Haber-Yorum

Müslümanlar Tek Bir Ümmettir

Haber:

"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde misak-ı milli uyanacak, 81 Düzce'den hemen sonra '82 Kerkük, 83 Musul' deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır" dedi. (Haberler)

Yorum:

Kuzey Irak topraklarında Barzani’nin Referandum gündemi yeniden milliyetçi duyguları tahrik etti. Bazıları Türk milliyetçiliği refleksi ile bazıları da Kürt milliyetçiliği refleksi ile konuya taraf oldu. Yine Astana görüşmelerinin “Suriye devrimini bitirmek” hedefini gerçekleştirmek için ABD liderliğindeki Türkiye, Rusya ve İran’ın anlaşarak İdlib üzerindeki planlarının hayata geçirilmesi ve Türkiye’nin karadan Rusya’nın havadan operasyon yapması da ‘Türk ordusu mazlumdan yana’ algısı ile değerlendirildi. Oysa Suriyeli Müslümanlar yaklaşık 7 yıldır Türk ordusunu Rusya ve İran olmadan çağırmışlardı. En mazlum zamanlarında en yakın Müslümanlardan yardım istemiştiler. Ancak ordular harekete geçmemişti. Şimdi ise ABD’nin talepleri ve Rusya ve İran’ın ortaklığına razı olunarak sınır ötesine operasyon yapılıyor.

Tüm bu süreçte yaşanan her olay milliyetçilik fikirlerinin artmasına neden oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milliyetçi-vatancı duyguları tahrik eden birtakım söylemler kullanıyordu. Örneğin; Kerkük ve Musul'un Türkiye'nin vilayetleri haline getirilmesi gerektiğini söylüyordu. Türkiye, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü korumalıdır diyordu. Yine CHP, Mustafa Kemal'in "yurtta sulh, cihanda sulh" sözünü tekrarlayarak hiçbir projesinin olmadığını gösteriyordu.

Tek bir ümmet olan İslam ümmetinin parçalanmışlığının, dağınıklığının, çatışmaların en önemli nedenlerinden bir tanesi şüphesiz ki milliyetçiliktir. Bu kavramları kendi cahili anlayışları ile 19. asırda sistemleştiren Batılı devletler gözlerini Osmanlı Hilafet devletine diktiler. İslam devleti Osmanlı topraklarında 100 yıl önce Sırbistan, Macaristan, Bulgaristan, Yunanistan’da başlattıkları milliyetçi, vatancı propagandayı Ümmet içinde de Arap-Türk, Türk-Kürt şeklinde yayarak fitne tohumlarını ektiler. Bu fitne Ümmetin parçalanmasında etken unsurlardandı.

Kendi ırkını, milletini diğerlerinden farklı gören ve bu farklılık ile üstün olduğunu düşünen bu cahiliye âdeti tüm zamanlarda insanlığı bataklığa sürüklediği gibi bugün de sürüklemeye devam ediyor. İslam; ırkçılığı, milliyetçiliği, vatancılığı haram kılmış ve bizleri bu kavramlardan uzaklaştırmıştır. İnsanların ve toplumların iyilik ve üstünlükleri ancak inançları, hayat nizamları, yaşam gayeleri ve Allah'ın emir ve yasaklarına uymaları ölçüsüne bağlıdır.

وَإِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاتَّقُونِ ﴿٥٢﴾

Şüphesiz ki bu bir tek ümmet olarak sizin ümmetinizdir, ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse benden sakının. [Mü’minun 52]

Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur; "Kim bir milliyete taassubundan dolayı kızgınlık göstererek ya da asabiyete (milliyetçiliğe) davet ederek ya da milliyetçiliğe yardım ederek savaşır ve öldürülürse cahiliyye ölümü ile ölmüş olur."

“Hepiniz Adem’in oğullarısınız, Adem de topraktan yaratılmıştır. İnsanlar babaları ve dedeleri ile övünmekten vazgeçsinler. Çünkü onlar Allah nazarında küçük bir karıncadan daha değersizdirler.” [Tirmizi]

İslam ümmeti büyük bir ailedir. Bu ailenin her ferdi, her ırkı değerlidir. Birbirinden farkları yoktur. Fark İslam’a uymak ve Allah’a karşı takvadadır. O halde 100 yıl önce yaşanan hataların devamında ısrar etmek değil yeniden ümmet olmak esaslarımız olmalıdır. Bu yüzden Müslümanların gündemi tek bir Halife, tek bir bayrak, tek bir devlet altında tek bir ümmet olmak için Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafetin kurulması için çalışmak olmalıdır.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Musa Bayoğlu