Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam Ümmetinin Risaleti Taşıması ve Oyalayıcı Araçlar!

بسم الله الرحمن الرحيم

İslam Ümmetinin Risaleti Taşıması ve Oyalayıcı Araçlar!

Allah Subhanehu ve Teala İslam ümmetini İslam ile şereflendirdi ve İslam’ı İslam ümmetinin yaşam tarzı kıldı. Dolayısıyla İslam ümmetinin dünyadaki saadeti, ahirette Allah’ın azabından kurtuluşu ve muttakiler için hazırlanmış genişliği yer ve gökler kadar olan cenneti kazanması İslam’a bağlıdır. Dolayısıyla İslam ümmetinin izzeti, kalkınması ve düşmanlarına karşı zafer kazanması sadece İslam’dadır. Bu nedenle İslam, İslam ümmetinin doğru yaklaşımı, doğru yolu ve Allah’ın sağlam ipidir; bu yüzden her kim İslam’a ve onun hükümlerine sımsıkı sarılırsa Allah onu izzetli kılar, her kim de İslam’dan başkasında izzet ararsa Allah onu zelil kılar.

Hayat arenasında İslam’ı icat etmenin pratik yolu, İslam ile yönetecek ve onu hayatın, devletin ve toplumun tüm işlerinde tatbik edecek olan Raşidi Hilafettir. Bu nedenle Allah, Müslümanlara şeriatı ile hükmedecek ve hükümlerini uygulayacak bir Halife’ye biat etmelerini farz kılmıştır. Bu yüzden Hilafet farzların tacı olup İslam ümmeti, devleti kurulup Allah’ın şeriatı ile hükmedildiğinde insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olacak, liderlik, öncülük ve inisiyatif ona ait olacak ve milletlerin ön saflarında yer alacaktır. Zira onun devleti, rakibi olmayan süper bir devlet olacak, ciddi bir şekilde davet ve cihat yoluyla İslam risaletini taşıyacak, milletler arasında büyük bir prestije sahip olacak ve Müslümanların beldeleri adaletin, bilimin ve sanayinin feneri olacaktır…

Ancak Müslümanlar bu yoldan saptırıldılar, onları dört bir yandan tehlikeler kuşattı, kafir düşmanları onlara pusu kurdular, Müslümanlara derinden gelen bir kinle saldırdılar, böylece devletlerini yıktılar, vahdetlerini parçaladılar, İslam’a amansız bir savaş açtılar, İslam’ı yönetimden ve yaşamlarının gerçeklerinden uzaklaştırdılar ve Müslümanların başına, kafirlerin emirlerini yerine getiren, onların yaklaşımlarına göre hareket eden ve Müslümanları onların insan yapımı kokuşmuş kanunlarıyla yöneten alçak ajan yöneticileri musallat ettiler. Böylece Müslümanların hali daha da kötüleşti! Ancak Müslümanların hayati davaları, İslam ile yönetmek, İslam’a davet etmek, İslam risaletini davet ve cihat yoluyla tüm insanlara taşımak, Müslümanların beldelerini ve kutsallarını çok günahkâr kimselerden korumak ve sömürgeci kafirlerin kirlettiği tüm toprakları kurtarmak olunca; sömürgeci kafirler, Müslümanların hayati davasını, futbol da dahil olmak üzere sporda kazanmak gibi hayali bir davaya dönüştürdüler ya da Müslümanların arasında hiçbir dava bırakmadılar. Bundan daha da tehlikeli olanı ise Batı’nın fikirlerinin, hayattaki mesajları için bir ideoloji, medeniyet ve kültür olmasıdır. Tıpkı Amerika’nın yirmi yıl önce İslam’ı yok etme kampanyasında yapmaya çalıştığı gibi bu kampanyanın temel direklerinden biri de kapitalizmi, Müslümanlar da dahil yeryüzündeki tüm insanların ideolojisi haline getirmektir. Ancak başarısız oldu ve kaybetti. Çünkü İslam, yeryüzünde hiçbir gücün söndüremeyeceği bir nurdur. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [Tevbe 32]

