HABER-YORUM

(Tercüme)

Ey Ümmeti Muhammed, Bunlar Rabbani Alimler Mi Yoksa Laik Alimler Mi!?

﴿أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ﴾

“Onlar hâlâ cahiliyye hükmünü mü istiyorlar? Yakinen (kesin olarak) inanan bir topluluk için hükmü Allah'tan daha güzel olan kimdir?”^{(Mâide 50)}

HABER:

Uluslararası Müslüman Alimler Birliği (UMAD), Faslı alim Ahmed Er-Raysuni'yi kurucusu Şeyh Yusuf El-Karadavi'nin halefi olarak seçti. Seçim, Birliğin İstanbul'da yapılan Genel Kurul toplantısında yapıldı. Müslüman Alimler Birliği yıllık konferansına 1030 âlim ve 50’den fazla İslam toplumu üyesi katıldı.

Birlik, Twitter'de, yüzlerce üyesinin katıldığı ve oyların %93'ünün oyu ile yeni başkanın seçildiğini belirtti. Yeni başkan, geçen dönemde Karadavi’nin yardımcısıydı.

Katılımcılar ayrıca, ümmetin tüm unsurları ile yöneticiler ve halkları arasında uzlaşma sağlamanın yollarını ve yöneticilerin kendi arasında, ümmetin bireyleri ve grupları arasında ve var olan farklılıkları sona erdirmenin yollarının araçlarını da tartıştılar.

Nihai tebliğlerinde barışçıl şekilde bir arada yaşama, kültürel iletişim, din ve hadaret çoğulculuğu ve halkların özgürlükleri, onurları ve kendi kaderlerini tayin etme hakkı için çağrıda bulundular.

YORUM:

Birliğin yeni başkanı (laik) Ahmed er-Raysuni İslami hareketlere, hatta İslami ve kutupsal akımlara saldırıyor ve devrimleri, yöneticilere karşı siyasi eylemleri ve İslami Hilafete şiddetle karşı çıkıyor! Birlik alınan kararları ve olayları görsel ve işitsel medya aracılığıyla duyurdu.

Kararlar İslam hukukuna uzak yakın ya da Kur'an ve Sünnete göre değildir, ayrıca İslamiyet'in yönetim biçimi olan Hilâfet’in yönetiminden bahsetmediler! Bilakis kararları sivil devlete davettir ve o da sadece laik devletin kendisidir. Ve Demokrasiye davettir ki o da Kapitalist prensibe göre yönetimdir.

Bu alimler İslam'ın bir yönetim sistemine sahip olduğunu bilmiyor mu? Onun yönetim biçimi Hilafettir, Müslümanlar Allah'ın Kitabını ve Rasûlullah’ın Sünnetini uygulamak için itaat ve dinlemeye razı oldukları hâkim Halife’dir. Ve hiç kimse ne Halife ne de Şura Meclisi ne de ümmet, Allah’u Teâlâ’nın şeriatına karşı kanun koyma hakkı yoktur. Dünya’da hiçbir mesele yoktur ki, o mesele hakkında şeriatın bir hükmü olmasın.

Bu alimler Kuran’ı Kerim, Sünneti Seniyye ve Sahabenin icmaı’sıyla farz olan ve farzların tacının Hilafet olduğunu bilmiyorlar mı? Bu kat-i hükümle sabittir. Bu gibi davetçilerin daveti Hilafete zarar veremez, onlar vebal üzerinde kalacak ve bu dünyada ve ahirette hüsrana uğrayacaklar! Allah’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: ﴿وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ﴾“Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” ^{(Yûsuf 21)}

Kendilerini İslami hareketler ve Müslüman alimler diye isimlendirenlerin Müslümanlara darbe vurma arayışında kafir Batı ile yürüdüğünü görüyoruz... Diğer bir tarafta ise yalnızca Allah’u Teâlâ’nın razı olduğu şeylere razı olan ve sadece Allah’u Teâlâ’yla kalp kalbe olmayı kabul eden topluluk var.

﴿أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ﴾“Onlar hâlâ cahiliyye hükmünü mü istiyorlar? Yakinen (kesin olarak) inanan bir topluluk için hükmü Allah'tan daha güzel olan kimdir?” ^{(Mâide 50)}

Uydu kanalları dahil görsel ve işitsel medya tarafından yayınlanmayan Cakarta'da yıllar önce yapılan konferansta bir araya gelen sadık muhlis Rabbani alimleri hepimiz hatırlıyoruz. Çünkü onlar rejimleri rahatsız ediyor ve yöneticileri endişelendiriyordu. O gün binlerce alim, halkına yalan söylemeyen Hizb-ut Tahrir'in öncülüğünde konferansa katıldı. Yapılan o konferans ümmetin gerçek alimlerini temsil eden, ümmetin hak ettiği konuma, saygınlığa ve izzete giden Hak yolu gösteren bir konferanstı. Allah'ın Kitabı ve Rasûlünün Sünnetinden alınan onurlu kararların alındığı bir konferanstı. Ve bir anlaşma imzaladılar. (Onlara Kıyamet Günü'nde şahit olacaklar) o anlaşma ise Nübüvvet Metodu üzere İkinci Râşidî Hilafet Devletini kurmak ve İslamî hayatı başlatmak için çalışmak ve ayrıca sömürgeci kafirleri, kukla yöneticileri ve dostlarını uyaran bir anlaşma idi.

İslâm ümmeti, İslam’a ve Müslümanlara karşı işlenen bütün suçları hafızasında tutmaktadır. Ve Hilafet, Allah’ın izniyle yakında kurulacak ve hak ettikleri Şer-i cezaları uygulayacaktır. İslam ümmeti, Allah’u Teâlâ’nın vaad ettiği salih ameller işleyenleri halef kılacağını tasdik ederek, Hilafetin şafak vaktinin olgunlaştığını hatta geçtiğini müjdeler.

﴿وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ ءَامَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ﴾ 

“Allah, içinizden, iman edip de salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaadde bulunmuştur. ^{(Nur 55)} Ve İçinde bulunduğumuz zorba diktatörlükten sonra Nübüvvet Metodu üzere Râşidî Hilafet Devletinin tekrar ikamesini müjdeleyen sahih hadisin misyonunu yerine getirmek için anlaştılar.«ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ»

“Sonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere [Râşidî] Hilafet olacaktır.” ﴿وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِ يَنْصُرُ مَنْ يَشَاءُ وَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ﴾“O gün müminler, ferahlayacaklar (sevinecekler). Allah nusretiyle dileyene yardım eder ve O, Aziz’dir, Rahim’dir.” ^{(Rûm 4-5)}

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Rola İbrahim – Şam