inanan kişi nezdinde doğru mefhumlar oluşturur. Bu fikir hamili, gerçekleri anlar. Onun için taşıdığı fikir gibi samimi ve dürüst olur. Kendini aldatmaz ve gördüğü ile vakıanın çeliştiği vehmine kapılmaz. Aksine vakıayı olduğu gibi görür. Vakıanın çözümünü de doğru şekilde tanımlar. Bu düşünceyi taşıdığı sürece de muhlis olur.

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

                                                                                                                               H.15 Safer 1436

                                                                                                                             M.07 Aralık 2014

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER