HABER-YORUM

(Tercüme)

Çin'in Uygurlara Karşı İşlediği Suçlar, Müslümanların Yöneticilerinin Düştükleri Aşağılık Durumu Kadar İnsanlık Adına Utanç Verici Değildir!

Haber:

Çin, Müslümanların gözaltına alınmasını ve Sincan'da “Yeniden eğitim kamplarında zorunlu olarak eğitim” almalarını savunuyor.” Bu haberi 22 Ocak tarihinde Japon Haber Ajansı tarafından Çin hükümetinin “Yeniden eğitim kamplarında” Uygur Müslümanlarını tutuklama konusundaki pozisyonunu bildiren bir makale yayınladı.

Yorum:

Uygur Müslümanlarının trajedisi ve onların Komünist Çin rejimi altında acı çekmesi kimseye sır değildir. Hala şiddetin, baskı ve gözetilmeye maruz kaldıkları ve ibadetlerinin ve dini şiarlarının kovuşturulması ve önlenmeye yönelik haberler devam etmektedir. Özelliklede dini şiarları, anlamları ve hükümlerini değiştirmek için çalışıyorlar. Çin'in iddia ettiği, rehabilitasyon kampları "eğitim yoluyla dönüşümü" sadece İslam ile savaşmak için merkezlerdir. Çünkü o kamplarda Müslümanların akidesiyle ile mücadele etmekte ve onları sarsmaya çalışmaktadırlar. Örneğin; Çinliler Müslümanların Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya karşı olan kutsiyetlerine karşı savaş açmakta ve küstahça devlete karşı kutsallığının Allaha karşı kutsallıktan daha üstün olduğunu aşılamaktadırlar.

Daha önce bu kampların varlığını inkâr eden Çin, sadece dünyanın baskısı yüzünden değil, aynı zamanda terörle mücadele bahanesiyle, İslam dininin aşırılık yanlısı olduğu ve toplum için tehlikeli olduğundan mücadele edilmesi gerektiğini savunmaktadır.

Ancak bu inkârdan sonra savunmaya yönelme, uluslararası mücrim devletlerin Uygurlarla beraber durmasının bir sonucu değildir. Makalede ayrıca, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Şubat ayında “Çin’in ve suçlarının insanlığa karşı büyük bir utanç ve suç olduğunu” söyleyerek kınadı!

Hâlbuki Çin'in yabancı yatırımcıların antipatisinden korkması, konumunu değiştirmesine sebeptir. Fakat bizim için yani bir Müslüman ümmet olarak utanç verici olan şey, Çin’in yaptığı şey değil, İslam beldelerindeki rejimlerin konumunun Türkiye rejiminin yaptığı tepki gibi, utanç verici ve aşağılayıcı olmasıdır.

İslam ümmetinin bir parçasının trajediye uğraması utanç değil midir? İnançlarına ve dinlerine karşı savaşmaları hatta cesaret ederek Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya karşı savaşmaları utanç değil midir? Sonrasında halkımız ne yardımcı ve kurtarıcı bulamadı. Ancak İslam beldelerindeki rejimlerin tepkileri Amerika’nın Çin’e karşı durması ve Avrupa Birliği’nin Çin’i ürkerek kınamasına katılmasıyla sınırlı olması utanç değil mi?

Doğu Türkistan'daki Shu Li kampında yüzlerce Uygur Müslümanı barındıran yurtlar, dışarıya kapalı olan şarap barlarına dönüştürüldü!

Uluslararası rakamlar iki milyon tutuklu olduğunu söylüyor, ancak Çin makamları bu rakamları inkâr ediyor. Bu iki milyona baskı ve şiddet uygulanmaktadır. Ne var ki Uygurların Çin'i fetih etmek ve yöneticilerini küçük düşürecek Mutasımları veya İbn el-Kasım'ları yok.

Şu bilinmelidir ki Müslümanların Hilafet Devleti Faruk’u ve ordusu Selahaddin’i ortaya çıkarda ve Allah yolunda cihad eden devlet onların baş tacı oldu. Uygurların trajedisine son vermek isteyen herkes, Hilafet için çalışmak zorundadır.

﴿وَقُلِ اعْمَلُوا فَسَيَرَى اللَّهُ عَمَلَكُمْ وَرَسُولُهُ وَالْمُؤْمِنُونَ وَسَتُرَدُّونَ إِلَىٰ عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ﴾

“De ki: "İstediğinizi işleyin; Allah, Peygamberi ve müminler işlediklerinizi görecektir. Hepiniz, görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'a döndürüleceksiniz. O size, işlediklerinizi bildirecektir.” (Tövbe 105)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Beyan Cemal