Başta Amerika olmak üzere sömürgeci büyük devletler tarafından kontrol edilen yozlaşmış medya, büyük meseleleri gölgede bırakmakta, dahası bazılarını da karartmaktadır. Tıpkı Hizb-ut Tahrir’e, onun büyük ve muhteşem amellerine ve Allah’ın şeriatı ile hükmetmek ve Allah’ın indirdiklerini tatbik etmek amacıyla Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için durup dinlenmeden yaptığı çalışmasına yönelik karartmasında olduğu gibi. Öte yönden yozlaşmış medya, habbeyi kubbe yapmıştır! Bu yüzden ikincil küçük meselelere odaklanıyor, onu temel bir mesele haline getiriyor, dahası onu büyük meselelerden biriymiş gibi gösteriyor! Dolayısıyla dünyayı gece gündüz bunlarla meşgul ediyor. Tıpkı büyük ölçüde öne çıkardığı ve sürekli olarak vurguda bulunduğu Dünya Kupası etkinlikleri gibi. Zira kanallar, acayip bir şekilde Dünya Kupası haberlerini aktarmak için yarıştılar. Hatta onu, tüm dünyanın merkezi bir gündemiymiş gibi gösterdiler! Böylece el-Vela ve’l Bera (Allah için sevmek ve Allah için buğzetmek) buhar olup gitti, İslam’ın bazı Müslümanların nefislerindeki yeri arka planda kaldı, sporu ve spor haberlerini takip etmek ve sporun propagandasını yapan yozlaşmış medyanın arkasında sürüklenmek, Müslümanların meşguliyetleri ve uyanıklıklarının merkezi ve hayati meseleleri haline geldi! Nitekim 2010 yılında onaylanan ve 2022 yılında Katar’da düzenlenen FIFA Dünya Kupası etkinliklerinin hazırlıkları, ümmete zarar veren ve ona hiçbir faydası olmayan bu proje için stadyumlar inşa ederek ve ümmetin paralarından milyarlar harcayarak başladı. Şimdi aşağıda Dünya Kupası’nın Müslümanlar için bazı tehlikelerinden bahsedeceğiz:

1- Müslümanları Dünya Kupası ile oyalamak ve onları ibadet etmekten ve hayır işlerinden alıkoymak için onunla meşgul olmalarını sağlamak.

2- Gençlerin, maçları izleyerek muazzam enerjilerinin ve değerli zamanlarının boşa gitmesi.

3- Müslümanlarla kâfirler arasındaki psikolojik engellerin ortadan kaldırılmasının yanı sıra el-Vela ve’l Bera mefhumu ile küfür ve kâfir düşmanlığının ortadan kaldırılması. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُواْ لِلّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَاناً مُّبِيناًEy iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah’a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?” [Nisa 144]

4- Ümmetin umudunu, Filistin’i ve kardeşlerini kurtaracak Hilafet kurarak gerçek bir zafer yerine bir maçtaki zafere bağlamak. Oysa maç anlarında bile Filistin’de akan kan durmamıştır.

5- Maçı takip edenleri aptallaştırmak ve nefislerinde geriye kalan kıskançlığı silmek. Zira düşmanlarının neredeyse her gün döktüğü saf kanı onlar da dökmeye devam ettiler. Dolayısıyla bunun onlar için hiçbir kıymeti harbiyesi kalmadı ve damarlarındaki kanlar Allahu Teala için öfkeden kaynamak ve suçlu katillerden intikam alacak ve başta Filistin gaspçısı Yahudi varlığı olmak üzere sömürgeci kafirlerin kirletmiş olduğu tüm toprakları kurtaracak olan Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak için muhlis bir şekilde çalışanlarla birlikte canla başla çalışmak yerine buna hiçbir önem vermediler. Oysa maçı kazanmak Müslümanları zafere ulaştırmayacağı gibi Filistin’i de kurtarmayacaktır. Aksine kışlalarında yatan orduların, düşmanlara karşı zafer kazanmak için çalışması, harekete geçmesi, Yahudi varlığını Filistin’den söküp atması ve kafirlerin kendilerine karşı kurduğu tuzağı geri püskürtmesi gerekir.

6- Spora aşırı ilgi gösterildi, ona gereğinden fazla önem verildi, Allah’ın emirleri terk edildi, onlara muhalefet edildi, bazı haramlar işlendi ve spor, uğruna boşa zamanın harcandığı, enerjilerin heder edildiği, paraların harcandığı, bazı maçlarda bir takımın galibiyeti ve diğer takımın mağlubiyeti için kanların döküldüğü kutsal bir hale getirildiği gibi bu onların meşguliyetleri haline geldi! İslam sporu haram kılmamıştır, aksine onu caiz kılmıştır; zira Rasul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile müminlerin annesi Aişe Radıyallahu Anha yarış yapmışlardır. Ama spora gereğinden fazla önem verilmemesi gerektiği gibi ümmeti izzetine, kalkınmasına ve olması gereken büyük konumu elde etmesine yol açacak asıl amelden uzaklaştırması da caiz değildir. Ayrıca gençlerin değerli zamanlarını ve muazzam enerjilerini, kendilerine bir fayda, ecir ve sevap kazandırmayacak olan işlere harcamaları da doğru değildir.

Ey Müslümanlar: Düşmanlara karşı zafer kazandıracak, izzete, onura, kalkınmaya, düşmanlardan inisiyatifin alınmasına, liderliğin ve öncülüğün sizlere geri dönmesine yol açacak olan çalışma, sadece Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafeti kurmak için Hizb-ut Tahrir ile birlikte ciddi ve onurlu bir şekilde çalışmakla olur. Böylece daha önce olduğunuz gibi en hayırlı ümmet olmaya geri döneceksiniz. İşte yarışanlar sadece bunun için yarışsınlar.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hâşid Kasım – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER