Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerika ve Çin, Çıkarlar İçin Çatışmakta ve İslam’a Karşı Savaş Açmaktadır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerika ve Çin, Çıkarlar İçin Çatışmakta ve İslam’a Karşı Savaş Açmaktadır!

ABD-Çin çatışmasının, özellikle ekonomik açıdan her geçen gün büyüdüğü ve arttığı dikkat çekmektedir. Zira Amerika, Çin’in ekonomik olarak gelişmesini frenlemeye ve uluslararası rekabetini engellemeye çalışırken aynı zamanda Çin’i tehdit etmeye ve ona yönelik bölgesel ölçekte sorunlar oluşturmaya çalışmakta olup bu da onu zayıflatmakta ve dünyanın kendisine olan güvenini kaybetmektedir. Dolayısıyla Amerika, Avustralya ve İngiltere ile nükleer denizaltı anlaşmasına verdiği destek ve aynı zamanda Japonya, Tayvan ve Güney Kore gibi müttefikleri aracılığıyla Çin’in çevresinde bir güç oluşturmayı hedeflemektedir. Bu yüzden Amerika, Çin’i alenen insan haklarını ihlal etmek ve küresel istikrarı tehdit etmekle suçlamaktadır.

Hakeza Amerika ile Çin arasında bir çatışmanın olduğu açıktır. Bu, halkların mallarını yağmalamak için rekabet edilen ve dünyaya zarar veren sömürgeci Kapitalist ideolojik bir çatışmadır. Zira fakirleri fakirlikten kurtarmadığı gibi zengini daha zengin ve fakiri de daha fakir yapmaktadır. Dolayısıyla bu çatışma, insanlığı yaşadığı burhan ve musibetlerden kurtarmak için olmadığı gibi hiçbir ideoloji ve kalkınmış bir medeniyet de taşımamaktadır. Bilakis her iki ülke de mücrim olarak kabul edilmekte, insan haklarını ihlal etmekte ve yeryüzünde fitne fesat saçmaktadır; zira Amerika’nın mücrim bir ülke olduğu bilinmektedir. Dünya buna Afganistan’da, Irak’ta, Şam’da veya Yemen’de tanık olmuştur. Dolayısıyla Amerika, bu ülkelerdeki musibetlerin ve savaşların ana ortağı olup İslam'a ve Müslümanlara karşı savaşa da öncülük etmiştir. Çin de Doğu Türkistan’daki Müslüman Uygurların kanıyla oynamaktadır. Nitekim Amerika bir yandan kendi tehlikesini azaltmak için Çin’in çevresindeki ülkeleri beslemekte, desteklemekte ve silahlandırmakta, Çin ise insan hakları konusunda savunmaya geçmekte ve Amerika ile karşılıklı suçlamalarda bulunmakta ve Tayvan gibi çevresindeki ülkeleri işgal etmekle tehdit etmektedir. Nitekim Kapitalist mücadele, insanlık için herhangi bir kurtuluş veya sorunlarına yönelik bir çözüm sunmadan devam etmektedir. Hatta tıp ve biyolojik alanda milyonlarca insanın ölümüne neden olan Korona virüsünün yayılmasından ve üretilmesinden kimin sorumlu olduğu konusunda bile bu çatışma gündeme geldi ve bu ülkeler aşı ve ilaç üretimi yoluyla bu virüsten ekonomik olarak çıkar sağlamaya çalıştılar.

Ey Müslümanlar: Amerika ve Çin, dünyayı kurtaracak hiçbir projeye sahip olmadıkları gibi dünyaya mutluluk getiren hiçbir ideolojiye de sahip değillerdir. Bilakis bu, orman kanunlarının olduğu vahşilerin bir çatışmasıdır. Bu nedenle ey İslam ümmeti, Kapitalist ideolojinin zayıflığının zirvesinde sendelediğini ve bugün dünyanın onun ateşiyle yanıp kavrulduğunu ve ondan dikenler biçtiğini anlamalısınız. Bu yüzden diğerine karşı birinin yanında yer almamalı ve Amerika’nın insan hakları ve Uygur katliamları adına Çin’e yönelik savaşını ortaya koyduğunda Amerika’nın tuzağına düşmemeliyiz. Zira o, diğer taraftan da Müslümanları katletmekte ve kutsallarını çiğnemektedir. Aynı şekilde Çin de Müslümanlara zulmetmekte, onları taciz etmekte ve dinleri konusunda fitneye düşürmektedir. Çünkü o, İslam’ın ve akidesinin gücünü ve onun hızla yayıldığını bilmektedir. Dolayısıyla bugünkü gerçek çatışma, İslam ve hadaratı ile tüm din ve ideolojilerle birlikte küfür arasındadır. Çünkü bu sefaletin alternatifine ve çözümüne sahip olan sadece İslam’dır. Bu yüzden bugün Batı ve Doğu bu dine karşı savaşmaktadır; zira Rusya ve Çin’in doğuda, Amerika ve Avrupa’nın batıdaki çatışmalarına ve rekabetlerine rağmen, ancak İslam’a, devletinin yeniden kurulmasına, Müslümanların birleşmesine ve sömürgeci kâfirin nüfuzunun kovulmasına karşı savaşlarında ittifak etmektedirler.

Ey İslam ümmeti: Bu çatışmanın yakın bir şafağa ve Kapitalist ideolojinin ve devletlerinin zayıflığına işaret ettiğini anlamalıyız. İşte Amerika, Çin’in karısında sendelediği gibi aynı şekilde Müslümanların karşısında da sendelemektedir. Zira Afganistan’dan çıkışı buna dair bir kanıttır. Bu nedenle Müslümanlar olarak bizlerin, insanlığın yolunda aydınlatan ve ona mutluluk getiren sahih bir ideolojiye ve doğru dine sahip olduğumuzu bilmeliyiz. Bu yüzden Müslümanların ihtişamını yeniden kazandıracak, onları düşmanlara karşı savunacak, izzet ve onurlarını yeniden iade edecek, düşmanlarını hezimete uğratacak ve dünyayı Kapitalist sistemin sefaletinden kurtaracak olan İslami Hilafet Devleti’nin kurulmasına yönelik çalışmanın yolunu beslemek zorundayız.

Bizler, İslam ülkelerindeki güç ve kuvvet ehline ve ordu subaylarına bir çağrıda bulunuyoruz; haydi dininize yardım etmek için harekete geçin, düşmanınızın zayıflığından istifade edin ve dünyayı bu sömürgeci ülkelerin tuzağından kurtarın.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَEy iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal-24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. Ömer Bazib – Yemen

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER