Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Özbekistan’ın Siyasi Tutukları için Bir Şeyler Yapmalıyız!

9 Mayıs tarihinde Özbekistan güvenlik güçleri, 23 Hizb-ut Tahrir üyesini yeniden tutukladı. Bu insanlar, 1999-2000 yılları arasında zalim diktatör Kerimov sayesinde haksız suçlamalarla 20 yıla yakın hapis yatmış ve işkence görmüşlerdi. Şimdi ise aynı haksız suçlamalarla tekrar aynı şekilde yargılanmaya başladılar.

Özbekistan’da işlenmekte olan zulümler, on yıllardır Amnesty International ve Human Rights Watch gibi insan hakları örgütlerinin en kalın dosyalarını oluşturmaktadır. On yıllar boyunca eski diktatör Kerimov, Müslüman halka karşı Andican katliamı gibi kitlesel katliamlar dahil her türlü zulmü yaşattı. On binlerce masum insanı, bilhassa yüzlerce Hizb-ut Tahrir gencini, iftiralara dayalı ve hukuksuz tutuklamalarla gayri insani şartlarda zindanlara attı. Gece yarısı operasyonlarıyla masum Müslümanları yargısız infaz etti. Mahkumları, kaynar sularla yakarak vahşi işkencelerle öldürdü. Sonra da cesetlerini ya ortadan kaybetti ya da haftalar sonra getirip ailelerinin kapısının önüne attı. Müslüman kadınları yeni doğmuş bebekleriyle birlikte tutukladı. Bebekleri annelerinin kucağından alıp aç susuz bıraktı ve hem anneye hem bebeye işkence etti… Velhasıl, Müslümanlara her türlü işkenceyi yaptı.

Müslümanları her türlü haktan mahrum ederken, Özbekistan’da yaşayan yahudilere ayrıcalıklar verdi, vergi borçlarını sildi, düşük faizli krediler verdi, elektrik, doğalgaz ve su gibi enerjileri halka pahalıya satarken, yahudi ailelere ve şirketlerine ayrıcalıklı fiyatlardan sattı.

Bu insan kılıklı şeytan, zulümleriyle dünya hayatını ebediyete kadar satın aldığını zannederken, bir gün öldü gitti. Yerine şimdi Mirziyoyev geldi. Tüm dünyanın ve kendi halkının gözüne baka baka artık bunda sonra ülkesinde özgürlükler, demokrasi ve insan hakları için çalışacağına, yargısız infaz ve işkence ile mücadele edeceğine dair söz verdi.

Tabi ki de Allah’ı ve Allah’ın hakimiyetini hiçe sayan bir yönetici olarak, Kerimov’un mirasını aynen devraldı, zulümlerini de bıraktığı yerden artırarak devam ettirmeye başladı.

İşte şimdi de 25 yıl önce haksız yere ve işkenceler altında zorla alınan itiraflarla, gayri insani şartlar altında 20 yıl hapis yatmış olan bu 23 kişiyi aynı hukuksuzluk ve cebirle, aynı barbarca uygulamayla tekrar tutuklattı. Aynı 25 yıl öncesindeki gibi haksız yere ve ağır işkencelere tabi tuttu. Eşlerine tecavüz etmekle, evlatlarını tutuklamakla, elektrikli işkence ile tehdit ederek düzmece itiraflar imzalamaya zorladı.

İnsan hakları örgütleri, Özbekistan’da olan zulüm, baskı ve katliamların boyutunu, özellikle Hizb-ut Tahrir’li tutsaklara karşı işlenen vahşi işkence ve katliamları fotoğrafları ile belgelediler. Ancak bu belgeler, zulmü değiştirmeye değil, diktatörlerin küfür düzenlerini korumadaki gayret ve başaralılarını raporlamaktan başka bir şeye yaramıyor.

Kıymetli Müslümanlar!

Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan, Tacikistan ve Doğu Türkistan İslam’ın ve Müslümanların en kıymetli incileridir. Bu topraklar, İslam’ın ilim kubbesi olarak bilinmektedir. Bu topraklar, tarihi boyunca İslami ilimlerin ve İmam Maturidi, İmam Buhari ve İmam Tirmizi gibi âlimlerin beşiği olmuştur. Bu beldeler İslam’ın ilim bahçeleri olmuştur. Orada yetişen âlimler, bugüne dek İslam’ın canlı kalmasına, insanlığın aydınlanmasına vesile olmuştur.

İşte sömürgeci kâfirler bundan dolayı bu beldelerde İslam’ın canlanmasına, hareketlenmesine zerre kadar tahammülleri yoktur. Bundan dolayı, Müslümanlara karşı en şiddetli, en vahşi zorbalıklarını tatbik etmektedirler. Özellikle Özbekistan; yahudi nüfusuna ayrıcalıklı uygulamalarıyla bilinmektedir.

Dolayısıyla, Mirziyoyev’in Hizb-ut Tahrir’in gençlerine karşı yeniden bu denli şiddetle harekete geçmesi, Gazze’de siyonistlerin Müslümanlara karşı işlemekte olduğu soykırımdan ayrı düşünülemez.

Zira Özbekistan’daki Müslümanlar da tüm dünyadaki Müslümanlar gibi Gazze’nin tüm İslam âleminin kurtuluşu için hak davaya daha sıkı sarıldılar ve tüm dünyadaki Müslümanlar gibi Allah’ın emrettiği köklü çözüme davet ediyorlar. Bu ise siyonist hizmetkârı kapitalistler için çok büyük bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır.

Gördüğünüz gibi, sömürgeci, siyonist hizmetkârı kapitalist nizam ve onun demokrasi, özgürlükler ve insan hakları gibi söylemleri, yasa ve ilkeleri, uluslararası sözleşmeleri ve hukuku, ancak içi boş birer illüzyondur. Bunlar; sömürgeci Batı’nın, Müslümanları ezmek üzere kendisine kayıtsız şartsız itaat etmeye adayacak, ruhsuz ve itaatkâr diktatörleri seçmek için belirlemiş olduğu kriterlerdir.

Ne var ki, bu siyonist hizmetkârı sömürgeciler ve onların ajan ve kuklası yöneticilerin bir türlü kabullenmek istemediği bir hakikat var:

Onlar bu zulümleriyle ancak kendi sonlarını hızlandırmaktalar. Onlar bu zulümleriyle ancak Müslümanların Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın vaadine olan imanlarını pekiştirmektedirler. Onlar, işlemekte oldukları bu zulümler sayesinde Müslümanların davalarına daha bilinçli bir şekilde tutunmasına ve daha çok sayıda Müslümanın, hatta gayrimüslimin dahi İslam’ın yönetimini arzulamasına vesile olmaktadırlar.

Bu zaten, Allah’ın vaadi olan bir haktır. Allah vaadinde durandır.

إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ يُنفِقُونَ أَمْوَٰلَهُمْ لِيَصُدُّوا۟ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ فَسَيُنفِقُونَهَا ثُمَّ تَكُونُ عَلَيْهِمْ حَسْرَةً ثُمَّ يُغْلَبُونَ ۗ وَٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِلَىٰ جَهَنَّمَ يُحْشَرُونَ

“Şüphe yok ki, inkâr edenler mallarını (insanları) Allah yolundan alıkoymak için harcarlar ve harcayacaklardır. Sonra bu mallar onlara bir iç acısı olacak, sonra da yenilgiye uğrayacaklardır. İnkâr edenler toplanıp cehenneme sürüleceklerdir.” [Enfal36]

Ey Müslümanlar!

وَلَا تَهِنُوا۟ وَلَا تَحْزَنُوا۟ وَأَنتُمُ ٱلْأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

“Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.” [Al-i İmran 139]

Özbekistan’ın siyasi tutukları ve tüm Müslümanlar için artık bir şeyler yapmalıyız! Ama herhangi bir şey yapmakla olmaz bu işler!

Özbekistan’da, Gazze’de ve tüm dünyada siyonist hizmetkârı, sömürgeci kapitalizmin hakimiyetini sonlandırmak için en başta Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Sonra bu zulümleri herkese duyurun! Ve bu zulümleri kesin ve ebediyete kadar sonlandıracak olan tek çözüme davet edin! Bu çözüm, Allah Subhânehû ve Teâlâ’nın’ın vaadi ve Rasulu Sallallahu aleyhi ve Sellem’in müjdesi olan Nübüvvet Metodu üzere İkinci Raşidi Hilafeti ikame etmektir. İslam nizamını yeniden yeryüzüne hâkim kılmak için çalışın, insanları buna davet edin!

Muhakkak:

وَمَا ٱلنَّصْرُ إِلَّا مِنْ عِندِ ٱللَّهِ ٱلْعَزِيزِ ٱلْحَكِيمِ

“Yardım ve zafer ancak mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah katındadır.” [Al-i İmran 126]

#ÖzbekistandanÇağrı

#PleaFromUzbekistan

#ЎЗБЕКИСТОНДАН_ФАРЁД

#صرخة_من_أوزبيكستان

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Zehra Malik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER