Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Kapitalist İdeolojisini Bizimle Birlikte Gömmeye Hazır mısın?

بسم الله الرحمن الرحيم

Kapitalist İdeolojisini Bizimle Birlikte Gömmeye Hazır mısın?

Ülkeler Kapitalist sistemlerindeki çöküş haberlerinden bahsederken ben marjinal ve bağımlı ülkelerden bahsetmeyeceğim.  Ancak ben, öncelikle Kapitalist ideolojiyi benimseyen ve onu yaymak için çalışan Amerika gibi dünyada ideolojisini yaymaya çalışan ideolojik ülkelere ışık tutacağım.

İdeolojinin ekonomik olarak çöküşü ile bu varlığın benimsediği ve dünyaya yaymaya çalıştığı medeniyetin veya düşüncenin çöküşü arasında büyük bir fark vardır. Çünkü herhangi bir ideolojinin düşüşünün ve çöküşünün faktörleri, devletin gücünün faktörleri ile bağlantılı olduğu gibi bu devletin gücü, onun taşıdığı ve dünyaya yaydığı düşüncenin gücünden ve etkisinden kaynaklanır. Şayet düşüncesi fasitse, insanın fıtratına aykırıysa, insanın sorunlarına doğru bir şekilde çözüm bulamıyor ve ona mutluluk ve huzur sağlayamıyorsa, onun önce taşıyıcılarının zihninden, sonra da kendi vakıasından düşmesi kaçınılmazdır.    

Bugün Amerika’nın liderlik ettiği Kapitalist ideoloji, artık çaresiz hale gelmiş, yürümeye devam etme gücü kalmamış ve artık bedeni, her zamankinden daha tehlikeli olan ve düşüşün hızını artıran yamaları taşımaz olmuştur. Dolayısıyla şu an yaşanan kriz, bu ideolojiyle yürütülen operasyonlar zincirinin son halkasıdır. Bu yüzden doğru bir ideolojinin ilk ortaya çıkışıyla birlikte Allah’ın izniyle onun ölümü hızlı olacak ve yakın bir zamanda ölüm haberi ilan edilecektir.

Yüzeysel düşünceye sahip olan bir kişi, Kapitalist sistemin sürekli olarak düşmesini engelleyecek yamalar bulma ve onu vakıa zemininde uygulama gücüne sahip olduğunu, Amerika’nın hala dünyayı kontrol eden ve işlerin dizginlerini elinde tutan bir numaralı güç olduğunu, tüm dünyanın kendi mülkü olduğunu düşünerek hiçbir varlık ve ülkeyi umursamadan istediği her şeyi istediği gibi yaptığını ve bu hususta siyasi kibrine ve ekonomik ve askeri gücüne güvendiğini düşünebilir. Eğer Amerika dünyanın birinci ülkesiyse, bu senin düşüncenin yanlışlığından dolayı ey düşünür, bu senin doğrudan uzaklaşmandan dolayı ey analist ve bu senin büyük gerçeği görmezden gelmenden dolayı ey gazeteci. Ben size onun varlığının düşüşünün ve çöküşünün faktörlerinin kaçınılmaz olarak geldiğini ve bunun bir hayal değil gerçek olduğunu söylüyorum.       

Amerika’daki Kapitalist ideolojinin çöküşünün ayrıntılarını görmek için bir mikroskop koyduğumuzda, ilk olarak düşmanlarından önce kendi bireylerinin taşıdığı düşünce olduğu görülecektir. Zira karşımızdaki bu sistemin değerlerinin ve fikirlerinin sürekli olarak düşmeyi ve gerilemeyi temsil ettiğini, birbiri ardına çatlakların ve darbe izlerinin olduğunu ve taraftarları için mutlu bir yaşam sağlamak yerine kötülüğün ve güvensizliğin ortaya çıktığını görmekteyiz. 

  Amerika Arap baharı denilen dalgaya kapıldıktan sonra, ateşinin çoğunu Arap sokağına boşaltmasının ardından nasıl da Amerikan caddelerinin, insanlardan Kapitalizmin zulmünün kaldırılmasını talep eden hareketlere bölündüğü gördük.  Bu hareketlerden birisi açık ve hızlı bir şekilde ortaya çıkan “Wall Street'i İşgal Et” hareketidir. Nitekim bu hareket, hızla küresel bir harekete dönüşmüş ve yüzlercesi sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere dünya çapında 1.500'den fazla şehirde gösteriler düzenlenmiştir. Ayrıca gösteriler, İtalya’nın başkenti Roma’da şiddetli çatışmalara dönüştüğü gibi çok ciddi yankıları olan ve kıvılcımı Afro-Amerikalı bir adam tarafından saldırıya uğradığında Minneapolis şehrinde atılan George Floyd davasına ve Amerikan demokrasisinin en büyük sembolü olan-ABD kongresi binasına saldırı olaylarına dönüşmüştür. Bu da ilk olarak taşıyıcılarının gözünde demokrasi fikrinin temelinden çöküşüne katkı sağlamıştır. Şimdi “büyüt” butonuna bastığımızda, bugün içinde bulunduğumuz duruma sebep olan felaketi açık bir şekilde görebiliriz. Zira Amerika’nın tam bir güvenle benimsediği sistem, her an çökmek üzeredir. Dikkat edin bu sistem, dünya üzerindeki gücünün ve hegemonyasının sembolü olan ekonomisidir. Nitekim özellikle 2008 yılındaki mortgage krizinin ardından dev Amerikan şirketlerinin ülke dışına göç etmesinden ve Amerika’da üretim maliyetlerinin artmasından sonra borçlanmanın hayali boyutlara ulaşmasıyla birlikte acı verici ve ölümcül çatlakların ve darbelerin olduğunu görmekteyiz.

