Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Türkiye’den İslam Dünyasına Hitapta: Laiklik Fikri Değil Osmanlı Tarihi İlham Kaynağı Olmalıdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Türkiye’den İslam Dünyasına Hitapta:

Laiklik Fikri Değil Osmanlı Tarihi İlham Kaynağı Olmalıdır

Haber:

Türkiye-Zaman Gazetesi, (30/07/2017) tarihinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’den İslam Dünyasına seslenerek bir kurum inşa etmeye hazırlandığını ve bunun da “(İsrail) ve Suudi Arabistan’ın, Osmanlı dönemi geride kalmıştır şeklindeki açıklamalarına” bir cevap niteliğinde olduğunu aktardı. Ayrıca Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin de bunu medeni kanuna aykırı olduğu şeklinde nitelendirerek Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu kampanyasını eleştirdiklerini aktardı.    

Yorum:

İslam; kapitalizmi küresel sahneden kaldırıp İslam’ın nurunun yeniden doğması amacıyla yeryüzünü değiştirmek için dünyaya siyasi ve kültürel bir proje sunmaktadır. Şüphesiz İslam ümmeti, kendisi ile halkının ve ülkelerinin arasını açacak fikri ve siyasi iletişim kanallarına muhtaçtır. Eğer yöneticilerin komploları ve taksim edilen sınırların pekiştirilmesi olmamış olsaydı bu bağlantı ve iletişime gölge düşüren bariyerler ve engeller ortada olmazdı. Bu nedenle İslam dünyasına yönelik yapılan çağrı, sömürgecilerin hedeflerinden soyut ve medeniyet yenilgisi hissine karşı bir isyan şeklinde olursa o zaman dikkatli olmayı ve takip etmeyi gerektirir. 

Peki bu çağrının önemli boyutu nedir dersek bu, ister Türkiye’den isterse bir başka ülkeden olsun İslam dünyasına hitap eden bir kurumun taşımış olduğu ve ortaya koyduğu medeniyet ve kültürel içeriktir. Bununla birlikte Osmanlı Hilafet Devleti’nin son kalesi olması hasebiyle Türkiye için özel bir durum da söz konusudur elbette. İşte kültürü, etkileri ve taşlarıyla İstanbul hala bu Hilafetin şanının ve fetihlerinin yanı sıra sömürgeciliğin saldırılarına ve uluslararası komplolara karşı İslam ülkelerine yönelik savunmalarını hatırlatan askeri ve İslami tarihe şahitlik etmektedir. 

Bu nedenle bu cihadi tarihe teslim olmayan ve bu medeni kültüre bağlı kalmayan bir kültürel kurumun; Yahudi varlığının liderinin övünmesine karşı gerekli cevabı vermesi ve petrol kralının Osmanlı Hilafet dönemi sona ermiştir şeklindeki sözlerine karşı cesaret göstermesi imkansızdır. Dahası ümmeti cezbedecek ve onu dünyanın doğusundan batısına bir arada toplayacak olan tek şey, bizzat bu Hilafeti ilham kaynağı olarak alan bir konuşma olacaktır. İşte o zaman bu, başta Osmanlı ordusu olmak üzere Aksa ordulara haykırıyor sloganları altında ümmetin Kudüs ve Filistin halkı için harekete geçmesiyle uyumlu bir cevap olacaktır.      

Eğer Türkiye liderliği gerçekten Osmanlı Hilafetin mirasına saldıran Yahudi varlığına ve Körfez rejimlerine meydan okumak ve bununla birlikte her fırsatta dillerine pelesenk ettikleri Osmanlı Hilafetin düşmanı Mustafa Kemal’den miras kalan Cumhuriyet Halk Partisi’nin liderlerini dizginlemek istiyorsa, Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde Müslümanların siyasi ve akide birliğinin yanı sıra İslam ile hükmedilmesini ve ülkelerin kurtulmasını vacip kılan Kur’ani söyleme bağlı kalmalıdır. Ayrıca Türkiye liderliği, Kerim Resulümüz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ثم تكون خـلافة على منهاج النبوةSonra Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet Olacaktır” şeklindeki müjdesini ilham kaynağı yapması gerektiği gibi Resul (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُKomutanı ne güzel komutan, ordusu da ne güzel ordudur” şeklindeki övgüsünü kazanmasının ardından tarihin ölümsüzleştirdiği Muhammed Fatih’in gerçekleştirdiği Kostantiniye’nin müjdesine nail olan Osmanlı atalarını ilham kaynağı yapması gerekmektedir.

Bizim taşıdığımız ve kendisine çağrıda bulunduğumuz, her bir Müslümanın bizimle yarışmasından, dahası gerçekleşmesi için bizimle yarışmasından zevk aldığımız İslami ümmetteki siyasi hareketin pusula ayarını geri döndürmeye muktedir yegane hitap şekli işte budur. Ayrıca Laik Batı’nın gerçek kültürüne meydan okuyacak, sömürgeci Batı ve işgalci Yahudi hoşlanmasa da üstün gelecek ve asla üstün gelinemeyecek olan hitap şekli de işte budur.

يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَOnlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.[Saff-6]

Dr. Mahir El-Caberi - Filistin

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER