- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Yıldırım-Pence Görüşmesi
Haber:
Başbakan Binali Yıldırım, 7-10 Kasım 2017 tarihlerinde ABD'yi ziyaret edecek. Yıldırım'ın Başkan Yardımcısı Pence ile yapılacak görüşmesinde, ikili siyasi, ekonomik ve askeri ilişkilerle Suriye, Irak dâhil bölgesel konuların yanı sıra ortak gündemde yer alan başta FETÖ, DEAŞ, PYD/YPG olmak üzere terörle mücadele, sığınmacılar meselesi ve vize sorununun çözümü konularında görüş alışverişinde bulunulması planlanıyor. Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/basbakan-yildirim-7-10-kasim-da-siyaset-2549805/
Yorum:
Vize krizi sonrası Amerika ile yüz yüze gerçekleşecek olan Yıldırım-Pence görüşmesine medya büyük anlamlar yüklemeye çalışıyor. Kimi analizcilere göre Amerika-Türkiye ilişkileri ilk defa böylesine bir seviyeye düştü. Buna rağmen ne Irak ve Suriye’deki işbirlikleri, ne askeri ve istihbarat ilişkileri zarar görmedi. Yani bu; ilişkinin en düşük seviyesi… İyi olduğu düzeyi artık siz hesap edin. Diğer taraftan Türkiye ise Amerika’dan FETÖ ve PYD hususunda adım atmasını yani her iki örgüte de desteğini çekmesini istiyor. Ancak Amerika, Türkiye’ye istediği hiçbir şeyi vermiyor. Özellikle PYD ve FETÖ meselesinde. Aksine Amerika’da devam eden Rıza Sarraf davasının Halk Bankası eski yöneticilerine, ardından eski Ak Parti Bakanlarına uzanarak Ak Parti hükümetini daha da kafese alıyor. Diğer taraftan Amerika, PYD’ye verdiği desteğin dönemsel olduğunu söylüyordu. Ancak IŞİD’in Suriye’de etkisi bitirildiği halde PYD’ye verilen desteğin devam etmesi Türkiye’nin bir diğer rahatsızlığı. Türkiye ise Amerika’ya misilleme olarak iki elçilik çalışanını tutukladı. Bunlardan Adana Konsolosluğunda görevli Hamza Uluçay PKK, İstanbul Başkonsolosluğunda görevli Metin Topuz ise Fethullahçı örgüt ile bağlantılı olmakla suçlanıyor. ABD bu tutuklamalar üzerine Türkiye’deki vize işlemlerini dondurduğunu açıkladı. Türkiye de aynen karşılık vermişti. Ak Parti hükumetinin başını ağrıtan asıl konu ise PYD meselesinden ziyade Amerika’da açılan Rıza Sarraf davasının ulaşacağı boyutun oluşturduğu rahatsızlıktır. Ancak Ak Parti hükumeti PYD kartını da masaya koyarak algı oluşturmaya çalışıyor.
Toplamda; FETÖ, PYD, Amerika ve Türkiye’deki tutuklamalarla birlikte vize meselesi Yıldırım-Pence görüşmesinin ana gündemini oluşturacak. Ayrıca medyaya, ilişkilerin daha iyiye gittiğine ilişkin pozlar verilecek.
Türkiye bir taraftan Amerika’nın PYD’ye verdiği destekten rahatsız olduğunu ileri sürüyor. Diğer taraftan ise ta okyanus ötesinden gelen Amerika’ya havadan ve karadan üslerini açıyor. Sonra da terör örgütlerine verdiği destekten şikâyet ediyor. Türkiye, istihbarat, üs ve hava koridorlarını kullandırmasaydı PYD bu denli güçlenebilir miydi? Veya Amerika işgalci varlığını bu denli istikrarlı sürdürebilir miydi? Amerika PYD’yi bu denli destekleyebiliyorsa bu biraz da Türkiye’nin işbirliği sayesindedir.
Türkiye her daim Amerika’nın ajandasına boyun büküyor. Onun politikalarına teslim oluyor. Türkiye’nin “terör” örgütü dediği yapılara Amerika’nın açık desteğine rağmen başımızdaki yöneticiler yine Washington’un yolunu tutuyor. Biri geliyor. Diğeri gidiyor. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan “nokta koymaya gidiyorum” demişti. Sonrasında yaptığı açıklamada ise hiçbir şey değişmediği halde “nokta koymak olmaz” dedi. Dolayısıyla Amerika’ya karşı misilleme veya haddini bildirme iki elçilik çalışanını tutuklamakla olmaz. Başlangıç olarak Amerikan elçilerini ülkeden kovarak, üslerini kapatıp askerlerini sınır dışı ederek işe başlanabilir. Ancak bunu yapacak yönetici sırtını Amerika’ya değil(!) Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya dayamalıdır.
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına
Osman Yıldız