Sahnenin kenarlarında, büyük Amerikan şirketlerinin ve Lehman Brothers gibi bankaların sürekli iflas beyanlarında bulunduklarını görmekteyiz. Ardından Amerikan otoritelerinin, Kuzey Karolina, Kansas ve Georgia’da üç büyük bankayı kapatmasıyla, küresel finansal kriz sonucunda ABD’de iflas ilan eden bankaların sayısı 40’a çıkmıştır. Meydana gelen çatlakları ne kadar yamamaya çalışırsanız çalışın, çöküş kaçınılmaz olarak gelmektedir. Çünkü Amerika, köklü bir çözüme güvenmiyor. Bilakis onun çözümleri daima, tüm dünya pahasına büyük yararlanıcıların tahtlarına hizmet etmek için daha önce inşa edilenlere dayalı olan yamalı çözümlerdir.     

Caddenin kalbinde, ırkçılık, eşcinsellik ve eşcinsel evlilik gibi insani ve ahlaki çöküntünün olduğunu görmekteyiz. Ayrıca her 17 dakikada bir Amerikalı silahla öldürülüyor, her yıl 100.000 Amerikalı vurularak öldürülüyor, her gün ortalama 289 kişi vuruluyor ve her gün 53 kişi intihar ediyor. 

Tabii bu Amerika’da olanlar. Ama mikroskobu dünyaya çevirdiğimizde, Amerika’nın ideolojisini ve sistemini korumak için oluşturduğu sıkıntıları ve felaketleri görürüz. Zira rejimini dünya halklarına demir yumrukla dayatmak için oluşturduğu savaşlar, hastalıklar, salgın hastalıklar, tahakküm ve sömürgecilik bunlardan bazılarıdır.    

Hiç kimsenin karşısında durmaya güç yetiremeyeceğini iddia ettiğiniz devlet işte budur. Ancak Amerika’nın gerçeğine aydın bir düşünceyle bakan bir kişi, geçmişteki Amerika ile günümüz Amerikası arasındaki büyük farkı görecektir. Zira önceleri dikkatlice planlar çizer ve itaat edilen bir efendi edasıyla hareket ederdi. Ama bugün Amerika, tepkisel bir politikaya girmiştir. Zira onun hiçbir metodoloji ve çalışması olmadığı gibi içeride ve dışarıda her düzeyde bocalamaktadır. 

Tüm dünyanın ekranlar karşısında, para birimlerinin çöküşünün ve bağımlı ülkeler bir yana sadece Kapitalizmin çıkarının köklerine dayanan ülkelerinin çöküşünün grafiğiyle meşgul olduğunu görmemiz çok doğaldır. Zira birinin sistemindeki kötü ekonomi ve enflasyon hakkında konuştuğu, diğerinin halkının yoksul olarak yaşamasına borçların çoğalmasını gerekçe gösterdiği ve bir diğerinin de halkından yastık altındaki altınlarını çıkarmasını talep ettiği görülmektedir!! 

Sonra televizyonu açıp haberleri dinlediğimizde, ülkelerinin banka bakiyelerine giren devasa rakamlardan, hesaplamalardan, denklemlerden, ittifaklardan, kendi hileleriyle durumu biraz istikrara kavuşturmak için yardım çağrılarından ve sitelerin bu hesaplama debdebelerini sakinleştirmesinden başka bir şey göremiyoruz. Bu da insanların hesap makineleri taşımalarını sağlamak ve onların zihinlerini mallar, paralar ve ticaretleriyle meşgul etmek içindir.

Tüm bunlardan sonra, bizi yoran bu ideolojinin mezarını kazıp gömenin biz olmamız için hazır olmamız gerekmez mi?

Ey dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar: Batı medeniyetinin aldatıcı seraplarının arkasında soluk soluğa kalan ve Batılı hayatın cehennemine ulaşmak ve onu savunmak için kendilerini riske atan cahil Müslümanlarla birlikte olmayın. Bilakis bu dini fikri, bilinçli ve samimi bir şekilde anlayan Müslümanlarla birlikte olun ki bu dini iktidara ulaştırsınlar.  Dahası onlar, bu noktada da durmayacaklar, bu dini, inim inim inleyen dünyaya bir risalet olarak taşıyacaklar ve dünyayı kokuşmuş Kapitalist sistemin yaşattığı zulümden Allah’ın nuruna kavuşturacaklardır.   

İslam’ın kalesi kesinlikle duracak, yakında dünyaya adalet yayılacak ve isteseniz de istemeseniz de zafer gelecektir. Ancak bizimle birlikte kazmak için kazmayı taşımaya ve hayatımızın bu karanlık tarihine gömmek için el ele vermeye, sen hazır mısın? 

Azim olan Allah’tan, bizi bu uğurda kullanmasını, bizi bir başkasıyla değiştirmemesini ve bizleri bu sorumluğu memnuniyetle yerine getirenlerden kılmasını temenni ediyorum. Şüphesiz başarı Azze ve Celle’dendir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn Eş-Şanti

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER