- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Davetçilerin Ve Alimlerin Suikasta Uğraması
Müslümanlara Karşı Bir Suçtur
HABER:
Kuzey Baguio kentinde kurduğu İslami eğitim enstitüsünün önünde suikasta uğrayan davetçi Abdullah Bedjim'in cenazesine yüzlerce Müslüman katıldı. Kafasına ve göğsüne dört mermi ateş eden maskeli katil olayın ardından kaçtı.
Davetçi, “Bedjim” (Allah rahmet etsin) ülkedeki en önemli dini ve İslami şahsiyetlerden biri olarak gösterilebilir. Özellikle de davet alanındaki faaliyeti, Müslüman çoğunluğun bulunduğu güneyde değil, çoğunluğu Hıristiyanların bulunduğu kuzey bölgelerinde yoğunlaşmıştı. Ayrıca, Filipin askeri liderlerinin çoğunun mezun olduğu ülkedeki en önemli askeri akademideki çalışmalarıyla da dikkat çekiyordu.
YORUM:
Davetçi Abdullah Bedjim'in suikastı, dünya çapında İslami davetçilere ve alimlere karşı yapılan bir dizi suikastın uzantısı niteliğindedir. Bu suikastlar hâlâ devam etmekte, ancak son dönemlerdeki korkunç artış ciddi bir olgu oluşturmaktadır. Abdullah Bedjim gibi Şeyh Nuh Kabarnodan Filipinler’in başkenti Manilla’da Sabah namazına imamlık yaptığı sırada suikasta uğrarken, Özbekli Şeyh Abdullah Buhari İstanbul’da, Suudi Şeyh Abdül Aziz el Tuvajiri’nin vaizlik yaptığı Gine'nin bir köyünde ve Kenya’da evine bitişik camide İmamlar ve Vaizler Konseyi Başkanı suikastla öldürüldü. Aynı şekilde Libya’da, çok sayıda imam cami önünde suikastla öldürüldüler. Ve bugün Doğu Türkistan'da imamlar ve davetçiler doğrudan hedef alınıyor. Yemen, savaşın başlamasından bu yana suikastların en çok görüldüğü ülkedir. 2016'nın ortasından sadece birkaç ay sonra, yaklaşık 17 kişi suikasta uğradı. Bir kimse Aden’de bir imam ya da davetçi ise, asla güven ve emniyette değildir.
Bir davetçinin ya da Müslüman bir alimin suikast haberi her bildirildiğinde, bu cümle formüle edilir. Katilin kimliğini gizli tutmak için olayın arkasından “Meçhul ya da maskeli silahlı adamlar’’... şeklinde açıklamalarda bulunulur. Her ne kadar öngörü hızla yayılsa da ve işaretler doğrudan hedefi gösterse de bu suçlar genellikle gün ışığında, camilerin önünde insanların gözü önünde işlenmiş olsa da hatta suçluların tespit edilmesini kolaylaştıran mobese kameraları tarafından görüntülenseler de güvenlik makamları bunları genellikle tespit edilemeyen yabancı kişilere bağlar. Soruşturmada, bu davalar unutulmaya yüz tutana kadar dosyalarda kalır. Kınama veya taziye beyanlarını geçmez ve bu suçların faillerinden herhangi biri tutuklanmaz!
Utanç verici olan Kaşıkçı meselesi gerek medya’nın gerek Arap ve Batı dünyasının meşgul olduğu gerekse politikacıların ve uzmanların gece gündüz konuştuğu bir kamuoyu meselesi oldu. Abdullah Bedjim ve Abdullah Buhari ve diğer davetçi ve alimlere suikast düzenlenmesi, bir takım sosyal medyada ya da youtube'daki sızdırılmış bir video görüntülerinden öteye geçmiyor. Halbuki bu korkunç suçlar, medyanın, siyasetin ve güvenlik kurumlarının asıl meselesi ve konusu olmalıdır. Neden alimler ve davetçiler hedef alınıyor? bu suikasttan kimler yararlanıyor ve kimler bu cinayetlere ortak?
Bu sorular bize, davetçilerin ve alimlerin öldürülmesinin, onların ve insanların arasında kişisel bir düşmanlık olmadığı gerçeğine götüren basit sorulardır. Ancak bu olaylar, hükümetlerin, politikacıların ve “bilinmeyen” tarafların beraberce yaptığı ve fikirlerini, planlarını ve çıkarlarını tehdit edenleri ortadan kaldırmayı amaçlayanları içeren istihbarat eylemleridir.
AllahSubhânehu ve Teâlâbu davetçilere ve bu din için kendilerini feda edenlere rahmet etsin ve onların şehadetini kabul edip, onları Nebiler ve sıddıklarla birlikte haşreylesin. Onlar ne iyi yoldaştırlar.
﴿مِنَ المُؤمِنِينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللهَ عَلَيْه فمِنْهُم مَن قَضَى نَحْبَهُ وَمِنهُمْ مَن يَنْتَظِرْ وَماَ بَدَّلُوا تَبْديلاً﴾
“Müminlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” (Ahzâb 23)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Nesrin Buzafiri