- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
İSLAM ÜMMETİNE TUZAK KURARAK DÜŞMANLIK EDENLERDEN HAYIR BEKLENMEZ
HABER:
Katar Prensi Şeyh Tamim bin Hamid Es-Sani, Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi’nin Filistin sorununu çözmede ihmalkâr davrandığını, söyledi. Varşova’da Polonya Cumhurbaşkanı Angie Doda ile yaptığı ortak basın toplantısında Filistin sorunu için en kısa zamanda adil bir çözüm bulunması için, çağrıda bulundu. (05-05-2017 El-Cezire)
YORUM
Katar Emiri, Filistin sorunu için adil bir çözüm için sadece çağrıda bulundu ve Birleşmiş Milletleri ve Güvenlik Konseyi’ni Filistin sorununu çözme konusundaki tavırlarından dolayı suçladı. Peki bu Filistin meselesini kimin çözmesi gerekir? Bizler iyi biliyoruz ki, onlar dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların hayrına bir şey istemezler. Ne zamandan beri düşmandan iyilik bekliyor olduk? Müslümanların çıkarlarının koruyucusu olmaya kim daha layık, kendi ümmetinin çocukları mı, yoksa potansiyel düşmanları mı? Bununla birlikte, Katar yöneticilerinin bu açıklamalarına hiç şaşırmıyoruz, zira onlar geçmişten bu yana Yahudi varlığıyla normalleşme süreci içerisinde gasıp Yahudi varlığına meşruiyet tanımak suretiyle onlarla samimi ilişki sürdürmektedirler. Her ne kadar gizlemeye çalışsalar da onların zaman zaman Yahudi varlığına maddi destekte bulundukları da bilinmektedir. Böylesi bir konumda bulunan yöneticilerden bu mesele için destek beklemek zaten beyhude bir düşünüştür.
Katar emirinin hedeflediği Filistin meselesine adil bir çözüm söylemi sadece Arapça lisanıyla söylenen batı hırsıdır. Bu söylemlerin açılımı Filistin'deki halkımızın bölgeden feragat ederek topraklarının dörtte üçünü işgalci yerleşimcilere teslim etmesidir.
Katar'ın yöneticilerinin asılda yapması gereken hamlesi, ordularını seferber ederek Filistin halkını Yahudilerin pençesinden kurtarmasıdır. Bu sayede Mescidi Aksa’yı acımasız saldırganlardan temizleyerek hakkı ehline vermesi gerekir. Yoksa emir ve karar verme yetkisini düşmana verip, onu dost edinerek Müslümanların safında olunmaz. Bu kandırmacadan başka bir şey değildir.
"يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ"
“Ey İman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Hâlbuki onlar size gelen hakkı inkâr ettiler.”[Mümtehine 1]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Dürre El-Beküş