- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Koalisyon, Sivillerin Öldürülmesine İlişkin Kanıt İstiyor !!
HABER:
Deaş örgütüne karşı Uluslararası Koalisyon Güçlerinin komutanı (General Townsend) Koalisyon Güçlerinin Rakka kentinde düzenledikleri hava saldırıları sonucu sivil ölüm raporlarıyla ilgili olarak o konuda bilgilendirildiğini söyledi. Aynı bağlamda, Rakka'daki çok sayıda sivil kayıpların raporlarını destekleyecek somut kanıt talep etti. BM Genel Sekreter sözcüsü Stephen Dujarric salı günü yaptığı açıklamada, son 24 saat içinde hava saldırısı ile Rakka kentinde çok sayıda can kaybının bulunduğunu söyleyerek, organizasyonun doğrulanmamış olarak açıkladığı raporlar üzerine derin endişelerini dile getirerek çok sayıda kayıp verildiğini belirtti. (El-Cezire)
YORUM:
Bir yıldan fazla bir süredir, İran ve uluslararası alanda desteklenen Irak'taki kukla hükümet, Deaş’ı tasfiye etmek için Musul’a karşı askerî harekâta başladı. Maliki, Deaş’a Musul’u teslim etmişti ve Irak güçleri ve mezhepçi Haşdi Şabi örgütü birçok medyanın ve tarafların iddia ettiği gibi bir yılı aşkın bir süredir şehrin kontrolünü elinde bulunduran Deaş güçleriyle savaşıyordu. Ancak başta Musul halkının olmak üzere bizlerin ve bütün dünyanın şahit olduğu, kentte öldürülenlerin ve kenti terk edenlerin Musul'un gerçek sakinleri olduğudur.
Dünya, Deaş güçlerinin öldürüldüğünü veya yakalandıklarını görmediği halde sadece komplocu Birleşmiş Milletlerin kendisinin şahitliğiyle taş üstünde taş kalmayacak şekilde şehrin imha edilmesi ve on binlerce sivilin öldürülmesiyle birlikte halkın tahliye edilmesi kamuoyunda tartışmaya yol açtı! İşte Rakka’daki, Deaş’ın kalesi ve iddia edilen (Hilafetin) başkentinde durum böyle. Koalisyon Güçleri Deaş’ı bombalıyor fakat kurbanlar sivil halk!!!
Batı liderlerinin akidesinin, medyasının akidesi gibi yalan ve inkara dayalı olduğu herkesçe malumdur. Koalisyon güçlerinin işlediği her katliamdan sonra olduğu gibi Müslümanların başındaki Rüveybida yöneticiler ve onların satılık medyası bu akideden beri değildirler. Çünkü onlar şeytanın halefi oldukları için tuzakları barizdir
الَّذِينَ آمَنُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
“İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. İnkâr edenler de tâğût yolunda savaşırlar. O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.” (NisaSuresi 76)
Aklı başında bir kişi iki sınıf arasındaki mücadele edenlerin dışındaki üçüncü sınıftaki insanların öldürülmesini nasıl kabul eder?! Bu en büyük yalan ve zandır. İnsanlar kör ve akılsız değillerdir. Nasıl olur da aklı başındakiler göz ardı edilir?! Koalisyon güçleri ve Deaş’ın arasındaki mücadelenin amacı, insanların mübarek Suriye devrimine karşı meyletmesinin ve buna teşvikin önüne geçilmesidir. Musul oyunundaki kast Musul halkının Irak hükümetinin egemenliğini kabul etmesini sağlamaktır. Çünkü Irak'taki egemenliğini Bağdat'taki yeşil bölgenin ötesinde dayatamadığı için ve Deaş güçleri bu oyunda oynatılan yalnızca piyonlardır.
Uluslararası Koalisyon Güçleri komutanı kendi kuvvetlerinin Müslümanları öldürmesi ve Müslümanların kanını akıtmasıyla ilgili olarak bu cürümleri işlediğinde dair kesin delil talebinde bulunması, elbette bunlar gibi Müslümanlara düşman olan ve kendileriyle işbirliği içerisinde bulunan rejimlerin ve yöneticilerin varlığından kaynaklanmaktadır. Bu yöneticilerin Müslümanlara saldıran aç kurtlar olduğuna açık bir örnek; Katar yöneticileri ile Körfez hükümdarı ve Suudi Arabistan hükümdarı arasındaki çatışma nedeniyle halka uygulanan yaptırımlardır.
Ümmetin kanını kutsal sayan muhlislerin bu rejim ve yöneticilerinden kurtulmaları için bütün güçleriyle çalışmaları gerekir. Onlar Nübüvvet Metodu üzere İkinci Râşidi Hilafet Devletini ikamet etmek için çalışan sadık muhlislerle çalışsın! Allah’ın şeriatını tatbik ederek adalet hâkim olsun ki Müslüman bir kişinin kanını dökmesi veya zalimlere yardım etmesi durumunda o kişiye hak ettiği kısas ve ceza uygulanabilsin.
﴿قٓدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَأَتَى اللَّهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَأَتَاهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ﴾
“Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah’ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı da tavanları başlarına çöküverdi ve azap kendilerine fark edemedikleri yerden geldi.” (Nahl Suresi 26)
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Adına
Bilal Muhacir - Pakistan